-
51.
+12 -7Beyler az yazdığım için sövenler olmuş. Ben ortaya güzel bir şey koymak için uğraşıyorum ve aklıma geldikçe, canım istedikçe yazacağım. Entrylerinizi okuduktan sonra da pek yazasım kalmadı açıkçası. Dediğim gibi, okumak isteyen okur, okumak istemeyen de gibtir olup gider.
Ayrıca part bekleyen arkadaşlar da kusura bakmasın. Uzun bir hikaye yazmaya çalışıyorum, ne zaman biteceği hakkında da bir fikrim yok. -
-
1.
02 gün oldu amk
-
2.
+1Yazabilirdin sözünü tutsaydin okuyoduk
-
1.
-
52.
+8Cümlemi bitiremeden bir patlama sesiyle birlikte şok dalgası etrafa yayıldı. Kulaklarım çınlıyor, stadyumun seyirci koltuklarından tekerlenerek inen helikopter enkazını izliyordum.
Şok dalgasıyla beraber düştüğüm çimlerin üzerinden kalktım ve şaşkın bir şekilde etrafa bakınmaya başladım. Daha ne olduğunu bile anlamadan silah sesleri duymaya başladım. Etrafımda çimlerin üzerinden seken mermileri görebiliyordum. Mustafa Abi’yle beraber var gücümüzle yedek kulübesine doğru koşmaya başladık.
Kulübenin arkasına geçtiğimizde sahada kalan tüm askerlerin çatışmakta olduğunu gördüm. Ama kimle çatışıyorlardı? Hepsinin namlusu yukarı doğru bakıyordu. Gözlerimi yukarı çevirdiğimde bir şok daha yaşadım.
Siyah giyimli ve siyah kasklı adamlar stadyumun yüksek duvarlarından askerlere ateş açıyordu. Bu adamlar kimdi böyle? Amaçları neydi?
Bu soruları sormak için çok erkendi. Bir şey yapmamız gerekiyordu. işte o anda komutanın sesi beni kendime getirdi. Evet, bizi görmüştü ve yardıma geliyordu.
-Asker! Geri çekiliyoruz! Yedek kulübesine doğru koşun!
Ne? Sadece 3 asker ve bir komutan mı kalmıştı?
-Acele edin! Kapalı bir yere gitmemiz gerek!
Reklam panolarından atlayıp yedek kulübesinin gerisine, stadyuma giriş yapılan koridorlara doğru koşmaya başladık. -
53.
+5Uzun koridorun sonundaki kapıyı görebiliyordum. En önden giden asker kapıyı açtı ve herkes tek tek dışarı çıkmaya başladı. Dışarı çıktığım anda içeride olanların şokunu üzerimden atmaya çalışırken komutanın “Koşun! Bir yere sığınmamız gerekiyor!” sesiyle kendime geldim.
Stadyumun girişinin olduğu cadde boyunca tek sıra halinde koşmaya başladık. Köşeyi döndüğümüzde soluk tenli, boş boş bakan kankırmızı gözleriyle bir grup insan bizi bekliyordu. Bazılarının kıyafetleri yırtılmış, bazılarının ise vücudunda derin yara izleri vardı.
Bizi gördükleri anda üstümüze koşmaya başladılar ancak en öndeki askerin namlusundan çıkan kurşunlarla hepsi tek tek yere serildiler. Bunlar benim kaldırabileceğim şeyler değildi. Daha 1 hafta önce gününü bilgisayar oynayarak veya spor yaparak geçiren bir insanken, şimdi sorgusuz sualsiz önüne çıkan her şeyi öldüren bir grup askerle birlikteydim.
Koşuyorduk, nereye olduğunu bilmeden. O an aklıma geldi, spor salonum. Evet, orada bir insanın hayatta kalmasını sağlayacak mikro besinler ve bol miktarda su vardı.
-Beni takip edin! Bir yer biliyorum!
Yapacak başka bir şeyleri olmayan ve ellerindeki en iyi şansın bu olduğunu düşünen askerler ve Mustafa Abi beni takip etmeye başladı. -
-
1.
0Rezerved
-
1.
-
54.
+7Artık önden ben gidiyordum ancak yaklaşık 20 metrede bir karşımıza çıkan hastalıklı insanların, “zombi”lerin, arkamdaki askerlerin tuttuğu silahlardan çıkan kurşunlarla vuruluşunu ve yere düşüşünü görüyordum.
Sonunda spor salonunun kapısına varmıştık. Giriş kapısı ve kapının hemen yanı cam olduğundan içerisini görebiliyordum. Spor salonunun hastaneye çok da uzak olmadığını düşününce camların kırılmamış olması biraz garibime gitti. Ama salon dar bir sokaktaydı ve etrafı tamamen binalarla çevriliydi. Bu yüzden bombadan etkilenmemiş olabilirdi. içeri baktığımda hiçbir şeyin ellenmemiş, her şeyin yerli yerinde olduğunu gördüm. Hemen arkamdaki asker silahının arka tarafıyla cama güçlü bir darbe indirdi ve cam tuzla buz oldu. Hepimiz seri bir şekilde içeri girdik.
Salonun girişindeki ayakkabı dolabını 3 asker bir çırpıda kırılan camın önüne çekti. Ancak bu yeterli değildi, arkadan gelen bir baskı dolabı devirmeye rahatlıkla yeterdi. Bu yüzden oradaki koltukları ve masayı da dolaba destek olacak şekilde arkalarına yerleştirdiler.
Spor salonu çok büyük değildi ve 3 katlıydı. Üst katta soyunma odaları ve duşlar, zemin katta giriş ve kardiyo araçları, bodrum katta ise vücut geliştirme aletleri bulunuyordu.
Zombilerin bizi kapıdan görme ihtimallerini göz önünde bulundurarak zemin katı kolaçan ettikten sonra merdivenlere doğru yürümeye başladım. Diğerleri de beni takip ediyordu.
Soyunma odasına geldiğimde kendimi oradaki koltuklardan birine attım. O kadar yorulmuştum ki. -
-
1.
0Devam panpa dassani yerim
-
1.
-
55.
+6Beni gören askerler de aynısını yaptı. Komutanla bir asker koltuklara oturdu, Mustafa abi ve diğer iki asker ise yere oturup sırtlarını duvara yasladılar. Hiç kimsenin tek kelime edecek dermanı kalmamıştı. Herkesin yorgunluğu yüzlerinden okunuyordu. Askerlere soracak çok şey vardı ama önce biraz dinlenmem gerekiyordu.
Unuttuğumuz bir şey vardı. Alt katı kontrol etmemiştik. Askerlerden birisine alt katı da kontrol etmemiz gerektiğini söyledim. Ben sadece onun gelmesini beklerken hepsi birden ayaklandı ve yavaş adımlarla yürümeye başladılar. O an anladım ki bu adamlar görevlerini ve birbirlerini korumayı her şeyin önünde tutuyorlardı.
Çantamdan yanıma aldığım avcı bıçağını çıkarttım ve onları takip etmeye başladım. Karşıma bir şey çıksa hiçbir şey yapamayacağımdan, korkudan kendimi ona teslim edeceğimden adım gibi emin olduğum halde çıkarttım bıçağımı.
Neyse ki korktuğum şey olmadı. Alt kat da temizdi. Marketler yağmalanırken salonun hiçbir zarar görmemiş olmaması beni bir anlığına şaşırttı ancak biraz düşündükten sonra bunun normal olduğunu anladım. Çoğu insan buradaki toz halinde bulunan besinleri bilmiyordu ve marketten gidip ekmek, su almak varken buraya gelmek saçma bir seçenek olurdu. -
56.
+8Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkmaya başlamıştım ancak bir askerin sessiz olmamı söylemesiyle beraber adımlarımı küçülttüm. Neden diye sorduğumda “hastaların” sese duyarlı olduklarını söyledi. Bu askerlerin olaylarla ilgili epey bilgili oldukları belli oluyordu.
Tekrar soyunma odasına çıktık ve tekrar koltuklardan birine uzandım. Kafamı kurcalayan onlarca şey vardı ki…
Böyle bir durumda bu kadar soğukkanlı kalmayı nasıl başarmıştım anlayabilmiş değildim. insanlık duygularımı mı yitiriyordum? Bu hastalığın bir tedavisi olup olmadığını bilmiyordum ancak tüm o yaratıkları öldürmek bence yanlış bir seçimdi. Ben de onlardan biri olabilirdim...
Görünüşleri aklımdan çıkmıyordu. Akan salyaları, hırıltıları ve hiçbir şeyi umursamadan bize saldırmaları gözlerimin önüne gelip duruyordu. Evet, bu şey insanları gerçekten de bilinçleri olmayan, tek amacı yaşayanlardan bir parça et koparmak isteyen yaratıklara dönüştürüyordu.
Ben bunları düşünürken o günün yorgunluğu ve stresiyle uyuyakalmıştım. Uyandığımda Mustafa Abi yerde yatıyordu. 2 asker ve komutan üzerlerindeki çelik yeleklerini, kasklarını çıkarmış ve silahlarını hemen ulaşabilecekleri yerlere koymuş bir şekilde uyuyorlardı. 1 tanesi ise sırtını duvara yaslamış, elinde silahıyla kapıyı izliyordu. Sanırım aralarında nöbet dağılımı yapmışlardı. Susadığımı ve acıktığımı hissettim. Çantamdaki konserveler hala duruyordu ancak şu anda karbonhidrat ve protein tozu gibi farklı seçenekler varken onları yemek pek akıllıca olmazdı. Konserveleri daha acil olan ve yiyecek bulamayacağımız durumlar için saklamayı planlıyordum. -
57.
+9Tüm besin maddeleri girişin birkaç metre önündeki raflarda duruyordu. Nöbet tutan askere aşağı inip o besinlerden almamız gerektiğini söyledim. Kafasıyla onayladı ve ayağa kalktı. Ben de bıçağımı ne olur ne olmaz diye kemerime taktım. O önde ben arkada aşağı inmeye başladık. Hava karardığı için önümü görmekte zorlanıyordum ki asker silahının altındaki feneri yaktı. Şans eseri fenerin ışığı çok parlak değildi. Zombiler ışığı görüp burada olduğumuzu anlayabilirler miydi bilmiyordum ama riske atmaya değecek bir şey değildi.
Merdivenlerden indikten sonra çömelerek yürümeye başladık ve girişe yaklaşık 5 metre kala görünmemek için emeklemeye başladık. Belki bizi görebilecek birkaç zombi vardı ancak onları öldürmek için sıkılacak tek bir mermi diğer zombileri de buraya çekebilirdi. Cam kapıdan baktığımda dışarıda yürüyen bedenleri görebiliyordum. Her adım attıklarında ayaklarının altında ezilen minik taşların yer değiştirerek çıkarttıkları çıtırtıları duyabiliyordum.
Sonunda rafa varmıştık. Kapıdan son bir kez bakıp buraya dönük olan bir yüz olmadığını umut ederek çok yavaş bir şekilde ayağa kalktım. Bir kutu karbonhidrat ve bir kutu protein tozu alarak yanımdaki askere verdim. Asker kutuları almak için silahını kemerinden kavrayıp tek bir hamleyle sırtına çevirdi ama fener hala açık olduğu için etrafı görebiliyordum. Ben de yanda duran su kolisinin üzerine bir kutu protein bar koydum sessiz bir şekilde kucağıma aldım.
Aynı şekilde yavaş ve küçük adımlarla ilerleyerek merdivene varmıştık. Asker önde ben arkada merdivenleri çıkmaya başladık. Su kolisini belimden güç alarak taşımak için biraz geri eğilmiştim ve hemen üstünde duran protein çikolatalarını hesaba katmamıştım. -
-
1.
0Rez hala burdayım
-
1.
-
58.
+6Merdivene adımımı attığım anda kolinin üstündeki çikolata dolu kutu kayıp yere düştü. Normalde olsa o çikolataların çıkartacağı ses duyulmazdı bile ancak ortam gerçekten çok sessizdi. Çıkan ses salonda yankılandı.
“Hasssgibtir, işte şimdi sıçtık.” Askerle kısa bir bakışmanın ardından cam kapıya gelen yumruk sesleri ve hırıltılarla kalp atışlarım 2 katına çıkmıştı. ikimiz de elimizdekileri yere bırakıp kapıya doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladık. Sadece bir taneydi, ancak kapıya bu şekilde vurmaya devam ederse bu sayının çok kısa bir sürede artması kaçınılmazdı.
Asker silahını doğrulttu ve parmağını tetiğe getirdi. Bir karar vermem gerekiyordu. Ve ben bu sefer bencil olmayan kararı seçtim. Nişan almıştı ancak tam ateş edeceği sırada silahının namlusunu aşağı indirdim. Elimi kemerime attım ve bıçağı çıkarttım.
Asker ne yapacağımı anlamıştı ve söylediği tek şey, “kafasına nişan al” olmuştu. Seri adımlarla kapının önüne geldim. Kilidi çevirdim. Ama bir anlığına duraksadım. Ya yapamazsam? Ya benden önce davranırsa? Ya ben de onlardan birine dönüşürsem?
“Hayır, artık eski Berk olmayacağım. Eğer bu durumdan kurtulmak ve bu koşullar altında canlı kalmak istiyorsam bunu yapmalıyım. Hem de hiç tereddüt etmeden.”
Kapı içeri doğru açılıyordu ve bu bana avantaj sağlayacaktı. Kolu çevirdim ve kapıyı açtım. Kapı açıldığı anda üzerime gelmeye başladı. Onlardan birini ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Gözlerinde insan olabileceğine dair tek bir parça bile kalmamıştı. insanlığını tamamen yitirmişti. Var gücümle sağ elimdeki bıçağı alnının ortasına sapladım. Tüm bedeni bir anda üzerime yığıldı. Evet, onu öldürmüştüm. Yaşadığından bile emin olamadığım şeyi öldürmüştüm. Sol elimle vücudunu dışarı doğru ittirdim ve düşerken bıçağı olduğu yerden çıkarttım. Hemen kapıyı kapattım ve kilitledim. -
59.
+14 -2Allahım, ne yapmıştım ben böyle? Karıncayı bile incitmeyen ben, belki de birkaç gün önce normal bir şekilde hayatına devam eden birisi mi öldürmüştüm? Tekrar insan olma şansı olan birini mi öldürmüştüm?
Kendimden nefret ediyordum. Çok farklı şeyler hissediyor, birçok farklı duyguyu bir arada yaşıyordum. Resmen kendimle çelişiyordum. Evet, belki o öldürdüğüm şey insan olmaktan çok uzak bir yaratık olabilirdi ama ben? Benim ondan ne farkım kalmıştı ki artık?
Acımasız birisine, vicdanı olmayan birisine mi dönüşüyordum? O kadının ölmesine göz yumduğum gün de benzer şeyler hissetmiştim. O an gerçekten o bıçağı kendime saplamak istedim.
Asker arkamdan yaklaştı ve “aferin, iyi işti” dedi. iyi iş miydi? Nasıl iyi işti? “Eğer bu yaptığım şey iyi bir iş olarak nitelendiriliyor ve hayatta kalmak için böyle bir insan olmak gerekiyorsa, ben hayatta kalmak istediğimden o kadar da emin değilim... ” -
60.
+32 -2Beyler bu geceki partları sırf hikayeyi gerçekten takip eden birkaç kişi olduğu için yazdım. Bu günlük de bu kadardı. Yarın akşam devam etmeye çalışacağım. iyi geceler.
-
-
1.
0Bekliyoruz yaz srn
-
2.
-1Ne kadar üşengeç adamsın be bi bitiremedin aq trende giren hikayeler en fazla 1 günde biterdi
-
3.
0Başlicanmı artık kardeşim
-
4.
0YZsana amk
diğerleri 2 -
1.
-
61.
+3 -25Beyler bugün hiç keyfim yok, yazmaya çalışıyorum ortaya tak gibi paragraflar çıkıyor. Bekleyen arkadaşlar kusura bakmasın bu gece yazamayacağım.
-
-
1.
0Ulan 3 gun once cok yorgun bi gundu yazamicam 2 gun once yok yazamicam dun gece keyfim yok yazamicam niye basladin o zaman kardesim
Eline saglik ama guzel gidiyo -
2.
0takunu cikardinn iyice
-
3.
0Senin ben aq senin keyfini gibeyim huur bitir artık şu hikayeyi
-
4.
0Kardeşim küfür yemek istemiyosan bitir artık bıktık mk batı hiç yazmayaydın
-
-
1.
+1Anlatım tarzı on numara bende not ediyorum hikaye yazıcam ama senin anlatımın ve çevrendeki olayları görüş tarzın ve bize aktarışın efso
-
2.
0Eywallah kardeşim
diğerleri 0 -
1.
-
5.
0Hadi sene sümük
-
6.
0Birader yaz artik amk gibecem
-
7.
0Yazsana dıbına koyduğum
-
8.
0gibeyim gotunu
-
9.
0Anana yannan başlı balistik füze atayım huur çocuğu verem ettim bizi gibim senide yazacağım hikayeyide
diğerleri 7 -
1.
başlık yok! burası bom boş!