/i/Günlük

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Buz tutmuş pencere camlarının önünde oturmuş kavisler çiziyordum pencerelere..
    Hiçbir yerde kalmadığı gibi pencerede de izlerim kalmayacaktı halbuki.. ama rahatlıyordum. Kısa bir süre için bile olsa rahatlıyordu. Bir şeylerde iz bırakmak, değiştirmek, az da olsa bir işe yaramak huzur veriyordu insana. Bu hissi yaşamayalı onyıllar olmuştu belki de.

    Çevremdeki kimseyle geçinmek istemiyordum. Herkesten uzaklaşmak, yalnızlaşmak ana hedefim haline geliyor, bünyemi ve ruhumu buna odaklamış ve eğitmeye başlamıştım.

    Kimsenin konuşmasına, anlaşmasına ihtiyacı olmayan, sadece kendini düşünen merhametsiz, duygusuz bir robot haline gelmek istiyordum.
    Kulaklıktan birilerinin sesi geliyordu. Duvarları mavi boyalı bir odada, mavi gökyüzüne açılan camın önünde oturmuş hissizleşme çabalarımla cebelleşiyor, ruhum duygusuzluk savaşı vermekteydi.

    Birden kulaklıktan çıkan ses samimileşti. Huzur verici bir yan flüt sesi geliyordu. Bu aleti seviyordum, hepsinden çok seviyordum. Bir inceleşip bir kalınlaşıyordu. Nefes sesi gelmiyordu. Pürüzsüz notalara daldım bir ara.. ama hiçbir şey düşünemedim. Düşünme yetim de kayboluyordu sanki yavaş yavaş..

    Uyuşuyordum, kopuyordum hayattan.. beni bu hale ben getirmiştim. Kurtarmak isteyenler vardı beni buralardan.. olduğum ama bilmediğim yerlerden.. uzanan elleri sürekli olarak itmiştim ve artık çok geçti. Uçurtmam tellere takılmıştı.. hareket edemiyordum. Çırpınıyordum ama olmuyordu.. susuz denizde balıklar yüzüyordu önümde. Bense boğuluyordum.. çok garip bir hissizlikti hissettiğim.

    Pişmanlık duygusu, cımbızla çekilmesi gereken sıradaki duyguydu. Ama kopmuyordu.. ne yaparsam yapayım kopmuyordu, olduğu yerde acı veriyordu.. bunca hissizlik arasında acı.. umutsuzdum ve umursayamıyorum gecenin bir yarısı. Biz ne günler gördük, ne kavgalar verdik, gelen vurdu yıkılmadık bu da geçer mi peki? Bu sefer de olur muydu? Hayır bu seferki teğet geçmiyordu. Bu seferki farklıydı. Herkesten çok farklıydı ama erişemiyordum. Belki de tek kurtuluş yolumdu. Reddedemeyeceğim bir el bekliyordum öylece..ama gelmiyordu..

    Ve ben ne saçmaladığımdan bihaber, kendimi somuttan soyutlamış, şarkılara odaklanmış ve elimin şu an klavyede neden gezindiğine anlam veremeyecek kadar yorgunum.
    Düşünemiyorum. Sadece yazıyor, çiziyor, saçmalıyorum. Her zamanki gibi, amaçsız ve bomboş geliyor her şey.
    ···
  1. 2.
    +1
    Ve, yine akşam, yine akşam..
    Hava kuru, huzursuz bir sıcak ve yoğun bir meyhane havası var çevrede..

    Ben, var olduğumdan bihaber, kafasız, tepkisiz, amaçsız dolaşıyorum boş sokaklarda..

    Çevremde nadiren boş kafalı, insanlıktan nasibini almamış insan müsveddeleri ve birkaç sevimli bank var.

    Ben yokum, veya varlığım karanlıkla bürünmüş. Neredeyim, kimleyim, amacım ne.. kendimi bilmiyorum, bilinmeze sürükleniyorum günbegün..
    ···
  2. 3.
    +1
    Ben galiba yokum.
    ···
  3. 4.
    +1
    Kaldım yine bir başıma yine bir sessiz gecede, yine aynı loş sokaklarda, yine aynı ıslak banklarda..
    ···
  4. 5.
    +1
    “insanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamdıbının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise, iyice okunduktan sonra üzerinde az veya çok düşünmek lâzım.”

    Hüseyin Nihal ATSIZ

    RUH ADAM kitabından..
    ···
  5. 6.
    +1
    Çoktandır bakmamıştım buraya.. çevremdeki kuru kalabalıktan eser yok şimdi.. kendimden başka kimseyle konuşmak, tanışmak istemiyorum..
    Seni hâlâ seviyorum, nedenini çok düşündüm.. sonunda da buldum galiba..

    "Seni hâlâ seviyorsam kimseye benzemediğin içindir."
    ···
  6. 7.
    +1
    Sessizce buralardayım. Olmadığım günler için yazıyorum ama niçin?

    tak atmak kolay, savunmaksa zordur daima. tak takla temizlenmez. tak, üstüne işenerek de temizlenmez. Emek gerektirir ve evet adaletsizdir.

    Ama hayatın düzeni budur.

    "Çünkü yanlış ve yalan davalar daima parlak gözükür. Fuhşun felsefesini yapmanın, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi... "
    ···
  7. 8.
    +1
    Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum.
    ···
  8. 9.
    0
    Tanrı ışık tuta Türk'e
    Hangi densiz çata Türk'e
    Bütün Turan illerinden seam olsun
    Atatürk'e!

    https://youtu.be/CVotQSZlFLM
    ···
  9. 10.
    0
    Yoktum birkaç zamandır.
    ···
  10. 11.
    0
    Aşk dediğin şey, ancak işsiz güçsüzlerin harcıdır.
    ···
  11. 12.
    0
    Müzmin bir gecedeyim, ıslak ışıklar altında bir pelerin misali arkamdan sürünen yaldızlı soğuk yalnızlığım başıma bela olmuş durumda. Her geçen gece bir ötekini anımsatsa da, aynı kaldırımlara tekrar bakmaktan alamıyorum kendimi. Göz kaslarım kendi kendine bakacağı yeri seçiyor, beynim düşünse daralacakmış gibi kalbe bırakıyor düşünmeyi. karaciğerim kabul etmiyor içmemeyi. Yaşamak olayı, bedenden bağımsız, püskülleri sararmış, üzerinde ekmek kırıntılarından desenler, belli belirsiz donmuş yemek damlalarıyla bir masa örtüsü gibi bütün bedenim bir çırpıda sarıp izin vermiyor gitmeme. Hayat geceleri yokluk kadar hafif, biraz gri, biraz mavi tonlarında kalabalıklar içinde sessiz seyrediyor. Dışarım, düşünme yetisini bile isteye köreltmiş, eğlenen, umursamaz, üzüntüleri hatta yasları bile sahte, umutları değersizleşen, gelecekleri keşke olmasa diyecek kadar ucuz et yığınlarıyla hapsedilmiş durumda. içerideyse her zaman kopan fırtınalar yine litrelerce kanda hapsolmuş, aynı yollardan geçiyor.
    Karanlık bir yoldayım.
    Nefesim gecenin dumanına karışmış, camları buğulamakta.
    bense bir yoklukta kaybolmaktayım.
    kayışı kopmuş çarklar gibi bağımsız,
    Bacasız evler gibi hasretli,
    Aydınlık içinde boğulan kenar bir karanlık gibi yalnız ve kasvetli
    Duruyorum ilerleyen bir yolda.
    Yok etmesini bekliyorum içimdeki karanlığın var olan tüm aydınlıkları boğarcasına.
    Sessiz bir günbatımı gibi anlamsız geliyor hayat kaba ruhuma.
    Vakar dolu duruşumla, dalgalara karışacağını bilerek çırpınıyorum kumdan kalelerde saklamaya hayallerimi.
    Oturmuş, çaresizce yok oluşumu izliyorum dışarıdan.
    Ve biliyorum, elbet boğar bir gün karanlık aydınlıkları.
    Elbet bir gün söner güneş ve gerçeğin hakimiyeti başlar sonunda, hiç olmadığı kadar özgür olur kötülük, dünyaya hapsolmuş tüm yanılgıların inadına.
    iyi sıfatını giydirdiğiniz tüm sahtelikler sizin olsun, gerçeklik damarlarımda dolaşsın kum fırtınası misali, içime işlesin kötülük ve kimse karşı koyamasın içimdeki bu kutsanmış zafere. Beyaz bayraklar içimde çekilse de dışımdaki ahmaklar kendi büyük biraderlerini yaratsınlar hayran kalacakları.
    Haberiniz yok, yürüyorum artık duran bir yolda. Sizse başından beri yolda yoksunuz.
    Ah, canım kendim.. seni hâlâ seviyorsam, medet umuyorsam varlığından, seni kendine savunuyorsam hâlâ kimseye benzemediğin içindir.

    -kaldim yine bir basima
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    0
    Geceleri Galata’da gülerken bacaklarımız uzamış alıştık artık ölüme
    Diyeceğim şu ivan Milinski: ölüm için ayırdık geceleri gülerken
    Galata’da

    Ece Ayhan
    ···