-
1.
+1önsöz ---
öncelikle başlıkta yazım hatası var kafamı gibiyim.
şimdi beyler önsöz nasıl yazılır hiçbir fikrim yok dıbınakoyayım.neyse belirtmem gereken birkaç birşey var.öncelikle hikayem paralel evren kurgusu.orta çağlarda geçiyor ve mmorpg olan silkroad online'dan aşırı esinlenilmiş bir hikayedir.oyunun evreninde geçer.hikayenin olay kurgusu ve akışı benim zütüme aittir.geri kalan karakterler genelde oyundan alınmadır.hikaye fantastiktir ve tamamen hayal ürünüdür.neymiş lan bu hikaye du bakalımcıları baştan uyarıyorum.hikayeyi zütümden uyduruyorum o yüzden okumayacaklar şimdiden gibtirip gidebilir.hikayenin telifi melifi yoktur gibtirtmeyin kopiraytı burası inci sözlük.can sıkıntısından hayal gücümü zorluyorum olay bu.siz de aşırı sıkıldıysanız takılırsınız.
noktalama,imla konusunda özürlüyüm.türkçe öğretmen adayı huur evlatları kafam gibmesinler.yanlış noktalama veimla yapmış olabilirim ve ilerde de yapabilirim mazur görün dıbınakoyayım
hikayenin haritası binozlar
http://postimg.org/image/qhul5c6u9/ -
2.
0" elleri yorulmuştu artık. inatla kazdığı topraktan birşeyler bulacağına o kadar emindi ki... Rüyasında gördüğünü söylüyordu burayı. Rüyasında birinin ona buraya gelmesi gerektiğinden, hayatını değiştirecek olan şeyin burda yattığını söylediğinden bahsedip dururdu... Ah avni... Hep boş işlerin adamı olmuştu... Niye burada olduğumuza hala anlam veremiyordum, avlanmak için çıkmıştık şehrin dışına oysaki."
- Emre : dıbınakoyayım lan avni. Olum hava kararıcaz birazdan lan. artık işe koyulsak diyorum.
- Avni: biz napıyoruz burda dıbını gibtiğim.iş üstündeyiz değil mi ?
- Umut : ya ızdırabını gibeyim senin. olum ne rüyası ne kazması dıbınakoyayım lan. bırak şu küreği de keklik aramaya başlayalım artık
" üç arkadaştılar. jangan şehrinin dışına avlanmak için çıkmışlardı. uzun süren yaz mevsimi şehrin dışının güvenli olduğu tek zamandı. Yaklaşan uzun kış için hazırlık yapmaları gerekiyordu. Oysa onlar avninin dayanılmaz ısrarları üzerine buraya, Qin shi'nin mezarlığına gelmişlerdi.Ne aradıklarını bilmiyorlardı. sadece avninin gösterdiği bir mezarlığı amaçsızca kazıyorlardı. içinde bulacakları şey hayatlarını değiştirecekti... " -
3.
0Emre : lan yarım saattir kazıyoruz bi şey yok işte. hayır izlerken yoruldum dıbınakoyayım.
avni : olum sizi geren ne lan. konuşturmayın beni işte kazıyorum az kaldı hissediyorum dıbınakoyayım.
umut: la bırak kazsın gibtiğim. avdayken kazı bahanesiyle dinleneni gibiyolarmış yalnız,ben öyle duydum.
" hava karardıkça daha hızlı kazıyordu avni, biriktirdiği kum tepesi artık boyunu aşmıştı. ellerindeki deriler çoktan soyulmuş, artık kanamaya başlamıştı. derken tok bir ses duyuldu."
avni: işte şimdi dıbınakoydum onun...
emre: ne lan bu.cesede mi ulaştın dıbınakoyayım
umut: ahahaha olum ölüye bile rahat yok lan. yıl olmuş 536...
"elindeki kürekle iyice yokladı sesin geldiği yeri... her vuruşunda tok bir tahta sesi geliyordu. kürekle yanlarını kararak şeklini ortaya çıkarmıştı kutunun. yorgunluktan sırılsıklam terlemesine rağmen, büyük bir merakla hallendi kutuya. çıkarmaya çalıştı... kutu onun için fazla ağırdı.."" -
4.
0" sonunda üç arkadaş kutuyu elbirliğiyle zorlanarak çıkardılar mezardan. üstüne yapışmış çamur ve topraktan görünmüyordu kutu. avni bir yandan eliyle kutuyu temizliyor,bir yandan da arkadaşlarına aşağılayan bakışlar atıyordu.."
- Avni: noldu lan mınıgibtiklerim ehehehe.ne dedim size. olum varya,bu kutunun içinde ne varsa, hayatımızı değiştirecek olum. belki tak gibi altın vardır lan. zengin oluruz dıbınakoyayım. janganın kralı olurum lan. Zheng'i de tavlarım artık.
- Emre: olum şaka maka define bulduk lan galiba. hala inanamıyorum dıbınakoyayım.
- Umut: beyler bi sakin olun... şu kutuyu bi açalım amk. daha içinde ne var bilmiyoruz hemen yannan görmüş am'a döndünüz. içinden kemik çıkarsa giberim belanızı.
"o sırada avni kutunun etrafını temizlemişti ve dokusu ortaya çıkmıştı. kırmızı baharat boyasıyla kaplıydı. gümüşten sarmallar kutuyu çevreliyordu. üstünde antik çince yazılar vardı. orada bulunanların okuyamacağı bir dil... kutunun üstünde bir bulmaca vardı. yuvarlak gümüşi bir pusulanın üstünde ay'ı simgeleyen bir kadın, güneş'i simgeleyen bir erkek ve yıldızı simgeleyen bir çocuk... bu üç şekilin girebileceği ayrı 9 yuva vardı. Pusula'nın dalları kutuyu dört bir yandan sarmıştır. kutuyu kırarak açmak imkansız görünüyordu... sadece şifre ile açılabilecek bir kutuydu. özel amaçlar için tasarlandığı belliydi. içinde kıymetli birşeyler taşıyor olmalıydı.." -
5.
0Emre : daha ne duruyosun oğlum açsana kutuyu. almışın eline bakışıyosun kutuyla dıbınakoyayım, ciddi mi düşünüyosunuz
Avni: olum baksana kutunun üstüne bi şifre var.3 tane şekile 9 tane yuva var amk.27 kombinasyon yapar lan. hava karardı.bu kutuyu alıp şehre zütürelim bence.
Umut: olum gibsen böyle bişeyle şehre girmem. adamın zütünden kan alırlar kan..
açalım şunu içinde ne var bakalım. hayır değerliyse atarız cebe kutuyu niye taşıyoruz dıbınakoyayım.
Avni: al aç o zaman dıbınakoyayım aç hadi.
" umut kutuyu inceledi, şekillerin yerlerini değiştirdi,en sonunda pes etti."
Umut: ehehehe, emre bi de sen bak şuna la.
"Emre umut'un aksine,27 kombinasyonu da tek tek denedi. kutuda hiçbir değişim olmuyordu. kulağını kutuya dayayıp şekillerle oynamaya başladı.bir ses gelirse kutunun açıldığını anlayacaktı.Bu çabaları da sonuçsuz kaldı.."
Emre: beyler,ehm.. sanırım kutuyu yanımıza alsak iyi olacak. ihihi.yarın sabahtan bunu yaşlı Zhu'ya gösteririz.o anlar böyle antika şeylerden. adamın hayatı ipek yolu'nda geçti. neler görmüştür dıbınakoyayım.bu kutuyu kendi koymuş gibi tanır hemen.
"emrenin de pes etmesiyle 3 arkadaş kutuyu yanlarına almaya karar verdi.ava çıkan bu 3 gencin ellerinde bir kutuyla dönmesi tuhaf bi olay olurdu ve dikkat çekerdi. bunun farkındaydılar. umut kutuyu yanlarında getirdiği tuluma sardı.ve şehre doğru yola çıkmaya başladılar. kutuyu sırayla taşıyorlardı.bir yandan şakalaşıyor,bir yandan kutunun içindekileri deli gibi merak ediyorlardı.."
Emre: la avni,bu mezarı rüyamda gördün diyodun dıbınakoyayım. anlatsana şu rüyanı.
Avni: hafız bu rüyayı nerdeyse 1 aydır görüyorum.her gece aynı şekilde. sürekli bir tılsım,bir ruh bana bu mezara gelmemi söylüyordu ve hayatımın değişeceğine dair söz veriyordu.
Emre : nası yani, tipi nası bişey olum detaylı anlat şunu..
AVni : abi işte böyle puşt gibin, muallak gibin bişey eheheh... -
6.
0
-
7.
0beyler hikayemi okurken verdiğim parçaları dinleyin. benimle aynı kafaya gelirsiniz. daha bi tad alırsınız bak. yazarla aynı kafayı yaşatıyorum size
-
8.
0http://www.youtube.com/watch?v=7_NskuAc7-I ( okurken arkada çalsın beyler)
" üç arkadaş gece olduğunda şehre varmışlardı.jangan... ipek yolunun en doğusunda bu görkemli çin şehri,muazzamlığıyla tüccarları büyülerdi.doğunun en kaliteli baharatları,en kaliteli parşomenleri bu şehirde imal edilirdi.gece olmasına rağmen şehirde hala hayat vardı.sarhoş hokkabazlar insanlara sarkıntılık ediyor,kale muhafızları kendi aralarında sohbet ediyordu.Sokak köpekleri,evlerin pencereleri önüne sinmiş,gecelik erzaklarını umutla bekliyorlardı.canlıya saygı duyulan bir şehirdi burası.ipek yolu'nun incisiydi... çatıların üstünde nöbet tutan muhafızlar şehir insanına güven veriyordu.tüccarlar hala bir kaç kumaş satma derdinde bağırıyorlardı."
- ucuza kumaşlarım var!Gerçek ipek bunlar... böylesi çinde başka yerde yok" -
9.
0"3 arkadaş şehirde ilerledikçe, içinde yaşadıkları şehrin güzelliğiyle tekrar büyülendiler.Şehrin meydanında dev bir havuz vardı. havuzu bakırdan dev bir ejderha heykeli çevreliyordu. meydanın sağında yaşlı demirci gaffer vardı. gün sonuna hazırlanıyordu. cilaladığı son asma kılıçtan sonra ocağı söndürüyordu. Solda,aksesuarcı Zing, dükkanın kandilleri söndürmekle meşguldü. Yanlarından geçerken,3 arkadaşa selam verdi. Zing'in Emre'den hoşlandığını bilmeyen kalmamıştı. Emre ise görkemli bir Glavier olmak istiyordu. ilerde ise iksirci baba Mao vardı.Şehrin en tuhaf adamlarından biriydi.her hastalığa deva olduğunu iddia ettiği iksirlerden satmaya çalışır. kimsenin ilgisini çekemezdi.Çilek aromalı pekmezi ölümsüzlük iksiri diye 5 altına bir yabancıya sattığını koca gün boyunca kahkalar eşliğinde anlatıyordu."
-
10.
0bi ses verin beyler yorum yapın dıbınakoyayım. şevk kırıyosunuzu
-
11.
0"üç arkadaş büyük bir heyecan ve merak içinde evlerine çekildiler. hiçbirisi o gece uyuyamadı. Hepsinin aklında bugün başlarına gelen tuhaf olaylar silsilesi vardı. Ertesi sabah olduğunda, kahvaltının ardından meydanda buluştular."
Emre: beyler hazırız değil mi? kutu nerde dıbınakoyayım ?
Umut: olum sessiz ol la azcık. kutu bizim evde. birazdan tuluma sarıp alıcam. bizim yaşlı moruk evindedir umarım.
Avni: evinde beyler merak etmeyin. pazar günü çıkmaz bir yere. hacı sen kutuyu al.moruğun evinde buluşalım.
"umut kutuyu evden alıp tuluma sardı.hep birlikte yaşlı ustanın evine doğru yol aldılar. kutuyu onun tanıyacağını umut ediyorlardı. açamasalar bile içinde ne olduğu hakkında bir fikir verse bile yeterliydi onlar için. tedirginlikle dolu kısa bir yürüyüş ardından dagon sokağı köşesinde ihtiyarın evine geldiler. avni kapıyı çaldı. içerden yaşlı, sakalları göğsüne kadar uzamış ak saçlı bir ihtiyar çıktı. eski bir ipek yolu tüccarıydı. yüzünde pek çok muharabeden kalan yaraları taşıyordu.tek gözünü, hırsızlarla ravine'de girdiği bir çatışmada kaybetmişti. meraklı gözle gençleri süzdü... "
Zhu: Avni? ne arıyorsun evladım burda? yolunu mu kaybettin?
avni: yok moruk.. eehm.. amca. Senin ilgini çekebilecek birşey var elimizde bir konuda engin bilgilerine ihtiyacımız var.
Zhu: Sende kapı kapı dolaşan su satıcılardan mı oldun yoksa? istemem ne satıyosan.
avni: la yok ne satı... ehm. amca. öyle bişey değil yahu. antika bir şey. bilgi lazım sadece.bi içeri buyur et bizi hele.
emre: (fısıldayarak) allahını kaybetmiş bu dıbınakoyayım.
umut: (fısıldayarak) aynen. adamın kendisi antika zaten amk. aynada görse kendini hazine sanacak . -
12.
0http://www.youtube.com/watch?v=7_NskuAc7-I
" ihtiyarın evi,eski yıllarından kalma antikalarla doluydu.cevherli kılıçlar,zümrüt kalkanlar,saf ipek kumaşlar... üç arkadaş gördükleri karşısında adeta şok olmuştu.içlerinde tedirginlik bu manzarayla sona erdi.bu ihtiyar kesinlikle kutu hakkında birşeyler biliyor olmalıydı."
zhu: Anlatın gençler.öhhöeh.
avni: geçen qin shi mezarlığında keklik avlarken bir kutu bulduk.
zhu: kutu mu?nasıl bir kutu?
"umut kutuyu tulumdan kurtardı ve ihtiyarın önüne koydu.birden odayı müthiş bir sessizlik kapladı."
avni: eee? moru..ehm. amca.ne diyosun?nedir bu kutu?
zhu: nerden buldunuz bunu? nasıl ?
avni: dedim ya. geçen mezarlı..
zhu: çabuk gibtirin gidin burdan !!! -
13.
0ve the end.
şaka lan şaka. azcık yorum atın dıbınakoyayım insanın yazası gelmiyor. -
14.
0bu gece devam edicem beyler
toplaşın hele -
15.
0birazdan bi harita yüklüyorum beyler hikaye haritası
- 16.
-
17.
0Umut: (içinden) noluyo dıbınakoyayım lan?!
Emre: (içinden) haydaaa sıçtık iyi mi
Avni: Noldu amca? Neden hiddetlendin böyle ?
Zhu:Siz… Siz bu kutunun ne olduğunu biliyormusunuz? Nerden geldiğini? Ha? Nelere bulaştığınızın farkında mısınız?
Avni: (bağırarak )değiliz dıbınakoyayım ondan geldik buraya zaten!!!
Zhu: Bu kutu,Bu yüce imparator,Qin_shi’nin Mühürlerinden biri….
Umut, Emre,Avni : N-Ne imparatoru,Ne Mührü dıbınakoyayım?
Zhu: Bu,Öfke savaşından bizlere kalan miras, Yıldız’ın mührü…
Avni: Amca karıştırıyon olmasın,bak hazine olmasın bu?
Zhu: Hazine zaten bu…. Bulabileceğin en kıymetli hazinelerden…
Avni: işte şimdi konuşmaya başladık… -
18.
0“Üç arkadaş, Mühürler hakkında yaşlı tüccardan bilgi aldı. hikayelerini dinledi.Öfke savaşında Kullanılan bu mühürler 3 taneydi. Yıldız mührü,ay mührü ve güneş mührü… Diğer ikisinin nerede olduğu bilinmeyen bu mühürler muazzam bir güç taşıyordu. kutunun üzerindeki tılsımla içeri hapsolmuştu.Saf Nur’idiler. Kullanabilene muazzam güçler bahşediyorlardı.”
Zhu: …. işte böyle çocuklar.O savaşta kaybolmuştu bu parçalar. Kaderin cilvesi ki siz bulabilmişsiniz bunları. Ancak ne kadar tecrübeli bir tüccar olsam da,bu kutuyu nasıl açabileceğinizi ben bile bilmiyorum.Bu konuda size ancak eski ustam Zedong yardımcı olabilir. kendisi Hotan’da ikamet eder. ipek yolunun merkezi Hotan. -
19.
0Emre: OHA! Oraya gitmek imkansız .hele bizim gibi üç genç için.
Umut: şimdiye kadar gidebildiğim en uzak yer kral’ın mezarı dıbınakoyayım.ona da uzaktan bakabilmiştim. mahzenlere girmeye zütüm yemedi.
Avni: Neyse amca. anlattığın hikaye bile bana yetti dıbınakoyayım.bu işler bizi aşar. Macera buraya kadarmış.
Zhu: Kutu? Kutuyu napacaksınız?
Emre: Satarız herhalde dıbınakoyayım.
Umut: Ne satması olum. Duymadın mı herifi. bunu direk valiye teslim edelim. bulduk deriz. başımız belaya gircek dıbınakoyayım.
Avni: Aynen. -
20.
0“ üç genç hayalkırıklığıyla yaşlı ihtiyarın yanından ayrıldı.çaresiz jangan sokaklarında biraz dolandıktan sonra evlerine çekilmeye karar verdiler.Kutuyu ne yapacaklarını düşünüyorlardı.Avni ise kutuyu teslim etme fikrini önce sıcak baktıysa da sonradan isteksiz davrandı.kutuyu o bulmuştu.ayrıca kutuyla aralarında bir bağlantı olduğunu düşünüyordu.rüyalarına girmişti.kaderinin bu kutuya düğümlendiğini hissetti.ondan vazgeçemezdi.o gece uzun uzun düşündü ,son kararını verdiğinide kafasını boşaltmılştı sonunda ve ardından kesintisiz bir uyku çekti.huzur içinde…
http://www.youtube.com/watch?v=F8RzDYqp_yE
-
kirmizi pelerinlinin anası desem
-
aganizin keyfi
-
zorbacan brom bir daha çaylak olursa
-
cabbaradamın kabusları
-
zz top zz nin fahise annesi desem
-
sözlüğün yavaşlığı şaka mı aga
-
narin femboy gölge
-
ufleme bi kız sevdin
-
sözlük kızıı dediğinnn
-
albay barclay daha oldurmedin mi la kendini
-
konstantı 12 yıldır tanırım
-
ne wow girl hayvanseverkız mıymış
-
buda benden sana puberte sözü
-
illa foto bakmak istesem
-
konstant sen bu kadar mal değildin
-
vallahi de billahi de memati paşa
-
wow girl ün göbek deliğine dolan pamukçuklar
-
wow girl kaç kurtar kendini
-
pancar motoru gibi oldum
-
namıkda benden yana
-
iste kadin olmanin avantaji ozguvenin mi ekgib
-
wow girl ün cinsel vajinası
-
158 boyundaki sevgiliyle yapılabilecekler
-
memati vallah yakigibli guvenlik gran torino
-
sırtlanın dişine kan değerse
-
memati seni niye siliyorlar ve sen
-
kaptan kirk ufuk nerelerde
-
dayı sözlükte zaten bir tane am vardı
-
wow girl ün çişiyle duş almak
-
türbanlı koltuk altı kokusu
- / 3