/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 45.
    0
    Yaz panpa tercüman ol duygulara
    ···
  2. 44.
    0
    Ne diyorsun seni anlamiyorum gibik
    ···
  3. 43.
    0
    reserved
    ···
  4. 42.
    0
    Halk spr dvm
    ···
  5. 41.
    0
    Rez (beni mi anlattın amk)
    ···
  6. 40.
    0
    Rezervasyon
    ···
  7. 39.
    0
    Hay amk en heyecanlı yerinde
    ···
  8. 38.
    0
    Hayırlı akşamlar birader
    ···
  9. 37.
    +1
    Okucam yarin sabah isyerinde zamam gecsin
    ···
  10. 36.
    0
    Rez Mk Bi Yeter Uyutmadiniz
    ···
  11. 35.
    0
    Rezaaayarak52
    ···
  12. 34.
    +19
    Dostlarım, ben sabah 5 buçukta kalkıp işe gidiyorum. bu gecelik burada kalsın hikaye. yavaş yazmamın sebebini de belirteyim, yazdığım metni düşünerek, yaşayarak yazıyorum. yazdıktan sonra ekgib yada yanlış var mı diye defalarca kontrol edip öyle yolluyorum. şimdilik hepinize iyi geceler beyler. ansızın kestiğim için affola. ama takdir edersiniz ki, yaşamak için çalışmaya mahkumuz. okuyan, okumak isteyenler olursa rezlerini alsınlar. hepinize hayırlı akşamlar.
    ···
  13. 33.
    +15
    Zaman geçmek bilmez ki kendine gelsin Funda. Saatler zaten baş belasıdır her konuda, bu sefer tamamen boğuyordu beni, ilerlemeyişi ile...

    Gece yarısını geçmişti, hatta sabaha ulaşmak üzereydik. Doktorun söylediğine göre, gerçekten göründüğü üzere yorgun düşmüş. Hatta öyle ki, kendini o kadar zorlamış ki, vücudu zarar görecek dereceye gelmiş neredeyse. Neden? Neden yani...

    Güneş doğuyor. Ulan be, salak gibi bir de ben yordum gece kızı o kadar. Aptal kafam! Neyse, bunları düşünmek bir fayda getirmez insana. Ellerini tuttuğumu hissediyor mu acaba? Şimdi uyansa ve bunu bilse kızar mı ki? Bıraksam mı? Yok yok, ne olursa olsun yanında birinin olduğunu bilmesi, hissetmesi güç verir. Hem bir şeyi yok ki, uyuyor sadece. Ben de uyuyorum, yalnız uyumak insanı bir nebze üzüyor evet ama şu an o yalnız değil ki. Ben varım. Tanımıyor olsa da, destekçisiyim şu an. Evet evet, bu onun iyi hissetmesini sağlar.

    Gözlerimi açık tutmakta zorlanıyorum şu an ama o uyanmadan kırpmak bile istemiyorum. Nefes alış verişlerini duyuyorum. Gerçekten de dediği kadar güçlü bir kız olmalı. Acaba ne kadar zamandır uyumuyor, bir şeyler yiyor muydu peki bu zaman içinde. Sadece kahve ile yaşamayı düşünmüyordu umarım. Of, umarım kendini toparlarsın kısa sürede.

    Hemşire kontrole geldi, hala uyuduğunu gördü. Bana sordu hiç uyandı mı diye hayır dedim. Ben uyumadım belki o uyanır da bir şeye ihtiyacı olur diye. Sevgili misiniz diye sordu hemşire, hayır dedim. Hatta birbirimizi tanımıyoruz bile. Ufak bir tesadüf üzerine buradayız şu an. Belki dün akşam o tesadüf olmasa şu an çok daha kötü durumda olabilirdi.

    Düşünebiliyor musunuz? Bir insanın, aniden yardıma ihtiyacı olması ve kimsenin yanında olmaması... Bu ne kötü bir durumdur kim bilir.

    -Funda! Funda iyi misin? Çok şükür uyandın, dediğin kadar varmışsın gerçekten!
    +Can...
    -Uyuman lazım, hadi kapat gözlerini. iyi olduğunu görmek yeter bana. Hem bak, burada hemşire hanım da var. Biz buradayız, sen iyi ol diye. Şimdi uyu bakalım. Daha kahve içeceğiz hem (gülümseyerek)

    içim biraz olsun rahatlamıştı. Biraz diyorum, çünkü kendine gelmesi epey zaman alacaktı. Hastaneye beraber girdiğimiz gibi, beraber çıkmadan ben de buradan ayrılamaycaktım. Cemil abiyi aradım, izah ettim olanları. Kral adam be şu Cemil abi. Hemşire hanımdan ricada bulundum, kantine gidip bir çay alıp gelene kadar Funda'nın yanında kalması için. Koşar adımlarla indim kantine, geri dönüşüm de hızlı oldu. Teşekkür edip gönderdim hemşireyi. Yine elini tuttum Funda'nın, beklemeye başladım...
    Tümünü Göster
    ···
  14. 32.
    0
    Aga hikaye çok ardı kalemine sağlık
    ···
  15. 31.
    0
    Hızlı yaz birader
    ···
  16. 30.
    +18
    insan neden kahveyi bu kadar çok sever ki? Ben normalde pek sevmem kahvenin tadını. Ha içerim tabi ki, ama sütlü ve bol şekerli olacak benim ki. O acı tadı bir türlü sevemedim gitti.

    -Olur, içelim. Var mı bildiğin bir yer?
    +Sen! (gülümsemesi gerçekten şahane)
    -Sana mı gidelim, bana mı?
    +Sana gidelim çünkü o kadar zaman oldu ki gitmeyeli, evimin nerede olduğunu hatırlamıyorum.
    -Taksi bulalım gel.
    +Yürüsek olmaz mı?..
    -Uzak sayılır, uzun sürer. Yorgun görünüyorsun.
    +Alışkınım ben. Hem sen bakma benim böyle göründüğüme, ne kadar güçlü olduğumu bilsen şaşırı...
    -Funda! Funda! Cevap ver! Kendine gel!
    -Yardım edin, ulan kimse mi yok!

    Fazla uzaklaşmamıştık zaten tonton amcanın mekanından, duymuş bağırdığımı koştu geldi. Sorgulamadan telefonuna sarıldı. Sürekli kendisine gelen bir kaç tanıdığı varmış taksici, kısa sürede yetişti biri alel acele yetiştik hastaneye...
    ···
  17. 29.
    0
    Rezervasyon
    ···
  18. 28.
    0
    pREZervatif
    ···
  19. 27.
    +18
    Bir yandan müziğin içinde kaybolurken bir yandan da karşımda oturan kızı izliyorum. Tanımadığım bir insanla, adını dahi bilmediğim bir insanlar aynı masada yemek yemek üzereyim. Konu ne, nerden geldik, nasıl geldik önemli değil benim için. Önemli olan o acı kahvenin tadı. Önemli olan her yudumunda içine akıttığı zehir. Merak ediyorum ya, bir sebebi yok ama öğrenmek istiyorum. Neden öğrenmek istiyorum onu da bilmiyorum.

    -Ben Can (gülümseyerek elimi uzattım tokalaşmak için)
    +Funda (elimi tokalaşma şekli ile değil de, dosthane bir biçimde tuttu)
    -Umuyorum ki memnuniyetimiz karşılıklıdır zira konuşmasak da suskunluk bile bazen mutluluk verir insana.
    +Sessizlik huzurlu...
    -...

    +Eveet gençler buyrun bakalım beğenecek misiniz.
    -Ellerine sağlık amcam.

    Sessizce yemeğimizi yiyoruz. O kadar sessiz ki, şarkı bile susmalıyım diye düşünüyordur eminim.

    Bilinmezlik insanı her zaman cezbeder, içine çeker. Kapılıyordum bu sessizliğin girdabına. Aradığım bir şeymiş gibi geliyordu bu durum. insanların gürültülerinden sıyrılıp, tanımadığım biri ile sessiz sedasız anlaşmak... Hoşuma gitmişti. Düşünün bir de karanlığı seven biri iseniz, kimselerin olmadığı bir yerde böylesi bir durumda olduğunuzu.

    Yemeklerimizi yedik, tonton amcamıza teşekkür edip oradan ayrıldık.

    -Ee, var mı bu sokağın gittiği bir yer?
    +Sen burada ne arıyorsun ki? Çalıştığın yer buradan uzakta değil mi? Neşeli insanların arasında olmaktansa neden karanlıktasın ki?
    -Karanlık, insanın içi değil midir? Her akşam yalnız kaldığında, odana çekilip ışıkları kapadığında, başını yastığa koyduğunda da zaten burada değil misin sanki? Ha odanda karanlıktasın, ha evinden işinden uzakta sokakta karanlıktasın ne fark eder. Kendini nerede iyi hissediyorsan orada mutlu değil misin?
    +Haklısın. Nedense gerçekten çok haklısın. Kahve içelim mi ne dersin?
    ···
  20. 26.
    +1
    Rezervasyon
    ···