1. 51.
    0
    @47 okurum panpa
    @48 görüşürüz panpa
    ···
  2. 52.
    0
    merhaba , 11:30 gibi başlayacağım
    ···
  3. 53.
    0
    yalancı bin hani nerdesin
    ···
  4. 54.
    0
    gecikme için özür, işler uzadı
    ···
  5. 55.
    +2
    Part 5

    Sağsalim dönmüştük izmir’e ve bunu Ooze’da kutlamak gerekti;

    (bkz: http://fizy.com/#s/12q0uv)

    işe girdiğim sene Üniversite aşkım, bana hayatı, kazık atmayı, kazık yemeyi, aldatmayı, aldatılmayı öğreten Fulya hala yüreğimde, aklımda, tüm tutkularımdaydı.
    Kısmen kopmuştuk ama dönem dönem görüşüp ilişkiye bir yön vermeye zorluyorduk kendimizi.Tüm üniversite hayatımı etkilediği gibi karakterime ve ondan sonraki ilişkilerime de direkt veya dolaylı yoldan hep etkileri oldu.
    Çok şiir yazdım, çok şarkıda ağladım ve çok kavgalarım oldu.Her kadından sonra bir süreliğine döndüm ona, hep ‘bir süreliğine ama sürekliymişcesine’ yaşadık ve bol bol o günlere flashback var bu hikayede…
    ···
  6. 56.
    +4
    Tut , çöz şu geceyi ayır parçacıklara
    Gözlerime sürükle, öldür sonra beni
    Kaldırma yerden
    Ben, birçok kez öldüm zaten
    ···
  7. 57.
    +1
    Sahada her şey farklıydı, eğitimde gösterdikleri bilgiler nadiren işime yarıyor, gerçekleştirdiğim sunumlarda medikal içerikten çok, ikramın içeriği ilgi görüyordu.(Her sunum sonrasında hekimlere yemek verilir)
    Deli gibi çalışıyordum, girmediğim sağlık ocağı, hastane yoktu. Beş dakika duruyor, broşürümü çalışıyor, çıkıyordum IMS te zerre oynama yoktu.
    Daha çömez olduğum için firmadan uyarı gelmiyordu ama toplantılarda bölge yöneticisinin performansı düşük tecrübeli ekip arkadaşlarımı aşağılarcasına tavırları ve söylemleri beni pozitif tetikliyordu.
    Bu lafları işitmemeli , başarılı olmalıydım. Hiç sorgulamıyordum neden böylesine hakaretvari konuştuğunu.
    ···
  8. 58.
    +4
    Düzenli çalışmalarımla, ilk yıl bölgemi ortalamanın üstüne taşıdım, seleksiyonumdaki bütün hekimler beni tanıyordu artık, işin inceliklerini de yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştım.
    işin tanımı sözleşmede geçtiği gibi değildi aslında; işin gerçek tanımı:
    Müşteriye göre meslekti, biri için ulaşım aracı, şöfördüm;
    birdiğeri için para kaynağı; biri için gerçekten bilgi kaynağı; biri için dost; biri için kongre kaynağı;
    biri için pekekent; biri için platonik aşk; biri için gelmesi gereken biriydim sadece..
    Hepsine ayrı şekilde çalışıyordum. Yazması karşılığında yıllık anlaşma yapıp kongreye gönderdiğim hekimle haftasonundaki Fener maçını konuşuyor, yan poliklinikte Dr.Esra Hanıma detaylı bir presentasyon gerçekleştiriyordum.
    Oradan çıkıp doktorun birini alıp evine bırakıyor, akşdıbına da dost bellediğim veya potansiyeli yüksek önemli doktorlarla yemek yiyiyordum. içim dışım ilaç ve doktor olmuştu.
    ···
  9. 59.
    +1
    biraz ara.. okuyanlar da ses versin giberün..
    ···
  10. 60.
    +1
    ulan zütverenler bir allahın kulu ses vermemiş, ne diye yazıyoz lan bunca şeyi
    ···
  11. 61.
    0
    anlat panpa buraya kadar okudum.
    ···
  12. 62.
    +7
    Tıp Fakültesinden nadiren hekim çıkar diye bir laf var, gerçekten doğrudur bu laf.
    Hemen hemen hepsinin alternatif alanlarda yetenekleri ve merakları vardır.
    Enteresan insanlardır doktorlar, öğrencilik hayatları boyunca ders çalışmaktan mecburen asosyalleştikleri için, hekimliğe başlayıp firma ilişkilerine girdiklerinde kişilik erozyonuna uğrar geneli.
    Kimisi bunu hekimliğin yanında ek bir iş olarak görür, bir ihtiyaç listesi vardır ve boşta olduğu endikasyonun ilaçlarının listesi.Hemen hemen tüm ilaçların eşdeğeri veya endikasyon muadili olduğu için mevcut rekabetten nemalanırlar.
    Alan memnun , veren memnun , sürer gider bu ilişki.Sürekli taviz veren represant , tepeden gelen baskıların da etkisiyle yavaş yavaş cebinden de harcamaya başlayıp , bu parayı firmadan çıkarmanın yollarını arar.Bu kadar sektörel bilgi yeter , hikayeye nostaljik bir şarkıyla geri dönelim..

    (bkz: http://fizy.com/#s/1aj8r6)
    ···
  13. 63.
    0
    anlat panpa
    ···
  14. 64.
    0
    ne varsa üçüküncülerde var.. yaz panpa sabah sabah kafam açıldı..

    ccc edebiyatta üçüküncü akımı ccc
    ···
  15. 65.
    +1
    seri şukuladım hızlı ve güzel yaz dedenin namaz takkesinin dantelini giberim
    ···
  16. 66.
    0
    başlık güzel, keyfe keder vakitlerimi ayırır okurum artık
    ···
  17. 67.
    0
    iş çoktu ilgilenemedim, devam ediyorum..
    ···
  18. 68.
    +1
    Part 6

    Fulya’yla tekrar görüşmeye başlamıştık, birimiz represant birimiz mali müşavirliğe hazırlanan bir muhasebeciydik artık.
    Ufak bir aile şirketinde işe başlamıştı ve çok kıskanıyordum onu, o da benim Antalya toplantılarımı, işin kötü ndıbını kıskanıyor nerdeyse hergün kavga ediyorduk.
    Bana karşı aynı üniversitede olduğu gibi dürüst davranmıyordu.Çok tuhaf bir tutku vardı aramızda, ama bizi oklayan melek cenabetti herhalde ki , aramızdaki bağ hep kazık yemek ve kazık atmakla güçleniyordu.
    Ona ‘kıvılcım dudaklım’ diye seslenirdim, deli gibi şarap içer ve haftasonları koca gün yataktan çıkmazdık.Üniversite yıllarında ona yazdığım şiirleri arşivlemiş ve bunlar için özel , kilitli bir dolap yaptırmıştı.
    Anlamakta zorluk çekiyordum, bana bu kadar önem veren bir insan, benim de ona karşı hissettiklerimi bile bile nasıl olur da geceleri alemlere akar, vazgeçmez o çevreden. Yeni yeni anlıyorum bunun sebebini…
    ···
  19. 69.
    0
    burada olanlar ses versin
    ···
  20. 70.
    0
    ben devam ediom amk, elbet okuyan çıkar
    ···