-
1.
+1Yaşıyor muyuz? Yaşamaktan ne anlıyoruz? Yiyip içip, gezmek, eğlenmek, iyi bir hayat sürmek, iyi bir iş, toplumdaki konumumuz… Bunlar olunca “yaşamış mı” oluyoruz? Böyle olmamalı… Yaşamak bu olmamalı, hayatın gayesi bunlar olmamalı…
-
2.
0ılık zütlü dedected
-
3.
0“Yaradan’a giden yolda nefes almıyorsan, yaşamıyorsundur!”
Nefesini, Yaradan için alacaksın! Her nefesi sana veren O değil mi? Niçin verilen o nefesin kıymetini bilmiyorsun? Sana o nefesi vereni niçin unutuyorsun? Niçin O’nu anmıyorsun?
Her nefeste O’nu ananlara selâm olsun!
•
insan-ı Kâmil olmak elbette zor, kimdir bu insan-ı Kâmil? -
4.
0“Allah aşkıyla yaşayan ve o aşkla nefes alan canlı, insan-ı Kâmildir.” Allah aşkıyla insan nasıl nefes alır? Her canlı zaten nefes almıyor mu?
Hayır: “Soluk, normal yaşam için alınan hava. Bunu hayvanlar da alıyor. Nefes ise Allah aşkıyla alınan hava.”
…
Allah’a nasıl gideceğiz?
Gidilecek yolu Allah’a soracağız. Samimi ve ciddi olarak… Herkesin yolu bir şekilde kalbinden Rabbi’ne bağlı değil mi? (sh.38-39) -
5.
0yaşam 31 gibidir, yaşamak istersin ama sonunda hep pişman olursun
-
6.
0Daha neyi arıyoruz ?
Kalbimizden, kendimizden daha ne kadar habersiz yaşayacağız? Kendimizin kıymetini ne zaman bileceğiz?
•
Rıza gösterebilmek; işte asıl hüner bu. “Bu Rabbimdendir” deyip rıza göstermek… Zorlukların, çilelerin, imkânsızlıkların vs. bunların arasından sıyrılıp, her an Allah ile olduğunu unutmadan, RIZA göstermek…
Senin için seçilmiş çilelere göğüs gerip, “bu Sevgilidendir” deyip sabır göstermek, razı olup, rıza göstermek…(Sh 39)
Allah’a olan sevginde samimi olacaksın, ciddi olacaksın. Bunun için o badireleri atlatıyorsun, bunun için önüne çeşitli engeller çıkıyor. Yani aziz kardeşim, samimiyetin, bir yerde ‘test’ ediliyor. Sevginde, ‘sebat edeceksin!’ -
7.
0Kalbine dikkat edeceksin!
Şikayet etmeyeceksin!
Şüphe etmeyeceksin!
Vehime düşmeyeceksin!
•
Aşk’ı soruyorsun. iyi dinle: “Aşk, Yaradan’ın yarattıklarına yansımasıdır,” diyordu ilhami Abi, Adem’e. Yani hepimize…
“Bu kadar mı aşkın tarifi?” diye içimden düşünüyordum. Satırın devdıbını okuyunca anladım ki, elbette hayır! Şöyle sürdürüyordu ilhami Abi konuşmasını : “O’nun yarattıkları, kainât -her şey- bir ayna olmuştur. O aynadan Rabbimiz, ‘Ben bilinmez bir hazineydim bilinmek istedim’ lütfuyla bakmıştır. işte tabiri caizse: O aynaya yansıyan Rabb’imizin görüntüsü AŞK’tır. Yansıyanı AŞK’tır. Bunu gören, bu yansımadaki görüntüyü gören tüm varlık aşkından döner. Atomlar gibi her şey döner ve yansıyan görüntünün “Aslı”nı arar dururlar. Aslına ulaşanlar bekâya ulaşmıştır. Aşk budur! (sh.43-44) -
8.
0lan gibtirgit
-
9.
0biri gibsin la şunu