/i/Tespit

  1. 1.
    +13
    Dolar ($)= 5.085 ₺ ve Euro(€)= 5.9165 ₺ ile yeni bir rekor kırdı. Aynı metodlar uygulayıp farklı sonuçlar elde edemeyeceğimizi anlayana kadar bu tip rekorlar daha çok olacaktır.

    neyse, konumuza dönecek olursak elbette bizim gibi ekonomi bilgisi olan kişiler için bu durum sürpriz değildi, hatta beklediğimiz bir sonuçtu. neredeyse 2 sene evvel yaptığım, dolar kuru hakkındaki tahminler için buyrunuz: http://www.incisozluk.com.tr/e/184126683/

    gerçi dolar kurunun daha da artacağını önceki serilerde de söylemiştim. buyrunuz:

    (bkz: doların rekor kırması)
    (bkz: doların rekor kırması 2)

    ancak bugün ki duruma bakacak olursak, finansman yönetimimiz o kadar rezil bir halde ki; en kötü tahminlerimin bile üzerinde seyrediyor kur. bunun nedenlerini merak eden panpalarıma kısaca bir özet geçeyim:

    1- cari açık. cari açık sorunumuz katlanarak devam ediyor. yani dış ticarette açık veriyoruz. normalde bunu önceleri piyasaya akan sıcak para ile finanse ediyorduk lakin FED'in faiz politikasının değişmesi ve iç piyasada adalet, güven ve siyasi istikrarın bozulması gibi nedenlerden ötürü sıcak para artık daha az geliyor. ve açık finanse edilemediğinden daha çok borçlanıyoruz.

    2- ekonomiyi yöneten adamların kalitesizliği. aslında buna birinci neden de diyebilirdik zira 'bir ülke ekonomisi nasıl yönetilmez?' sorusuna cevap olacak bir ekonomik zihniyet var. Şunu açıkça söylemek gerekir ki AKP, 2009 yılına kadar oldukça doğru hamleler yaptı ve bu hamlelerin arkasında ki bir numaralı adam da Ali Babacan'dı. Ancak bu kıymetli adam, ekonomi profesörü olan yüce başkanmızın (!) devletçi zihniyetine karşı çıktığı için heba edildi. Ve yerine Yiğit Bulut gibi adamlar görevlendirildi. (Damat Paşayı da unutmayalım tabi * Yani ekonomi kötüye gittiğinde 'merkez bankasına müdahale etmemeli ve reform yapmalıyız' diyen adamlar yerine kelime dağarcığı 'fetö ve dış mihrak'tan ibaret olan adamlar ekonominin başına geçti. Sonuçları ortada...

    3- merkez bankamızın bağımsızlığının zedelenmesi ve sürekli haşmetlimiz (!) tarafından müdahaleye uğraması. imam hatip mezunu birisi merkez bankası başkanına ekonomi dersi vermeye kalkıyor ve muhaliflerden kimse 'ne diyorsun lan sen?' demiyor. inanılır gibi değil! önceleri 'mb'nin faiz arttırmasının hükümetçe engellenmesini' eleştirirdim. ancak gelişen siyasi ortamda zamanında yapılmayan faiz arttırımlarından dolayı şimdi arttırsak da fayda etmiyor. Yani klagib bir "dün yediğin hurmalar.." durumundayız.

    4- devletin büyümesi ve buna bağlı olarak ekonomik özgürlüklerin azalması. devlet yeni memurlar alıp, yeni yeni hizmetler sunmaya devam ettikçe; vergi mükelleflerinin sırtına binen maliyetler daha da artıyor. bunun sonucunda yerel girişimciler ya ülkeden kaçıyor ya da iflas açıklıyorlar. yabancı girişimci ise gelmediği gibi her geçen gün daha da azalmakta. girişimcilerin azaldığı bir ülkede rekabet de azalır. rekabetin azalması demek inovasyonun olmaması demek. en nihayetinde tüm bunlar ticaretimizi olumsuz yönde etkiliyor. yani total üretimimiz azalıyor.

    5- sıkı bir mali disiplinitenin olmamasından kaynaklı bütçe açıkları... yani devlet gelirlerinden daha fazla harcama yapıyor ancak bunu kısmak için hiçbir şey yapmıyor. bu açığı da (sanki başka borcumuz yokmuş gibi) yine çok sevdikleri (!) bizler ödüyoruz.

    6- şimdi daha fazla yazmak istemiyorum, çünkü daha önceki başlıklarımda belirttiğim sorunların aynısı hala devam ediyor. ayrıntılı bilgi için diğer başlıklara da göz atmanızı tavsiye ederim. ancak yine de şunu hatırlatacağım: TL'nin değer kaybı. Biliyorsunuz gerek kamu gerekse özel sektörün devasa boyutlarda borcu var ve bu borcun büyük bölümü dolar cinsinden. Bu şu demek, dolar kuru TL karşısında her değer kazandığında biz hiçbir harcama yapmasak bile daha çok borçlanıyoruz. Misal olarak, önceleri 1$ = 3.50 ₺ iken biz her 1$'lık borç için 3.50₺ ödüyorduk. Şimdi ise 1$ = 5.08 ₺ olduğundan her 1$ için 5.08₺ ödeyeceğiz. Peki bu aradaki 1.58₺'lik fark nasıl kapanacak? Elbette daha çok para basılıp TL'nin alım gücü azaltılarak. Bunun neticesinde halkımız daha çok fakirleşecek çünkü alım gücü düşecek.

    Şu noktada diyebilecek fazla bir şey gelmiyor aklıma. Buradaki insanlara bu vahim tablodan kurtulmak için tek bir tavsiyem var: araştırıp okuyun. Millet olarak farklı fikirleri de araştırıp öğrenirsek, ancak o zaman geleceğimize umutla bakabiliriz. Unutmayın bu ülkeyi bu hale getiren de biziz, buradan çıkartıp muasır medeniyet seviyesine yükseltecek olanlarda.

    Özgürlük, her alanda olduğu zaman bizi kimse durduramayacak. O yüzden özgürlükten korkmayın.
    ···
  1. 2.
    +1
    O kadar haklısın ki
    ···
  2. 3.
    +1
    Okumadim trende dogru ucuyorsun hayirli olsun
    ···
  3. 4.
    +1
    Güzel yazı ama şu noktaya katılamayacağım. Memurlar devlete yük değil aksine büyük miktarda gelir kapısı oluyor. Memurların maaşı daha ellerine geçmeden vergisi kesilir. Herhangi bir vergi kaçırması söz konusu olmaz.

    Halbuki özel sektörde çoğu patron mesela 5000 e çalıştırdığı elemanın maaşını asgari ücretten gösterip tonla vergi kaçırır. Bu da devlete daha büyük bir zarar demektir. Ülkenin en büyük sorunlarındandır bu vergi toplayamamak. Benzindeki, arabadaki, elektronik ürünlerdeki bu fahiş vergilerin nedeni de esnaftan, zenginlerden düzgün vergi toplanamamasıdır..
    ···
    1. 1.
      0
      Öncelikle ben bu kadar vergi alınmasına karşıyım. Yüksek vergilendirme hırsızlıktır. Bunu belirteyim. Salisen diyelim ki hiçbir memur vergi kaçıramıyor olsun, yine de bu durum kötüdür. Çünkü bu memurların maaşını ödeyenlerde yine vergi mükellefleridir. Yani ben memurun maaşını finanse ediyorum, devlette benim finanse ettiğim maaşdan vergi alıyor. Bu gelir kapısı değil, yasal soygundur kanımca.

      Özel sektörün vergi kaçırması da ancak ve ancak denetim işinin serbest piyasaya bırakılmasıyla minimuma indirgenebilir. Dinsizin hakkından imansız gelir. Son olarak yazımın başında belirttiğim gibi, bence en büyük sorun vergi toplayamamak değil vergilerin bu kadar fazla olmasıdır. Emin ol ki bu mereti düşürürsek, daha refah bir ülkede yaşayacağız.
      ···
      1. 1.
        0
        Bir kere bütçe şu halde bile bu kadar açık verirken vergiyi düşürmek falan imkansızdır. Tek yapılabilecek şey vergiyi daha adaletli toplamaktır. Yani zenginden fazla fakirden az şekilde. Şu anda tam tersi bir durum var. Büyük şirketlerin tek kalemde milyonlarca dolarlık vergisi silinirken herkesin kullandığı yakıta, elektriğe zam üstüne zam geliyor. Memur sayısını azaltmakla çözülecek bir durum değil bu. Ayrıca bütçede en büyük 2. gider kalemi şu an maddi yardımlar. Başta suriyeliler olmak üzere devlet milyonlarca vatandaşı yardımlarla yaşatıyor. Bunlara da bir çözüm bulunması gerek.
        ···
      2. 2.
        0
        memur üretim yapmaz ki büyük bir gelir kapısı olsun devlet adına verdiği hizmet karşılığı parasını alır zaten onlarda toplanan vergiler
        ···
    2. 2.
      0
      Sanırım ne demek istediğimi anlamadın. Ben olması gereken halini söyledim, bugün ne yapılacağını değil. Zaten şu siyasi yapıda vergileri istesen de indiremezsin, bu dediğin gibi imkansız. Vergiler orta ve uzun vadede yapılacak reformlarla indirilebilir. Bu reformların başında da 'devleti küçültmek' geliyor. Devleti de ekonomik olarak özelleştirmeler yoluyla küçültebiliriz. Elbette bu özelleştirmeler bugün yapıldığı gibi devlet kapitalizmine göre değil, hak edene yapılmalıdır.

      Vergilerin adaletli toplanma meselesine gelince, bu mesele belki de hepsinden daha önemlidir. Vergiyi adaletli almak için üretim değil tüketim üzerinden almalıyız. Buna binaen zaten vergilerin çok az bir miktarda olmasını tasavvur ettiğimizden vergi adaletsizliği olabildiğince minimum olacaktır. Sadece zenginlerin ultra-lüks tüketimine ek vergiler konabilir, onun haricinde her türlü vergilendirmeye karşıyım (özellikle gümrük vergilerine).
      ···
  4. 5.
    -3
    önüne gelen ekonomi profesoru ol mus aq
    ···
    1. 1.
      0
      adam haklı zaten aq boş yapma
      ···
  5. 6.
    +1
    başlık boşa gitmiş :(
    ···