-
151.
+1Uzun uğraşlar sonunda (ki bunun için oldukça fazla adamı pataklamak zorunda kalmışlardı) KiNGPiN’in yerini öğrenebilmişlerdi.
New York’un liman depolarından birindeydi ve ellerini çabuk tutmazlarsa oradan ayrılabilir ve mücadeleye baştan başlayabilirlerdi.
Araçla belirtilen yere geldiler kapıda takım elbiseli 4 kişi vardı ve içerde kaç kişi daha olduğunu bilmiyorlardı.
Plan yaptılar.
Logan önden gidip 4 kişinin ortasına dalacak kapıyı temizledikten sonra Punisher içeri girecek , içerde KiNGPiN’i bulana kadar durmayacaklardı.
Şansları varsa KiNGPiN içerde olacak ve istedikleri bilgileri alacaklardı.
Logan araçtan çıktı ve o sırada Punisher bagajdan aldığı keskin nişancı tüfeği ile terasa çıktı. işareti ile Logan kapıya doğru yöneldi.
Logan’ı tüfeğin dürbününden izliyordu.
Adam 3 kişiyi kağıt keser gibi ellerinden çıkan pençeler ile kesmişti. Arkadan kafasına ateş edecek olan kişiyide Punisher tüfekle vurmuştu. Adamın beyin parçaları Loganın suratına fışkırmıştı.
Kapıdaki adamları temizledikten sonra arka taraftaki Punisher’a bakıp onay işareti verdi ve içeri girdi. -
152.
+1MANHATTAN,NEW YORK…..Tümünü Göster
GÜNÜMÜZ…..
Frank aracıyla bu kokuşmuş şehirde biraz olsun gezinip kafa dağıtmak istedi.
KiNGPiN denen serserinin çöplüğündeydi ve kendini hemen belli etme niyeti yoktu aslında.
Chelsea’dan çıkıp Central park’a doğru ilerlemeyi düşündü.
Orada biraz vakit geçirdikten sonra bir otel odası bulup ertesi gün TONY STARK ile görüşecekti. LOS ANGELES olayının arkasında KiNGPiN’in olduğunu açıklaması lazımdı.
KiNGPiN NEW YORKTA YAŞIYORDU. LOS ANGELES’TEKi OLAYLAR HER AN BURADA PATLAK VEREBiLiRDi.
Central parkın doğu köşesinden yaklaşırken.
Hava süzülen gökdelenlerin arasında ağlarını atarak ilerleyen o pisliği gördü.
Acele hareketlerle küçük bir araya girmişti.
Şimdi seni yakaladım seni küçük böcek beni ağlarınla sarmanın bedelini ödeyeceksin dedi ve peşinden küçük araya girdi frank.
Aracıyla girdiği zaman gördüğü manzara karşısında biraz şaşırdı frank.
Yerde yatan 3 adam, birisi ölmüş (suratında pençe izleri) , başlarında 2 adam (birisi aradığı örümcek pislik) ve diğer adam.
Örümcek adam Frank’i görünce hemen acele bir şekilde oradan ayrılmıştı.
Kalan kişiyi hemen tanıdı Frank.
Restoran’da gördüğü metal pençeli adamdı bu.
Fakat burada ne işi vardı.
Aracından indi ve ;
“Zaten düz ayak bir adam olmadığını seni ilk gördüğümde anlamıştım.” Dedi Frank adama bakarak.
KiNGPiN’i aradığını duydum dedi.
Evet diye karşılık verdi karşısındaki KiNGPiN’i arıyorum
Sana yardım ederim dedi frank fakat onu neden aradığını bana söylemelisin.
Benim kimsenin yardımına ihtiyacım yok dedi karşıdaki adam ve gitmek üzere döndü.
Seni araştırdım James Howlett sen yabana atılamayacak kadar önemli bi adamsın kaç yıldır tek başınasın ? dedi Frank.
40 ?
50 ?
James bu ismi nerden biliyorsun dedi hırlayarak Frank’in üzerine geliyordu.
Dinle LOGAN adım Frank Castle bu ismi çok az kullanırım ve çok az insana söylerim sanada söylüyorum çünkü seni tanıyorum dedi Frank.Loganı tanımaya çalışıyor gibiydi.
Beni nerden tanıyorsun dedi Logan. Sinirlenmiş gibi bir hali vardı.
Vietnam dedi
frank ortaya bir yem attı. Eğer karşısındaki adam araştırdığı adamsa şayet çok değerli bir adamdı bu.
- Kurşuna dizildiğin gün bende oradaydım. 1 manga asker üzerine ateş ettikten yarım saat sonra vücudundan kurşunların döküldüğünü bizzat kendim gördüm. 45 dakika sonra uyanmıştın zaten. Seni hücrene zütüren bendim. Gözlerime inanamamıştım yıllarca bu olabilir mi diye kendi kendime sordum. ilk karşılaşmamızda seni tanıdım fakat sen beni tanımamıştın. Fakat şimdi buradasın ve sana yardım edicem.
Sarf ettiği cümleler tamamen araştırmalarında bulduğu sonuçlardı.
Ve sanırım doğru yoldaydı.
Logan açık olan pençelerini geriye çekiyordu. -
153.
+1evet arkadaşlar hikayemize yarın devam edeceğiz.
PUNiSHER'IN NEW YORK MACARESI BAŞLIYOR...
iYi OKUMALAR... -
154.
+1OCAK 2015…..
MANHATTAN,NEW YORK….
Punisher sürekli kırmızılı diye çağırdığı adamın adının DAREDEVIL olduğunu öğrendi beraber ailesinin katilleri hakkında bilgi sahibi olmaya çalışıyorlardı ve her defasında KiNGPiN denilen pislik işlerine taş koyuyordu.
Aradıkları hiçbir sonuca ulaşamadılar. Ne ailesinin katillerini bulabildiler ne de failleri hakkında kısada olsa bir bilgi sahibi olabildiler.
Bu Punisher’ın moralini çok bozuyordu.
O da KiNGPiN denen pisliğin bağlantılarını buldu ve onu başka bir yoldan kesmeye karar verdi.
LOS ANGELES macerası bu şekilde başladı KiNGPiN’in mali yollarını kesmeye çalıştı.
UYUŞTURUCU…..
Fakat sonradan sadece uyuşturucu değil silah taşınması olayınıda idare ettiklerini öğrendi.
Zaten öğrendikten kısa süre sonra LOS Angeles’te isyan baş göstermiş ortalık fena karışmıştı. -
155.
+1Arkasından koşarak ana caddeye çıktı ama örümcek çocuk çoktan ayrılmıştı oradan sadece çok uzaktan bir bağırtı geliyordu “Mahallenizin örümcek adamı saygılar sunar !!!”
Aceleyle ayrıldı sokaktan Frank.
5 dakika sonra yemek yiyeceği yere girip karnını doyurdu Frank. Çıkışta aracına atlayıp şehri gezinmek istedi. -
156.
+1Üç kişiydiler..
iki kişi duvara yasladıkları Frank’in üzerini arıyordu. Ailesinin ölüm olayını bilen kişide arkada onları izliyordu.
Frank ani bir hareketle önce sağındaki adamın kafasını ensesinden tuttu ve duvara yapıştırdı.
Suratının duvara vurduğu zaman inceden bir
ÇIIIRRTTTTTTT…..
Sesi gelmişti. Adamın burnunu kırmıştı. Sonra boşta kalan kolu ile solundaki adamı kafası geride kalacak şekilde çenesinin altından tutup, sıkarak bayılttı.
Geriye tek bir kişi kalmıştı cevapları alması gereken adam……
Frankin kendine bu kadar hızlı gelip iki kişiyi safdışı bıraktığını görünce
“HASSSSSS.KTiRRRR” diyerek olanca hızıyla koşmaya başlamıştı. Frank’te peşinden koşmaya başladı.
56.caddeden itibaren 9 blok boyunca kovalamıştı.
o serseriye sorulması gereken ve cevaplarını alması gereken soruları vardı.
58. caddeyi güney ucuna bağlayan noktada çıkmaz bir sokağa girmişlerdi.
Serseri sırtını duvara yaslamış gelen adamı izliyordu.
“Özür dilerim tamammı adamım…..özür dilerim….amacımız sana zarar vermek değildi….gerçekten…”
“parkta öldürülen aile hakkında ne biliyorsun”
“Hiçbir şey dostum”
Frank adama çok sert bir şekilde kafa attı ve adamı yere düşürdü.
“gerçekten hiçbir şey bilmiyorum ,bunu herkes biliyor sadece ben değil”
Frank bu sefer adamın dizine sağlam bir tekme vurup kemiğin çıkmasını sağladı.
Adam acı içinde bağırıyordu.
Frank eğilip adamın kafasını avuçlarının içine aldı ve ard arda yere vurmaya başladı.
Tam adamı öldürecekken boynuna bir ipin geçtiğini hissetti ve geriye doğru savruldu. Kafasını sertçe yere vurdu..
Arkasından bir adam yaklaşıyordu.
Salınmış olan ipi toplayan adamın üstü kan kırmızı bir renkteydi.
Kafasındaki maskenin sadece ağız kısmı boş alın bölgesinin yukarısında iki tane boynuza benzeyen yapı vardı.
Gözlerinin olduğu yerde kırmızı lensler vardı.
Frank bunu yapma dedi Kırmızılı adam.
Senin için iyi bir seçim değil bu. -
157.
+1Frank ayağa kalktı ve öksürmeye başladı.
Sende kimsin dedi.
Arkadaki adam halen acı içinde bağırıyor ve dizini tutuyordu.
Benim kim olduğum önemli değil dedi kırmızılı adam.
Önemli olan biraz önce yapacaklarındı.
O adamı öldürecektin Frank.
Adımı nerden biliyorsun dedi frank.
Hakkında bir çok şey biliyorum. Bunu yapmana izin veremem bırak kanunlar karar versin.
Kanunlar hiçbir işe yaramıyor. Bu adam bir şeyler biliyor olabilir şimdi git başımdan.
Arkasını dönüp adama yöneldi.
Bu sırada kırmızılı adam bu sefer aynı ipleri ayağına doladı ve Frank’in düşmesini sağladı.
Frank ayağa kalktı istediği cevaplara bu kadar yaklaşmışken kırmızılı bir zırtapoz tarafından alıkonulmak sinirini oldukça çok bozmuştu.
Yerden bulduğu bir demir parçası ile kırmızı adamın üzerine doğru koştu ve gövdesinden asıldığı gibi yere düşürdü.
Kırmızılı adam sürekli frank bunu yapmana gerek yok diyordu.
Tam yumruk atacağı zaman elini tuttu ve geriye doğru ittirdi.
Boşa çıktığı zaman ayağının tabanıyla Frank’in göğsünden arkaya doğru attı ve ayağa kalktı.
Frank dinle bunu yapmana gerek yok. Bu adamı öldürmene izin veremem.
AiLENiN iNTiKAMINI iKi TANE SERSERi ÖLDÜREREK Mi ALACAKSIN.
Frank durdu ve kırmızılı adama doğru baktı.
Kırmızılı adam devam etti.
Ailenin acısını yaşıyorsun biliyorum fakat bu şekilde ancak kendine zarar verirsin. Lütfen yapma bunu lütfen. Sana yardım edebilirim.
“Bana artık sadece tanrı yardım edebilir, oda beni cehenneme atarak yapabilir ancak” dedi frank.
Cehennemi yaşamana gerek yok frank dedi kırmızılı adam. Eşinde bunu yapmanı istemezdi. Lütfen bunu yapma.
Peki dedi Frank. istediğin gibi olsun.
Uzaktan siren sesleri geliyordu. Kırmızılı adam Frank’a bakıp hemen şuradaki kapıdan içeri gir dedi.
Kapı açıktı ve Frank içeri girmişti…… -
158.
+1MANHATTAN,NEW YORK……Tümünü Göster
GÜNÜMÜZ……
Frank Seattle’daki barın önündeydi.
Ne ara buraya geldiğini bilmiyordu ayakları sanki onu buraya getirmişti.
En son geldiği zamandan beri pek bir değişiklik olmamıştı. Köşeyi dönüp ilerlemeye başladı serserilerin onu sıkıştırdığı yere geldi.
Kulaklarında halen adamın çığlıklarını duyabiliyordu.
Ortam onu rahatsız etmişti.
Bulunduğu yerden uzaklaşmayı istedi.
Doğruca mezarlığa gitti.
EŞiNiN VE ÇOCUKLARININ YANINA.
- Tekrar ben geldim hayatım, arayı çok tuttum özür dilerim Los Angeles’ta yapmam gereken işler vardı. Sizi çok özlüyorum.
Frank eşi ve çocuklarının mezarları başında onlarla saatlerce konuştu.
Vakit akşama doğru olmuştu.
Gitmeye karar verdi.
Şehrin merkezinde önceden bildiği bir yer vardı. Köşede kalmış ama çok iyi hamburgerleri olan bir yerdi.
Oraya gitmeye karar verdi.
Yolları hatırladığı kadarıyla halen aynıydı şehrin. Gideceği yeri hemen bulmuştu fakat sokağın öteki ucundan kulağına bir ses geldi. Bir kadın bağırıyor ve yardım istiyordu.
Oraya doğru yöneldi Frank.
Sesin geldiği yerde bir kadın ve çocuğu vardı. Serseriler etraflarını sarmış çocuğu kenara atmışlardı.
Sokağın ucundan kendini gösterdi Frank.
Serserilerden biri Frank’i gördüğü zaman.
işine bak pislik dedi.
Frank olduğu yerde duruyordu.
Serserilerden biri sana işine bak pislik dedim diyerek Frank’in üzerine gelirken. Frank onu bir diz darbesiyle yere indirdi. Arkasından gelen adamın kasıklarına tekmeyi bastı ve onuda yere serdi. Son gelen adamın elinde bir kama vardı Frank’in üzerine sallayacakken frank bıçağı tuttu ve serserinin boğazına doğru yaklaştırdı.
Bu sırada elindeki serseri yukarı doğru uçmaya başladı. Beyaz bir ağ tarafından yakalanmış ve yukarı çekiliyormuş gibiydi. Şaşkınlıkla adamı izlerken birden aynı ağ vücudunu sarmaya başlamıştı.
Frank hareket edemiyor ve sinirli bir şekilde ona, bunu yapana bakıyordu.
Duvarda tutunabilen biriydi bu. Vücudunu saran kırmızı bir giysi, kollar ve dirsek aşağısı mavi, göğsünün tam ortasında bir örümcek logosu vardı.
- Biz New York’ta insanları öldürmeyiz onları sadece pataklarız
Frank üzerindeki bıçakla ağı yırtmayı başardı ve silahını çıkartıp duvardaki şeye ateş etmeye başladı.
O şey herneyse o kadar hızlıydı ki hiçbir mermi isabet etmemişti kendisine.
Ben buradan ayrılalı neler olmuş dedi kendi kendine…… -
159.
+1REz aldım okuyacagım kardeşim
-
-
1.
+1siz okuyun bende yeni partları atacağım kardeşim
-
1.
-
160.
0Reserved
-
161.
0Rezervasyon
-
162.
0frank castle
-
163.
0Reserved de devami yokmu benmi yanlis görüyorum
-
164.
0Bu da güzel lan giriyorum nickaltini
-
165.
0Sonra okurum
-
-
1.
0Beklerim
Iyi okumalar
-
1.
-
166.
0rezervede
-
-
1.
0sizede iyi okumalar
-
1.
-
167.
0rezerved
-
-
1.
0iyi okumalar
-
1.
-
168.
0Rezervuar
-
-
1.
0iyi okumalar
-
-
1.
0Eyw saol
-
1.
-
1.
-
169.
0Marvel mi en sevdiğim
-
-
1.
0Iyi okumalar
-
1.
-
170.
0BAĞDAT,
MAYIS,2004….
ÖZEL OPERASYONLAR DAiRESi DELTA GÜCÜ….
KIDEMLi ÇAVUŞ FRANK CASTLE……..
Bir operasyon sonrasında Frank silahlarının bakımını yapmak için kaldığı odaya geçmişti. Odaya görev arkadaşı Derek Shıne girdi.
Frank eşin güvenli hatta bekliyor. Frank gülerek odadan dışarı çıktı ve görüntülü görüşmeyi sağlayan bir cihazın karşısına geçti.
Ekrandaki kadını görünce gülümsedi Frank.
Maria Castle…..
Merhaba hanımefendi nasılsınız dedi.
- iyiyiz beyefendi aramıyorsunuz diye ben sizi arıyım dedim.(gülerek)
- Aaaaahhh evet aslında ben sizi arayacağım ama özel sekreterim buna müsaade etmiyor.
- Görevlerin ne zaman bitecek ne zaman evde olacaksın
- Bilemiyorum hayatım en yakın sürede bizleri geri çekecekler ama tam bir tarih vermiyorlar.
- Derek nasıl ?
- iyi sorun yok şimdilik
- Çocuklar nasıl ?
- iyiler seni çok özlediler frank.
- Yakında döneceğim……SENi SEViYORUM
- BENDE SENi SEViYORUM ASKER…..
Hat kapandı ve frank bir müddet daha boş gözlerle ekrana bakmaya devam etti.
iletişim odasından çıkıp kendi odasına geçecekken uzaktan bir bağırtı koptu.
“ HAVAN TOPU ATTILAR SiPER ALIN !!!”
Frank en yakın yere siper almış bekliyordu ve sonrasında çok şiddetli bir patlama oldu. Kendi kaldığı yerden gelmişti ve Frank o tarafa doğru koştu.
Gördüğü manzara karşısında şok geçirecekti havan topu kendi barakasına isabet etmişti ve içerde en sevdiği arkadaşı Derek vardı.
içeri girdiğinde Derek’in öldüğünü gördü.
En sevdiği arkadaşı ölmüştü……