bende hataydan durumu aktarayım
Olanları burada yaşayan biri olarak ben de aktarmak istedim. Detaya girmeden, uzatmadan gördüklerimi, bildiklerimi ve duyduklarımı paylaşayım.
- Onlar için hazırlanan kamplarda bulunması gereken muhalifler şehir merkezinde, parklarda, avm’de, kafelerde karşımıza çıkıyor.
- Şehrin belli bölgelerinde halk ile karşı karşıya geliyor, tehditkar davranabiliyorlar.
- Şehir içinde El Kaide’li teröristlerin dolaştığına dair bir sürü söylenti var. (ben görsem de anlamam El Kaideliyi ama ciddi bir islamcı terörist kitlesi oluştuğunu gözlemlemek güç değil. Gruplar halinde dolaşıyorlar.)
- Şehrin belli bölgelerinde ev tutup yerleşik hayata geçenler de var.
- Şehirde arapça ve türkçe’yi yerli halktan iyi konuşan israilli, Amerikalı ve ingiliz “turistler” var. Arkadaşlarımızın mekanlarında çay bile içseler fiş alıyorlar
*
- Suriyeli muhaliflere T.C’nin verdiği 400TL harcama hakkı içinde bulunan kartlardan söz ediliyor.
- Suriyeli muhaliflerin bir polise saldırdığı, kampta klima istedikleri gerekçesiyle kampı yaktıkları v.s. gibi olaylar basına da yansıdı.
- Suriyeli muhalif arkadaşlar belediye otobüslerinde, restoranlarda, kafelerde ödemeleri gereken ücreti ödemeyerek “gidin Tayyip’ten alın” diyebiliyorlar.
- Suriyeli muhalifler, solcu olduğu bilinen Serinyol belediyesinde düzenlenen Suriye’de barış konulu etkinliğe ortalığı karıştırmak için gidebiliyorlar.
- Suriyeli muhalifler Alevi / Nusayri halkın yoğun olarak bulunduğu yerlerde sık sık kendilerini gösterip, insanları tahrik etmekten çekinmiyorlar. En son Harbiye ve Samandağ’da yerli halka sataşan iki teröristin dövülerek çöp kutusuna atıldığı haberi gelmişti.
- Antakya’da hastanelerin bir kısmı Suriyeli muhaliflere ayrılmış durumda. Ambulanslar sınıra doğru sürekli gel / git yapıyor. Tespit etmemiz mümkün değil ama yaralı almaya giden ambulansların mühimmat taşıdığı söyleniyor.
- Hastanelerde çalışan doktor arkadaşlarımızın söylediğine göre bugüne kadar yaralanmış olanların %95’inin aygır gibi olduğu, kesinlikle tek milletten olamayacakları söyleniyor. Halktan yaralı olarak gelenlerin çok küçük bir kesim olduğu ve onların da çatışmalar arasında kalmış olabilecekler olduğu söyleniyor.
- Suriye’de yaşayan Antakyalı ailelerin söylediğine göre Esad yönetiminde bir güç kaybı olmadığı söyleniyor.
- Suriye’de yaşayan Antakyalı ailelerin söylediğine göre Suriye’de kesinlikle mezhepsel bir çatışma yok.
- Düzenli olarak gittiğimiz kebapçıya sığınan bir Suriyeli (muhalif desen değil, mağdur desen değil) bir şahıs ile görüşme fırsatım oldu. ilk zamanlar isyancıların safında yer almak için günlük 100 dolar kadar bir para aldıkları ardından bu paranın kesildiğini söyledi. Sonra Suriye’ye geri döndü. Anlamadım.
- Polis ile yaptığımız sohbetlerde kamplara gelen muhaliflerin muhaliflikle alakasının olmadığı, kaçanların “halk” kısmısının yerleşik hayatı olmayan ve Suriye’de çadırlarda yaşayan bir topluluk olduğu, iç savaş nedeniyle Esad’ın artık beslemediği ve kışkışladığı topluluklar olarak görülüyor.
- Antakya’da tam bir kültür mozaiği var. Ermeni, Türk, Kürt, Arap, Alevi, Yahudi, Sunni, Hristiyan.. yıllardır bir arada yaşıyoruz. Halk da olanların farkında ve kışkırtılmaya gelmeyecek kadar bilinçli ancak bir Alevi vatandaşın Suriyelilerce yaralanması bile buranın yangın yerine dönmesine sebep olabilir.
- Antakya’da ticaretin büyük kısmı Suriye ile yapılıyordu. Küçük ve orta ölçekli tüccarlar batmak üzere.
- Şehrin ekonomisini ayakta tutan Ortadoğudan gelen turistler artık gelemiyor ve esnaf ciddi zarar görüyor.
- Halk CHP’den buradaki kamplara ve olanlara dikkat çekmesini istiyor. Lakin CHP’den ses çıkmıyor.
- Bazı Suriyeli muhaliflerin TC, Ankara doğumlu kimlikleri var.
- Bazıları Alevi köylerini gezerek isterseniz beni dövün, öldürün diyebiliyor! Amaç belli…
Gözlemlerin bu kadar.