hobbitköy hatıralarım ve frodonun yolu

Allahtan ellerimizde yakıp ışık sağlayacak eşyalar vardı. Karanlıkta yürüseydik her an birileri fordlayabilir, pandik atabilir ve hatta zütümüzü gibebilirdi. Taa aşağılardan sanki değirmen varmış gibi su sesi duyuyorduk amk. Su sesiyle birlikte ilerliyorduk. Biz durunca su sesi biraz devam ediyor sonra kesiliyordu. ilerleyince tekrar başlıyordu. zütüm tutuşmaya başladı amk. Hadi orklar falan neysede benim aklım cinlerdeydi. Asıl onlardan korkuyordum. Önümüze üç ayrı geçide bağlanan bir yol geldi. ‘’ben burayı hatırlamıyorum beyler’’ dedi gandalf. Ve bir kapı vardı yarı açık halde. ‘’dayı ilk şu odaya bi bakalım’’ dedim gandalfa. Girdik odaya sessizce. Bi gib gözükmüyordu amk. Sadece bi kuyu vardı. Eğilip içeri baktığımdada bi tak göremedim. Sonra ‘’cuuup !! ‘’ diye bir ses geldi. ‘’bismillah! ‘’ diye döndüm herkes şaşkındı. ‘’ o neydi ?’’ dedi aragorn. Bizim huur çocuğu pippin kuyunun içine taş atmış onun sesiymiş.

içeri girip yürümeye başladık. Ben bi ara kendi kendime ‘’amk yılanlar kurtlar orklar nasıl bir yerdeyim lan ben’’ dedim. Taşlar söylediğimi yankı haline getirdi ve söylediğim cümle yankılandı amk içerde. Halbuki sesli söylememiştim pek bi anlam veremedim. Gandalf bana dönerek ‘’sus kitabını gibecem sus bi ‘’ dedi. asasıyla ışık yapıp onu takip etmemizi söyledi. Biraz mola verip bişeyler yedik sonra tekrar yola koyulduk. Ganldaf en önde bir elinde kılıç bir elinde asa yürüyordu. Bende onun arkasında kelebekle kılıcı çekmiş onu takip ediyordum. En arkada grubun gizemli bini aragorn vardı. Karanlıktan geliyordu. Hava sıcak ve boğucu olmaya başlamıştı. Tünelin için karınca yuvası gibiydi amk. Öyle karmaşıktı ki nereye gideceğimizi şaşırıyorduk.

Kelebeği çektiğim gibi suya girdim. Frodonun ayak bileğinden tutan kolu huncarca kesmeye başladım amk. işin garibi keserken inanılmaz bir haz uyanmıştı içimde. Bu sırada gandalf kapının şifresini bulmuştu. Dost kelimesini elfçe söylemesiyle beraber kapı açılmıştı. Ben frodoyu kurtardım ve çığlık çığlığa kıyaya koştuk frodoyla. 20 kol daha çıktı sudan. Gandalf ‘’girsenize dıbınakoyayııımm çabuk oluuuun girin içeriii’’ diye bağırıyordu. Hepimiz içeri girdik ve kapılar kapandı. artık geri dönemezdik tek yol moria’nın çıkış yoluydu.

devam et devam et... ahahahhhahahhahaha

Duvarda muhtemelen elf harfleri çıkmıştı. Legolasla ne yazdığını çözmeye çalıştık ve çözdük ‘’eğer dostsan parolayı söyle öyle gir’’ yazıyordu. Bunu gandalfa ilettik. Ben duvara yaklaşıp ‘’açıl susaaaam açıııl ‘’ diye bağırdım. Bi gib olmadı. Gandalf kapıyı açmanın bi yolunu arıyordu. Bende arkadaki gölde taş sektiriyordum sıkıntıdan amk. Büyük bir taş alıp şlooooop diye attım göle. Taşı attığım yerde büyük halkalar oluştu. ‘’hasgibtir tsunami beyler kaçııın ‘’ diye bağırdım. Kimse anlam verememişti. Dalgalar büyümeye başlamıştı ve kapıyı bir türlü açamıyorduk amk. Sonra frodonun çığlığını duyduk. Gölden acayip bi yaratık çıktı beyler. Van gölü canavarıydı heralde tam kesiremedim. Sanki gölün üzerinde bir sürü yılanlar vardı amk.

Sonra ateşler sönmeye başladı. Tehlike geçmişti. Hemen bişeyler atıştırıp gitmeyi düşünüyorduk. ‘’gün kavuşmadan kapıya ulaşmamız lazım’’ dedi gandalf. Öğlen olana kadar yürüdük. Önümüze bir dere çıktı. Bu dereyi takip edecektik en azından gandalf böyle diyordu. Aragorn bu topraklarını bilmediğini söyleyinde gandalf dayıya güvendik. Ve sonunda moria duvarlarına varabildik binler. Kuzey tarafından dolanan bir yol bulmamız gerekiyordu. Dağın altında karanlık ve dar bir yol vardı. Maalesef midillimizi oraya zütüremeyecektik. Biliyi saldık ve devam ettik. Kapıyı arıyorduk bir gölün kenarında amk. Gandalf hızlıca yürüyordu bizde onu takip ediyorduk. Göl ile duvarlar arasında küçük toprak bi yol vardı. Bu cücüler dıbınakodumun kapısına bir sır koymuşlar. Bir türlü girişi bulamıyorduk amk. Ay ışığı duvarlara çarparken gandalf duvara yaklaşık anlamadığım dilde bişeyler söyledi. Duvarda ay ışığıyla birlikte çizgiler belirmeye başlamıştı.

reserved

çorumlu tolkien was here

Kısa bir süre sonra tekrar saldırdılar. Aragorn kılıcının ilk darbesiyle liderlerinin boğazını kesti bir tinerci edasıyla. Boromirde kılıcını savurarak bir diğerinin kellesini kopardı. Bende bi yandan sol elimdeki kılıcım kafa keserken, diğer yandan kelebeğimle bana yaklaşanların yüzüne derin çizikler atıp kör ediyordum. Gimli güçlü bacaklarını açmış cüce baltasını kullanamktaydı. Legolas ise bildiğin koxp kurmuş gibiydi amk okların ardı arkası kesilmiyordu. Gandalf aniden büyüdü sanki. Diğer eline yanan bir dal alıp kurtların üzerine yürüdü. Alevler içindeki odunu havaya fırlattı ve ‘’giberiiiim laaaaan ‘’ diye bağırdı. Büyük bir gümbürtü oldu her yanı ateş almıştı amk. Gandalf ortalığı yakmıştı. Legolasın oku havada ateşle buluşup yanarken bir kurdun kalbine saplanmıştı. Geri kalanlar kaçtılar. Kurtlar bozguna uğramıştı.

reserve hahahaa

Sabahın ilk ışıklarıyla moriaya gidecektik. Sığınabilmek için küçük bi tepeye tırmandık. Hobbitler uyumuştu. Gandalf ben ve aragorn nöbetteydik. Midillimiz birden yerinde zıplamaya başladı. Bu kötü bir işaretti amk. Kelime i şehadet getirip ayağa kalktım. Kurt ulumalarını etrafımızı sarmıştı artık. Bunların bir kısmı taş çemberin dibine kadar yaklaştılar. Kocaman kara bir kurt silueti çemberin boş bir
yerinde dikilip bizi süzdü. Sonra, adeta sürüsüne saldırı emri veren bir komutan gibi, tüyler ürperten bir uluma koparttı. ‘’tekbiiiiiiiir !!! 11 ‘’ diye bağırdım bende. Bizim grup ‘’allaah u akbaaaar ‘’ dedi ve sahneye gandalf çıktı. Asasını kaldırarak iri adımlarla ileri çıktı. Kurtların reyizlerine bakıp ‘’seni’’ dedi notmal bi ses tonuyla. Sonra etrafı süzünce şiddetlenip ‘’giberim huur çocuuuuu !! ‘’ diye bağırdı. Kurdu tehdit ediyordu. Anasını gibmekten bile bahsetti. Kurt müthiş bir sıçrayışla üzerine atladı o sıra bir kiriş sesi duyduk. Legolas çoktan okunu yayından çıkarmıştı. Kurdu indirdi. ‘’anasını gibtim onun’’ dedi gülerek. Gandalf aragorn ve ben ileri çıktık. Kelebeğimi sallamaya başladım tekrar. Sonra kurtlar geri çekildi.

Gimli ‘’belki balin’i bulabiliriz madende. O bize yardım eder. Bi ümit var denemeliyiz. Gandalf reyiz ben o yolda yanında olucam’’ dedi gandalfa. ‘’yaşa lan bin ! ‘’ diyerek gülümsedi gandalf ve bana baktı. ‘’her türlü dayı ‘’ dedim. Gülümsedi. Ardından aragorn ‘’kerem varsa bende varım’’ dedi. aragornda takılınca peşimize herkes kabul etti yolu. Frodo hala fikrini söylememişti. Bunun üzerine boromir ‘’ben gitmiycem, yüzük taşıyıcısının fikrini almadık’’ dedi. tüm gözler frodoya döndü. Frodo biraz uyuyup sonra oylama yapma derdindeydi. ‘’lan amk neyin oylaması bi sen varsın’’ dedim. Birden kurt sesleriyle aragorn ve ben ayağa fırladık. ‘’aha gibi tuttuk amk bunlar ülkücüler !!11 ‘’ dedim. Gandalfta ayağa kalkıp ‘’sabahı bekleyemeyiz av başladı amk. Vahşi kurtlarla kim güneye yürümek ister ? ‘’ dedi. ‘’moria ne kadar uzakta amk ‘’ diye sordu boromir. Bu uluma sesleri kanımı donduruyordu. Kurt varsa orkta vardı. Ve perişan bir haldeydim amk

reserved okurum belki

Yemek yedikten sonra toplandık. Kızılboynuz geçidi ebemizi gibecekti neredeyse. Gandalf ‘’binler ya yolumuza devam edicez ya da yenilgiyi kabul edip ayrık vadiye döneceğiz’’ dedi. bunu duyan huur çocuğu pippin’in yüzünde bi aydınlanma olmuştu. ‘’yenilgiyi kabul edemeyiz bizim canımız yanmaz gardaş. Efe torunuyuz biz amk.’’ Dedim. Aragorn omzumdan tutarak ‘’geriye tek bir yol kalıyor beyler. O da moria madenlerine giden yol’’ dedi. moria madenlerinin içine girip dışarı çıkmaz çok zordu binler. Gimli sevinmişti. Cücelerin orda olma ümidi vardı içinde. Bende belki orklar orayı ele geçirmemiştir amk diye düşünüyordum.

reserved

okuyorum amk

iliklerimize kadar donmuş ve acıkmıştık amk. Sabah olmak üzereydi. Aragorn yanımıza gelerek ‘’kuşlar beyler kuşlar. Gözcü bunlar’’ dedi. ‘’hay anasını gibeyim bi kuşumuz ekgibti zaten’’ dedim. Gandalf ise ‘’ister iyi olsunlar ister kötü ama biran önce aşağı inmek zorundayız binler ‘’ dedi. peşimizde soğuk bir rüzgarla sırtımızı kızılboynuz geçidine çevirip yamaçtan aşağı inemeye başladık. Gecelemek için durduk. Çok yorulmuştuk.

Sonunda kar tamamen durmuştu. Rüzgarda hafiflemişti. ileri devam etmeyi düşünmüyorduk. Bulutlar her an kar atıcak gibiydi. Bu sefer ölmek istemiyorduk amk. Geri dönmeyi düşündük. Her yer karla kaplıydı dönüş yolumuzu bulmakta zorlandık. Boromir önden gidiyordu. Bazen baktığımda yürüyormuş gibi görüyordum muallakyi bazen baktığımda resmen karla boğuşuyordu. Legolas ‘’ben güneşi bulmaya gidiyorum’’ dedi ve koşmaya başlamıştı. Elflerin ayakkabıları falan hafiftir beyler. bin birde hızlı koşuyodu. Kısa zamanda gözden kayboldu. Yaklaşık 1 saatlik yürümenin ardında legolası görebildik.

Birbirimize sokularak mümkün olduğunca kayalığa yapıştık. Fırtınanın geçmesini diliyorduk. Midillimiz tam önümüzde bize siper oluyordu. Hüzünlü gözlerle düşen kayaları izliyordu midilli. Sam ise korkmaması için midillinin başını okşuyordu. Zaman biraz geçti fakat hala durum aynıydı. ‘’burada durmanın bi anlamı yok bişeyler yapmalıyız amk’’ diye seslendi boromir gandalfa. Gandalf eşyalarının içinden bir matara çıkardı ve ‘’kişi başı birer yudum için şundan binler’’ dedi. heyacanlı bi şekilde gandalfa dönerek ‘’dayı vodka mı yoksa başka bişey mi ? ‘’ diye sordum. Birer yudum aldıktan sonra gücümüze güç gelmişti amk. Hatta bana gelen güçle acıyan gibim dimdik olmuş ‘’bu mal bi harika dostuuuumm .d.d. !! ‘’ diye bağırmaya başlamıştım.

rezervasyon

Kar anlamsız bi şekilde baya yükselmişti. Diz kapağıma kadar geliyordu amk yürümekte zorlanıyorduk. ‘’bu düşmanın bir oyunu mu acaba ? ‘’ dedi boromir. ‘’onun fırtınalara hükmettiğini duymuştum’’ diye devam etti. Sonra kar biraz dindi. Ardından rüzgar da dindi. Hızlanmaya başladık lakin fırtına güç toplamış bir şekilde geri döndü. dıbınakodumun yolunda daha 200 metre gidebilmiştik. Belki de 150 metre bilmiyorum. Yürümekte baya zorlanıyorduk. Ardından yamaçtan ıslıklar çalarak başımızın üzerinden geçip patikaya çarpan taşlar düşmeye başladı. Taşlar yuvarlandıkça büyük bir gürültü kopuyordu. ‘’hasgibtir karınca gibi ezilecez burada amk’’ dedim aragorna. ‘’bu gece daha fazla gidemeyiz’’ diye bağırdı boromir. ‘’aynen bu taşlar bizi nişan alıyor amk’’ diye söylendi ardından aragorn. Gimli cüsseli yapısına rağmen ilerleyemiyordu. Pippinde baya geride kalmıştı. ‘’ulan inşallah taşın teki pippini alır aşağı düşürür’’ derken tam ayaklarımın önüne taş düştü ve bulunduğum zemini parçaladı. Tek ayağım aşağı indi öteki ayağım zeminde kaldı. gibimi zeminin sivri yerine çarptım. Düşme korkusuyla ‘’aaallllaaaah u akbaaar tekbiiiiirr ‘’ diye bağırırken gandalf beni kavradığı gibi zemine çekti. Oturup gibimin acısının geçmesini bekledim.