(bkz: deep web e bir daha asla ama asla giremedim) - inci sözlük hikaye puanı: 9.3
(bkz: deep web e bir daha asla ama asla giremedim vol 2) - inci sözlük hikaye puanı: 8.9

Merakıma yenik düşerek yıllar önce girdiğim deep web'de kurban seçildim. Şu an her yerde beni arıyorlar ve bu mesajı sizlere Mısır'daki bir yeraltı sığınağından yazabiliyorum. Öncelikle okumayanlar için tekrar okumakla uğraşmasınlar diye ilk iki hikayemi özet geçiyorum.

ilk hikayemde 2014 senesinde Deep Web'de bir Red Room'a denk geldim ve burada 18 yaşından küçük kızlar dahil olmak üzere üç kişiye işkence ile karışık tecavüz edildi ve ölümleriyle sonuçlandı. Bunun ayarlanması günümüz Bitcoin piyasasındaki anonim hareketlerin küçük bir parçası ile mümkün oluyor. ilk hikayem bu video ile başlıyor ve 2013'te work&travel ile gittiğim abd'de yaşadığım olaylara kadar flashback'lerle macera dolu bir gerilim yaşattırıyor.

ikinci hikayemde ise sizleri daha ileriye, ilk hikayedeki olayların gelişmesi sonrası sessiz geçen bir sene sonrasında beni de kurban seçerek peşime düşmelerini konu alan bir aksiyonun içine; öğrenimimin bir bölümünü tamamlamak üzere 2015'te gittiğim new york'a zütürüyorum. (2. hikayede de ölümler, ölümün eşiğinden dönmeler var.)

Bu hikayede ise kaçış hikayemi ve kaçak hayatımı anlatmadan önce, ikinci hikayenin şok etkisi bırakarak bittiği noktadan değil de bütün olan bitenin ilk aşamasından, 2011'den yani lise 3.sınıftan alıyor olacağım. hikayemiz her şeyin başlangıcıyla ilgili bir dizi olayları içeren bir flashback olacak.

Flashback - 2013 izmir

interneti ne kadar iyi biliyorsunuz? Birkaç hafta öncesine kadar çok iyi bildiğimi zannederdim. Sonuçta Reddit ve 4chan'de takılıyor ve yeni çıkan capsler, meme'ler, sosyal medyadaki güncel tartışma ve feomenlere dair her şeyi biliyordum. ilk çıkan IRC kanallarından beri chat amaçlı girdiğimiz mirc günlerinden bu yana internet aleminin bir sakiniydim.

Yaklaşık birkaç hafta önce birisi bana Deep Web'den bahsetti - Google ile ya da 4chan gibi bord tarzı bir sitede asla bulamayacağınız internetin bir tür katmanı... Yüzeydeki web'den deep web'e doğrudan bir link yoktu. Sizlere liveleak ya da bestgore tarzı sitelerde izlediğiniz kafa kesme video'ları ya da ölümle sonuçlanan kaza video'larından bahsetmiyorum. Bunları zaten biliyordum ve temin ederim deep web, bunlardan çok daha sapkın bir yerdir.

Bana buradan bahseden şu kişi... isminin ne olduğunu hiç sormadım. Lise 3.sınıfa başlamadan önce kız arkadaşımla tatil paramı çıkarmak için gönüllü olarak işe başladığım benzin istasyonuna sık sık gelirdi. Ne zaman gelse internette alışveriş yapmak için kullanabileceğiniz tek kullanımlık sanal kartlardan alıyordu; 60 liralık ya da 200 liralık gibi... Sanırım ferre sitelere üye olmak için alıyor, diye düşünüyordum. Bej renkli polo gömleği ve geniş, saçları seyrek alnıyla adam bende tam olarak ürkütücü bir sapık izlenimi uyandırıyordu.

Bu hikayeyi bitirmek istiyorum ama bu biraz da sizlere bağlı - duvara anlatıyormuş hissini yaşamak istemiyorum.

Adam bir gün 2000 liralık kart istedi ve ben de sormakla hata ettiğim o soruyu sormuş bulundum: "Ne için istiyorsunuz?"

"Daha önce hiç deep web'i duydun mu?" Bir yandan da bana vereceği 2000 lirayı sayıyordu. Hayır anlamında başımı salladım. Sonrasında cüzdanına bakıp kredi kartı büyüklüğündeki bir kart çıkardı ve fısıldar tarzda "Eğer ne olduğunu öğrenmek istersen." deyip bu kartı gömlek cebime koydu. Ona sanal kartı verdim, ayrıldı ve bir daha onu hiç görmedim.

Çok geçmeden oradaki işi bıraktım, arkadaşımla tatile çıktım ve sonra okula döndüm. Okula başladıktan sonra benzin istasyonu üniformamın cebine koymuş olduğum bu kartla evde, salondaki masanın üzerinde karşılaştım. Kartı açtığımda içine katlanmış bir kağıt parçasını gördüm. Açıp okuduğumda o ürkütücü müşteri ile yaptığım konuşmayı hemen hatırladım. Bu kartta deep web'e açılan "gateway"i nasıl elde edeceğimize dair birçok adımdan oluşan talimatlar yazıyordu. Malesef u işlere merakım olduğundan talimatları hemen uygulamaya koyuldum.

Deep web hakkında bilmek isteyeceğiniz ilk şey şu olmalı beyler: Oraya gitmeyi kesinlikle istemiyorsunuz. istemiyoruz. Kullandığımız internette harbiden berbat şeyler gördüm ama Deep Web'de gördüklerim bunun uzağından dahi geçemez. Şimdi düşündüğümde çok büyük pişmanlık duyuyorum ve şu anda olsam Tor Browser'ı daha açmadan siler ve bir daha asla kurmazdım. Bunu o zaman yapmadım. Yapamadım.

Bu bahsettiğim "Gateway" sayfasına ulaştığımda ki 2011 senesinde Deep Web'e ulaşmak ancak bu gateway ile mümkün olup ücretsiz wifi sunan noktalardan internete bağlandığınızda ekranınızda beliren popup'lar gibiydi. Çıkan bu popup tarzı pencerelerde farkettiğim ilk sözcük şuydu: "Ceset gibmek Hemen altında da bir arama butonu vardı ki burada ilk çıkan 15-20 kadar giri muhtemelen Deep Web'de başka insanlarca aratılan anahtar sözcükleri kapsıyordu. Deri yüzme ve vücut uzuvlarını kesme gibi şeyler...

Cinsel içerik ve gore diye tabir edilen insanlık dışı görüntü içeriklerinden başka şeyler de vardı pektabi... Evde patlayıcı yapma yöntemleri, craiglist tarzında insan yemek için ilan yayınlayanlar; yamyamlarca yenilmek için ilan yayınlayanlar... Market tarzı çalıntı kimlik, uyuşturucu, silah, pasaport vb. şeylerin satıldığı bir bölüm...

Bir saatten fazla bir süreyi sızıntı savaş dökümanları ve diplomatik ses kayıtları... Bunların bulunduğu websitesinin çok retro bir görüntüsü vardı. Pek çok kare kutucuk ve her birinin kendi içinde aşağı yukarı hareket etmeye olanak tanıyan scrolling barı... Karşıma çıkan linkleri hiç düşünmeden açıyor, Deep Web'e iyice alışıyordum.

Geldiğim bu siteye nasıl geldiğimi lütfen sormayın... Merak insanın başına pek çok bela açıyor; ve ben tıklamamam gereken şeylere tıkladım. Sizin de aynı hatalara düşmemeniz, kaçak hayatı yaşamamanız, kurban olmamanız için konu hakkında çok detay vermeyeceğim.

Buraya geldiğimde sayfanın en altında Bitcoin işlemlerinin döndüğü bir pencere olduğunu farkettim. Canlı bir streaming yayınıydı ve en çok parayı veren kişi olacaklara yön veriyordu. izlemek ise belli bir kotaya kadar bedavaydı; o kişi sayısı kotasının üstünde içeri giriş olmuyordu. Malesef bedava izleyebilen sınırlı kotaya girebilmiştim. Yayının alt kısmında ise bir chat penceresi mevcuttu. asdfasdfg gibi bir nick sallayarak chat ekranına giriş sağladım.

Log-in olduktan sonra ekranda pek çok mesaj belirmeye başladı. Pek çok mesaj ingilizce'ydi; bunun yanında Japonca, Arapça ve Rusça mesajlar da mevcuttu. Odada ücretsiz izleyenlerle de birlikte yaklaşık 200 kişi vardı. Pek çok mesaj "STARTT!" ya da "GOGOGO" şekliyndeydi.

AynıYaklaşık bir dakika kadar sonra hokey maskesiyle yüzünü gizlemiş bir adam canlı yayında belirdi. Koyu kahverengi bir teni olduğunu ve aşırı zayıf birisi olduğunu hatırlıyorum. Bunu takiben kısa bir süre içinde odada en yüksek fiyatı veren kişi dışındaki herkese 'mute' atıldı.

Aynı zamanda tam da bu anda çığlıklar başladı.

Gözleri bağlanmış ve tahta bir sandalyeye elleri arkaya gelecek şekilde bağlanmış bir kız... Daha irice siyahi bir adam onu tam kameranın ortasına gelecek şekilde konumlandırıncaya dek saçından tutarak sertçe sürükledi. Kız ise iplerden kurtulmak için çabalıyordu ama o kadar sıkı bağlanmıştı ki ellerindeki, bileklerindeki yara bereleri görebiliyordum. Tanrı bilir ne zamandır o şekilde orada bağlı haldeydi...

Ve nihayetinde iri adam kızın gözlerini çözdü. Kız çığlık atmayı kesti. Kameraya baktı, etrafına baktı ve neler olduğunu farkettiği o anı size tarif edemem; ağlamaya ve iki adama Arapça dilinde yalvarmaya başladı. Ve chat penceresinde bir mesaj belirdi; mesaj, en yüksek parayı ödeyen kişiden yani şovun sahibinden geliyordu.

"Yanlamasına bir şekilde yere yatırın."

Şovun sahibi ilk emrini vermişti. Zayıf kahverengi tenli adam mesajı gördü ve kendi dilinde konuşarak iri adama çevirisini yaptı. ikinci emir geldi: "Karnını tekmeleyin." Zayıf adam çeviriye devam etti. Ve diğer emir de geldi: "Yüzünü tekmeleyin."

Bağrış çağrışlar her seferinde daha da yükseliyor; kız acı içinde çırpınıyordu. Ben ne yapıyordum böyle? Bu çılgın şeyi izleyen ben miydim? Telefonumu elime aldım; tüm iyi niyetim ve saflığımla 155'i aramaya her an hazırdım.