-
1.
+4 -2yaşları ve hayat zorlukları dolayısıyla per perişan haldeki ananemlerin yanında kalırım bazen müstakil bir evleri var evde ise korku filmlerini aratmayacak bir şekilde kapısı açılmayan bir oda mevcut gerçi kilitli veya girilmesi yasak bir oda değil istesem girerim yani ama rahmetli dayımın odasıdır ve pek uğranılmaz kendisine. neyse konuya gelelim yine bir gün kalmaya gittim gün bitti herkes odasına çekildi bense salonda yatıcam dayımın odasına paralel bir kapısı var salonun neyse gece yatıyorum, rahmetlinin odasının kapısının açıldığını duyuyorum açılıyor kapanıyor birisi yürüyor sonra gidip dış kapıyı açıyor ve birden geri sarılmışçasına herşey normale dönüyor rüya falan değil uyanığım sadece gözlerim kapalı ki duyduklarımdı bunlar geçen yine kalmaya gittim artık alıştım hep oluyor bunlar bu sefer yattığım odanın kapısı açıldı ve yanıma kadar geldi kimse nefesini hissettim ama cesaret edip dönüp bakamadım dıbınakoyim hala ürkmekteyim anlatırken
not : gerçektir, ha evdeki yaşayan varlıklara sabah sorduğumda biz hiç uyanmadık duymadık etmedik cevapları asıl canımı sıkan konu.
özet : özet yok bin oku bunun neyi özet olur of çok korktum mu yazayım. -
2.
+1bir adam varmış ölmüş
-
3.
+1hikaye benim deyildir arkadaşımındır neyse Vanlıyım 24 yaşındayım. Geçimini ziraat ve hayvancılıkla yapan bir ailenin oğluyum. Her yıl yaz mevsiminde köye gider hayvancılık ve daha çok buğday ve yonca ekimi yapardık. Bir gün ektiğimiz bir tarlanın suyunu kontrol etmek için tarlaya gitmiştim. Gittiğim tarla büyük ve düz bir dağın üzerindeydi köye yaklaşık 2 Km uzakta. Tarlaya vardığımda suyun gelmediğini gördüm gidip bakayım dedim. Tarlaya gelen su ise köyümüzde bulunan en büyük dağın dibinden kaynak suyu gibi gelir.Tümünü Göster
Suyun en başından tarlaya gelen su patlak vermişti onardıktan sonra suyun akışı ile beraber tarlaya doğru yavaş yavaş yürüyerek bir sigara yakmak istedim. Hava rüzgârlı olmamasına rağmen yaktığım her kibrit sönüyor. Ya bir gariplik vardı ya da bana öyle gelmişti kibriti bitirmeme rağmen ateş yanmıyor ve arkamdan gerçekten bir enerji hissediyordum. Ben suyun gittiğini düşünürken bir baktım su kesilmiş bir daha patlak verdi diye geçirdim içimden. Geri döndüm bir daha, bir adım atayım derken bana çok çok yakın bir ses adımı telaffuz etti. Etrafıma baktım ıssız dağlardan başka bir şey yok. Bir daha aynı ses ve aynı bu 5 defa tekrarlandı.
Korkmuştum aldırmamaya çalışıyor şarkı mırıldanıyordum. Su kaynağına ulaştım su aynı yerden patlak vermiş yine onarıp suyun akışı ile beraber gitmeye başladım. Sanıyorsam 10 adım atmadan su yine patlak verdi. Bir gariplik olduğunu biliyordum. Kibrit yanmıyor, su gelmiyor, birileri adımı telaffuz ediyordu, bizim arkadaşların oyunudur diye söylenirken içimden. Tekrar arkamı döndüm suyun kaynağına uzun boylu yabancı kirli sakallı biri oturmuş eliyle su içiyor gözlerini dikmiş bana bakıyor. Acayip ürkmüştüm buda kim dedim kendi kendime gerçekten adamda alışagelmişin dışında garip bir tip vardı. Herhalde halüsinasyon görüyorum sandım. Çünkü suyun kaynağındaki dağda zehirli otlar olduğu için kimse koyun otlatmaya gelmez ve o dağda yol varken kimse başka köye yaya yürümez dedim. Ben suyla ilgileniyor gibi yapıp korkuyla düşünüyorken kafamı kaldırdım ki yok nereye gitti acaba. Biraz öteye baktım dağın diğer ucundan aşağı iniyordu. Ama yürümesi bile çok garip sanki koşuyordu. Ama her bakışımda başka his uyandırıyor inanın tarif edemiyorum. Ne yapacağını izledim, aşağıya vardığında yere eğilip eline tırpan aldığını gördüm. Ohh dedim bizim köydekilerden biri tutmuş bunu ot biçmesi için dedim kendi kendime, eee ama daha ot biçilecek sezonda değil yaklaşık 25 güne yakın bir zaman var peki kim bu o tırpan ne Allah’ım yardım et. Tabanlara kuvvet köye kadar koştum. Korkuyla eve gittim. Korkum geçmişti, bir sigara içtim köyün gençleriyle. 15 dakika falan geçmişti aradan az önce söz ettiğim ot tarlasının sahibi geçti metin amca dedim, sen ne ara amele getirdin daha erken değil mi ne amelesi dedi. Valla dedim demin ben tarla suyu için kaynağa gittim bir adam senin otunu biçiyordu. Yok öyle bir şey dedi, istersen git bak dedim bana sende gel dedi tamam dedim. Atına bindi bende arkasına bindim gittik. Baktı ot falan biçilmemiş her şey normal hatta benim tarlanın suyu bile tarlaya ulaşmış. Hâlbuki en son patlak verdiğinde yapmadan köye kaçmıştım. Metin amca bana baktı hani nerde dalgamı geçiyorsun dedi şimdi anlatsam inanmaz kusura bakma ben öyle gördüm neyse deyip köye gittik. Akşam çıktım dışarı elektrikler kegib gene sigara yaktım arkamdan bir ses la dedi, arkama baksam da karanlıktan başka bir şey yok, dondum kaldım yerimde. inanın bedenimde hissediyordum bir şeylerin bana dokunduğunu. Döndüm kapı kapanmış kibrit yakıyorum sönene kadar. Aydınlığa bakıyorum kimse yok.. la diyor anldıbını bilmiyorum Arapçada hayır demekmiş. O kadar korktum ki gözlerimi açtığımda korkuda ağzımın yamulduğunu tüm köyün başımda olduğunu gördüm. Metin yanıma geldi bana doğru söyle bugün tarlada ne gördün hatırlamak bile istemiyorum korkuyorum geçiştirdim bir şey görmedim boş ver falan dedim. bende gördüm anlat ne gördün dedi kafaya mı alıyor bilmiyorum ama, rahat bırak beni deyip yatağıma gittim uyudum.. Sabah olmuş kalktım dışarı çıktım çeşmede su akıntısı ohh yüzümü yıkayayım dedim elimi suyun akışına bırakıyorum elim ıslanmıyor anlatılamaz kadar korkunç ve garipti kafamı kaldırmamla o şeyi görmem bir oldu çığlık attım uyandım meğer rüyaymış. Dışarı çıktım reenkarnasyon gibi rüyanın aynısı sabah olmuş aynı suyun akıntısı ve suya doğru gidiyorum elimi suya attım merakla ellerim ıslandı güldüm kendi kendime rüyayı unutup yüzümü yıkadım su içtim başımı bir kaldırdım ki ah o gün o anı keşke yaşamasaydım. Aynı rüyadaki adam elleri arkaya doğru uzanmış siyah tenli gözlerine bakmak istemedim sanki dudağı patlamış. Bağırdım ama sesim çıkmıyor bedenime bir kere vurduğunu gördüm yere düştüğümde ayaklarının sanki ağaç kökü gibi olduklarını gördüm. Ben en son gözümü açtığımda Van’da hastanedeyim ortopedi doktoru yanıma geldi alınan yara izlerinde sana vuran at çok kuvvetliymiş şansın var dedi doktor ne atı dedim. Sabah görenler olmuş sana bir atın vurduğunu ama ben gördüklerimden emindim at değildi ve halen vurduğu yerde 3 yıldır iz var isteyen olursa fotoğrafını bile gönderebilirim ve 3 yıldır köye gitmiyorum. O olaydan kısa süre sonra deprem oldu. Pazar günü saat 2 suları müthiş bir sarsıntı camdan baktığımda tüm binalar sanki oyun oynuyormuş gibi sallanıyordu deprem durdu, bizler kaçmaya başladık en son tüm kardeşlerimden emin olmak için odalara bakıyordum. Girdiğim en son odada yine onu gördüm ama sadece gözlerimi açıp kapayana kadar sonra kayboldu. Daha sonra Diyarbakır’daki dayımlara gittik ailecek oradan dayımın yardımıyla çok dindar bir hocaya gittim yalnız başıma olayları anlattım.
Sana neden böyle bir şey yaptıklarını bilemem ama at konusuna gelince fiziksel dokunuşları olduğu zaman insan gözüyle bile herkes tarafından görülebilirler ve insanlar o garip şeyin sana vurması at vuruyor gibi görmeleri sağlanmış. Senin gördüğünü ise Allah kimseye göstermesin dedi kur-an (a.ş.) dan bir ayet yazıp muska yaptı o günden bugüne hiç görmedim.
Ayrıca isteyenlere vurduğu yerin fotoğrafını gösterebilirim. 3 yıldır geçmeyen izin fotoğrafını aslında hatırlamamak için çok uğraştım paylaşmam bile bana o anları hatırlattı.
Ama anlatmamın sebebi hayat bu her an insanın başına her şey gelebilir. Bizi koruyan tek olan Allah’ı (c.c.) unutmamamızı hatırlamak için. Şuan kur-an (a.ş) okuyup tüm namazlarımı kılıyorum ve içimde bir his eğer dinden ayrı kalırsam bana o kötülüklerin tekrar geleceğini söylüyor -
4.
0münasebetini başlatıyorum gib kafalılar başınızdan geçen perili cinli olayları anlatında titreyerek boşalalım biraz. ilki benden geliyor
not : hikayeniz masalsa yazmayın amk -
5.
0evde skype tarafından sevgilimle konuşuyordum herşey çok güzeldi eğleniyor sohbet ediyorduk
birkaç dakika sonra sevgilim ben birşeyler yiyip
geliyorum dedi ben tmm dedim ve oyun oynamaya başladım sonra kuvvetli bir vurma
sesi geldi saniyesinde bir düşme sesi geldi
sevgilimin Skype ı açıktı ben hemen iyimisin
orda herşey yolundamı dedim ama ses yok
sonra sürüklenme sesleri geldi ben iyice korkmaya başlamıştım sonra boğuk çığlıklar başladı hemen ardından kız arkadaşım tamam
geldim dedi ben hemen kaç galiba evinde biri var dedim kız arkadaşımsa bunu nereden
çıkarttımı sordu bende mikrofondan duydumu
söyledim oda şaşırarak bu imkansız ben
giderken mikrofonu kapatmıştım dedi bunu
dedikten sonra dolabından bir ses geldi
o an anlamıştım o sesler benim evimden geliyordu...
http://c12.incisozluk.com...11507/7/1598937_o031e.jpg -
6.
0(bkz: korkunç gizli gerçekler)
-
7.
0panpa ben olsam bayılırdım herellde gibtigimin evinde
-
8.
0amk bişey yazıyon devdıbını getir bari
- 9.
-
10.
0anlat la
-
11.
0ee amk sonra
-
12.
0Ya bi arkadaşın babannesinin evi böyle eski koy eviymis tahtadan ev neyse böyle bigün babannesi kuran okuyomus odasında kapıyı kitlemis sonra kuran okurken böyle merdivenlerden çıkma sesi geliyormuş babanneside kocası geldi sanmış sonra okumaya devam etmiş bikaç saniye sonra kilitli kapı açılmış kimse yokmuş babannesi elini atmış otarafa eline bakmış böyle eline kara tüyler gelmiş
~ gerçek arkadaşlar -
13.
-1Ameliyathaneden çıkan doktor, dördüncü kattaki ofisine inmek için asansöre bindi. Yanında bir de hasta vardı. Asansör sekizinci kata gelip durdu ve kapıları açıldı. Asansör kapısının önünde küçük bir çocuk dikiliyordu.Tümünü Göster
"Aşağı mı iniyor?" diye sordu çocuk. Doktor, çocuğu dikkatlice süzdü ve cevap verdi:
-"Hayır, yukarı çıkıyor." Düğmeye bastı ve asansörün kapıları kapandı. Yanındaki hasta, doktora dönüp sordu:
-"Neden çocuğun bizimle birlikte asansöre binmesine izin vermedin? Aşağı iniyorduk zaten." Doktor:
-"Çocuk çoktan ölmüştü. Geçtiğimiz gün lösemi yüzünden hayatını kaybetti."
-"Ölü olduğunu nerden çıkardın?" diye sordu hasta.
-"Sol bileğindeki mavi bilekliği görmedin mi? Ölenleri morga zütürülmeleri için mavi bileklikle işaretlerler." dedi doktor.
-"Benimki gibi mi yani?" dedi hasta bilekliğini doktora göstererek.
Nathan, 5 yıldır birlikte olduğu kız arkadaşı Emily'yi 7 Ağustos 2012'de bir trafik kazasında kaybeder. Emily tam bir internet bağımlısıdır ve ölümünün ardından Nathan, kız arkadaşının tüm sosyal medya hesaplarını kapatır. Fakat ölümünden 13ay sonra 4 Eylül 2013 günü Emily'nin facebook hesabı aktive edilir ve Nathan'a bu hesaptan mesajlar gelmeye başlar. Bu mesajlar şu şekildedir :
E: Merhaba
N: Sen kimsin? Emily’nin hesabından mesaj almam çok garip.
N: ??? Tamam o zaman, her kimseniz ileride lütfen kendi hesabınızdan bana mesaj atın.
E: Merhaba
N: Susan? Emily’nin hesabını kullanan sen misin?
E: Merhaba. Bu Pazar bir yerlere gidelim mi?
N: Sen kimsin lan?
E: Otobüsteki tekerlekler
N: Lütfen kim olduğunu söyler misin?
Başlangıçta Nathan, bu mesajları Emily'nin annesi Susan'ın gönderdiğini veya arkadaşlarının yaptığı kötü bir şaka olduğunu düşünür ve mesajları önemsemez. Fakat mesajlarda Emily'nin ölümünden önce çıkmayı planladıkları bir geziye ve yol için seçtikleri Wheel on The Bus şarkısına gönderme yapıldığını görünce korkmaya başlar. Aldığı her mesajın ekran görüntüsünü kaydedip arkadaşlarına yollar.
Bir süre sonra Emily, Nathan'ın fotoğraflarında kendisini etiketlemeye başlar. Bunu fark eden bazı arkadaşları Nathan'a bunun bir virüs olabileceğini söylerler, bazıları ise arkadaş listesinden silinmeye başlar. Tüm bunlara rağmen Nathan ölen kız arkadaşıyla bir şekilde irtibata geçiyor olduğunu düşünerek facebook hesabını kapatmaya niyetlenmez.
Nathan, Emily’nin hesabını kullanan kişiye bunu neden yaptığını, neden resimlerde kendini etiketlediğini sorar fakat cevaplar oldukça anlamsızdır. Bir süre sonra ise Nathan’ın söylediği şeyleri tekrar etmeye başlar. Daha sonra Nathan bu mesajların daha önceki konuşmalarından alınmış cümleler olduğunu fark eder. Bu mesajların gönderildiği yeri tespit etmeye çalışır ve karşılaştığı sonuçlar onu bir kez daha korkutur. Mesajlar gelmeye başladığından beri Emily'nin facebook hesabına giriş yapılan yerler Nathan'ın evi, işyeri ve Emily'nin annesi Susan'ın ev adresi olarak görülmektedir.
Birkaç gün sonra Emily'nin hesabından ilk kez daha önceki mesajlardan bağımsız bir mesaj gelir:
E: spor ayakkabılarım kurutucuda ve dışarısı gerçekten çok soğuk
gerçekten soğuk
soğuk
soğuk
Nathan
lütfen dur
soğuk
DO NUYO RUM
neler oluyor bilmiyorum
Olanlardan sonra Nathan artık geceleri uyuyamaz hâle gelir. Facebook hesabını kapatmayı düşünür. Birkaç gün sonra Emily'nin hesabından bu fotoğraf gönderilir. Burası Nathan'ın evidir, fotoğraf dış kapıdan çekilmiştir. Nathan fotoğrafı gördüğünde garajdadır. Tablet bilgisayarından arkadaşına yazdığı son şey şu olur:
"Bi arkadaşımda kalacağım, eve girmeye çok korkuyorum." -
14.
-1Okurken sanırım altıma sıçtım :/
-
15.
-2hep quanttum bininden sonra türedi bunlar
-
su bunak silinse sozluk ne kaybeder
-
nobetten selamlar
-
konstant dayı ve ramo
-
ben michael inci sözlüğün arslanı
-
ucan kedi aksam napıyorsun
-
bu sahte mikropcan yazim stilinden
-
bu grubun uyeleriyle
-
biz burda başlık açarken ispanya 6 yaptı
-
ölüsü olan bir günnn
-
pedri çıkmasa on atarlardı
-
uyumayin la amg
-
tehdit edikdigim seye bak amg
-
mikropcan sen kimsin amg
-
sahte mikropcan anayi
-
sözlükte travesti olmaması sorunsalı
-
saniyeler ve dakikalar
-
4 aydır ağır depresif yaşıyorum
-
dedem rabıta yaparken bi tekme koydum
-
bende insta twitter hepsine giriyor
-
helix nerede la
-
ucan kedi yemek öner la
-
youtube ve instaya girilmiyo
-
minik huurlarim benim
-
en iyi yöntem kestirme yöntemi
-
padişahlar neden kardeşlerini boğdurmuş
-
geçenlerde balili bir kıza fitre zekat verdim
-
osmanlıda içki içen 10 padişah
-
6 0 ne amg
-
beyler makatıma bir aparat taktıracam
-
ucan kedinin osuruk sesi
- / 2