'''

I don't wanna go

'''


televizyon ile arası olan biri değildim ben, küçükken de sevmezdim, hala da sevmediğim gibi, evde belki 100 tane natgeo vardı, onlarla geçti zamanım, okul harici yalnız, ama mutlu, yani mutlu da değil de, üzülecek bir şeyim yoktu o zamanlar, natgeo, bilim teknik (hala duruyor o eski baskısından bir örnek) daha sonraları atlas, hep böyle bilimsel şeylerdi ilgimi çeken, hiç umrumda olmadı hangi ünlü kimle görüldü yada kim kimi hangi dizide nasıl sevdi de elde etti, bilim vardı benim için sadece, dergiler kitaplar ve saire, sonra bunu buldum öyle şans eseri, kanal zaplarken kardeşim sanırım, daha yeni okuduğum bazı terimler geçiyordu, anlıyordum, dil gibi bir sıkıntım reankerne olmuş 8 yaşında bir Amerikan çocuğu gibiydi, hiç olmamıştı yani, konuşabilir durumda ama tabi grammerı göz ardı edersek, cidden hem diziyi anlıyordum hem kullandığı bilimsel metaforları, ilk dizim diyebilirim buna, takip ettim epey, şu herif, davld tennant, diziden sanki zorla ayrılıyor gibiydi, aralarda "I dont wanna go" sembolik miydi, motifsel olarak sürekli tekrar eden türden, üzücü idi işte,

Bunu niye yazdım, bilmiyorum..
Yazmalı mıydım, sanmıyorum..
Silmeli miyim, kıyamıyorum.. (:
Kimin umrunda, ehm, takmıyorum..

Üzüldüm işte malum teklif ettik beraber üzülelim diye, ben öyle kalemi sağlam biri değilim, ama sen okursan anlarsın beni gibi, nostaljik​ üzüntü etkili oluyor daha,

Davete icabet etmek.. yapılması gereken lakin doğru şekilde yapmayı da becerebildiğim​i düşünmediğim bir.. ne derler ona.. adab-ı muaşeret ritüeli, umarım çok da çok boş yapmadım..

Dipnot (hani dipte ya ona istinaden):. Bende ay dont wanna go ki la :/