-
76.
0@122 şu ana kadar hiç yalan söylemedim
-
77.
0@123 kardeşim bu iş bir avm projesi sitede sadece yurt dışı kaynaklı işler yazılır orda görünmemesi gayet normal
-
78.
0devam edelim
şüphesi olan arkadaşları iyi anlıyorum şu an bulunduğum konum kolay erişilecek bişey değil zaten açıkça söylüyorum tepeden inme bişekilde geldim buraya. diğer türlü imkansıza yakındır benim durumumdaki bir mühendis için enkada çalışmak.
dediğim gibi hemen hemen tüm zamanım internet kafede geçiyordu. evde yemek yeme gibi bir durum kesinlikle yoktu o yüzden sadece döner ve kolayla hayatımı geçiriyordum. akşamları ise kafe kapandıktan sonra kafede çalışan bir elemanla beraber tantuni yemeye giderdik. tüm rutinim buydu açıkçası. bu süreçte okulu hemen hemen tamamen unutmuştum. okulu unutmamın bir sebebide yaz okulu sırasında başıma gelen bir hadise olmuştu... -
79.
0@126 kardeşim sana caps yollayacağım inşaatçımısın bilmiyorum ama görünce sanırım ikna olacaksın.
-
80.
0@129 bak şunu çok net söylüyorum oraya enkada çalışıyorum şu kadar para alıyorum dememin sebebi kendimi övmek değil kesinlikle. nereden nerelere gelinebiliyo onu göstermek. bunları somut olarak değil soyut olarak düşünmeniz lazım.
ayrıca bi pgibiyatristin mesleği konusunda bu derece aşağılayıcı ve kompleksli oluşun beni şaşırttı reyiz (: benim tanıdığım pgibiyatristler son derece mütevazı insanlardır. ki zaten ben ulaşılamaaycak bir konum demedim ulaşılması benim konumumdaki biri için zor dedim. inşaat mühendisi olup piyasada çalışanlar bunu iyi anlarlar. -
81.
0neyse biz konuya dönelim
ben heralde bir iki caps vermezsem rahat edemiyecem du bakalım alkol belli bi seviyeye ulaştırırsa veririz artık
yaz okulunda ikinci dönemde kaldığım 4 dersten 3 ünü almıştım. kalan 1 derside dönem içinde alttan alırım (bizim zamanımızda 25 kredi alma hakkı vardı dönem içinde. 22 kredilik ders alınırdı 3 krediyi ya boş bırakır ya üstten ya da alttan ders alırdık şimdi nasıl bilmiyorum)
az çok okula da gitmeye derslere girmeye başlamıştım
--- önemli not ---
gençler benden size bir abi tavsiyesi olsun ne olursa olsun okulunuza gidin. ite kopuğa belaya eş olmayın. iki eliniz kanda olsa da dersinize mutlaka girin. diğer türlü not bulurum birisi anlatır demekle bu iş olmaz. kendi notunuzu kendiniz tutun. çünkü notu kendi anlayacağınız şekilde tutarsınız. bu ders gereksiz bu ders önemsiz deyip sallamayın olabildiğince vaktinizi okulda geçirin. hem hocalara gidip konuşmaya yüzünüz olur hemde ortamdan okul havasından kopmamış olursunuz
vizeleri şöyle böyle geçirdik geldi çattı. final dönemi. o yaz ağustosta ablam evleniyor bu arada. benim açımdan en önemli olan ders statik finali final haftasının (2 + 5 + 2 yani ilk c.tesi pazar + iş günleri + sonraki c.tesi pazar şeklinde) ilk c.tesi günü . tamam dedim ben giber atarım bu dersi. benim zamanımda da 1 - 3 kilid diye bi sistem var. buna göre 1. sınıftan dersi olan adam onları temizlemeden 3. sınıftan ders alamıyor. -
82.
0bu olay da bi sürü kişinin hayatını gibmiş durumda 8 senelikler 9 senelikler gibişiyo okulda. bende kendi kendime diyorumki ulan insan gerizekalı olsa 8 sene okumaz şu okulu en fazla 5 senede bitirir...
yaz okulu finallerim çarşamba günü bitiyor bende perşembe günü basıp istanbula gidiyorum cumartesi günü düğün var hazırlıklara yardım edicem hesapta. enişte istanbullu olduğundan bi istanbulda bi de ankarada düğün yapmıştı.
neyse gelelim statiğe, ilk cumartesi olan sınavı ben gözüme kestirmişim. zaten derslere de girmişim hazırım sınava. vize kötü ama işte kendimi avutuyorum her zamanki gibi olum finalde yapar geçerim diye. sınavdan önceki cuma günü hocanın odasına bi uğrayımda belki ağzından bi laf alırım diye ufak bi ziyarette bulundum. dedim hocam nasılsınız falan feşmekan standart yalakalık cümleleri
hoca demezmi bazı arkadaşları sınavın çok erken olduğunu söylediler bizde son cumartesiye aldık sınavı diye.
haydaaaa gibermisin sabahamı bırakırsın amk. dedim hocam böyle böyle kime sordunuz da değiştirdiniz benim cumartesi ablamın düğünü var mutlaka gitmem lazım. adam nuh diyo peygamber demiyo yok değiştirdik artık bi daha değiştiremeyiz bi dünya laf.
dedim hocam bu sınava giremezsem ben okulu bırakırım benim için çok önemli
hocanın lafını ömrüm boyunca unutmam gençler:
"herkes inşaat mühendisi olmak zorunda değil bırakırsan üzülürüm"
bilgisayarında çalışmaya devam ederken suratıma bakmadan eliyle kapıyı gösterdi.
o odadan çıkarken dedimki sizin sınavınızıdaaa yaz okulunuzudaaaa hayatınızıdaaaaaa
o öğleden sonra bastım istanbula geçtim ne o sınava girdim ne diğer sınavalra girdim. -
83.
-3tamam mı devam mı beyler ? alkol bitmek üzere onu söyleyim
-
84.
0aileme bi yalan uydurdum sınavlar erkene alındı girip geldim gibi bişeydir büyük ihtimalle tam hatırlamıyorum çünkü o sıralarda yalan ağzımdan peynir ekmek gibi çıkmaya başlamıştı annem ne zaman arasa kafedeki pc den apar topar kalkıp anne kantindeyim derse giricem şimdi diyip geçiştiriyordum veya meşgule alıp sonradan anne dersteydim deyip devam ediyorum.
--- burayı okumasan da olur reyiz ---
ben o dönemlerde duygusal bir adamdım beyler. içinde bulunduğum ciddi depresyon daha da duyarlı ve kırılgan yapıyordu beni. daha da önemlisi doğuştan gönlümüze bi tohum ekmişler vicdan isminde. benimle beraber büyüyüp gelişiyo tabi bu şerefsiz vicdan. sarıyor bütün ruhumu beynimi.
söylediğim her yalanda, o kafeye annemin yolladığı paradan ödediğim her hesapta içimde bişeyler ölüyor. bu ölüleri de hastalığım yiyordu. yedikçe büyüyordu şerefsiz.
ben dilediğim gibi başıma buyruk yaşıyordum ama vicdanım beni 1 dakika bile rahat bırakmıyordu. iç sesim bana devamlı " hayatını harcıyorsun. yanlış yoldasın. kendine gel toparlan. bu gidiş iyi gidiş değil diyip duruyordu. ama ben o sesi duydukça daha da inatla hayatımı harcıyordum sağda solda. -
85.
0o yazın dönüşünde 2 eleman evden ayrıldı biri evlendi polis lojmanına çıktı. diğeri de yoğun çalışma saatlerini ve stresini kaldıramadı tribe girdi başak bi eve çıkmakta buldu huzuru. benle kalan eleman ise zaten baştan sorunlu sevgilisini döven garip bi tipti.
o evde gerçekten çok ilginç olaylar yaşadım beyler. o hadiselerden bahsederiz belki ilerde şu an konu dağılmasın
bu yaz okulu faciasından sonra ben tamamen okuldan soğudum ayda haftada gittiğim okula hiç gitmemeye başladım. hatta harcı yatırıp ders seçimi bile yapmamıştım güz dönemimde. o derece soğumuştum okuldan.
tabi internet kafe günleri aynen devam ediyor. ama bi süre sonra internet kafeye verdiğim paralar çok can sıkmaya başlamıştı. bende kendime bir bilgisayar topladım. böylece kafeye gitmem kendi çapımda takılırım hem evde olursam belki derste çalışırım deyip duruyordum kendime -
86.
0bilgisayarı aldım. eve kurdum uzun uğraşlar sonucunda netide bağlattım. ( o zamanlar port bulmak zordu binler şimdiki gibi gidip bigünde net bağlatılmıyodu. sıraya girip yeni port açılmasını veya birinin netini kapattırması neticesinde port açılmasını beklerdiniz bu da 3 4 ayı bulurdu)
bu seferde ev günlerim başladı. hiç dışarı çıkmaz oldum. bazı günler marketten abur cubur alışverişi yapıp odaya kapanır 3 4 gün çıkmazdım. ogame knight omerta allah ne verdiyse bütün mmorpg lerde zaman öldürüyodum. bu sıralarda önceden arayıp olum okula gelsene quiz var şu var bu var diyen arkadaşlarım bir bir benden vazgeçmeye başlamışlardı. bu doğal bir süreçtir aslında. gözden ırak olan gönülden de ırak olur beyler. kimse kimsenin babasının oğlu değil. yavaş yavaş okulla ilgili herşeyi silmiştim hayatımdan. -
87.
0beyler bu arada pm lere de elimden geldiğince cevap veriyorum o yüzden kısa gecikmeler olabiliyor kusura bakmayın
-
88.
0neyse bu gecelik bu kadar yeter kafa bulanmaya başladı inceden
bi pazar günüm var o da şimdiden huur oldu zaten yarın devam ederiz gençler -
89.
0saat 20:30 gibi başlıyorum tekrardan reyizler isteyen rezervesini alsın bi yemek yiyip oturalım
-
90.
0evet beyler ufaktan başlayalım isterseniz.
şöyle yorumlara baktım da 7 sayfa yazı yazmışız daha hala denyoluk yapıp aynı espriyi yapmaya çalışanlar var. evladım siz gerizekalı mısınız ?
gerçi ben bu liselilere kızmıyorum beyler. çünkü bende lise çağında olsam ve inciye girsem bunların yaptıklarının aynılarını yapardım. çünkü bütün çocuklarda biraz mallık vardır. ister istemez olur o mallık ama işte sıkıntı, o mallığın ilerleyen yaşlarda geçmemesiyle başlıyor.
suç bu çocuklarda değil bunları bilgisayarın karşısına oturtup orda unutan anne babalarında. ında. -
91.
0bu polislerle olan maceram en sonuncusunun doğuya sürülmesi neticesinde tribe girip bana 2 kira ve 5 6 aidat takıp kaçmasıyla son bulmuştu. son çıkan pekekent öyle bir pekekentti ki evden çıkarken bana sadece eski bir kırık kanepe bırakıp gitmişti. herif evdeki en ufak çöpü bile alıp resmen arazi olmuştu. ama açıkçası dünya gibimde olmadığından o kırık kanepe ve biyerlerden uydurduğum gibik masamsı bi aletle yaşamıma aynen devam ediyordum. nasıl olsa bilgisayarım internetim ve ailemin bana yolladığı para vardı cebimde.
oldum olası bu "çöp ev" durumu bana ilginç gelmiştir. eskinden haberlerde falan çöp ev bulundu falan diye haberler çıktığında ulan bu insanlar nası bi manyakki evleri bu hale getirebiliyolar diye düşünürdüm. o evde yalnız geçirdiğim iki ay neticesinde evden apar topar çıkarken son haline baktığımda televizyonda gördüğüm çöp evlerden farksızdı. yüzlerçe kola şişesi dondurma kabı bilumum pizza abur cubur fast food ambalajı. evden çıkma hikayeside ayrı bi mevzudur ama ayrıntıya şu an girmeye gerek yok onu ilerde anlatırız belki. -
92.
0bunların ardından zor da olsa bir pansiyon odasına taşındım. şehrin varoş semtinde kenar mahallelerden birinde izbe karanlık bir pansiyondu. yaklaşık 5 metrekarelik odada bana yetecek herşey vardı aslında. bilgisayarım, internet ve bir yatak.
o oda benim hayatımda çok büyük yıkımlara sebep oldu beyler. kendimi dış dünyadan tamamen soyutladığım bir hücreydi orası adeta. herşeyden vazgeçmiştim, en başta kendimden. hayatın akışına bırakmıştım adeta kendimi.
hastalık hastalık dediğim durumu ilk defa o odada farkettim. birşeyler çok yanlış gidiyordu kafamda. bazen yatağa yatıp uzun saatler hayal kurardım. adeta o kurduğum hayalin içinde yaşamaya başalrdım. hipnotize olmuşçasına. -
93.
0@165 akranlarıma göre çok gerideyim reyiz. o açığı kapatmak için boşa geçirdiğim zamanların diyetini ödüyorum şu anda. gerçi işe ilk girdiğim zamanki gibi ağır bir çalışma planım yok artık sabah 8 8buçuk gibi gidip en geç akşam 6 da işten çıkıyorum. ama çok yoğun çalıştığım günlerde de bundan asla gocunmadım çünkü bu işi severek yapıyorum ve hoşuma gidiyor şantiye ortamında çalışmak. bilgisayar başında daracık odalarda uzun yıllar geçirdim şu anki durumum tamda istediğim hayal ettiğim duruma aslında.
-
94.
0neyse can sıkıcı ayrıntıları geçelim sonuçta "okb" li olduğumu öğrendim. obsesif kompulsif bozukluk. yani takıntı hastalığı. yaşadığım depresyonla beraber zaten genetik olarak yatkın olduğum okb, bunca zaman boyunca kendi içimde verdiğim hesaplaşma ve kendime yaptığım mental işkence neticesinde sinsice büyümüş ve bir anda patlamıştı. hastalık çıktıktan sonraki o 2 3 yıl hakikaten çok zor geçti beyler. benim takıntılarım fiziksel olmadı. hep zihinsel seviyede olduğu için tedavi süreci daha zor ve daha uzun oldu.
normalde bir okb li fiziksel durumlara çok takılır. hipokondriyak( hastalık hastası) lar asla yabancı maddelere dokunamazlar enfekte olmaktan çok korkarlar. kimileri sabah çorabını giymeden sağa doğru 3 tur dönmezse o gün başına kötü şeyler geleceğini düşünür. -
95.
0bu tip el yıkama kapı kildini kontrol etme gibi durumları aşmak daha kolaydır. ama zihinsel takıntılardan kurtulmak son derece zor oluyor. maalesef uzun süren terapiler alacak fırsatım da pek olmadı çünkü memleketteki doktorlara güvenememiştim ve yalnız başıma doktora gidecek öz güvenim pek yoktu açıkçası. fakat ankarada gittiğim 2 doktor(gerçi biri pgibiyatr değildi pgibologdu) benim hayata dönmemde çok büyük pay sahibi oldular.
gerçekten tam anlamıyla güvenebildiğim bu iki kadınla herşeyi ama herşeyi paylaştım. canımı sıkan ne varsa anlattım. onlarda bana telkin yoluyla bu hastalıkla nasıl başa çıkabileceğimi anlattılar.
maalesefki bu hastalığın tedavisi mümkün değil arkadaşlar. fakat kendinizi eğiterek hastalığın sizi pençesine almamasını, onunla barışık yaşamayı, hayat kalitenizi düşürmeden baş etmeyi öğrenebilirsiniz.