neyse koştum aşşağı bi baktım benim kapadığım videoyu aramış bulmuş (o zamanlar geçmişi filan bilmiyorum tabii) onu izleyerek gülüyor, pgibolojik baskıya bakar mısın? dedi niye yalan söylüyon vs. hal böyle olunca, hollandaya gitsem mi tr de mi kalsam diye düşündüğü ara bu uyuyunca gidip yatağına kulağına hollandaya git diye fısıldıyodum. bilinç altına girsin de gitsin diye.

kardeşimle de tam tersiyiz dediğim gibi sistemi gibmek için yaratılmışız. çok detay oldu ilk okuldayken askeri izci kampına gitmiştik, adımızı andırdık onlara, en son bin başı beni dövüyodu hatırladığım. (emekli bin başı gibi bişi vardı başımızda ama iyi adamdı) askere gitmeyi düşünmüyorum ama generalden dayak yeme anım var :D fularımı almıştı bin. fular izcinin onurudur vs gibi zırvalar gibimde değil tabii ki ama eve gidince annem babam diyecek oğlum senin niye fuların yok, işte binlik yaparken şey olduydu diyemeyeceğim için, otobüste adamın yanına gidip yalandan ağlayarak hatamı anladım çok özür dilerim vs demiştim adama. adam da hatayı yapmak sorun değil esas büyüklük hatanı anlayıp bunu kabullenmektir dedi. benle gurur duymuştu (benim tek derdim fuları almaktı) bakın bu arkadaşınız böyle serefli öyle namuslu diye beni övmüştü. içimden de gene olsa gene yaparım diyodum.

Yarin gelmessen giberim rez

Up up up

ondan sonra bi sabah geldi bana dedi ki 18 yıllık anneni 3 aylık kıza tercih ediyorsun ya helal olsun sana dedi

anneme gittim anne yol parası 1870 lira. alın hepsi burada bana bilet alın.

sonra olaylar kızıştı tabii.

abim sözünden döndü ben öyle şey demedim dedi. annem sen nereye gidiyon tırrek dedi. nasıl güveniyon buna dedi, ya seni giber kaçırılarsa organ mafyasıysa filan. baya tersledi.

ben her gün ısrar ediyorum ergenlik yapıyorum. annem de benle kavga ediyor. kendi de üzülüyor reflü filan oldu kadın...

hiç bir şey koymadı en çok o koydu. olay o değildi ki annem annemdi sevgilim sevgilim.

yer değiştirme filan yoktu. ama kadın kişisel algıladı. sanki ben gidicem gelmicem gibi (keşke gidip gelmeseydim)

sevdiğin insan için yorulmak. çabalamak ve kazanmak.

umarım ne dediğimi biraz olsun anlamışsınızdır

ben aşıktım ve önümdeki tüm yollar açılıyordu her zaman. kalbiyle seven adamın arkası yere gelmez.

neyse nasıl para kazanacaktım?

özel ders fikri aklıma yattı araştırdım biraz internetten, sahibindene ilan koydum fiyatlara bakarak vs. 15 lira demiştim saatine. 1 hafta sonra bi kadın aradı. işte 6. sınıf öğrencisi vs.

evime de yakındı çok değildi ama yarım saate gidiliyordu işte. özel ders vermeye başladım. gecenin bi vakti eve dönüyordum. otobüste cebimde 30 lirayla bir dönüşüm var panpalar. obama gelse karşıma önümde diz çöker. dünyanın kralı bendim o zamanlar. hiç bu kadar tatmin olmadım hayatımda. o günün yorgunluğu dersin yorgunluğu cebimdeki 30 lira birleşince kendimi tamamlanmış hissediyordum.

2 saat ders veriyordum. 30 lirami alıp geliyor parayı dolaba koyuyordum. kendi harçlığımın da çoğunu oraya koyuyordum. okula gidip para harcamamak için yemek bile yemeden eve geliyordum tek yol parası (onu bile vermiyodum dolmuş kalabalıksa) neyse 3 ayda para birikti.

ve iş artık ciddiye bindi

hiç kimseye hesap vermek zorunda olmazsın çünkü hiç kimse senden bir şey beklemez
oh 0 sorumluluk be

neyse döndüm eve içim içime sığmıyor amk. brezilyaya gidecektim. ayların zorluğu bir anda gitmişti. yük kalkmıştı. aşkım için sevgim için hayatım için savaşmış ve kazanmıştım.

oyunu kazanmak ya da kaybetmemek önemli değil öynamak ve pes etmemek. pes etmemiştim bonus olarak kazanmıştım da . harikaydı.

önümdeki tek engel, hazırlık atlama sınavımdı. hazırlığı atlayamazsam babamlar beni gibecekti.

bu arada o sınavın adı prof kısaca prof deyim siz anlayın.

neyse, bu proftan 2 hafta önce profun bi kopyası yapıldı yani ondan ne alırsan profta da üç aşşa beş yukarı aynını alırsın. deneme sınavı gibi. ben 62 aldım, 59.5 geçmek için yeterliydi. sevinçten havalara uçtum. 62 3 puan fazlam vardı bi benzerini profta yapsam bittiydi. bu sırada başka bi kız 63 almış ve ağlıyordu. (ya 4 puan ekgib alır ve kalırsa diye) ne kadar mal olduğumu buradan anlayın. 3 puan fazlam var sınav stresi olacak vs olacak kesin sıçacaktım ama ben seviniyordum

sınava girdim çıktim, istanbula doğru babamla düştük yollara otobüsteyiz. ben stresliyim tabii nasıl olacak girdik bi taka. sonumuz hayrolsun vs.

o gün de sınav açıklanacak. pampam dediğim adam aradı yoldayız babam solumda. naber iyi vs.

dedi pampa haberler kötü. benim kaynar sular beynimden boşaldı tabii. babam anlarsa giber belamı. ama öyle bi düşünüyorum ki o anda. neyse sıçtık bari çaktırmayım brezilya yanmasın bi şekil çözeriz.

gerçekten mi allah allah vs dedim. lan bin geçmişsin daşşak geçiyom dedi. hem de 78 almışım. bi sevindim o an. seveni allah koruyordu beyler. bende 78 alacak kapasite yoktu yoksa. 59.5 lik çalıştım ben sınava. 60 61 almam gerekirdi neyse. bu arada 7 puan daha alaydım ilk iki ingilizce dersi direk AA geliyordu. bildiğin bonus. bileydim biraz daha çalışırdım 18.5 puanım boşa gitti haram zıkkım olsun.

yanına gittim korkarak gülümsüyor. çok sıcakkanlıydı çok mutluydu ben de öyle. yanında halası ve şoför vardı. (kiralık soför halası uzun yol gidemiyor kadın 70 küsür yaşında ama araba sürüyor değişik biri neyse)...

gittim bir kucakladım kızı. havalarda uçuyorum amk. dünyanın en mutlu anıydı. dünya yıkılsa o andan sonra gibimde değildi...

o sırada bavulları bırakıp koşmuşum heyecandan, devrildiler. gittim aldım geldim. tuvalete gidicen mi dediler.

evet dedim ( ilk defa sevdiğim biriyle bir kızla kucaklaşmıştım hayatımda maalesef gibim kalkmıştı hafiften) domala domala gittim tuvalete. ilk şoku orada yaşadım. pisuvar yok yalak gibi bişi var millet sallandırıyor işiyor ortaya. bizim gibi gibler 11 cm olmadığı için saklayacakları bişi yok. ben tabii yapamadım oraya soför sallandırdı. geçtim kapalı yere sakinleştim önce gibim indi işedim, çıktık beraber arabaya bindik. saatlerdir uyanıktım. ama zerre uykum yoktu. yol boyunca muhabbet ettik. çok romantik dakikalar geçirdik.

öp beni dedi, korktum ve üzüldüm. (bazı öznemli yerleri atladığımı farkettim) geçmişe dönüp kızın tek ilişkisini anlatacağım ve kızın ailevi durumunu özet geçeceğim.

aramızda belirli samimiyet sağlanmıştı iyi kötü günlerimiz geçiyordu. ve benim aklıma süper bir fikir geldi brezilyaya gitmek, bunun için olayı ilk aileme açmalıydım.

bi gün skype de konuşurken anneme bak anne bu benim arkadaşım dedim, geldi baktı he iyi dedi gitti sonra dedim anne öyle değil ciddi arkadaşım dedi güldü geçti gitti içeri.

bu yaşa kadar giblenmemiştim gene giblenmedim ak. ama çok ince bir detay panpalar. fikir yerleştirme, bir insana en olmayacak şeyi söyleyin o fikir oraya yerleşiyor ve zamanla oturuyor. inception filmi de buna benzer bişi anlatıyordu zaten.

neyse bavulları aldık gümrük hanımdan geçtik.

çıkışa doğru yaklaşıyoruz.

ve tam karşımda...

burada kesiyorum pampalar. özür dilerim.

işte nolacak ne bitecek ben de stress iyice arttı.

türkün türkten başkta dostu yok oradan türk gibi gözüken birine yaklaştım. abi dedim ben ilk defa geliyorum napıcaz vs. yardım et bana. kardeşim ben de ilk defa geliyorum. takıl sen bana halledicez dedi. biri daha geldi arkamızdan ben de sizdenim dedi beraber gidelim.

3 sap birbirimizi bulmuştuk. millet pussy magnet olur ben de amele magnettim.

baş amele ben zaten.

orada ayak üstü konuştuk bu ikisi de aynı dalgaya gelmişler ya la. ama benim konuştuğum ingilizce de bilmiyodu abi nasıl konuştunuz dedim? translatten konuşmuş amk. buraya ekmek fırınında çalışmaya kızın yanına gelmiş. öbürü de benzer bi dalga.

olayım tüm büyüsü bozuldu tabii ben kendimi tek sanıyorum dünyada eşim benzerim yok. demek ki mal çokmuş.

Kardesim gec yazmani anliyorum isin gucun var anlatirken uzuluyorsun devam edemiyorsun felan bunlari ben anlarimda. Elin oglu anlamaz gider seri yazan binin hikayesini okur sadece 2 kisi okuyor yorum fikir deme hakkin yok kardesim rez alan millet bir gun girdi birsey yok 2. Gun girdi birsey yok adam onun ustune bin tane rez almis senin hikayeyi unuttu gitti. Yeni baslik ac milleti bu linke yonlendir yada ilk rez alanlara mesaj at.

tüm ömrüm cenabet geçti belki ama uçakta kesinlikle cenabet olmadım ya düşerse diye bi korku var. uçakta içecek filan sınırsız içki de var ama ben cenabet olmamak için içmedim.

12 saat bi şekilde geçti panpalar. bi de şöyle komik bişi var. orası buradan 6 saat geri. yani benim hayatımdan 12 saat geçiyor ama vardığım yerde hala öğlen. akşam olmuş olmalıydı çoktan. beyin amcıklama geçiriyor. jet lag mı neyse ama çok olmadı sadece biraz karmaşa yaşadım.

uçak inmek üzere son 1 saat. 12 saattir uçaktayım, yolda da bayaa zaman geçmiş bu arada ben seyahatten nefret eden bir insanım. istanbula gitmek gelmek gözümde büyür. kız için yaptığıma bakın.

gideyim de lavaboda elimi yüzümü yıkayım dedim. aynaya bi baktım. tam bir ezik karşımda duruyor. ben. ben ne yapıyordum?

lan kıza rezil olacaz yüzümü görünce yüzüme tükürecek. kamerada daha iyi gözüküyordum. vs. saç baş dağılmış uzun süreli yolculuktan. yağlanmış. heyecandan terlemişim. bi su vurdum yüze.

o an şöyle düşünmüştüm: ya kız elini uzatır tokalaşır bana soğuk davranırsa?

baya üzülecektim.

ya kız hiç gelmezse?

1 ay havaalanında yaşayacaktım. ölmeyecektim.

harika b ve c planları hazırlamıştım kendime.

uçak indi

neyse kavga gürültü ortamı evde gırla. her gün stress. kız da iyice umudu kesti benden. üzülüyor ağlıyor filan.

sonra bi gün babam dedi istiyomusun gerçekten diye. evet dedim. tamam o zaman alalım bileti dedi. annenin rızasını al da dedi.

gittim anneme anne babam böyle diyor. ne tak yersen ye dedi. ben sevindim (yüzssüzlüğe bakar mısınız?)

gittik thy ye. tüm paramı çıkardım koydum masaya. zam da gelmişti biraz, bi de havalimani vergisi işlem ücreti ayakta gibtiler biraz. 2000 civarı bişi verdim ama param yetti (yetmeseydi babam verirdi zaten)

istanbula vardı. arnatvut ciğerini çok severim. annem ekmek arası yapmıştı. babamla çöktük kaldırıma yedik beraber muhabbet ettik. trene bindik misafir haneye doğru yola çıktık. uçak yarın sabah. ben biraz gerginim tabii. metro mu tren mi neyse bi tak bekliyorduk orada. tam hatırlayamadım onu. neyse telefon çaldı, arayan kız. nasılsın filan dedi. ben bi rahatladım o an. içimde hala ya gelmezse filan diye düşünüyodum. arayınca çok iyi oldum işte biraz konuştuk. misafirhaneye gittik yattık babamla.

sağolsun adam da gelmiş kırmamış. yalnız bırakmamış, bakın yazarken fark ediyorum bazı gerçekleri bu yüzden detaylı yazıyorum işte.

sabah ben hala endişeliyim işte ucakta bi sorun olursa uçağa geç kalırsam vs. neyse babamla gittik buralar pek aklımda değil şu an.

uçağa bindim yerime geçtim. THY nin daşşağını yiyim koltuklarda televizyon var (o zaman otobüslerde pek yoktu uçaklarda hiç yoktu) ama bu kıtalar arası uçak olduğu için kocaman ve daşaklıydı ayrıca THY nin kendi kalitesi var. insan gibi davranıyorlar filan gerçi son gelirken bir gibko kezbandılar ama 5 yılda değişmeleri normal. neyse o aralar iyiydiler işte

panpalar ikisini tanrı korur, sarhoşları ve aşıkları.

üç silahşörler kitabının en daşşaklı cümlesi bu bence. hakikatten de öyle siz de farketmişsisnizdir belki