hobbitköy hatıralarım ve frodonun yolu

şimdi ben yatıyorum binler kalkınca tekrar devam ederim siz rezervleri almaya devam edin. asıl heyecan ilerleyen bölümlerde başlayacak

Atın üzerindeki eleman başı öne eğik bir biçimde sanki etrafı dinlercesine sessizce duruyordu. Bir kurt misali havayı kokluyordu. Muhtemelen ülkücüydü. Bir boğanın nefes alıp verişi gibi ses çıkartıyordu etrafı koklarken. Sanki en ufak bir kokuyu almaya çalışıyordu. Sonra süvarinin başı bi o yana bi bu yana dönmeye başladı. Frodonun eli bir an yüzüğe doğru hareketlendi. Ama cesaret edemiyordu. Yüzüğü takarsa emniyette olacağını düşünüyordu amk bini sam ile beni bir dakika bile düşünmeden. Eli yüzüğün zincirine değdi. O sıra sanki tekbir çektirirmiş gibi süvari yerinden doğruldu ve at şaha kalktı. At önce yavaş adımlarla sonra hızlıca ilerlemeye başladı.

Yemeği bitirip yürümeye başladık. Ben bir ara at veya midilli sesi duydum. Hemen frodoya dönüp ‘’haydi bismillah at sesi geliyor amk saklanalım şuraya bi yere’’ dedim. Frodo heyecanlanıp ‘’bilader kesin gandalf geliyordur ohh bee’’ dedi. Sam ve frodoyu kolundan tutup ‘’binler bakın kimin geldiğini bilemeyiz saklanalım. Eğer gelen gandalfsa sürpriz yapmış oluruz. Ama gandalf değilsede saklanırız. Size kalsa yolda durup ilk gelene kendimizi gibtircez’’ dedim. Hak verdiler. Nal sesleri iyice yaklaşmıştı. Kalp atışımı kulaklarımda hissedebiliyordum. Dönemeçten siyah kocaman bir at çıkageldi. Üzerinde pelerini olan iri yarı bir adam vardı. Çizmeleri bariz gözüküyordu. Frodonun kulağına eğilip ‘’aha yarraa yedik barzo bu’’ dedim. Ağacın arkasındaydık. At tam önümüze gelince durdu

O gün yapacağımız yürüyüş çok yorucu olucaktı. Yorgunluktan zigzaglar çizerek yürüyorduk amk. Sam’in ayakları resmen sekiz çiziyordu. Uzakta brendi nehri gözüktü. Frodo ‘’ off amk bu yol sonsuz bilader hiç biter mi yaa’’ diye söylenmeye başladı. Bana ‘’nehrin oradaki ormanda elfler var mıdır kanka ? ‘’ dedi. ‘’ne bileyim amk müneccim mi gibti beni’’ diye cevap verdim. Sam yırtık dondan çıkar gibi lafa dalıp ‘’benim duyduğum kadarıyla hayır’’ dedi. Yarım saat kadar daha yürüdükten sonra öğle yemeği yemeye karar verdik. Güneş alçaymaya başlamıştı. Gece olmaya başladığından zütümüz yusuf yusuf olmaya başlamıştı. Artık düzlüğe çıkacaktık ve dümdüz bir arazi bizi bekliyordu.

Güneşin ilk ışıklarıyla beraber uyandım. Amk ayacının oyuk yerine kafayı koymuşu heralde boynum tutulmuştu. Kambur gibi dolanıyordum. Ama yüzümde bir gülümseme vardı. Çok güzel bir elf hatunu yüzünden rüyalanmıştım. gibim tüm zor şartlara rağmen dimdik ayaktaydı ve bu bana cesaret veriyordu. Sam ile frodo’yu ayaklarımla dürdüp ‘’olum kalkın okula geç kalacaksınız’’ dedim. Frodo gözünün tekini açarak ‘’ne var dıbınakoyayım giberim bak git başımdan’’ dedi. ‘’kalkın lan dıbınakodumun hobbitleri’’ diye bağırdım. Onlardan güçlüydüm, uzundum ve gibim hala dimdikti. Cevap veremeyip kalktılar. Sam ‘’ne güzel bi sabah’’ dedi. Frodo sinirli sinirli bakıp ‘’ neresi güzel amk gece zütümüzü gibseler ruhumuz duymazdı’’ dedi. Sam ile frodo binine ‘’ateş yakın siz ben su kaynağı var mı bakıcam amk zulayı tazelemek lazım’’’ dedim. Tepenin aşağısında bi dere gördüm. Afrikalı aç çocuklar gibi koştuk elimizi yüzümüzü yıkadık ve zulamızı tazeledik. Saat sabah 10 civarıydı. Güneşin açısından anlamıştım bunu. Tekrar yola koyulduk

devAMmm

Batıya doğru ilerledik. Sonra patikadan ayrılıp sola döndük. Frodo üzgündü. Yaşadığı yeri terketmişti. Bana dönüp ‘’bilader acaba bu vadiye bir daha bakabilecek miyim? ‘’ dedi. ‘’inşallah din kardeşim’’ diyerek cevap verdim. Uç ormana yaklaşmıştık. Hava kararmıştı ve çok yorulmuştuk. ‘’çok uykum geldi olum biraz uyusak ya la ? ‘’ dedi sam. Frodo sam bakıp ‘’ tamam ilk uygun yerde dururuz amk karı gibisin’’ dedi. işaret parmağımı yalayıp havaya kaldırdım. Ardından frodoya dönüp ‘’rüzgar batıdan esiyor knka’’dedim. Ve ekledim ‘’ şu önümüzdeki tepenin öbür kısmına geçelim, uygun bir yer bulursak dinleniriz’’ dedim. ‘’yarak kürek konuşma amk sen nereden biliyon buraları’’ dedi. ‘’coğrafya dersim hep 4 düşerdi kanka’’ dedim. Güvendiler bana. Tepenin ardına geçip ağaçların arasında ateş yaktık. Bişeyler atıştırdıktan sonra uyuduk.

hızlı yazmaya çalışınca sıçmaya başladın dıbına koyim.. Yoksa iyi gidiyorsun valla..

bir işsiz daha okurum

Bilbo dedenin evinin anahtarlarını saksının altına koyduk. Sam sevinçliydi ‘’sonunda bee çıkıyoruz işte’’ dedi. Frodo çantayı sırtlayıp sopayı eline aldı, diğer sopalarıda sam ve bana verdi. Elimizde sopa sırtımızda çanta bilinmeze doğru gidiyorduk. Bir ara ‘’hoşça kal’’ dedi frodo arkasına bakarak. ‘’yaarrramm köyün sana güle güle demesini mi bekliyosun yürü’’ dedim. ‘’sonumuz hayrolsun kanka’’dedi. ‘’valla bakıcaz görücez adaş’’ dedim frodoya. Sam o sıra bize dönüp ‘’merak etmeyin beyler yüce rabbim bizi koruyacaktır’’ dedi. ‘’lan sen ne ara şakirt oldun kafanı sinek mantarından kaldırmıyodun amk’’ dedim sam’e. O da gülümseyerek ‘’ olum zütümüz sıkıştı işte kim bilir nelerle karşılaşcaz napayım’’ dedi. ‘’neyse’’ dedim bende.

beyler dinliyor musunuz lan bi ses seda verin amk ?

Bizimde gitme günümüz yaklaşıyordu. Frodo çantasını doldurmaya başladı. Yüzüğüne sürekli bakıyordu. Bu beni endişelendirmişti. Bende 5-6 sinek mantarı karşılığında özel olarak diktirdiğim hobbit kıyafetlerimi giydim. Zorlu koşullar diyerek spor ayakkabımı çantama koydum. Ayrıca çantamda bi ton yiyecek, bi kaç yedek kıyafet, iki tane boxer bir tane atlet vardı. Beni tek üzün şey sinek mantarı koymamış olmamdı. O riske giremezdim maazallah sinek mantarı kafasındayken orklar ormanda zütümü gibebilirlerdi. Sonra öldürüp cesedimi 10 parçaya ayırıp bi ağaç dibine bırakabilirlerdi. Son olarak çantama güneş gözlüğümü koydum. Çeşitli delici kesici aletlerimide ceplerime doldurarak frodoyu beklemeye koyuldum. Frodo hazırlanınca evden çıktık. Ama sam ortalıkta yoktu. Bi kaç kere ‘’sam’’ diye bağırdık. Sonra ‘’geliyorum abim’’ diye seslendi sam. huur çocuğu benim yüzümden bağımlısı olduğu sinek mantarlarıyla vedalaşıyormuş.

Gandalf gidecekti. Son kez bilbo dedenin evinde toplandık. Son eğlencemiz diye hep beraber sinek mantarıyla kafayı bularak dansöz hobbit falan oynattık. Baya eğlenmiştik. Şafak sökmek üzereydi. Gandalf düşüceliydi hala. Frodo gandalfı dürterek : ‘’bişey mi oldu dayı ? ‘’ dedi. Gandalf düşündü biraz ve konuştu : ‘’Yoo hayır; fakat huzurumu kaçıran bir şey duydum, gidip bir bakmamda fayda var. Eğer derhal yola koyulmanız gerektiği sonucuna varırsam hemen geri gelir, veya en azından bir haber yollarım. Bu arada sen planına sadık kal; fakat her zamankinden daha dikkatli ol, özellikle de Yüzük konusunda. Bir kere daha hatırlatayım: Yüzüğü kullanma! Bak pek güvenmiyorum ama kullanırsan o yüzüğü zütüne sokarım’’ dedi. Ve gitti. ‘’ her an geri gelebilirim’’ dedi giderken.

yazım yanlışları yapabiliyorum arada kusura bakmayın gençler, ya da bakın zerre gibimde değil devam ediyorum

Sonbahar gelip çattı. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Sadece gitmemiz gerektiğini biliyorduk. Gandalfla buluştuk. Frodo gandalfa ‘’nereye gideceğimi bilmiyorum. Pusulam ne onuda bilmiyorum’’ diye sezenişte bulundu. Ben deniz kıyısını takip etmekten yanaydım. Sonuçta denizcilik lisesi bitirmiştim ve frododa bunu biliyordu fakat olmayacağını söyledi. ‘’yarraaam burda öyle çok deniz yok burası ormanlıktır senin gezdiğin şehir sokaklarına benzemez’’ dedi. Hak verdim bine. Tehlikeye giden yolu seçmeliydik. En azından gandalf dede de benle aynı fikirdeydi. Frodo heyecanla ayağa kalkıp ‘’ayrık vadi !!!111!! ‘’ dedi. ‘’ayrık vadiye doğru gideceğiz. Sam’i elflere zütüreceğim, çok mutlu olur fakir bin.’’ Diye ekledi. Gandalf dinliyordu. Frodo bana dönerek : ‘’elf kızlarına asılayım deme sakın gibiverirler bak sonra tanımam seni oralarda’’ dedi.

‘’sessizce ve bir an önce gitmeniz gerek’’ dedi gandalf. Yaklaşık 10 gün kadar geçmişti. Ben bir yandan hobbitköy kız meslek lisesi çıkışlarına gidip kız düşürüyordum bir yandan da frododan haber bekliyordum. Gandalf bir ziyaret daha gerçekleştirdi. Çok feyzli bi dayıymış daha iyi tanıyordum geçen zamanda. Bilbo dedenin evinde pilavlarımı yedikten sonra mesela dönüp dolaşıp gitmeye geldi. Frodo sonbaharda yola çıkmaya karar verdiğini söyledi. Bu banada uyuyordu. Tüm yazı shire nehirlerinde yüzerek, her geceyide sinek mantarı yiyerek geçirdim. Frodo tam bir asosyal bin olmuştu yazın. Neredeyse çok az evden çıktı. O olmayınca bende sam ile takılıyordum. iyi bi hobbit ama benle takıla takıla puştun teki oldu. Sinek mantarına bağımlı oldu. Sürekli kafası iyi geziyordu. Hatta gördüğü halüsünasyonlardan kitap yazmayı istediğini söyledi bi ara. giblemedim çünkü onda o ışık yoktu.

reserved
--spoiler--

--spoiler--

reserved

beyler bi büfeye gidicem sonra biraz dinlenecem siz rezervleri alın devam edicem çünkü

‘’tamam gençler ben size yolculuğunuzu tarif edeceğim. Otostopla falan gitmeye kalkıp zütünüzü gibtirmeyin sakın. Saklana saklana gideceksiniz. Frodo sen buradan ayrılınca ismin artık bay tepedibi olucak. Kerem sende buradan ayrılınca ismin bay taşakkılı olucak. ‘’ dedi gandalf. Demesiyle beraber kapıdan sam girdi içeri. huur çocuğu bizi dinliyormuş, salağa yatmaya çalıştı ama yemedik. ‘’valla çimlerle uğraşıyordum’’ dedi ve çim makinesini gösterdi. ‘’zütüne sokarım ama o makineyi ? ‘’ dedim. Ufaktan tırsıp ‘’istemeden kualk misafiri oldum abim valla benden çıkmaz’’ dedi. Gandalf çok sinirlenmişti. Gandalfa dönüp ‘’ vur de vuralım reis’’ dedim. Galdalf sam’i omzundan çekip ‘’lan madem dinledin amk sen kaşındın sende gideceksin bunlarla’’ dedi. Sam korkak bi sesle ‘’ forodo ve kerem’in gideceğini duyunca dayanamadım daldım içeri. ‘’olum bak bunu biri duyarsa zütünü giberim senin ‘’ dedim sam’e. ‘’abi valla benden çıkmaz frodo beni iyi tanır’’ dedi. Gandalf beni susturup ‘’sende kerem ve frodoyla gideceksin sam’’dedi. Sam sevinci ‘’oley bee ! ‘’ diye bağırdı.