1. 1.
    0
    yazdığı yazı

    barış manço’nun ardından ağlamadım, üzülmedim, iyi-köt bir etki bırakmadı, bede. su hortumu gibi gözyaşı dökenleri, beyinleri yıkanmış zavallı insanlar olarak gördüm.
    ...
    80’li yılların banu alkan’ı da nazan şoray değil miydi, ifadesi imkansız … * bir zeka sahibi, mafya işadamlarının … * başımıza sanatçı kim yaptı. en güzel parçasını vererek barış manço.

    pop rüzgarları esip, coşkulu genç çocuklar onun şöhretini sollayınca, tüm popçuları toplayıp, tüzlerine baka baka onlarla sinsice dalga geçti, o klipte bulunan genç popçular, barış ağbi bizimle dalga geçti diye ağladılar, duyan olmadı. coşku dolu bir insan böyle cins dolu bir kalleşlik yapabilir mi?

    şarkıcılığının yanı sıra tv’lerde eften püften, zeka, düşünce gerektirmeyen onbinlerce programı, basit maliyet, basit beyin gücüyle otuz yıl kim yaptı? eserine güvenen bir insan, ikinci, üçüncü tür çalışmalara kendisini bu kadar kaptırır mı?

    kültürel zevksizliğini çocuklarına isim koyarken açığa vurmuş. biri doğukan, biri batıkan.

    cenazesinin ardından hanımı onu hangi arabayla uğurladı: mafya filmlerinde olduğu gibi rolls royce’la…

    barış manço’nun sesi güzel değildi, vasat bir sesle otuz yıl zirvede nasıl kaldı, bunu ancak demirel gibi siyasilerin de dayandığı bu ülkenin kötüler ve zorbalar ve uğursuzlar tarafından işgaliyle açıklamamız gerekirken, “o her zaman büyüktü” gibi sahtekarca konuşuyoruz.

    eli kalem tutan herkes tansu çiller’den nefret ettiğini söylediği günlerde, dyp kadıköy’den başkan adaylığını koydu. gerçek bir sanatçının siyasi beklentisi ne olabilir..

    barış manço, bir kez, o kadar itilmiş, yasaklanmış, dövülmüş, yazardan, sanatçıdan bahsetti mi? hayır. bu yüzden bizim de barış manço’yu yazmak aklımızın ucundan geçmedi. onu yazmamız için ölmüş olması gerekirdi, öyle oldu.
    ...

    adam haklı galiba
    ···