0
adam şehrin merkezinden belediyede çalılıyor.Çocukluğu buralarda geçtiği için hangi köyün nasıl ne türlü ve nerede olduğunu adı gibi biliyor bize eski avcılık anılarından anlatmaya başladı.Kim olduğumuzu sorduğunda sadece köyümüzü söledik dedelerimizi ve babalarımızı sölemedik bize köyüüzle ilgili hikayelerden anlatmaya başladı "o bunu vurmuş" "bu bunu gibmiş" gibilerinden. zenginliğe çok düşkün olan arkadaşım bi anda espirisine atladı koltuğundan "buralarda hiç define varmı hoca" adam soldaki aynaya gözlerini kısarak birkez baktından sonra sizin köylü hacı halilin dedesi tarıkı tanırmısınız "tanıyacağımızı hiç sanmiram hacı halil nerden baksan 89 -90 yaşlarında" dedim tanımazsınız tabi kimse onun adını ne anar ne dinler perileri olan garip bir adam çok fakir gibi giyinirmiş ama bir koca küp altını varmış ama altını kendinden ve diğer insanlardan çok azgın perilerinin istediğinide biliyormuş o küp altını bir güzel bağlayarak çayın karşısındaki hacı demirtaşın mercimek tarlasına gömmüş o günden sonra o tarladaki ekinleri hep ayılar dağıtır petekleri ince beller söndürür adımını atan insanları akrepler kakar olmuş bana bu biraz komik geldi yavaş yavaş sırıtırken hacı demirtaşın torunu olan şevketin gözlerindeki ciddiliğe ilişti gözlerim bi an derin bir korku sardı kalbimi. Çıldırmış bir insanın gözlerindeki isteği anlamak basitti