dişçimi siktim anlatıyorum

aralanan kapıyı açtım ve doktoru karşı odada ki koltukta otururken gördüm.

doktor - siz siz ? funky bey ne işiniz var burada ?
ben - hastaneye gittim yoktunuz dişlerim fena halde ağrıyor.
doktor - evet izin almıştım üç günlüğüne adresimi nereden buldunuz ?
ben - şe- şey hemşireden öğrendim. ( burada az daha sıçıcaktım.)
doktor - ozaman hastaneye gidelim hemen tedavinizi bitirelim çünkü söz vermişik.
ben - tamam olur. ( işte bu bee... )

hatları belli olan bir t-shirt giymişti sütyen takmadığından göğüs uçları hafiften görünüyordu.

ben - bu gün çok güzelsiniz doktor hanım. ( okuduğum kitapta yazan bir manipülasyon taktiğiydi.)
doktor - aa teşekkür ederim.

yavaştan evden çıktık. evin önünde bir taş vardı ayağı ona takıldı tam düşecekti hemen göğüslerinden tutarak düşmesini engelledim. tekrar kendimden geçtim onu çok pis tahrik etmiştim.

güzel ve narin elleriyle kapıyı açtı. içeri girdik. bende hala bacakları dikizliyordum ve ;

doktor - funky bey koltuğa geçebilirsiniz.
ben - tamam doktor hanım.

yavaştan koltuğa oturdum ve sırtımı yasladım. hafiften ağzımı aralamış onu bekliyordum. hemşirenin gönderdiği röntgene bakmak için bilgisayara oturdu ve benim röntgen'in bulunduğu dosyayı download etti. garip bir program yardımıyla röntgen dosyasını açtı ve dişlerimi incelemeye başladı. o anda doktorumun güzel narin büyük gözlerine bakmaya başladım. gözleri o kadar güzel ve ışıltılıydı ki röntgenimin görüntüsü güzel gözlerinde ayna gibi yansıyordu adeta.

doc- dişleriniz gerçekten kötü durumda 4 kanal tedavisi yapmamız gerekiyor ayrıca çok fazla çürük var işe başlamadan önce dişlerinizin röntgeni'ni almamız gerekiyor.
ben- tamam doktor hanım nereden alacağım bu röntgeni ?
doc- alt katın hemen sol tarafında.
ben- tamam anladım. teşekkürler.

hemen alt kata indim. Röntgen yazan koridorun içine girdim. Orada ki boş bir yere oturdum ve bekledim. birden radyasyon işareti gözüme çarptı. o işaret bana hayatım boyunca korkunç gelmiştir nedenini bilmiyorum ama o işareti görünce içimde bir huzursuzluk hissediyordum. aralanmış kapıdan kafasını uzatan hemşire "gelin!" diyerek bana seslendi. titreyerekten oturduğum yerden kalktım ve radyasyonlu odaya doğru yol aldım.

artık ben ona randevu verecektim. herşey takır takır işliyordu. işimi bitirdikten sonra odadan çıkıp eve doğru yol aldım. eve gittiğimde yatağıma güzelce uzandım ve sonunda istediğim şeyi başardığımı söyledim kendi kendime. uzunca bir süre uyudum. daha sonra pc'yi açıp incide dolaştım biraz.

merdivenlerden çıkarken güzel doktorumun odasından çıkıp hava almaya gittiğini gördüm ve o anda elindeki bir kağıdı düşürmüştü. jest yaparız diye hemen koşup kağıdı aldım. hızlıca koşarak yanına gittim.

ben - doktor hanım kağıdı düşürdünüz de.
tam o anda güzel, büyük ve narin gözleriyle hafifçe bana bakıp ;

doktor - aa çok teşekkür ederim funky bey.

evet, hayatımda ilk kez güzel bir kadın bana teşekkür etmişti o an kalbim küt küt atmaya başlamıştı.

ben - ö-ö önemli de-değil do-doktor hanım. (hasgibtir kekeledim olamaz ya rezil olduk.)

ince ve rujlu dudağıyla hafiften gülümseyerek ;

doktor - hehe röntgen sizde heyecan yaptı sanırım.

aslında beni heyecanlandıran röntgen değil doktorun ta kendisiydi.

ben - hehe evet benim biraz röntgen fobim var da.

doktor - tamam o zaman odaya geçip işlemlere başlayalım.

ben - olur doktor hanım.

yavaşça yürüyerek odaya doğru gitmeye başladık. birden gözlerim doktorun bacaklarına çarptı öyle güzel bacaklara sahiptiki benim için bir sütundan farksızdı.

karpuzları yalamayı çok istiyordum fakat yalarsak iğrenç bir görüntü ortaya çıkabilirdi bu yüzden şimdilik sadece mıncıkladım. doktoru sonunda hasta koltuğuna yatırmayı başardım. altındaki siyah külotlu çorapı yırtıp bende kendi çapımda bir kanal tedavisi yapmaya başlamıştım.

doktor - lütfen tedaviyi vajinamdan yapmayın.
ben - merak etme şimdilik sadece analdan şirinlicem.

artık nirvana'ya ulaşmıştım hatta doruklarındaydım. planlarım tamamen işliyordu. bu arada fantezi olsun diye doktor önlüğünü ben giydim sonuçta artık ben doktorum.

@79 olum okumayanlar var onun için up yapıyoz mk. ne kadar istek gelirse o kadar yazarım.

hastaneye nihayet gelmiştim. hava biraz yağmurluydu ıslak ve çamurlu ayaklarımı kapının önündeki paspasla kuruladım. kapıdan içeriye girdim. yine burnuma ilaç kokusu çarptı fakat eskisi gibi etkilenmedim. ardından bizim doktorun odasına doğru yol almaya başladım. ikinci kata çıktım. yavaş ve titrek adımlarla odanın kapısının önüne doğru yürüdüm. bu sefer etrafta hiç hasta yoktu. kapı hafiften aralanmıştı. girdim içeriye oda'da doktor yoktu. hemşireye doktorun nerede olduğunu sordum.

ben - doktor nerede ? randevum vardı da.
hemşire - kendisi 3 günlüğüne izinli.
ben - tamam teşekkürler (hasgibtir bu ne şimdi ? )

okuyun dıbına kodumun binleri devam edicem şimdi.

up amk azıcık okuyun devam edicem.

neyse devam ediyorum beyler. ^^

gece saat 03:00'dı manipülasyon ile alakalı kitaplar tamamen inmişti. toplam üç tane kitap vardı. en basitinden başladım okumaya... 300 sayfalık kitabın 113 sayfasını okumayı başarmıştım. ayrıca saat 05:00'di dayanamadım uzandım uyudum biraz. uyandığımda saat sabah 09:00'du hemen ayıp olmasın diye dişlerimi fırçaladım, kahvaltımı yaptım, saçlarımı yıkadım. evden çıkıp hastaneye doğru yol aldım.

up mk up up up

@51 panpa genelde her sabah yaptığım bir aktivitedir.

saçlarıı niye sürekli yıkıyon oç banyo da yapmıyor

daha sonra aklıma bir cinlik geldi fotoğrafını çektiğim kağıdın üzerinde doktorun adresi yazıyordu. hemen hızlı adımlarla hastaneden çıktım. hemen bir taksiye atlayıp adrese gittim. doktorun evinin önündeydim zili çaldım ve birden kapı aralandı.

up yapalımda okuyun biraz.

beyler yarın devam edicem yorgunum mk.

up up upu p

up up up up

doktor - ay! az daha düşüyordum.
ben - evet korktum bende bir yerinize zarar gelicek diye...
doktor - artık bıraksanız ?
ben - ha pardon. ( kendime hakim olamadım amk.)

taksiye atladık hastaneye doğru yol almaya başladık. hastanenin önündeydik doktor ayaklarını paspasta kurularken hafif ıslanmış külotlu çorabından gözlerimi alamadım. ikinci kata çıktık ve yavaştan odaya girdik.