-
76.
0beynimdeki hastalık yüzünden otobüs yolculukları kabus gibidir benim için. sırf o metal kutunun içinde tıkılıp kalmamak için uçak biletine servet ödeyebilirim hiç umurumda olmaz. (ha memlekete uçak seferi yoktu o ayrı) sürekli diken üstünde giderim uyku diye bişey bilmem. hele gece yolculukları... sanki kabusu canlı canlı yaşar gibi olurum. zaman geçmek bilmez. ama sırf evimde bir gündüz geçirebilmek için o eziyete katlanırdım. şimdilerde yapamıyorum. gece yolculuk yapacağıma yolculuk yapmam daha iyi. gerekirse bir gün öncesinden giderim gideceğim yere. o derece sıkıntılı benim için bu iş.
yine böyle kabuslu bir yolculuğun ardından (bu kötü sıkıntılı yolculukların sebebini o zaman bilmiyordum ama en geç 2 3 yıl içinde ağır bi biçimde öğrenecektim) sabah memlekete vardım. şehir içi servis kyk yurdunun önüne kadar bırakıyordu sabahın 7 si falandı sanırım. elimde valizle odama doğru giderken bankta oturan uzun kıvırcık sarı saçlı bir dilber gördüm. içime bir sevinç doğdu bi anda dedim ulan ne güzel kızmış belki şöyle bi sevgilim olur bu memlekette( ama hiçbir zaman olmadı) bu sevinç hali pek uzun sürmedi. kalacağım odaya girdiğimde bi şok daha yaşadım. -
75.
0adam dan brown beyler okutturuyor
-
74.
0devam edelim
yazara sormuşlar istanbuldan ankaraya gelince en çok neyini sevdin diye. istanbula dönüşlerini demiş.
bendekide o hesap ankaradan memlekete gitmek ölüm gibi gelmişti. elimdeki valiz sanki 5 ton ağırlığındaydı. en zoruysa camdan bakarken ağlayan annemi görmek olmuştu. arkama döndüğümde annemin camdan bana bakıp ağladığını göreceğimi ve bunun sırtıma bir hançer gibi saplanacağını adım gibi biliyordum. ama yine de dönüp baktım ve annem ağlıyordu. o günden sonra gençler, bir daha hayatım boyunca arkama bakmadım giderken... -
73.
+1 -1bira alıp geliyorum gençler darlandım amk
-
72.
0@73 bu çocuğun velisi kim ?
-
71.
0yurda da bi şekilde kayıt yaptırdıktan sonra ışık hızıyla memleketten ayrıldım. huur çocuğu okulun internet sitesine daha önceden baktığımda inşaat mühendisliği bölümünün binası cillop gibi bir bina oalrak görünüyordu. sonradan öğrendimki okuldaki en gibko bina inşaat mühendisliğinin binasıymış. nerdeyse 40 yıllık bi yapı. böyle dandik bir binanın inşaat mühendisliği bölümünde olması da ayrı bir ironidir.
okulların açılmasına 4 gün vardı fakat o 4 günü bile o şehirde geçirmesem benim için kardı. fakat işin ilginç yanı delikanlılığa tak sürdürmemek için kendime itirafta bulunamıyordum. itiraf edemediğim şey ise hayatımın taka döndüğü, tüm arkadaşlarımdan daha önemli ailemden uzaklaştığım, büyük umutlarla yazdığım okulun berbat bir yer olduğu gerçeğiydi. ama sonuçta bu seçimi ben yapmıştım ve ne olursa olsun arkasında durmak zorundaydım. -
70.
0ilk okul zaten 8 sene değil mi ?
-
69.
0ok devam edelim o zaman
-
68.
0okuyoz amk
-
67.
0gençler böyle yazıyoruz ama en ufak bi feedback yok amk kıllanıyorum okuyan yokmu lan
-
66.
0memlekete inince yaşadığım şok ve dosyanın harabolmuş halinin verdiği stres birleşince ortaya ciddi bir buhran çıktı. artık telaştan ne dediğimi ne yaptığımı bilemez hale gelmiştim. ama açıkçası korktuğum olmadı. kayıtla ilgilenen memur dosyalara göz attı ve bana yeni bir optik form verdi. optik form haricindeki evrakları kabul etmişti. bende apar topar optik formu doldurdum ve kör topal kayıt işlemini bitirdim. kayıt bittikten sonra sırada yurt kaydı vardı. yurda kayıt yaptırma fikri ilk başlarda cazip gelsede sonradan ne kadar büyük bir hata yaptığımın farkına varmıştım ama iş işten çoktan geçmişti.
-
65.
0otogarda yaşadığım bu şok şirketin servisiyle şehiri turlarken katlandı, okulun rektörlüğüne gelince tavan yaptı. iddia ediyorum o zamanki rektörlük benim okuduğum lisenin binasından çok daha döküntü ve eskiydi.
-
64.
0--- opsiyonel ---
memleketin otogarını ve ordaki insanları betimlerken bazı aşağılayıcı sayılabilecek sıfatlar kullandım. neticede burası egeyle iç anadolu arasında kalmış bir şehirin otogarıydı. ne egeli olabilmiş, ne iç anadolulu. adeta bir geçiş bölgesi.
amacım memleketi aşağılamak değil aslında. hatta şu an kendimi kütüğümde yazan memleketten çok buralı gibi hissediyorum. ama indiğim anda gördüğüm tablo böyleydi. anadolunun hemen hemen tüm otogarları gibi aslında.
fakat duruma şöyle bakmak lazım.
ben ankara gibi (gerçi şu an ankara hakkındaki görüşlerimi sorsanız 7 milyonluk bir köy derim. türkiyenin en gereksiz şehirlerinden biridir. belki ilerde değiniriz.) büyük bir şehirde. 16 17 yaşında barlara giderek( görünüşümden dolayı pek sıkıntı çıkarmazlardı) tunalıya arjantine takılarak (arjantine tek başıma gidemezdim mutlaka aileden birileri gittiği zaman yanlarına takılırdım yoksa bende o para nerde amk) magic kartları oynayarak (liseliler bilmez) timberland bot giyerek büyümüş bir çocuktum.
hayattan beklentilerim bu ölçüde gelişmişti. bunu snobluk veya zütü kalkıklık olarak algılamayın gençler. ben concon veya zengin bini değilim. fakat genel olarak eğitim seviyesi çok yüksek, okuyan hatta yazan, düzgün türkçe konuşan güzel zevkleri olan insanların arasında yetiştim. bu da beni "köylü" diye tanımladığımız insanlardan daha farklı biri yaptı.
insanlar arasında ayırım vardır beyler. ister kabul edin ister etmeyin. bu söylediklerimi ister zütlük olarak algılayın ister algılamayın ( ki gönülden söylüyorum zütlük değil) bu hayatta davul bile dengi dengine çalar. bunu eninde sonunda hepiniz öğreneceksiniz. bu öğrenme süreci benim yaşadığım gibi zor yolla da olabilir kolay yolla da. kolay yol nedir veya varmıdır derseniz bunu bilemiyorum çünkü yaşamadım.
ben nasılki salata mesa da doğum günü kutlayıp gecede 5 6 milyar harcayan bilkentli binlerin yanında kendimi farklı hissettiysem, benim seviyemden daha düşük bir seviyede olan bir ortama girince kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettim. bu da gayet doğaldı bence. zütü kalkıklıkla hiç alakası yoktur bu söylediklerimin. -
63.
0eeee panpa
-
62.
0memlekete indiğimde adeta aya ayak basan armstrong gibi tamamen bambaşka bir ortama ayak basmıştım. burası adeta bir köy otogarıydı. ankaranın eski otogarını bilenler bilir yanmadan önceki hali. ufak ufak yanyana dizilmiş kulübemsi köhne barakalar. bu barakalarda yerleşmiş otobüs şirketleri. o barakaların önlerine durup kalkan otobüsler... köylü tipinde insanlar şalvarlı, eski püskü giyimli, doğudan yeni göç ettiği belli olan ufak tefek kavruk sakallı adamlar. bağıranlar çığıranlar. leş gibi yaz sıcağı... keşme keş... büyük şehirden gelen biri için son derece yıkıcı bir tabloydu
-
61.
0beyler bundan sonra ara ara böyle yarı felsefi yarı deneyimsel anektodlar paylaşacağım. eğer bunları paylaşmazsam o anki duygu-durum halimi anlayamazsınız. bunlar bir nevi flash-back hesaaaabı oalcak. ama opsiyonel yazılar oalcak isterseniz okumayın çokta önemli değil aslında konu bütünlüğünü etkileyecek şeyler değil.
-
60.
0pardon beyler geldim bira çerez merez bişeyler aldım geldim yoksa olmayacak amk
konuya devam... -
59.
0devam et panpa diniom burdaım
-
58.
0güzel gidiyon devam et bin
-
57.
0özet geç bin. egeyi bitirip enkaya nasıl atladın buna cevap ver.