1. 101.
    0
    saat 7:23 te entry mi girilir manyak mısın adamım
    ···
  2. 102.
    0
    nerde lan bu bin gelsede dinlesek dıbınakoyum
    ···
  3. 103.
    0
    reserved
    ···
  4. 104.
    0
    amk kedimi gibiyosun hırıldayıp duruyo
    ···
  5. 105.
    0
    nerdesin bin gel hadi amk
    ···
  6. 106.
    0
    devam ediyorum.

    haftasonu tatil olduğu için biraz geç uyandım. televizyonu açtım, tuvalete gittim. geri dönüp telefonuma baktım, hiçbir mesaj, arama yoktu. ne kadar kızı giblemez bir tavır içerisinde olsam da henüz uyanmadığını düşündüm. nasıl olsa uyanınca haber verir, dedim. biraz internete girdim, projem vardı biraz çalıştım. akşamüstü kuzenim aradı, arkadaşlarıyla buluşmuşlar, beni de çağırdı. gittim, erkek arkadaşı da oradaydı, birbirimizden pek haz etmiyorduk, ben pek ortama ısınamadım. sürekli telefonumu kontrol ediyordum, feysten kızın profiline giriyordum, hiçbir hareketlilik yoktu. kuzenim dalgınlığımı fark etti, ne oldu, falan dedi. çok üstü kapalı anlattım, kızın resmini gösterdim. "iyi birine benziyor" dedi. gülümsedim, iki gecedir yaptıklarım aklıma geliyordu, ne iyi biri bildiğin bad girl, diye düşündüm. biraz çılgın bir hatun, dedim. "tehlikeli yani.." dedi. gülümsedim, "çağırsana burdan bir yere gidelim hepberaber" dedi. ben de kısaca dün geceyi anlattım. "kızı tek başına bırakmışsın, sonra biz gidiyoruz diye ortamından koparmışsın, bir de gece satmışsın, kız bence haklı" dedi. olaya hiç bu tarafından bakmamıştım, masadan kalkıp tenha bir köşede kızı aradım.
    ···
  7. 107.
    0
    açmıyordu, bari mesaj atayım dedim. işte naber, napuosun bakayım, tarzında şakalı bir mesaj atıyordum ki aradı. tam açacakken kapattı, çağrı atmıştı. iki gündür cebine elini değdirmemiştim; param yok derken ciddi olduğunu düşünmemiştim. sanırım gerçekten zor bir dönemden geçiyordu. kendimi iyice kötü hissetmeye başladım. aradım. uyuz bir tonlamayla "alo" dedi. insan mesajda şebeklik yapıyor; ama telefon karşısında pek de o bin havaya bürünemiyorsun. tüm suçluluk duygumla napıyorsun, dedim. "iyi sen?" dedi. iyiyim ben de seni merak ettim, dedim. cevap vermedi. neredesin sen görüşelim mi? dedim. pat diye bir ses geldi, "hay gibicem" dedi. ne oldu, dedim. "küllüğü düşürdüm" falan dedi söverek, bir yandan ortalığı topladığını duyuyordum. evde misin, dedim. "evdeyim ama yorgunum, uyuyacam" dedi. missillemesini bütün vicdanımda hissettim. iyi geceler o zaman, dedim. "sana da" dedi. kapattık. ben masaya geri döndüm, onlar başka bir yere gitmek üzere kalktılar. ben eve geldim.
    ···
  8. 108.
    0
    senin ben ananı avradını anüsünü vajinanı hikayeni parmak ucunu dildonu giberim bu ne taktan hikaye bu ne takum yaşam biçimi okumuyom oç gibtir git gözüm görmesin
    ···
  9. 109.
    0
    eve geldim, internette geziyordum; ama aklım başka yerdeydi. kıza karşı hislerimin ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyordum. iki gece boyunca seviştiğim bir kız değildi, çok daha ötesiydi. en yabani tarafımla yaşamıştım onu. ama tüm o dildo, hastalık gülüş, ben bazı şeyleri görebilmiştim. ama o bunları yaşarken fark etmemişti bile. bir ruh hastası ancak bunları yaparken bu kadar keyifli görünebilir, hırıltılar çıkarabilir, diye düşündüm. kız manyaktı besbelli, ayrıca arkadaşları, konuşmaları, tripleri bana o kadar uzaktı ki kızın o yüzünden nefret ediyordum. ama diğer yüz, o anormal yüz, ilk sevişmemizde açığa çıkmayan o çılgın surat. belki de onlarca kez sevişmiş; ama ilk defa benimle paylaştığını düşünerek bu kadar limitsiz davranmıştı. kafamda onlarca soru vardı, bir sevgili olamazdık. hatta arkadaş bile olamazdık; ama yıllarca durmadan sevişebilirdik.
    ···
  10. 110.
    0
    bir kere tribi yemiştim, artık bu gece bir daha mesaj atarsam ya da ararsam iyice salak konumuna düşecektim. bir şey yazmadan uyudum. ertesi sabah uyandım, duş almak için banyoya gittim. bir güzel yıkandım, kurulandım, çamaşır makinesinin önünden geçerken bacağımın arkasında, kalçama doğru bir şey olduğunu fark ettim. bacağımı çevirip baktım, tırnaklarının iziydi, resmen bir kaplan pençesi gibi duruyordu. sürekli hatırlamamaya çalıştığım geceyi aklıma getirdi. unuttuğum ayrıntıları, göğüslerinin dalgalanmasını, belinin inceliğini, anüsünü parmaklarken kalçasının kasılmasını, sanki yavaşlatılmışçasına izliyordum. onu istiyordum, aramalıydım, bugün aramızdaki her neyse artık açığa çıkarmalıydık. konuşmalıydık ya da direk sevişmeliydik. giyindim, telefonu elime aldım.
    ···
  11. 111.
    0
    mesaj atacaktım, vazgeçtim. direk aradım. gene geç açtı. günaydın, dedim. "günaydın" dedi, sesinden afyonunun patlamadığı belliydi. napuyorsun, dedim. "mayışıyorum" dedi. pazar kahvaltısı yapalım mı, dedim. "olur" dedi. üstümü değiştirdim, benzin aldım, evin önüne gelip aradım, "geliyorum hemen" dedi. apartmanın kapısı açıldı. bu kız genelde grunge giyinen, öyle takılan biri; ama o gün o kadar harika bir elbise giymişti ki, gözlerimi aladım. siyah beyaz yatay çizgili tek parça, göğüs ve sırt dekolteli miniden biraz uzun bir elbise, altında bordo bir topuklu bot, dudaklarında bordo bir ruj, spor bir bayan çantası... öyle bayılmış bakıyordum ki suratımdaki ebleh ifadeyi fark etti, gülümseyerek kapıyı açtı, bindi. dudaklarını kaçırarak "ruj bulaşmasın" diyerek, yanak yanağa öptü. çok güzelsin, dedim. gülümsedi.
    ···
  12. 112.
    0
    yolda ne yiyelim geyiği yapıyorduk, benim telefonum susmuyordu. ertesi gün proje toplantısı vardı onun hakkında arıyorlardı, kız da telefonuyla ilgileniyordu benim konuştuğum zamanlar, telefonu sessize alayım en iyisi, dedim. gülümsedi. ee karar verdin mi nereye gidiyoruz, dedim. "benim canım aslında waffle istiyor" dedi. sabah sabah... dedim. "ne var" dedi gülümseyerek. ben geyik yapmaya başladım, o da gülüyordu. "arkadaşımın çalıştığı bir yer var oraya gidelim" dedi. gittik, hani böyle tutturmak için ne iş yapacağını bilemeyen işletmeler olur ya, tam o hesap bir yer. pub aynı zamanda, arkada bahçemsi bir yeri var. neyse geçtik oturduk, bir garson geldi kız tanıyordu, gene salak bir sohbet dönüyordu. "x-can daha gelmedi mi?" dedi, çocuk da geç geleceğini söyledi, önceki gece takılmışlar, şöyle patlamışlar şöyle çatlamışlar falan. tam ergen muhabbeti. neyse waffle'ları söyledik, ben öncesinde bir kahve söyledim, hızlı olursa sevinirim, dedim. biraz gergin bir şekilde. kızın umrunda bile değildim. trip attığımı fark etmiyordu ya da öyleymiş gibi davranıyordu.
    ···
  13. 113.
    0
    devam et panpa
    ···
  14. 114.
    +1
    kahvem geldi, sonra waffle'lar geldi, okulunu anlatıyordu, dersleri zormuş. dövme sanatçısı bir arkadaşı varmış, onun yanına gidiyormuş, orda takılıyormuş falan. özel sektör çok salakçaymış, ajanslar aptalcaymış, sanat yönetmeni asistanlığı yapmıştı, arkadaşımla öyle tanışmışlardı, işte o iş de tak gibiymiş. dövme yapmak istiyormuş. anlatıyor da anlatıyor, ama hiç benim hayatımdan bahsetmiyoruz. sürekli konuşuyor, yeni bir yer açılmış, yok efendim göky artık işletmeciliği bıraksınmış, taksimin anasını gibmişler, falan. aslında bir taraftan onu daha yakından tanımak hoşuma gidiyordu; ama onun da beni tanımasını istiyordum. daha doğrusu daha samimi bir sohbet yakalamak istiyordum, böylece sevişmiş ve arkadaş gibi takılan tiplerden çıkıp, harbiden sevişmiş insanlar gibi konuşabilcektik.
    ···
  15. 115.
    0
    ne yavaş yazıyon amk sende ya
    ···
  16. 116.
    0
    mekandan kalktık, bir cafeye gittik. aslında bana kalsa öyle sürekli mekan değiştiren bir insan değilim; ama tebdil-i mekanda ferahlık vardır, kafasındayım. ortak birkaç tanıdıktan bahsetmeye başladık. bildiğin dedikodu yapıyorduk. bir yerden muhabbete girmeye çalışıyordum. birilerinden bahsediyoruz, "o çok güzel kız" falan diyor. ben de sarışın bir kız var, o amma peggy lee'e benziyor, dedim. "ne alakası var be" dedi. ne bileyim minyon bir tip, andırıyor, dedim. "bence saçmalıyorsun" dedi gülümseyerek. ya zaten benzese ne olacak, bir fever söylemez, dedim. fever sevişerek dans ettiğimiz parçaydı. bir anda o bakışlarındaki değişimi görebildim. belki de saniyenin binde birinde olmuştu; ama sanki gözlerinin içi titremişti. ben de binçe bir gülücük attım. "güzel şarkı" dedi, göz kırptı.
    ···
  17. 117.
    0
    artık kanala girmiştik, sohbetimiz erotik ilerliyordu. birbirimize laf çarpıtıyorduk. ama dünyanın en salak konuşmasına bir türlü çekemiyorduk, biz neyiz, ne olucaz, kısmına gelemiyorduk. kızın rahatlığı cesaretimi kırıyordu, ben o kadar rahat bir insan değildim çünkü. yani seviştim bitti, tepkisi alırsam aynı ölçüde karşılık veremezdim. koyardı yani ne olursa olsun. o yüzden dikkatli bir şekilde açmaya çalışıyordum. telefonu titredi, mesajı açtı "kardeşim" dedi, cevap yazdı. "salı günü geliyormuş, artık yalnız kalmıcam" dedi sevinerek. ben de binliğimden ödün vermeyerek, ama salı'ya kadar napacaksın, dedim, gülümsedim. "bulurum birini" dedi, göz kırptı. bul bakalım, dedim. uyuzlaştık öyle, sonra gayet samimi bir şekilde, bana gel istersen salı'ya kadar, dedim. "fakülteye ters olmicak mı orası pazartesi okula gitmem lazım" dedi. ben seni sabah bırakırım, dedim. "olabilir" dedi. siparişleri yeniledik.
    ···
  18. 118.
    0
    bir şekilde muhabbet kapanmıştı, gereksiz bir şeylerden bahsediyorduk. gelip gelmeyeceğini teyit etmek istedim, burdan kalkınca evine uğrayalım istersen kıyafet al yanına, dedim. "ya aslında bilmiyorum" dedi. neyi, dedim. "evde mi kalsam diye düşünüyorum" dedi, bakışları başka yerlerde benimle konuşuyordu. düşünüyormuş gibi yapıyordu kendini. sen bilirsin de niye gelmiyorsun ki, dedim. "seni yormayayım ben sen dinlen, uyu" dedi. içimden, hay ananı gibicem hala aynı muhabbet mi, diye geçirdim. sinirimi dizginlemeye çalışarak, dinlenmek, uyumak istesem zaten teklif etmem ki, dedim. gene suratı düştü. ağzını burnunu yamultmaya başladı. gıcık olmuştum, neyin kafası lan bu, diye ağzına sıçmak istiyordum; ama kendimi tutuyordum. birkaç dakikalık sessizlik oldu. "ben bir işeyim" dedi, kalktı.
    ···
  19. 119.
    0
    res amk res ne dildoymuş be
    ···
  20. 120.
    0
    reserved
    ···