1. 1.
    +1
    mahmut
    ···
  2. 2.
    +1
    şu üsluba bak ya ne kadar tatlı senin ağzını yüzünü giberim ben yaaa
    ···
  3. 3.
    0
    sağ ayağının kenarında oluşturduğu gölete bakıyordu. victoria'nın cansız bedeni salonun ortasında boylu boyunca uzanırken boğazından çıkan hırıltı sesleri nihayet sona ermişti.
    ···
  4. 4.
    0
    james namazını huşu içinde kılmış tesbih çekiyordu. victoria'nın boğazından çıkan hırıltıları tekrar duyar gibi olsa da bunun pgibolojik bir durum olduğunu bilecek kadar eğitimliydi. eğitimli kıçını yeşil seccadeden kaldırıp deri koltuğa koydu. ibadetin verdiği hazzı yaşayıp öyle çıkacaktı dışarı.
    ···
  5. 5.
    0
    mahmut nuriye'ye seslendi. eteğini sağ baldırının üzerinde toplayan kadın bir japon kadını seriliğinde salona koştu. ntv spor izliyordu mahmut. ntv spor izlerdi hep. ntv spor mahmut'la ntv spor'du. nuriye gülümsedi. 'ne var bey?' titriyordu.
    'geç kız şuraya, yüzünü göreyim.' eliyle bacaklarının arasındaki pitonu düzeltti mahmut.

    mahmut'un pitonunu victoria iyi bilirdi. rahmetli.
    ···
  6. 6.
    0
    ali odasına geçmiş amerikan pastası isimli gençlik filmini 76. kez izliyordu. ne zaman babasından dayak yese amerikan pastası izlerdi. amerikan pastası ali'yle amerikan pastasıydı. eliyle bacaklarının arasındaki solucanı düzeltti.

    ali'nin solucanını kimse bilmezdi. bir gün bileceklerdi. inşaallah.
    ···
  7. 7.
    0
    reserveed
    ···
  8. 8.
    0
    james iyice sarhoş olmuştu. göz kapaklarının üzerine victoria'nın cansız bedeni düşmüştü.

    kırmızı elbiseli victoria. ne de güzeldi bacakları. uzar da uzardı. insan bakmaktan yorulurdu. james de bakmazdı hiç. bunu düşündü. neden bakmıyordu ki o bacaklara, o incecik ayak bileklerine? mahmut kesin bakıyordur diye düşündü. mahmut bakıyordu. ntv spor'a baktığı kadar bakardı bacaklara. lazer epilasyonlu severdi özellikle. ah mahmut.
    ···
  9. 9.
    0
    'yeter artık! bıkmadın mı victoria'yı düşünmekten?' diye geçirdi içinden nuriye.
    ali boşalmak üzereydi. sol tarafı uyuşunca sağına dönen mahmut reklamları izliyordu. pek kanal değiştirmezdi. zaten miyoptu, pek bir şey görmezdi.
    ali peçete aradı. bir anda başlayan akşam ezanı panik yapmasına yol açtı. mahmut 'ali, kalk abdest al lan!' diye bağırınca sandalyesinden düştü. halıya sildi çocuklarını. hiçbir zaman tanışamayacağı o yavrucakları.
    ···
  10. 10.
    0
    james
    ···
  11. 11.
    0
    victoria
    ···
  12. 12.
    0
    ne tür manyaklar var aq
    ···
  13. 13.
    0
    hilal hiç olmadığı kadar güzel hissediyordu bugün. okulda en arka sıradaki çocukların ona bakarak kendileriyle oynamasından hoşlanıyordu. nihayet bunu kendine itiraf etmişti. hem james de victoria için aynısını yapmamış mıydı zamanında? oxford'ın koridorlarında mahmut'la beraber takip etmemişler miydi onu?
    ···
  14. 14.
    0
    manisa terk.
    ···
  15. 15.
    0
    saate baktı. ikindi gelmişti. gölete ve victoria'ya basmamaya özen göstererek salondan çıktı ve abdestini almak üzere banyoya girdi.
    ···
  16. 16.
    0
    yüzünü yıkadıktan sonra aynada kendisine baktı. gülümsedi. ruhundaki karmaşa nihayet sona ermişti, o şeytan kadın nihayet gebermişti. o yapmıştı. ekmek pıçağıynan gırtlağını yarmıştı. tanrım nasıl da çırpınmıştı kucağında, nasıl da yakaran gözlerle bakmıştı önce ona sonra tavana, kim bilir belki de yaradana.
    ···
  17. 17.
    0
    nuriye her zamanki hamaratlığıyla 5 dakikada hazırladığı böreği kocasının önüne koydu.

    böreğe ışıldayan gözlerle bakan mahmut böreğin kenarından hanımının ince ayak bileklerine dikkat etti. sol elinden tutup kendisine çektiği nuriye'yi yoğurdu. iyice. her yeri morarana kadar sıktı kaba etlerini, her yerini. kıvama gelince bıraktı.
    ···
  18. 18.
    0
    havluyla kurulandıktan sonra çıktı. çekmecenin üzerine bıraktığı kanlı bıçağı kaldırıp üzerindeki kanı yaladı. çaresizliğin tadını aldı. şimdi güzel bir namaz kılıp çıkmalıydı. bu ceset kokardı çünkü.
    ···
  19. 19.
    0
    nihayet olay yeri inceleme olay yerine ulaşmıştı, inceledi. pek bir şey bulamayınca dolu gözlerle geri döndü.

    nuriye kanlı bıçağı havlu peçeteye sildi. peçeteyi neredeyse dolmak üzere olan çöpe atıp ocaktaki dolmanın altını kıstı. çocuklar neredeyse gelirdi.
    ···
  20. 20.
    0
    mahmut çocuklarını çok severdi. victoria öldükten sonra onlarla uzun bir süre ilgilenemediği için kendisini hiç affetmedi. bu yüzden böreğe ve ince bileklere bu kadar düşkündü, bu yüzden çayına hiç şeker atmazdı. victoria şekeri çok severdi.
    ···