isyerime gitmek icin evden cıkana kadar o hal devam etti... o kadar cok isim vardı ki teslim edilmesi gereken onay bekleyen, elemanların yaptığı projelerle ilgilenmem, yanlısları düzeltmem doğruları övmem, falan filan bir yandan da Allaha dua ediyorum bir an önce aksam olsa da yatsam diye ve saat 6 da isyerimden cıkıp doğru evin yolunu tuttum...

biraz biseyler atıstırıp dus aldıktan sonra yattım ertesi gün sabah 8 e kadar deliksiz 11 saat uyumustum

cuma gününün sabahında gece calısanlarımın özverileri sayesinde isler yetismis üstüne üstlük isyerini acar acmaz 2 proje daha almıstım ki memleketimde bu aynı zamanda günden güne yaptığım iste yasadığım sehirde yıldızlastığım anldıbına da geliyordu birazcık...

ve o gün hayatımın proje rekorunu kırdım tam 7 tane cok büyük proje aldım...

pazartesi gününe de 3 yeni eleman daha...

hersey olabildiğince mükemmel, hersey harikulade gidiyordu...

bir insanın sahip olmak isteyeceği herseye sahiptim...

güzel bir ask hayatı...

mükemmel bir is hayatı...

para ve huzur aynı anda...

bu arada izmirde ki insaat ta baslamıstı... murat eski calıstığı yerden tanıdığı 4 kisiye cash 6 daire satmıstı ki biz 16 dairelik bir yer yapıyorduk...

moraller tavandı yani... aldığı para da neredeyse insaatın tüm maliyetinin %80 ine tekabül ediyordu...

aradan bir hafta kadar zaman gecti... problemsiz maddi acıdan mükemmel harikulade bir hafta...

hersey olabildiğince kusursuz ilerliyordu.

derken ciğdem aradı beni...

görüsmek istediğinden bahsetti...

ya benim gelmemi istiyordu ya da kendisinin...

bir kac gün daha zaman istedim...

ve o zaman icerisinde bir daire kiraladım..

istikbalden mobilyalar, bosch tan beyaz esyalar sony den plazma padisahtan halılar

on numara bi ev dösedim ...

geldiğinde kalacak yer sıkıntısı cekmeyelim diye...

ki bunların hicbirini söylemedim süpriz yapmak icin...

carsamba günü aradım... aksamleyin telefonu kapalıydı... sabaha kadar yüzlerce kez aradım ulasamadım kafayı yedim...

persembe günü sabah saat 7 de o aradı beni...

uykumdan uyanmıs ve gecenin gerginliği üzerimden gram eksilmemisti...

agresif sinirli atarlı bi sekilde bir daha hayatın boyunca telefonun kapalı olmayacak cümlesini söyledim ilk olarak alo dan bile önce..!

kem küm etti... birsey söyleyemedi benden böyle bir tepkiyi beklemiyordu ağzından sadece

ben otogardayım cümleleri döküldü...

içimden tuttu panpalar... meğer otobüse binmis ve telefonu kapatmıs... ararsam anlarım diye

evden yaklasık 1 dakika 35 saniyede cıktım ve 14 km lik yolu herhalde 5 dakika da falan gittim...

yanında minik bir valiz vardı...

telefonda verdiğim gereksiz tepkiden dolayı biraz soğuk durdu uzaktan... yanına gittim ve özür diledim

gönülsüzce sarıldık öpüstük ve bindik arabaya...

ortamı biraz yumusatmak icin hafiften tebessüm ederek ben biraz yorgunum istersen otele bırak beni biraz uyuduktan sonra sende islerini halleder gelir beni alırsın dedi ki o an arabanın dibi olsa herhalde girerdim...

hicbirsey söylemedim ve doğruca eve gittim... iki tane anahtarı vardı evin ve bir tanesini kapının önüne geldiğimizde ona verdim...

yüzüme anlamsız bir bakıs fırlattı ve kapıyı actı...

bir insanın gözlerinde belirebilecek tüm hayret ünlemleri aynı anda saniye de bir spot spot gecti...

yıllarca babamın yanında hazır giyimle uğrastığım icin ona yaklasık bir dolap dolusu kıyafetler almıstım... hepsi de en manyak markalar... fetis falan değilim ayakkabı numarasına bakmıstım ve yaklasık 20 cift kadar gözüme hos gelen ne kadar ayakkabı varsa almıstım... o odanın ise ayrı bi kilidi vardı ve kilidi actığında saskınlığı herhalde bir milyon kat falan arttı...

sonra o da benim onu neden aradığımı ve neden o kadar sinirlendğiimi anladı...

bu kez o benden özür diledi... sarıldık tekrar ...

kahvaltı yaptın mı diye sordum hayır dedi...

benim cok uykum var uyuyamadım, kahvaltıdan cok uykuya ihtiyacım var dedi

tamam dedim gelirken ekmek falan almıstım dolapta da yok yok...

sen uyu ben isyerine gideyim uyanınca alırım kahvaltıya gideriz dedim ve cıktım evden...

1 saat sonra aradı eve gel diye...

uyumadın mı dedim, uyuyamadım ama eve gelmelisin falan dedi...

hayırdır bisey mi oldu?

yok sen eve gel sadece birsey sorma dedi...

icime kurt düstü yine deli gibi gazlayarak eve geldim...

zile bastım, kapıyı acar acmaz kollarını actı ve sarıldı bana... sonra elimden tutup mutfağa zütürdü...

öyle bir sofra hazırlamıs ki kızartmalar caylar zeytinler terbiyelenmis, receller kaymak bal falan derken harikulade bir sofra

minik bir öpücük kondurdum dudağına...

sonra oturduk kahvaltıya ve güzel bir kahvaltı yaptık..

gececiler was here mi panpalar?

edit : ah bi de ses verseniz muallakler de insanın yazma hevesi kacmasa

bi daha burada mısınız diye sormayacağım dıbına koyuyum... isteyen okur isteyen okumaz isteyen söyler isteyen söylemez

nedense cok sahiplenmistim bir anda... acaip bi kıskanclık oluşmaya baslamıstı onu...

dizinin biraz üstünde bi etek giymisti ve bu benim hicte hosuma gitmemisti...

zaman gectikce daha önce de söylediğim gibi, kendimizi anlatmayı bi kenara bırakıp günlük olaylardan konusmaya baslamıstık...

okulda ki kluplerden bahsetti...

müzik klubu
sinema klubu
ebru klubu
gezi klubu
am klubu
züt klubu
falan klubu
filan klubu

bana bunlardan iki tanesini secmemi söylediği an pancar gibi kızardım...

tadım tuzum kacmıstı panpa...

cünkü biz o yollarda cok cenabet gezmistik ...

tam karı kız ayartma olaylarının öbeğinde yer edinmek isteyen bir sonuncu nesil öğrenci profili ki bunu uygun bir dille nasıl anlatırımın hesaplarını yapmaya o konustuğu anda baslamıstım...

bazen hic stratejik davranamam... istemem daha doğrusu küt diye lafımı söylerim... hicte r falan yapmam...

yine böyle bir durum gelişti...

dedim ki ben böyle birseye dahil olmana kesinlikle karsıyım...

cünkü benim de 4 yıllık bir üniversite hayatım oldu ve bu kluplerin gercekte ne ise yaradığını senden daha iyi bilirim

yani o yollardan bende gectim dedim...

yani ilk kavganın fitili bu sekilde ateslenmis oldu...

stratejik davranmam dedim ama stratejimin temelinde ileride yaşanabilecek bu gibi durumlarda kesin hüküm verdiğim kararlı olduğumu net bir şekilde anlamasını istediğim icin böyle davrandım...

geri adım atmasını beklerken, benden daha zekice davrandı ve ben seninle gecirdiğim günlere cok alısmıstım, sen gittikten sonra resmen koskoca kampüs bana dar gelmeye basladı, kendimi birseylere vermeliyim ki vakit gecirebileyim ve senin bu söylediğin sözlerin tamamı ortada bir güven problemi olduğunun işareti dedi...

sustum kaldım...

tek kelime edemedim...

elime öyle bir deynek vermisti ki iki ucundan ziyade üzerinde tak olmayan tek nokta yoktu...

nereden tutacağımı bilemedim ve erkek popülasyonunun en az olduğuna şahsen kanaat getirdiğim

bari ebru klubune git cümleleri döküldü dudağımdan...

derken 3 gün gecti aradan islerimin yoğunluğundan dolayı sanki evli bir erkek gibi sabah ise gidip aksam eve geliyor birseyler yiyip icip dısarı cıkıyor sonra tekrar is ev...

o da yaklasan sınavları icin benim iste olduğum zamanlarda ders calısıyordu...

cuma günü sınavı vardı

persembenin sabahında murat aradı... ve 5 daireyi daha sattığı süprizini verdi... olaylar bir anda değisti...

yeniden arsa bakmak icin gelmem gerektğiini söyledi ki bu bana sattığı 5 daireden daha mükemmel bir süpriz oldu...

aynı gün öğle üzeri babam isyerime geldi...

isime gücüme hic bir vakit karısmamıstır...

ama cok kontrolcü bir kisiliği olduğu icin bazen alttan alttan ne var ne yok diye sorar bende bilmesi gerektiği kadarını anlatırım...

bende ki önümde bulunan isleri yaparken yaptığım telası farkedince ne olup bittiği hakkında bazı sorular sordu...

cevreden de bir kac kisinin beni arabanın icinde ciğdemle gördüğü duyumlarını alınca hemen isyerinde soluğu almıstı babam...

babamın bi tarzı vardır... hicbir soruyu direkt sormaz dolaylı yoldan sorar ve bende her zaman direkt anlatmam dolaylı anlatırım ama o anlar...

babam elemanların servisini mi yapmaya basladın dedi...

şoför gibi bi tipim mi var dedim...

ve ilk kez stilinin dışına cıkıp kim o kız diye sordu...

ne diyeceğimi bilemedim...

kem küm falan derken olm ciddi bi durum varsa söyle bizde ona göre durumumuzu belirleyelim dedi...

sadece daha önemli birsey yok diyebildim...

tabi bu arada yüzüne bakmadan masamın üzerinde ki dosyalarla uğrasıyorum notlar alıyorum... yardımcım merveye direktifler yağdırıyorum falan telaslıyım kısaca... organizasyonu yapıp bir an önce izmire yola cıkmak icin...

hayırdır telaşın ne neden böyle davranıyorsun bi sıkıntı mı var diye sorunca

muratın 11 tane daireyi insaatın %20 si tamamlandığı halde cash paraya sattığını ve yeni bir arsa bakmak icin izmire gitmem gerektiğini söyleyince babamın gözlerinde ki franklinin ateşi ile birlikte ister istemez vücudunda septik davranışlara dönüştü dosyaları dolaba dizmeme yardım etmeye falan kalktı...

saat 1 de islerim bitmis ve evde soluğu almıstım... ciğdem hazırlanmıs arabaya binmis ve izmire doğru yola cıkmak üzereyken cevre yolunda önüme cıkan bir cop kamyonu 2 aylık arabamın kaputtan motora kadar tarumar olmasına neden olmustu...

Yaz reyiz burdayiz ya