hollanda dan döndük bir ay yas tuttuk, afedersiniz türk kızı nasıl bir yaratık. düşman zütüne.

bölümü şeçtik, gittik üniye ama hazırlık var önce. abim hazırlık kesinlikle oku demişti, annem babama göre bir an önce okul bitsindi ama, abim orada beni kurtardı ben bitirdim de noldu en acelesi var, üniversiteyle lisenin farkını anladığımda üniversite üçteydim sonra da neye başladıysam tutunamadım, okula alışmak için hazırlık şart diye gazı verdi. sağolsun çok doğruymuş. her taku yapacak zamanım oldu sayesinde. zaten amk sınavına çalışırken 1 sene kafa gibildi, bir nevi 1 sene tatildi benim için.

hazırlık sınavını şu şekilde çözdüm (hazırlığı atlamamak için) soruyu okuyorum aklıma gelen cevabı yapıştırıyorum, gramer miydi past tense miydi allowed to ile mi kullanılıyordu 1 sn düşünmüyordum. aklıma esene basıyodum. bulamazsam c diyordum c ler çoğunlukta olsun ki cCc olsun, çizgimiz belli olsun diye. 15 dk da gramer kısmını bitirdim. şimdi okuduğunu anlama kısmı vardı. lan bi baktım yazılara hayvani paragraflar. o zamandan belliymiş inicici olacağım. o yazıyı kim okuyacak yavuşakk dedim kapadım kitapçığı optik formdan doldurdum gerisini, sallarayak. kurum belirlendi.

amacım gibtir taktan bi kurdan başlayarak fazla kafa yormadan sınavlarını vermekti iyiki de böyle yapmışım. 2. seviye oldum (1. seviye hello dan başlıyor o da çok gereksiz olurdu bir üst seviye gereksiz zor onun bir üstü ingilizce edebiyat tartışıyolarmış diye ben duydum amk ekşiciler orada kesin)

sınıfa gittim, bir kız vardı arada saksoya gitmişti heralde, tişortunde damla vardı biraz, dudakları nemli nemliydi, ağzıda tam saksoluktu. kişiliğide bunu yapacak seviyedeydi. kaşar anlayacağınız. ilk ders bu yanıma oturdu muhabbet açıyor filan. mal tekrar etmiş meğersem o yüzden böyle rahatmış. hazırlık tekrar mı edilir ak. bi de itiraza gitmişti benim seviyem bu değil diye, ben daha üst kurdan başlayacam diyodu, hoca buna sen biraz gerizekalısın diyip geri göndermişti.

neyse kaşar kız yanıma oturunca benim de abaza genleri çoştu tabii. karşıda bi bebe oturuyodu, bana bakıp sırıtıyordu, hani bin iyisin kızı kaptın gibisinden. onun da kendim gibi bir gavad olduğunu anladım, ve onla sonradan panpa olduk. beraber takılıyorduk, hocanın göğüsleri üzerine tez yazıyorduk. abazalıktan kırılıyoruz anlayacağınız.

bu arada çok sevimli hanım hanımcık bir hocam vardı ama göğüsleri sütyeninden taşıyordu, hani süperdi kadın. biz iki abaza buna bakıyoduk,

bu gün yazmayacağım hem çok yoruldum hem hala işlerim var, yarın devam ederiz.

Hadi bakalim bekliyoruz

o sıralar mesene var tabii, ekliyoruz insanları filan. faceten filan, ama dediğim gibi paso hintli, çinli. arada normal insanlar geliyor ama çok nadir. neyse bi tane ingiliz kız buldum orada, ekledim msnden konuşuyoruz havadan sudan. dedi cam açıcam, ben helal et diyorum. anlamadım diyor foşaldım diyorum hayvan bi anda cam mam denir mi öküz diyorum.

neyse bu işin geyiği ama kız cam açınca benim gibim gene dalağa girmişti. abazalığın levelını siz düşünün, kız da bişi değil şu an yüzüne tükürmem ama o zamanlar bende seviye çok düşük beyler. sapık abaza bir insanım yalan yok. hemen aşık oldum kıza zaten :D direk yürüdüm kıza, dedim olursa olur olmazsa olmaz gibimde değil. olmadı tabii :D kız banladı beni gitti o orada kaldı.

o sırada da çay ismini taktığım kızla hala konuşuyoruz. iyice kanka olduk. ben de içten içe sevmeye devam ediyorum.

neyse bi gün bu kızla tanıştım. adı ne olsun panpalar? birisi isim takana kadar bu kız diye bahsedeceğim.
omegle konuşmamız şuna benzer bişidi
hi
hi
nerelisin
brezilya sen?
söylerim ama söyleyince kapatıyonuz o yüzden söylemek istemiyorum
türkiye
havadan sudan boş laf
msn var mı?
yok
facebook vereyim mi?
ver
facebook adresi
ben ekledim saniyesinde, resimlere bakıp seviniyom güzel kız diye. neyse

ağladım sinirim geçti, geri döndüm bilgisayarın başına bu kız online. onuşmaya başladık. işte kızlar huur çök kötüler. sen çyle değilsin ama hepsi çok kötü diye anlatıyorum.

ne oldu dedi,
işte onları seveni görmüyorlar elin gibko mallarına gidiyorlar. ama eminim sen öyle değilsin filan dedim. neyse konuştuk gene başka konulardan. muhabbet işte.

sonra msn var mı senin dedi bana. içimden dedim hani yoktu la bunun? ama bozmadım var dedim verdim. oradan konuşmaya başladık. bu arada o aralar ingilizcem tarzan gibi. bi ara okumuştum yazdıklarımı. vay ak. nasıl beni dinlemiş bu kız kendime inanamadım. kıza bişiler anlatıyodum kendimce. bana hmm diye cevap veriyodu ben de üzülüyordum. mal bi okusana ne demek istiyosun. google translate senden iyi yazıyor. ama mallık işte naparsın.

bi gün bu kız da bana dedi cam acsana konuşalım diye. bi açtık ben gene fenalaştım tabii.

abazalık parayla mı?
dedim saçların çok güzelmiş diye. tam on ikiden vurmuşum panpalar. işte kaderde olunca bazı şeyler farkında olmadan içine doğru gidiyosun.

bu kızın saç takıntısı var meğersem. çocukluktan beri saçı güzel olsun diye uğraşıyor ben de tesadüfen saç dediğim için puanı kaptım.

işte biraz konuştuk ama bu sefer ilk kızda yaptığımı yapmadım bişi demedik. neredeyse her gün konuşuyoruz. konuşamadığımız zamanlar ben üzüldüğümü belirtiyorum. o da bunları seviyormuş sonradan öğrendim. hani kızla konuşmak için efor sarfediyordum ya. onu sevmeye başlamış. bu konuyla ilgili detaylı bir yazı yazıcam ayrıca. bir kızı nasıl etkilersiniz diye. ama o zaman tamamen tesadüf. kader işte.

bi gün gene konuşuyoruz bişi oldu dedi gitti. bi sorun var dedi. ne oldu diyorum korktum. bi 5 10 dk sonra geldi işte sınıf arkadaşı buna memeni aç demiş. benim kafa attı tabii. giberim onun ağzını diye. altından girdim üstünden çıktım. neyse. başka bi gün gene konuşuyoruz havadan sudan. konu bu aşk meşk olaylarına geldi. resmen kelimeleri bana o söyletti. hani kendi başıma o eziklikle gibsen söyleyemem. ama internet ortdıbının verdiği rahatlıkla, biraz da onun yardımıyla, onu sevdiğimi söyledim.

bi an kafamda neden olmasın diye düşündüm. abim hollanda da yaşıyordu. gözlerimi açtı. tüm dünya benimdi. neden sadece tr de durmak zorunda olaydım ki?

bir an her şey çok basit gözüktü gözüme. ilk defa seviyor ve seviliyordum. hayatımda ilk defa o anı hissettim. çok güzel bir histi. o an her şeyi yapabilirdim. o da çok sevindi. güzel bir ilişki başladı. 2 hafta sonra filan gene konuşurken bir anda ağlamaya başladı noldu dedim? ağlıyor cevap vermiyor.

baya bir süre sonra sakinleşti, biz hemen evlenmiyecez mi dedi? dedim daha okul var nasıl evlenelim, o sanmış ki biz hemen evlenecektik onu alacaktım oradan buraya gelecektik yaşıyacaktık. ona ağlıyormuş. VAR MI LAN BÖYLE KIZ TÜRKiYEDE?

AYRICA KAFAMI gibEYiM o gün giberim dünyayı diyip gidip kızı alsaydım keşke. neyse ona şu an öyle olmayacağını ben mezun olana kadar tatillerde buluşacağımızı, sonra da evleneceğimizi söyledim. hala ağlıyordu. bir süre sonra kabullendi ilişki devam etti.

rez yarına kaldın müdür belki okumam amk neyse

hikaye bitti pampalar. sonuna geldim. sadece aralara eklemek istediğim bir kaç rötuş var. tam 20 738 kelime 41 sayfa. (buraya başlıkta 20 sayfa var sadece) 5 6 sayfa daha yazarım maks. sonra imla hatalarını cümlelerdeki düşüklükleri düzelterek. part part koyacağım başka bi başlığa. bir gecede bitireceğim. büyük ihtimalle ya bu gece başlar ve bitiririm ya yarın gece başlar ve bitirirm. desteğiniz için ikinize de teşekkür ederim. bazı yerleri bonba oldu hikayenin yalnız.

Helal panpa bu bölümler çok iyi olmuş.

taa ki bir gece ben kuş üzümlerine bakarken halasının odayı basmasına kadar.

tam rezillik çıktı. bu arada arada halalarla konuşuyordum. aramız iyiydi. bu olaydan sonra çok utandım. zaten halası kameraya el koydu. 2 gün yüzünü göremedim. sonra acıdı kamerayı geri verdi gene yakalandık bu sefer 1 ay el koydu. sonra bir daha o muhabbet olmadı. ya yakalanmadık ya hiç yapmadık. zaten 2 ay sonra okulu bıraktı. istemiyorum ben avukat olmak dedi. çıktı gitti. şimdi ilk brezilyaya gitme anılarım başlayacak.

bu arada spoiler

ilk sene mükemmel geçecek sonra işler taka sarmaya başlayacak. 4 sene sonra ukraynaya gitmemle kriz çıkacak. tekrar birleşeceğiz sonra ayrılacağız. hani hikayenin sonunu söyleyim de meraktan okuyanlar rahat uyusun. bence önemli olanlar yaşadıklarım zaten. bu arada bu kısımlar da da çok yorum yapılacak bir şey yok ama olaylar hakkında fikirlerinizi söylerseniz sevinirim. iyi geceler pampalar. bu gece vasat üzeri yazdığımı düşünüyorum. daha ileriki bir zamanda daha çok yazarım inşallah.

sonra o üniversiteye başladı, kendi şehrinde hukuk okuyordu. bölüme ikinci girmiş ben de bir tak sanmıştım. ikinci girdi diye mp3 gönderdiler buna o da etrafı bantlı kırık bişi. oradan anladım tırt bi okul olduğunu bizim yeni renk gibi bişi heralde .

dersler akşam yalnız. ikinci öğretim. orada insanlar hem okuyor hem çalışıyor okul çok pahalı olduğu için tek yöntem bu ailen zengin değilse.

sabah okulu pek yok. var da sadece büyük şehirlerde. bu gece gelme muhabbeti bana yaradı beyler. neden derseniz. halası artık yatarken onu çağırmıyodu. halaları yatıyordu geceler bizimdi. resmen show yapıyorduk.

neyse ikinci dönem ya başladı ya başlayacak tam emin değilim. bu üstüne ten rengi bir şey giymiş ben de çıplak sandım. kıyafetin yok mu dedim. utandı filan o konu öyle kapandı.

sonra bir gün bu bana sen bana karşı ne hissediyorsun diye sormaya başladı,
ben seviyorum da şey de böyle de neyse, dedi başka bir şey yok mu dedi? daha çok seviyorum vs. hani şüphelenmedim değil lan yoksa ciks mi diye ama sütten ağzı yanan misali hiç açamadım o konuyu.

vücudunda ne hissediyorsun dedi. ben dedim tam anlamadım konuyu sen ne hissediyorsun sen cevap ver, ben de ona göre vereyim dedi.

böyle ısı gibi sıcaklık gibi dedi. aa ben de hissediyorum göğsüm hep sıcak ısınıyor seni düşününce dedim. başka neren ısınıyor dedi karnım dedim. karnının altı ısınmıyor mu dedi gene o utangaç moduna girdi sonra. dedi benim karnımın alt bölgesi ısınıyor.

sonra ilk sanal ciksimizi yaptık. o hayatında ilk defa mastürbasyon yaptı. sonra bunu daha sık yapmaya başladık. bir kere bana günde 6 kere yaptığını söyledi. ben zaten sapık adamım ben de 4-5 ten aşşağı yapmıyordum bir kere 6 kere yapmayı başardım rekorum da odur.

bu arada konudan bağımsız size çok önemli bir şey anlatacağım. ama sanıyorum hala tam yeri değil. en iyisi o işten muzdarip olurken anlatmak. ben yaşadım siz yaşamayın pampalar.

o sırada sınırsız boşalmanın taktiğini bulmuştum tam ferredaki karının züt deliğne ya da dıbına odaklanınca kolayca fışkırtabiliyordum. her şey kafada bitiyor.

yani anlayacağınız hayat bana güzeldi. sevgilim vardı, dersler iyi gidiyordu. daha ne olsundu.

bir akşam gene konuşuyoruz konu biraz daha sıcak yerlere kaymaya başladı. ben o an gaza gelip penisimi gösterme teklifinde bulundum nasıl bir kafaydı tam hatırlamıyorum.

kız anamdan girdi avradımdan çıktı. en son ben sorry dediğimi hatırlıyorum. dedi ne kadar iğrenç ne kadar pislik ne kadar hayvani. itin zütüne soktu soktu çıkardı beni.

ben de utandım lan melek gibi kıza yaptığıma bak ak. kendime kızdım sonradan ve bu konuyu bir daha hiç açmadım.

bu arada bi tane sunum hazırlayacaktım. beraber hazırladık. çok güzel olmuştu. baya uğraşmıştı benim sunumum için. sonunda da bana teşekkür ediyodu neden anlamadım. ama çok nazik iyi niyetli bir insan kendisi.

yani brezilyalı diyince eminim aklınızda başka tür birisi oluştu ama bu oranın şakirti.

arkadaşları bunla azize diye dalga geçiyormuş sınıfta (saint) işte hiç gibişmedin de sen hayatı boşa geçiriyonda vs. bu arada kendisi karnaval filan sevmiyor. içki ağzına sürmemiş. öyle biri.

neyse ilişki güzeelce ilerliyor. sonra bi ara bir yere gitmesi gerekti. ben nereye hayırdır filan diyorum? arkadaşı piyano çalacakmış onu dinlemeye. gitti geldi filan. bebe de bunun eski sevgilisi ama ben o zaman bilmiyordum. bilsem göndermezdim zaten. ama gereksiz tartışma olurmuş. şu an anladım o bebe malın teki. kız zaten hiç sevmemiş. ama türk erkeği biraz sahiplenici oluyor. kıskanıyorum işte. (bu arada kıskanın beyler sakın çekinmeyin. kıskanmak kızı sahiplenmektir kızlar sahiplenilmeyi sever)

hatta seneye bölüme geçtiğimde hep kız arkadaşım oldu. samimi olduklarıma ilişkiler üzerine sorular sorardım. bana bi tanesi bebe hiç kıskanmıyor diye ayrıldığını anlattı. kızlar bu hisse muhtaç. tanımadığınız kızı kıskanın, size karşı pozitif duygular besleyecektir. bu arada benim ilişkimi başlatan da bu sahiplenme olmuştu. bebeye atar yapmam filan.

hatta bir ara şöyleydi durum. sürücü kursum var, 1 saat sonra başlayacak ben hala pampamın yurdunda kızla konuşmaya çalışıyorum. kalkıp gidemiyorum başından. ozamanlar akıllı telefonlar yaygın değil zaten. kursa geç kalıyordum (normal kurs değil de pratik olan) ama kızla konuşmayı tercih ediyorum. her şey içimden geliyor. hayat toz pembe. hatta arkadaşlarım partiye çağırırdı. içkili kızlı ortam. ben gider 1 saat oturur izin ister kalkardım. orada geçirdiğim her an bana işkence gibi gelirdi. hep aklımda o vardı. koşarak eve döner kızla konuşurdum. sabaha karşı yatarken gözümü kapattığımda bilgisayarın kare ekranı gözümde kalırdı hala. ışık hücreleri öldürüyor heralde.

pgiboloji konularını istek olursa anlatacağım. ya da hikayeyle alakası varsa, şu an es geçiyorum tek mesajınız yeterli.