/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    0
    itaat edin ulan ccc sultan bekir ccc devam reis
    ···
  2. 52.
    0
    Rezerve
    ···
  3. 53.
    +1
    ...

    taht kavgalarının gölgesindeki aylar boyunca, Osmanlı imparatorluğu güç kaybetmiş. Süleyman'ın ölümüyle, başsız kalan devletin durumu, herkesi endişelendiriyormuş. divan üyeleri, Bekir'i italya'dan getirtmek için, bir ekibi görevlendirmişler ama Bekir'in nerede olduğu hakkında kimsenin malumatı yokmuş. ekip, Bekir'i hemen bulsa bile, gidiş-dönüş birkaç hafta sürermiş. sadrazam, padişah vekili olarak göreve başlamış. henüz ekibi yeni yollamalarına rağmen, Bekir'in italya'dan dönmekte olduğunun haberini yaymışlar. bu sayede halkın endişesini dindirmeyi umuyorlarmış. Bekir'in tahta geçecek olması, halk için büyük bir hayal kırıklığıymış. Bekir'in; zevkine düşkün, kılıç kullanmakta maharetsiz, ayrıca pek de akıllı olmayan biri olduğu, halk tarafından biliniyormuş. varisler arasında, padişahlığa en az yakıştırdıkları kişi, tahta geçecekmiş...

    arama ekibi, italya'ya vardığında, Bekir'in Roma'da okumakta olduğu okula gitmiş. orada, "Ebubekir" ve "Bekir" isimleriyle soruşturmuşlar ama iki ismin de okul kayıtlarında olmadığı cevabını almışlar. hem ismini söyleyerek hem de tipini tarif ederek, onu tanıyacak bir öğrenci aramışlar ama kimseyi bulamamışlar.

    ...
    ···
  4. 54.
    +1
    ...

    Bekir'in italya'da neler yaptığına dönecek olursak... başlarda taht hırsı olmayan Bekir, padişahlığın nimetlerinin farkına varınca, sultan olmayı herkesten fazla istemeye başlamıştı. bu yüzden babasından sancak beyi olarak atanma talep etmiş ama umduğunu bulamamıştı. babası, eğitim için onu italya'ya göndermeyi teklif etmişti. Bekir, eskiden, henüz padişah olmak gibi bir derdinin bulunmadığı dönemde, taht kavgalarına kurban gitmemek için yurtdışına gitmeyi planlamıştı. sürekli italya'ya gitme istediğini babasına iletmiş fakat reddedilmişti...

    bu sefer babasından italya'ya gönderilme teklifi gelince, en azından canının güvende olacağını düşünüp italya'ya gitmeyi kabul etmiş. italya'ya gittiğinde kendisini geliştirip, stratejiler düşündükten sonra imparatorluğa geri dönmeyi amaçlıyormuş. zaten henüz babası genç sayılırmış. yeterli vaktinin olacağını düşünmüş. italya'ya doğru yola çıkarken, yanına iki tane koruma ve onu uzun süre idare edecek kadar para verilmiş...

    italya o dönemler bölünmüş bir haldeymiş. birçok şehir devletinden oluşuyormuş ama Papa'ya bağlı bir yapıları varmış. bu şehir devletlerinin en büyüğü, Roma ve çevresini hakimiyeti altında bulunduran Papalık Devleti'ymiş. bu devlet, diğer italyan yönetimlerine pek karışmasa da din konusunda hepsine hassas tavırlar alıyormuş. hatta, hem italya içerisinde hem de diğer katolik avrupa ülkelerinde infazlar gerçekleştiren bir yeraltı oluşumunun da bu devlete bağlı çalıştığı biliniyormuş. Papa'nın oluşturduğu, bir nevi "derin devlet" vazifesi gören bu örgütlenme; dinden çıkanları, başka bir mezhebin propagandasını yapanları veya gerekli gördüğü durumlarda da katolik olmayan alelade vatandaşları, gizlice infaz edebiliyormuş.

    ...
    ···
  5. 55.
    +1
    ...

    bu örgüt hakkında bilgilendirilen Bekir, dikkatli olması konusunda iyice tembihlenmiş. kendi halinde okulunu okuyacağı için pek endişeli değilmiş ama italya'ya varınca biraz korkmaya başlamış. çünkü hem kendisi hem korumaları, italyanlardan çok farklı görünüyorlarmış. Roma'ya ulaşınca, bir hana yerleşmişler. Bekir, yatağında gözlerini tavana dikmiş bir halde, nasıl dikkat çekmeyeceklerini düşünüyormuş. kısa süre sonra bir çare bulmuş ve gözlerini kapatıp rahat bir uyku çekmiş. sabah herkesten erken kalkmış. bir ayna ve bir ustura bulup, saçını ve sakalını tamamen kesmiş. korumalar uyandıklarında, şehzadeyi güçlükle tanıyabilmişler. Bekir, usturayı onlara verip, tıraş olmalarını emretmiş. korumalar, sadece sakallarını kesmişler. sarayda aldığı eğitim sayesinde birçok dil bilen Bekir, italyancaya da son derece hakimmiş. bu yüzden kendisini bir italyan olarak tanıtacakmış. fakat korumalar italyanca bilmiyorlarmış. onlara, kendisini uzaktan gözetmelerini ve gerek kalmadıkça kimseyle konuşmamalarını emretmiş. ne olur ne olmaz diye de birkaç kısa cümle ezberletmiş. birer de isim uydurmuş. o an, kendisi için de bir isim bulması gerektiği aklına gelmiş. korumalara saniyeler içinde isim uyduran Bekir, kendisi için bir türlü isim beğenememiş. yolda bulurum diyerekten, okula doğru yola koyulmuş. uzun süre düşündükten sonra, Giovanni isminde karar kılmış...

    ...
    ···
  6. 56.
    +1
    ...

    Osmanlı Şehzadesi olduğunu saklayacağı için nüfusu burada geçerli değilmiş. kendisini okula kabul ettirmesi gerekiyormuş. başvuru yaptıktan sonra, dört farklı hocayla görüştürülmüş. hepsi de ona hayran kalmış. çok küçük yaştan beri, sarayda muazzam bir eğitim alan Bekir, okul için fazlasıyla yeterli bir kapasiteye sahipmiş. hocalar, onun iyi bir yönetici olabileceğini düşündükleri için, Giovanni ismiyle tanıdıkları Bekir'e mülkiyeyi uygun görmüşler ama Bekir, sarayda aldığı eğitim sayesinde, mülki ve idari bilimlere zaten hakimmiş. kendinde ekgib gördüğü savaşçılığı geliştirmek için harbiyeyi istemiş. elbette Osmanlı'da da iyi bir asker ve komutan olması için eğitim görmüş ama bu konuda kardeşlerinin hep gerisinde kalmış. hem burası başka bir milletin harp okuluymuş. bu sayede kardeşlerinden farklı şeyler öğrenebilirmiş...

    okulun başlarında biraz zorlansa da birkaç ay içerisinde alışmış. güçsüzlüğünü ve korkaklığını yavaş yavaş üzerinden atıyormuş. eskiden bir karıncayı bile incitemeyeceğini düşünürken, artık canlı hayvanları okla avlıyormuş. gerçi canlı hedef vurdukları derslerin ardındaki gecelerde kabuslar görüyormuş ama yine de bir sonraki derse kadar tekrar motive olup, eli titremeden hedefi vurabiliyormuş. tamamen amacına odaklanmış şekilde, kendini okuluna vermiş. korumalar için bir ev tutmuş. kendisinin okulda kalması gerekiyormuş. yine de ayda birkaç gün, okuldan izin alıp eve gidebiliyormuş... işlerin yolunda gittiği bir yıldan sonra, izinde olduğu bir gün, çarşıda gezinirken, Osmanlı Sultanı'nın, yani babasının ölüm haberini duymuş.

    ...
    ···
  7. 57.
    0
    devam pnp
    ···
  8. 58.
    +1
    ...

    bir senede güçlükle yenebildiği korkular, tekrar su yüzüne çıkmışlar. babasını öldürenin de Hurşid olduğunu öğrenince iyice paranoyaklaşmış. padişahı öldürme cesareti gösteren kardeşi, onu tek lokmada yutarmış. yanındaki korumaların da baştan beri Hurşid'in adamı olduklarını düşünmeye başlamış. "artık padişahın ölüm haberini de aldıklarına göre, harekete geçmeleri an meselesi" diyerekten her saniye arkasını kollamaya başlamış. korumalarda o gün bir gariplik yokmuş. sadece padişahın ölümünden dolayı üzgünlermiş ama Bekir, onların her hareketinden kuşkulanıyormuş. ölüm haberini aldıkları o günün gecesi, Bekir uyuyamamış. elinde bir kılıçla, odasında nöbet tutuyormuş. sonunda dayanamamış, birkaç parça eşyasını ve paralarını bir heybeye doldurup, sessizce odasından çıkmış. korumaların yataklarına baktığında, birisinin yerinde olmadığını farketmiş. korkusu daha da artmış. kılıcını sımsıkı tutmaya başlamış. fazla duraksamadan, dış kapıya doğru yönelmiş. tam kapıyı açtığında, yatağı boş olan korumayı karşısında görmüş. heyecanla ve korkuyla, kılıcı adamın karnına saplamış. koruma, "ne yaptınız, sultanım" deyip yere yığılmış. acı içinde inliyormuş. adamın elinde ne hançer, ne de kılıç varmış. hatta üzerinde sadece don ile fanila varmış. adam çişten dönmekteymiş.

    ...
    ···
  9. 59.
    +1
    ...

    diğer koruma, sesleri duyunca yatağından fırlamış. Bekir, onun geldiğini farkedince, yerde yatan adamın karnından kılıcını çıkartıp, diğerine doğru yöneltmiş. "yaklaşma, hain!" diye bağırmış. adam, "sultanım. kendinize gelin. biz size ihanet etmedik" dese de Bekir dinlememiş. geri geri attığı adımlarla yavaşça bahçeden çıkmış. aralarında on metreden fazla mesafe olmasına rağmen, hala kılıcını adama doğru tutuyormuş. biraz daha uzaklaşınca kılıcını indirip koşmaya başlamış. dakikalarca koştuktan sonra takip edilmediğine kanaat getirmiş ve yavaşlamış. gece boyunca yol alıp, şehir merkezinden dışarı çıkmış. gece hiç uyuyamadığı için iyice halsizleşmiş. sabahın ilk ışıklarında bir ağaca yaslanıp uyuyakalmış.

    birkaç saatlik uykudan sonra terler içinde uyanmış. nefes nefeseymiş. bu seferki kabusu, öncekilerden çok daha fenaymış. insan öldürmek, hayvan öldürmeye benzemiyormuş. geceki kendini bilmez halini atlatan Bekir, adamın don ve fanila ile olduğunu hatırlamış. "belli ki çişten geliyordu ama bugün ihanet etmediyse bile yarın edecekti" diyerek avunmaya çalışmış. Roma'da okuduğu bilindiği için, burada hemen yakalanacağını düşünen Bekir, hep methini duyduğu Floransa'ya gitmeye karar vermiş. karşısına çıkan ilk köyden, bir at satın alıp Floransa'nın yolunu tutmuş.

    o gün, hayatta kalan koruma ise istanbul'a geri dönerse, Bekir'in casusu olarak algılanacağını düşünmüş ve italya'da yaşamaya karar vermiş.

    ...
    ···
  10. 60.
    +1
    ...

    bilim ve sanat alanlarında ardı ardına yeniliklerin yaşandığı Floransa'da, aynı zamanda özgürlüğün de zirvede olduğu bir yaşantı hakimmiş... Bekir, Floransa'ya varır varmaz, atını satabilmek için pazarın yerini öğrenmiş. onu, uzun bir süre daha idare edecek parası varmış ama yine de tutumlu olmalıymış. henüz burada bir iş tutmadan bir de atı doyuramazmış... Bekir, pazar yerine doğru yürüyorken, geçtiği sokaklarda; öpüşen, yiyişen insanlar görmüş. henüz, tenha yerlerde olduğu için pek garipsememiş ama pazar yerine vardığında gördüğü bir olayla, buranın farklı bir dünya olduğunu anlamış... bir kadın, pazarcının tekiyle tartışıyormuş. Bekir, onların etrafına toplanan kalabalığı görünce merak edip yaklaşmış. birkaç dakika süren tartışmanın sonunda kadın, memelerini açıp pazarcıya bir şeyler söylemiş. kadının bu hareketinden sonra, etraftakiler kahkahaya boğulmuş. Bekir, hem bu kadar insanın içinde utanmadan memelerini gösteren kadına, hem de onu ayıplamak yerine kahkahalar atan insanlara şaşırmış... bilimin ve sanatın şehri olarak bildiği Floransa'nın bu özgürlükçü yapısı, Bekir'i çok memnun etmiş. kısa sürede üzerindeki şaşkınlığı atan Bekir, atını da satıp etrafı gezmeye başlamış.

    ...
    ···
  11. 61.
    +1
    ...

    Roma'da askeri eğitim aldığı dönemde, doğru düzgün cinsellik yaşayamayan Bekir, Floransa sokaklarında gezinirken her gördüğü kadına şehvetle bakmaktaymış. çoğu kadının giydiği kıyafet, içini gösterecek kadar inceymiş. Bekir, kadınların üzerlerine atlamamak için kendini zor tutuyormuş. kontrolünü yitirmeye başladığını farkedince, bir içki içip rahatlamak istemiş ve ilk bulduğu bara girmiş. henüz sabah olmasına rağmen, içeride çok sayıda insan varmış... Bekir, aldığı ilk yudumla biraz rahatladığını hissetmiş. içkisini bitirdiğinde, hala alnı terliymiş ama içindeki ateş iyice dinmiş. tam ikinci içkisini almak için kalkacakken, masasına bir kız oturmuş. "bana da bir içki ısmarlamak ister misin" demiş. Bekir, iki tane içki alıp masaya geri dönmüş. karşılıklı içmeye başlamışlar. kız sürekli bir şeyler konuşuyormuş ama Bekir işitmiyormuş. kilitlenmiş bir halde, kızın yüzünü seyretmekteymiş. kız gülümsedikçe Bekir de gülümsüyormuş, o kadar. başka bir karşılık vermiyormuş. birkaç dakika içerisinde, kız içkisini bitirmiş ama Bekir'in bardağı hala yarımmış. kız, onun da içkisini alıp tek dikişte bitirmiş. Bekir'in elinden tutup kaldırmış. birlikte bardan çıkmışlar.

    ...
    ···
  12. 62.
    +2
    ...

    Bekir, adeta hipnotize olmuş bir halde, kızın peşinden gidiyormuş. kızın elini de sımsıkı tutuyormuş. Roma'da olduğu dönemde, birkaç fahişeyle birlikte olmuş ama hiçbiri bu kız kadar genç ve güzel değilmiş. Osmanlı'dan ayrıldığından beri ilk defa böyle bir kız ile fiziksel temas kuruyormuş. barın arka sokağında bulunan bir eve girmişler. kız, eve girer girmez, üstündeki tek parçalık uzun elbiseyi çıkartmış ve çırılçıplak kalmış. Bekir'in bütün vücudu yanmaya başlamış. kız, Bekir'in dudaklarına yapışmış. bir yandan Bekir'i de soymaktaymış. bir an öpüşmeye ara verip gömleğini çıkarmış kafasından. sonra tekrar yumulmuş dudaklara. ara sıra Bekir'in boynuna da seri öpücükler konduruyormuş. kız büyük bir şehvetle öpüşüyorken, Bekir bacaklarında bir ıslaklık hissetmiş. kız, Bekir'in aletini kavramak için yavaş yavaş elini pantolondan içeri sokmuş. ıslaklığı farkedince bir yandan öpüşürken bir yandan da gülümsemeye başlamış. dudaklarını Bekir'den ayırmadan onu yatağa doğru yönlendirmiş. yatağın yanına geldiklerinde öpüşmeyi kesmiş ve iki eliyle birden, Bekir'i göğsünden ittirip yatağa düşürmüş. sonra pantolonunu çıkartmış.

    ...
    ···
  13. 63.
    +1
    ...

    kız, aletin tekrar sertleşmesini sağlamak için ağzına alıp muamele çekmeye başlamış. Bekir tekrar iktidara gelince, kız Bekir'in kucağına çıkmış. aleti içine aldıktan sonra, hoplamaya başlamış. Bekir'in kalbi, patlayacak gibi çarpıyormuş. bir yandan kızın memelerini okşarken, bir yandan da kızın yüzündeki mutlu ifadeyi seyrediyormuş. kız o kadar istekliymiş ki; Bekir, ilk cinsel deneyiminden bile fazla heyecan duyuyormuş. kızın memelerini okşamayı hiç bırakmayan Bekir, birkaç dakika sonra memeleri sertçe sıkmaya başlayınca; kız, Bekir'in tekrar gevşeyeceğini anlamış ve sıvıyı içine akıtmaması için üzerinden inmiş. Bekir'in yanına uzanan kızın morali bozukmuş. Bekir, kısa sürdüğü için kendini suçlu hissetmiş ve kızın ona yaptığı gibi muamele yapmak için kızın bacak arasına doğru yumulmuş. yüzü tekrar gülmeye başlayan kız, bir süre sonra zevk sesleri çıkarmaya başlamış. bu sesleri duyan Bekir'de tekrardan hareketlenme olmuş. bu sefer o, kızın üstüne çıkmış. uzun süreli ve sağlam bir performansın ardından, kızın üstünden çekilip, bitkin bir halde sırt üstü uzanmış. ikisi de ağızları açık şekilde tavana bakıyorlarmış ve yorgun bir köpeğin soluklanması gibi kegib kegib nefes alıp veriyorlarmış.

    ...
    ···
  14. 64.
    +1
    ...

    dinlenene kadar ikisi de hareket etmeden yatmışlar. Bekir'in kalp atışları normale dönmeye başlayınca, içi büyük bir huzurla kaplanmış. Bekir hala tavanı seyrediyorken, kız kalkıp üstünü giyinmiş. "birazdan babam gelir. artık sen git" deyip Bekir'in kıyafetlerini yerden alıp uzatmış. Bekir, hızlıca üstünü giyinip çıkmış. geceyi geçirmek için bir yer bulmalıymış. tekrar kalabalık sokaklara doğru yürüyorken, heybesinin yanında olmadığını farketmiş. nerede unuttuğunu hatırlamıyormuş. kızın evine giderken de heybesini zütürmediği, aklına gelmiş. barda unuttuğunu düşünmüş. hemen koşarak bara dönmüş. tabi heybeden eser yokmuş. parasının büyük kısmı heybesinde olduğu için, büyük üzüntü içerisindeymiş. cebindeki parayı saymış. bu parayla ancak bir hafta kadar idare edebilirmiş... iş aramakla geçen o bir haftanın ardından parası tükenmiş. son parasıyla da bir ekmek alıp karnını doyurmuş. başı önde, elleri arkadan bağlı bir halde, yavaş adımlarla sokaklarda dolaşmaya başlamış. ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri yokmuş.

    ...
    ···
  15. 65.
    +2
    ...

    derin düşüncelere dalmış halde gece karanlığında geziniyorken, yerde bir parıltı gözüne çarpmış. eline alıp baktığında bunun para olduğunu anlamış. parayı bulduğu yer bir barın önüymüş. içindeki sıkıntıyı bastırmak için, o parayla içki içmeyi düşünmüş ama "bununla yarın da karnımı doyurabilirim" diyerek kendine engel olmuş. birkaç adım yürüdükten sonra, iradesi zayıflamış ve geri dönüp bara girmiş. içkisini alıp bir masaya oturmuş. bir kız ona ilgi göstermiş ama Bekir, kızı kibarca geri çevirmiş. yanına yanaşan fahişeler de oluyormuş ama Bekir, hepsini reddediyormuş. başka içki alacak parası olmadığı için, içkisini yavaş yavaş yudumluyormuş. bazen başını öne eğiyor, alnını avucunun içine koyuyor, dakikalarca gözleri kapalı şekilde duruyormuş. içkisi bitmiş ama içindeki sıkıntı geçmemiş. "keşke bara hiç girmeseydim" diye mırıldanmış. birkaç dakika boyunca boş bardağıyla oynamış. sonra masasına biri yanaşmış. oturmak için izin istemiş. Bekir, sandalyeyi işaret edip, buyur etmiş. adamın elinde iki bardak içki varmış. birini Bekir'in önüne koyup, sandalyeye oturduktan sonra, tokalaşmak için elini uzatmış. "merhaba. ben Leonardo".

    ...
    ···
    1. 1.
      0
      Bende. rafiel kanka naber jajxjdixid
      ···
    2. 2.
      0
      Off tam assassin's creed 2
      ···
  16. 66.
    +1
    Devam kardeşim güzel yazıyorsun
    ···
  17. 67.
    0
    Devam et bin. gibecem diğer hikayeciler gibi ara verip prim yapma. Seri ol
    ···
  18. 68.
    0
    hala yaziyor mu lan bu
    ···
  19. 69.
    0
    Hadi lan yolla partları arka arkaya
    ···
  20. 70.
    0
    ...

    Leonardo isimli bu genç adam bir dâhiymiş. mühendislik işiyle uğraşmasının yanında; astronomi, matematik, felsefe, anatomi, resim, heykel, müzik dahil birçok bilim ve sanat dalında çalışmalar yapıyormuş. doğumundan beri Floransa'da yetişen Leonardo'nun, hiç kimsesi yokmuş. annesi, fahişelik yaparken bir müşterisinden hamile kalmış. doğum yaptıktan sonra bebeği, annesi ve babasına bırakmış. ebeveynleri, her ne kadar, fahişelik yapan ve evlilik dışı çocuk sahibi olan kızlarına öfkeli olsalar da bebeği kabul etmişler. ninesini bebek yaştayken kaybeden Leonardo, okula başladığı yıllarda da dedesinin, geçirdiği bir kaza sonucu yatağa mahkum kalmasından dolayı, çok küçük yaşta çalışmaya başlamış. daha o yıllarda, çok iyi çizimler yapabildiği için bir sanat atölyesinde işe girebilmiş. iş sebebiyle okuluna devam edemeyen Leonardo'nun zekası, ustası tarafından farkedilince, ustasından eğitim görmeye başlamış. ustası, bu gence bildiği bütün her şeyi öğretmiş. özellikle aritmetik ve geometri bilgisi muazzammış. bir de verdiği maaştan ayrı olarak kitaplar hediye etmiş...

    dedesine; annesi ve babası hakkında sorular soran Leonardo, ondan bir türlü cevap alamamaktaymış ama bir gün dedesi, kendiliğinden konuşmaya başlamış. adam, artık ölmek üzere olduğunu hissediyormuş. bu yüzden, torununa her şeyi anlatmak istemiş. annesinin bir fahişe olduğunu öğrenen Leonardo, birkaç gün sonra dedesini kaybetmiş.

    ...
    ···