-
1.
0Boğaziçi'nin Karadeniz Boğazına yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi... O çay evinin hemen bütün müşterileri,hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar.Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak geçim sıkıntısı, pahalılık,sürekli zamlar vb konular üstüne oluyor.
-
2.
0O sabah da yine her zamanki gibi önce ev dertlerinden başlayıp ülkenin sorunlarından konuşmaya geçtiler. Hükümet enflasyonu yüzde otuzda tutacağına söz vermişti, oysa yüzde cikseni buldu. Yüzde ciksen ,ha?Peki ne olacak? Almanya ya, Fransa'ya,isveç'e işçi gönderdik, yine yetmedi; ta Arabistan'lara, Avustralyalara işçi gönderdik, yine yetmedi.Şimdi de Sovyetler Birliğine işçi gönderilecekmiş. Gitmeye istekli işçiler öyle yığılmışlar ki ,sıra kapmak için birbirlerini ezmişler. Allah Allah!... Yahu, komünist Rusya ya bile işçi gönderecekler ha?Paranın komünisti, faşisti,dini imanı olur mu arkadaş, para paradır, gelsin de nereden gelirse gelsin.Ben komünistin parasını alıp cami yaptırdıktan kuran kursu açtıktan sonra bir günahı yok ki... Üstelik sevabı bile var.
-
3.
0Peki bunun sonu nereye varacak birader? Allah sonumuzu hayır eylesin!
Efendim, memleketin bütün gelirleri, aldığımız dış borçların yıllık faizini ödemeye bile yetmiyormuş. Deme yahu... Amerika dan aldığımız borçlarla, salt eski borçların faizini bile zor ödüyormuşuz. Allah Allah... Bu gidişin sonu nereye varır dostum? -
4.
0Ayemef diye uluslararası bir kuruluş var ya hani... Evet, işte o uluslar arası para fonu mu ne... Uluslararası demek, ne demek?
Amerika demek... işte bizim kendi memleketimizde nereye ne yapacağımıza, neyi nasıl yapacağımıza, neyin nasıl yapılacağına, fabrikamıza,yolumuza,her şeyimize,her şeyimize o karar verirmiş... Yok yahu... Bak bunu bilmiyordum... Peki böyle giderse ne olur... -
5.
0Her gün, her akşam hep bu konular konuşulur... Her konuşmada aynı sözlerle şaşarlar!Yok yahu!... Allah Allah!...
Çayevindeki emekliler birbirlerine hep yanıtsız kalacak aynı soruyu sorarlar:
-Peki,ne olacak böyle? Bekleyelim görelim. Bakalım,ne olacak? -
6.
0-Bunun sonu nereye varır böyle? Hep merak ediyoruz.Dur bakalım, ne olacak?
O sabah yine hiç bıkıp usanmadan aynı konular konuşuldu ve çayevindeki herkes birbirine 'Dur bakalım,ne olacak?'dedi. -
7.
0Gün görmüş, dönem geçirmiş, eski Tophane Askeri Sanayi Mektebi'nden yetmişe, yetmişini çok aşkın bir eski işçi emeklisi,
-Dur bakalım, ne olacak deyip duruyorsunuz da, bana bir akrabamızın başına gelenleri anımsattınız.. dedi.
Başlar ona yöneldi. Akrabasının başına geleni merakla sordular. Bu ilgiyi bekleyen işçi emeklisi de olayı şöyle anlattı. -
8.
0http://www.aymavisi.org/h...LACAK%20Aziz%20Nesin.html
edit : adam kopyala yapıştır uzmanı aziz nesin terk amk -
9.
0pes etmelisin bence
- 10.
-
11.
0Hani hükümetimiz darda kalıp dünya cenneti Boğaziçi'nin en güzel tepelerini, korularını, yerlerini, petrol zengini Araplara satıyordu ya... işte o sıra bir Arap zengini çıktı ortaya, Şeyh mi Prens mi, yoksa hepsi birden mi, öyle bir şey. Adı Ebul-Fatık El-Mışki. Boğaziçi’nin seyrine doyum olmaz tepelerden birini satın almış. Oraya artık köşk mü, konak mı, saray mı, işte öyle bir şey yaptıracak. Derken bu Ebul Fatık, bir Türk kızıyla evlenme sevdasına düşmüş. Hangi Türk kızı olduğu belli değil, yeter ki Türk kızı olsun... Elbet Arap ölçülerinde güzel de olacak.
-
12.
0Ebul-Fatık için satın alacağı tepeyi arayıp bulan komisyoncular, bu kez de ona kız aramaya başlamışlar. Ebul-Fatık ın aradığı kızda aradığı koşullar var: Genç olacak, kız oğlan kız eline erkek eli değmemiş olacak ve gayette saf olacak. Bu zamanda istanbul da böyle kız bulmak kolay mı? Ebul-Fatık da zaman da para da çok, ille de aradığını bulacak. Aracılar, ısmarlanan kızı araya dursunlar, Ebul-Fatık da bir yandan çat pat Türkçe öğreniyor ki, evleneceği kızla 'yat, kalk, uzan, dön' falan filan gibi kendisine gerekli olan bir kaç söz konuşabilsin.
-
13.
0Ebul-Fatık a çok kız göstermişler. Arap hinoğluhin, öyle her kızı da beğenmiyor. Süt beyaz tenli, lahmacun bedenli, kalçaları enli bir lokum olacak. Sonunda bulunan kızlardan birini çok beğenmiş. işte biz Ebul-Fatık'ı bu ilişkiyle tanıdık. Çünkü, Ebul-Fatık ın ayılıp bayılarak beğendiği kız, bizim hanımın uzak bir akrabasının kızı... Kız tam da Ebul-Fatık ın istediği gibi, on yedi yaşında, kuran kursunda yetişmiş, akça pakça, yandan çarklı kalçalar... Saflığına gelince, aptaldan bir parmak yukarıda saf... Ebul Fatık ı da bir görseniz, korkudan dudağınız uçuklar. Kızın babasından yaşlı. insan kılığındaki bu çirkinlik anıtını gören biri öyle şaşmış ki, iki elini gökyüzüne kaldırıp 'Hey kurban olduğum allah, sen nelere kadir değilsin.. 'diye şaşkınlığını belirtmiş Üstelik memleketinde üçmü, beş mi - kesin sayısı saptanamadı-karısı olduğundan bu kızı hükümet nikahıyla değil, imam nikahıyla alacak. Her neyse efendim, bu Ebul-Fatık, kızla evlendi.
- 14.
-
15.
0Saf kız, çok yoksul bir ailenin çocuğu olduğundan, evlenip de o lükse, o görkeme kavuşunca çok mutlu oldu. Kocasının adı Ebul, Fatık el-Mışkı çok uzun olduğundan, kızın ailesi ana kısaca Fıtık amca diyor. Hem de Fatık Bey deyince, Arabın adı azbuçuk Türkçeleşmiş oluyor. Kızın kendinden altı yaş küçük bir oğlan kardeşi var, kızın tersine cin mi cin. O, Fatık Amca diyemediğinden Fıtık Amca demeye başladı. Fıtık Amca aşağı, Fıtık Amca yukarı...
-
16.
0zararın neresinden dönersen dön kardır panpa
-
17.
0Biz de hanımla iki kez evlerine gittik. Boğazın tepesindeki o köşk yapılana dek, Nişantaşı’nda lüks daire satın almış, daireyi de kızın üstüne yapmış. Biz Fıtık Amca’yı orada tanıdık.
-
18.
0Gel zaman git zaman... Bundan sonra olanları bana hanım anlattı. O da ,Fıtık amcanın genç karısından duymuş. Çünkü kadın olup biteni her önüne gelene anlatıyormuş.
Fıtık Amcanın güzel ve küçük karısı sokakta hep çarşafla geziyor. Fıtık Amca çok kıskanç olduğundan, gencecik karısının kadın akrabalarıyla bile sık görüşmesini istemiyor. iyi ama, Fıtık Amcanın evde olmadığı zamanlar kızın canı sıkılıyor. Kıskanç Amca, bir yandan da karısını eve hapseden koca izlenimi vermek istemiyor çevresine. Karısına güvenen bir koca görünümünde... işte bu yüzden, kendisinin evde bulunmayacağı iki gün karısına alışveriş için, çok uzaklara gitmemek koşuluyla, sokağa çıkabileceğini söylüyor. Genç kadın buna çok seviniyor, ama sokakta ne yapsın tek başına? Sinemaya gidip gidemeyeceğini soruyor. Fıtık Amca uzun uzun düşünüyor. Karar vermek kolay değil. Gitme dese, karısına baskı yapmış olacak. Git demeye de içi elvermiyor. Birlikte gitmeleri hiç uygun değil. Sonun da şöyle diyor: -
19.
0-Avet... Müsade var... Velakin avvalden ben görecek, bilahara sen...
Fıtık Amca, o dolaylardaki sinamalarda oynanan bütün flimleri seyredip 'Hazreti Ömer in Adaleti'adlı yerli flimi görebileceğini söylüyor. Necmiye... Genç kadının adı. Gidiyor sinemaya... Fıtık Amcanın içi pırpır... Ertesi akşam eve dönüyor.Oh,şükür Necmiye evde.
-Necmiyaa?
-Efendim.
-Ne yaptın ben yokken?
Necmiye yanayakıla anlatmaya girişiyor!
-Ah,sorma...
Nasıl sormasın, meraktan çatlıyor.
-Neoldu Necmiya?
-Öyle bir şey geldi ki başıma, şaştım şaştım kaldım. -
20.
0devami aksama panpalar