1. 18076.
    +5
    http://fizy.com/#s/3y3qp8

    …aralık ortaları,

    Ne savaş var artık hayatımda, ne de düşman..ne ateş var ne de duman..

    Sadece huzur var..kollarımın arasında uyuklarken onu seyretmek var..mahmur gözleriyle bana sıcak gülümseyişleri var..

    itiraf etmeliyim ki, o “güven-güvensizlik” meselesinin çözülmesi (kendi içimde yani) biraz sürmüştü..bana güveniyor olduğuna güvenememe durumumu, öyle birden bire değil, zamanla, azar azar, bir akan kum taneleri gibi sakin ve sabırlı bir şekilde yenmeyi başardım nihayetinde.

    Şimdi mutlak bir mutluluk ve sükunet vardı hayatımızda..ara sıra, birbirimizle değil, hayatın genel akışıyla ufak tefek problemler yaşıyorduk..her insan gibi..

    Onları da birbirimize destek olarak, her insanın atlatacağından daha kolay ve çabuk şekilde atlatıyorduk. Demiştim ya; “bir bedende iki ruh, ya da iki beden tek bir ruh”. Aynen öyle senkronize, öyle uyumlu, sıkıca bağlı birbirine.

    Aklıma şöyle bir soru takıldı, acaba, ben,yaşadığım sosyal tecrübelerden paylar çıkarmaya başlayıp değiştiğim için mi böylesine mutluydum ve ebruya yeniden sahip olabilmiştim? Yoksa ebru ile birlikte olmak, onun olgunluğundan ve muntazam karakterinin ışıltısında nasiplenebilmek mi değiştirmiş, bu halime getirmişti beni?

    Gerçi, ne fark ederdi?... yıllar sonra ilk kez, kavgasız, tasasız, kaygısız, yarınları pozitif düşünerek yaşıyordum…kavga ile, plan ile, hesap ile yaşanmıyor…yorulmuştum…çok ama çok yordu beni o yollar..

    Meleğimle artık pek fazla yüz yüze gelmiyoruz..arada bir onun sevecen bakışlarını ensemde hissediyorum..yanıma yaklaştığında, bir omzumda ebrunun diğerinde onun sıcaklığı oluyor kimi zaman da…

    Artık nasihat vermek yok..öğütlere gerek duyulmuyor…”bak, sayemde mutluluğu buldun” demeyecek kadar da mütevazi ve vakur olduğu için, beni tebrik etmek ve kendine de övgü payı çıkarmak adına da konuşmadığı için, çok fazla muhabbetimiz yok bu aralar..en azından sözlü olarak..manevi kutlamalarından haberdarım tabi ki..benim için seviniyor…benimle kıvanç duyuyor..
    ···
  2. 18077.
    +2
    3 aydır her gece yatmadan önce, derste sıkıldığımda, otobüs yolculuğu sırasında, evde sıkılırken vs. derken taaa bugüne gelebildim. güzel yazıyon panpa. ceyda-meltem olayını okurken ilk defa elimi şeyime atmadan boşaldım amk. artık başındayım çabuk yaz giberim.
    ···
  3. 18078.
    +6
    ..yılbaşını kutlayacağımız yeri hemen hemen kesinleştirdik. Ebru ile yazın gittiğimiz yerlerden biri..pek nezih bir mekan.. belki de bizim gibi düşünen birkaç genç çift daha olur, onun haricinde mekanın en standart dışı (genelde 35-40 yaş civarı takılıyor zira) konukları biz olabiliriz o gece (: yaa sormayın..pek erken büyüyüverdik biz (:

    Şimdiden yer rezerve edilebiiyormuş, tolga ve alperle beraber konuşmaya gittiğimizde, adamın “öğrencisiniz sanırım?” diye sorması pek şaşırtmadı. Ama böyle ezen ya da hor gören bir tavırla değil de, “ah sizi gidi” der gibi sempatik bir şekilde tonlamıştı adam kelimeleri.

    Evet dedik, beş çift gelmeyi düşünüyoruz, progrdıbınız belli mi dedik..

    Klagib gitar, saksafon ve bayan solist, genellikle yabancı parçalardan oluşan bir repertuar, akşam 9 dan itibaren gece 2.30 a kadar müzikli program, güne özel menüler ve seçenekler.

    Erken davrandığımızı düşünürken ve bunu da esprili bir şekilde aramızda dile getirirken, adam epey talep olduğunu söyleyip, bilgisayar üzerinden kayıtlı masaları gösterince şaşırdık. Vay amk, insanlar planlıyor beyler..

    Kışın soğuk yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı o günlerde, bereler, atkılar, eldivenler, parkalar ayyuka çıkmış, etraftaki herkes yürüyen, rengarenk penguenlere ve bilardo lobutlarına dönüşmüş, insanlar sanki daha bir sevimli hale gelmişti. Üşüyen elleri ısıtma mevsimi açılmıştı..ya da soğuktan allaşan yanakları bu kez sıcak öpücüklerle pembeleştirme zamanları diyelim…beş sene evvel bu zamanlar…

    Bir da kar yağsa şu şehre.. biraz da kartopu oynasak? içinde düşüp kalksak.. enseden içeri atarak ıslak şakalar yapsak?..

    Beş sene evvel…zaman nasıl da geçiyor…ondan beş sene önce kimdin tsigalko? neredeydin?..o aralık ortasında kimdin?..şimdi kimsin?

    Neredesin..

    Noeldi, bilmemneydi pek işim olmazdı benim.. kış, kıştı işte sadece.. yılbaşı da yılbaşıydı.. eğlenirdik..güzel şeyler bunlar tabi.. severdim böyle günleri…ama o yılbaşına doğru, herhalde ilk kez hissettim o gavurların “noel ruhu” dediği şeyi.. adetlerle ya da hediyeler bir ilgisi yok…çam ağacı ya da ren geyikleri de değil mesele..

    Başka bir şey..bir hissiyat.. sanki etrafındaki, seni seven herkes, hummalı bir çalışma içine girmiş, birbirine doğru sokulmaya başlamış, yüzlerimiz gülüyor, ağızlar, kahkahaların provasında.. herkes mutlu.. biraz mayışmış.. sakin..aynı anda da enerjik…
    Tümünü Göster
    ···
  4. 18079.
    0
    yazsana olm ya
    ···
  5. 18080.
    +8
    içim içimden çıkacak gibi…çok mutluyum lan?! kabıma sığamıyorum..ne güzel gene şarkılar söylenecek.. güzel yemekler yenecek, dostlar muhabbet edecek.. sevgililer öpüşecek, sarılacak birbirine…o kaynaşık ortamın içinde bulunmak..bir parçası olmak..

    içimden bir ses, son yılların en güzel sene sonu olacak diyor.. öğle güzel geliyor ki artık geleceği düşünmek bana.. belki de ilk kez uzun vadeli planlar yapıyorum…sabırsızlanıyorum gelecek için.. özel günler, güzel günler peşi sıra hep.. bitmesin istiyorum…şubatı düşünüyorum…yıl sonu balosunu düşünüyorum…doğum günlerimizi düşünüyorum…nişan günümüzü düşünüyorum…nikah günümüzü düşünüyorum…çocuğumu kucağıma aldığım günü düşünüyorum…onunla beraber bahçemizde güreşirken bizi gülen gözlerle, ağacımıza kurduğum salıncaktan izleyen ebruyu düşünüyorum….

    Ve daha neler neler…yıllar sonra..on yıllar sonra…el ele, diz dize, omuz omuza olduğumuzu düşünüyorum…hayal ediyorum…bitmiyor hayaller…bitmesin de zaten…sürekli yeni bir şeyler ekliyor, kat çıkıyorum.. genişletiyorum…güzelleştiriyorum…

    Arada bir, acaba “deli misin?” der diye korkmaksızın ebruya da anlatıyorum böyle.. ağzı bir karış, kulaklarına varmış, çocuklar gibi gülüyor, gözleri ışıl ışıl…dayanamıyorum böyle görünce hemen sarmalıyorum.. başını göğsüme yaslıyorum.. allahım…içime sokacağım resmen…bu kız….bu kız bana masal diyarlarından bir hediye…aksini düşünemiyorum…6,5 ay oldu, ben hala, beni affedip sarıldığı yerdeyim... o çardağın altında.. hala aynı heyecan, aynı hislerdeyim…6,5 yıl olsun…20 olsun..30 olsun, 40 olsun.. allah ömür verdiği sürece, ellerimiz hiç ayrılmasın birbirinden..ben düşer gibi olursam o tutsun.. onun dizlerinde güç kalmadığı yerde ben sarılayım…aşkımız daim olsun…
    ···
  6. 18081.
    +5
    (tsigalko okoronkwo ?, 12.12.2012 23:00)

    Ohaaaaaaa dıbınakoyim noluyo lan tam saatinde ulan dıbınakodumun bu 21 aralıkda harbi bi taklar olacak heralde.

    Sabri Sarıoğlu 1461 Trabzon maçı istatistikleri ;

    - 39 Pas 37 isabet

    - 11 Orta 10 isabet

    - 3 Şut 3 isabet

    Kesin 21 aralıkda kıyamet kopuyo hikaye yarım kalacak lan
    ···
  7. 18082.
    -1
    @kurbankesendeist bu gidişle evet kopacak.
    ···
  8. 18083.
    -1
    panpa 50. entrydeyim bu kıza çok aşıksın ama acı çekiceksin bak söyliyim. bende şuan 18 yaşındayım ve bursalıyım benimde bi kız hayatımı gibti 1 ay oldu okuyup feyz alcam. yaktım sigaramı okumaya devam ediyorum. bu arada ebru sana yazıyo büyük ihtimalle çok heyecanlı amk bak o ebru ortalığı karıştırır
    edit: sayfa 5 reserve yarın devam edicem
    edit 2:benim kızın adı da ebruydu lan çok sarıyo amk helal olsun
    ···
  9. 18084.
    +1
    @tsigalko panpa tepki gelmiyo diye okunmuyo sanma su an eminim ki herkes ekran basinda okurken agliyo amk. Duygulandirdin pic!
    ···
  10. 18085.
    -1
    1 yıldır anlatıyon bin özetin özetinin özetini geç
    ···
  11. 18086.
    +1
    yaz panpa şov bekliyoduk yavaş gidiyosun
    ···
  12. 18087.
    +1 -1
    ya tsi.. bak çok fazla ara veriyorsun. hikayede bölük börçük oluyor.. Şunu sana zahmet anlatıverip geçsen hızlı. Melek melek salla geç. Öte tarafta bolca görecez melek.
    ···
  13. 18088.
    0
    http://inciswf.com/helehelehele.swf
    ···
  14. 18089.
    -1
    noldu lan tsi ayazda falan mı kaldın amk yeni part nerde
    ···
  15. 18090.
    +4
    Bir pazartesi günü..

    Ebruyu okul kapısında karşıladım, beraber yürüdük sınıfa kadar…geçtik yerimize oturduk.. biraz sonra da nilayla Necati geldi, sohbet muhabbet.. kızlar kendi aralarında konuşuyorlar filan.. necati ile hafta sonu oynanan ama nezdimizde bitmemiş olan fener maçını koşuyoruz hala..

    Biraz sonra bu beni dürtüp cam kenarındaki sıraları gösterdi.. önce anlamadım neyi göstermeye çalıştığını, “ne var olm?” filan deyip kaş göz ederken gördüm..

    Ayşen, ozanla her zaman oturdukları sıranın cam tarafına tek başına oturmuş.. ozan da o sıranın en arkalarında bir yerde yine tek başına..

    “ayrılmış mı bunlar?” diye fısıldadı Necati..

    “bilmem? Olabilir” dedim silkemez bir tavırla…harbi, bana ne aq?..bana ne yani?... karı gibi dedikodu yapıyorsun neco sokayım sana da yani..

    “pek bir yapışık ikiz dolaşıyorlardı da..”

    “neyse ne aga bize ne salla…” deyip muhabbeti kısa kestim..

    Bir ders yan yana oturmamaları ayrıldıkları anldıbına gelmezdi..ha, ayrıldılar diyelim ki, e o da bir anlama gelmiyor ki benim için?
    Bir anlam ifade etmiyor yani.. sıfır..

    Benim sinirimi bozan şey ise, aynı muhabbeti aynı gün içinde hem önce nilaydan, hem de ardından öğle arası ebrudan duymam oldu..

    Tabi üst üste gelince, en sona kalanın başına patlıyor kabak..ben de garibim ebruya patlar gibi oldum biraz,

    “yaa.. bunu niye bana söylüyor ki herkes anlamıyorum?!” dedim sesim biraz yüksek çıkarak..

    “he..a..kim söyledi ki başka?”

    “Necati? Nilay? Sen?..hayır amaç nedir yani anlamadım? Bana ne? Size ne? Bize ne?..”

    “ya..ben öğlesine söyledim..bir amaçla değil aşkım? Sınıfın içinden bir olay sonuçta paylaştım yani..” dedi kız bozularak..

    “bırakın şu dedikoduları ya…ayrıldıysa ayrıldı…ne yapayım, ağlayayım mı? yoksa göbek mi atayım?”

    “ya tsigalko, alt tarafı bir şey söyledim, neden bu kadar tepki gösteriyorsun ki? Gocunmanı gerektiren bir durum yok?”

    “yok evet yok da işte böyle herkes gelip bana anlatında oluyor…sanki gocunmam gereken bir durummuş gibi niye herkes bana anlatıyor
    ki bunu?”

    “herkes, herkese anlatıyor canım.. herkes, kendi arkadaşlarıyla, sevgilileriyle konuşuyor yani.. nilay necati ve ben de senin
    sınıftaki en yakınların olduğumuza göre, seninle kritik yapmamız normal değil mi? bence abartan ve büyüten sensin olayı.. sakin ol biraz..”

    Hee…öyle yani…ben üstüme alınıyorum? Gene kabahatli ben oldum…
    Tümünü Göster
    ···
  16. 18091.
    +3 -1
    Ayşen'e çaktınmı? Bu hikayede en merak ettiğim şey bu? Çakmadıysan malsın!
    ···
  17. 18092.
    0
    26 dk oldu amina koyim hadi lan
    Edit: pardon la yazmissin *
    ···
  18. 18093.
    +3
    Sirf su sorular aklina takilir da "acaba ben aysen'i hic unutamamis miyim" diye dusunup guzelim ebru'dan ayrilir aysen'in pesine dusersen agzina sicar ggotunu keserim pic.
    ···
  19. 18094.
    +2
    intikam ateşi mi alevlenecek lan yoksa. ebruyu bidaha kaybedersen üzülürüm lan yazık olur size.
    bu arada tsi 3 gecemi yedin. 3 gecede 87 sayfa okudum gözlerim pörtledi okumaktan. sınav vardı çalışmadım.
    biraz daha uzatırsam okulu peder para yollamayı da kesecek amk. artık burs murs ayarlarsın panpa.
    ···
  20. 18095.
    +9
    Ebruyu daha fazla yormamak için sustum..ama yapılan muamele de içime oturmuştu…ayşenle ozan ayrılmışmış, ayrılmış mıymış?..bilmem neymiş…bana ne yahu?..

    Herhalde “iyi olmuş, oh olsun aq” filan dememi bekliyorlar.. böylece maskem filan düşecek, demi? işte ne kadar kindar olduğum, ayşenle aslında hala ilgilendiğim filan ortaya çıkacak.. demi lan?! ha?!..bravo.. bravo size aq…

    Ayrılmışlarmış…ulan,…ulan ölseler umurumda olur mu be?..ha? ölseler, umurumda olur mu?..

    Ben susup oturunca, ebru üstüme geldi,

    “surat yapıyorsun?”

    “yoo..”

    “cidden surat mı yapıyorsun…hey allahım ya..bir de en çok sen söylersin böyle trip atmalar olmasın, çocuk çocuk hareketlere gelemem
    diye.. aynısını yapıyorsun yani şimdi?”

    Gözlerimi masadan kaldırıp yüzüne baktım.. uzun zaman sonra ilk kez kızmaya başladığımı hissediyordum ki, o gözlerde gördüğüm şeyler beni yeniden yatıştırır gibi oldu..

    “ebru.. hiç bir şey yapmıyorum ne olur üstüme gelme olur mu?..hiç bak.. gayet normalim, tamam?” dedim sesimi sakin tutmaya çalışıp, ellerimi teslim olur gibi kaldırarak..

    Yeniden masaya çevirdim gözlerimi, yemeğimle ilgilendim..bir iki dakika kadar çıt çıkmadı.. sonra yine ebru,

    “yanlış anlamışsın sen bizi canım.. nilay filan da bahsedince, üst üste gelir gibi olmuş ama zaten herkes, herkesle bunu konuşuyor yani, sana ya da senin eski meselelerine özel bir durum değil bu..o yüzden gerilme artık lütfen..”

    “gergin değilim ki ebru?” dedim çaresiz bir şekilde..”hem niye herkes bunu konuşuyor anlamadım? Çok mu matah bir durum?”

    “eh değil de..insanlar işte.. sınıf içi olay olunca..bir de epeydir çıkıyorlardı tabi.. beklenmedik bir gelişme oldu yani ayrılmaları..”

    “belki ayrılmamışlardır? Hemen bir ders yan yana oturmadıkları zaman ayrıldılar anldıbına mı geliyor yani?”

    “öyle değil tabi, ama evet ayrılmışlar.. kızlardan duydum bende..bu hafta sonu ayrılmışlar hatta.. işte şimdi de bu şekilde takılıyolar..”

    “hıı…neden ayrılmışlar peki?” diye sordum durumun kesinleştiğini görünce,
    ···