0
çalıştığım yerde işe başlayalı birkaç ay oldu. büyükçe bir yer, kurumsal falan. ben ise yeni girmeme rağmen önceden tecrübeliyim, işime hakimim yani.. neyse burada bir kadınla çalışmaya başladım. adı esra, esra hanım.. kadınla aynı işi yapıyoruz tamam ama, bir yandan da ortada sinir bozucu bir durum var, kadın sürekli benim tecrübemi hiçe sayıp beni tersliyor, ezmeye falan çalışıyor. yani düne kadar çalışıyordu
dün akşam bir iş yetiştirmek için birlikte mesaiye kaldık. çalışıyoruz bir yandan, her birimiz bir kısmını yapıyoruz. bu karı sürekli yaptıklarını getir bana kontrol edeyim, ondan sonra devreye alırız modunda. ben de ortamı germemek için zütürüyorum, bakıyor falan. sinir bozucu olan sırf iş olsun diye abidik gubidik bahaneler bulup bana aynı işi yeniden yaptırıyor. zaten akşam olmuş, benim canım çıkmış, bir yandan işi yetiştirmeye çalışıyorum, bir yandan da dıbına kodumun karısının kaprisleriyle uğraşıyorum. benim sinirlerim iyice gerildi.
en son bana yine bu yanlış, şunu yeniden yap falan deyip tuvalete gitti bu. bende kazan iyice kaynamış, saat akşamın 10:30′u. herkes gitmiş evine binada kalmışız, iyice dellendim yani. dayanamadım kalktım, ben de bunun peşinden kadınlar tuvaletine girdim. [yeni sıçmış, ortalığı iyice kokutmuş, ellerini yıkıyordu girdiğimde.] [aynaya bakıp saçını düzeltiyordu ben girdiğimde.] beni görünce, önce şaşırdı, korktu, sonra topladı hemen, bağırdı ne yapıyorsun burda diye.. ben hiç istifimi bozmayıp ona doğru yürüdüm. benim çekinmediğimi görünce benzi attı bunun. dur ne yapıyorsun demeye kalmadan, suratına tokadı çaktım, yere yıkıldı ağlamaya başladı. bir yandan da bağırmaya başladı. sus dedim. binada bizden başka kimse yok, benim sinirimi daha da bozma. sonra bir tane daha çaktım suratına. dedim, bağırmaya devam edersen seni çok kötü döverim. bu kesti sesini, ama ağlaması durmadı, zavallı amcık, bir yandan kendini tutmaya çalışıyor, bir yandan da tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.o anda bi baktım bu korkudan altına işemiş. dıbını zütünü gibtiimin huursu dedim, çıkar eteğini! noolur yapma dedi bu, bi tokat daha çaktım. burnu kanamaya başladı, ama artık nasıl vurmuşsam, kendi gömleğine, benim gömleğime öyle bir kan fışkırdı ki, gömlekler kıpkırmızı oldu.. sinirlenip tuttum saçından, ağzını gibtiimin kaltağı dedim, ses çıkartma dediklerimi yap. çektim dayadım bunu duvara, suratını bastırdım, söyledim tekrar eteğini çıkart diye. çıkarttı. külodunu da yırtıp ben çıkarttım.
zaten şişman bi karıydı, bacakları kalın kalın, zütü falan kocaman, titreye titreye sallanıyordu.. kenardan tuvalet paspasını aldım, bunun saçı hala benim elimde. suratını bastırdım duvara. paspasın sapını geçirdim bunun zütüne, sokmamla bağırması bir oldu. suratını gömdüm duvara. sus diye bağırdım, bir daha uyarmıycam. hemen kesti sesini. dedim buna gibtiimin huursu, sen ne sanıyosun kendini de sürekli bana üstünlük taslıyosun. amcık! sen nesin ki benim yanımda da bana olmuş olmamış diyosun. bir daha efendi olacaksın, ağzını zütünü giberim dedim. bu arada süpürgeyi çıkarttım, ucu tak içinde kalmıştı. tuvalet pompasını aldım. pompanın sapı bayaa kalındı, nasıl diyim benim gibimin iki katı, büyükçe bi pompa. bunu soktum zütüne, üstelik iyice anlasın diye çevire çevire, züt deliğinin kenarlarını kanırta kanırat sokup çıkartıyordum. korkusundan tek kelime bile edemiyordu kaltak.
sözümü söyledim, bunun saçından tutup kafasını bi kere daha vurdum duvara. o sıra elime sıcak vıcık vıcık birşey aktı. ulan zütveren gene mi işedin dedim, aşağı bi baktım, kırmızı. zütü kanamış huurnun. hasgibtir dedim, tam o anda bayılıverdi. yana düşüp yere yığıldı. bunun züt dağılmış, kan içinde, benim elim kan içinde, pompa elimde, onun da ucu tak içinde kalmış, esra’nın bacakları kan içinde.
sonra düşündüm, yok dedim. böyle bitmez.. ayıltacağım ben bunu. bi kova su doldurdum çeşmeden, kafasından aşağı döktüm, buz gibi, gözünü açtı, açar açmaz çığlığı bastı. aynı anda ben de bunun böğrune tekmeyi bastım. ağzını yüzünü gibtiimin huursu dedim, ben sana bağırmayacaksın demedim mi? yalvarmaya başladı. ne olur bırak beni, gideyim dedi. nereye gideceksin, senle işim bitti mi sanıyorsun dedim. o böyle yalvardıkça ben yavaş yavaş tahrik olmaya başlamıştım. dedim, seni burada öldürsem kimsenin ruhu duymaz. noolur dedi, acı bana, bana acımıyorsan kendine acı. bunu dedi ya, ben bi dellendim. kendime niye acıym amcık. sen bu olanları kimseye anlatacağını mı sanıyorsun. huur. yalvar, dedim. yalvar ki seni öldürmiym. bu yalvarmaya başladı, noolur, beni öldürme, bak sana çok iyi davranacağım bundan sonra, bunları kimseye de anlatmayacağım.
ulan iyice gibim kalkmıştı onun böyle ağlamasına. pantolonumu külodumu çıkarttım. o da ne, baktım ayağa kalkıp kaçmaya çalışıyor. gibtiimin amcıı dedim. kaçacaksın ha. bunu dayadım lavaboya. tuttuım saçından suratını da aynaya dayadım. gibimi geçirdim zütüne. fırçadan pompadan zaten açılmıştı şak diye giriverdi. gibebildiğim kadar sert gibmeye başladım. allah sizi inandırsın, amcığın zütüne çarptıkça bir ses çıkıyordu, aynalar camlar sallandı. o kadar sert gibtim. tam boşalmaya yakın çıkarttım. çevirdim bunu, bacağına bir tekme diz çöktü. ağzına sokuverdim. zütten gibtim ya, gibim taşşağım, göbeğim falan hep tak olmuş. öyle soktum ağzına yani, dibine kadar. zaten sokmamla patlamam bir oldu. boğazına kadar geçirmiştim gibimi. allah bilir diline hiç değmeden yutmuştur hepsini.
i̇yice boşaldıktan sonra çektim gibimi ağzından, anında kustu bu. çevirdim kafasını yere kustu. kusması bitince suratına bir tane daha geçirdim. gibimi tekrar verdim ağzına. yala dedim. üstündeki tüm takları temizleyeceksin. karının suratı tanınmaz hale gelmiş zaten artık. gözler falan boş bakıyor. i̇yiçe yaladı. o yalarken takları temizlerken benim gibim bi kere daha kalktı. ulan acayip güzel oluyormuş karıyı böyle gibmesi. nasıl sertleşti. bu kez ağzına gidip gelmeye başladım. boğazına kadar sokuyordum. dedim ısırırsan ağzını yüzünü dağıtırım. bir yandan baktım, ağzı yüzü zaten dağılmış, içimden güldüm.. yala dedim, huur, em. emmeye başladı. nasıl da kuvvetli emiyor. bir daha patladım ben. patlarken iyiçe soktum ağzına, taa boğazına kadar.
çıkarınca bu yine kusar gibi oldu, ama kalmamış ki midesinde bişey, ağzından azıcık su geldi. öğürdü durdu. yine ağlamaya başladı. ama nasıl ağlıyor. ulan dedim, dıbına kodumun huursu, bunlardan birisine bahset, bu fırçayı zütünden sokar ağzından çıkartırım. bi tane daha koydum böğrüne sesi, nefesi kesildi. şimdi dedim çıkacaz burdan, evine gidip temizlenip uyuyacaksın. bundan da kimseye bahsetmeyeceksin. hı hı dedi. bir yandan da kendini tutamayıp hıçkırıyordu hala kancık kaltak.
çıktım tuvaletten, dolaptan yedek giysiler giydim. ona da bir kat kıyafet buldum, verdim. kanı durmuştu zaten. eski kıyafetleri bi torbaya koydum. bunu da aldım, arabayla evinin önüne attım. gibtir git şimdi dedim. dediklerimi unutma.
şu anda işyerindeyim. esra bugün gelmedi. e normal o kadar dayağın gibişin üstüne uyuyordur hala ! ulan acaba polislere falan anlatmış mıdır diyorum. hasgibtir o da ne, kapıda polis arabaları var. niye geldiler acaba
