+1
Üniversite ikinci sınıftayken kimsesizler yurdunda bir hocam vasıtasıyla gönüllü olarak çalışıyordum. 0 - 12 yaş arası çocuklar kalıyordu kimi zaman bebekleri uyutur kimi zaman okula giden çocuklara ödevlerinde yardımcı olurdum ama çoğunlukla oyun oynardık hele de hava sıcaksa bahçede oynamak benimde hoşuma giderdi.
Oradayken hayatın masumlar üzerinde ne kadarda zalim olabileceğini öğrendim. Çünkü; çocukların çoğunun annesi babası vardı ama bakmak yerine oraya bırakmak daha rahattı. Sağlık ocakları bedava prezervatif dağıtmasının bir önemi yok korunmak yerine yaparım devlet bakar mantığında olan bir adamın yetimhanede olan 3 çocuğunun ortancasıydı 4 yaşındaki ibrahim. Anne babası sağdı ancak annesi iki ayda bir babasıysa o yıl sadece bir kez gelmişti ziyaretlerine, bu durum abisi 12 yaşındaki muammeri iyice kinlendiriyordu babasına karşı öyle ki annelerinin geldiği bir gün anneye bebeğini verdim 7 aylık tek yanağında gamzesi olan elif bebek sonra ibrahim koştu annesine. ibrahimin gözünde zaman açlığı vardı bu kısacık zamanda hem annesine sarılıyor hem bebegin elini öpüyor hemde ömerle kavga etmiş onu anlatıyordu. Çünkü farkındaydı annesi gidecekti ve yaşayamadıkları kafasında kurduğu her şeyi dili yettiğince anlatmaya gayret ediyordu. Muammer bu karede yoktu odadan çıktığımda onu fark ettim merdivene oturmuş ağlıyor, yanına gittim merdivene oturdum.
(Ben: B, Muammer: M)
B: Muammer sana bi müjdem var ağlama hadi bak annen gelmiş yanına gidelim.
M: Gitmiycem işte
B: Neden?
M: Söz vermişti bana babamı ikna edip alacaktı bizi, özleseydi alırdı hep o adam yüzünden almıyor bizi. Ben 12 yaşındayım seneye başka bir yurda koyacaklar beni ibo yok elif yok kim koruyacak kardeşlerimi.
B:Ayıp ettin şimdi ben varım sizi sevdiğimi bilmiyor musun sen ağlama bakalım.
M: Ya ben? Hep mi yalnız kalıcam kimsem yok o yurtta.
B: Belki annen işleri yoluna sokar daha zaman var üzülme şimdi sen.
M: Hayatta tek şey istiyorum babam ölsün.
B: Duymamış olayım hadi gel elini yüzünü yıkayalım annene gidelim.
Şok olmuştum, içinde büyüttüğü özlem kine dönüşmüştü o küçücük yürekte. Kocaman insanım ama hala annem babam arkamda olmasa ne yaparım diye düşünürken ben, o yaşta bunla savaşan çocuklar öylesine derinden kimsesiz yalnızlar ve çaresizler ki ne yaparsanız yapın yetmez. Orada çocuklar herkese anne der ama tüm kadınlar toplansa bi anne gibi asla dokunamaz sevemez.
Gelelim asıl meseleye bir gün bahçede çocuklarla oynuyorum ibrahim geldi bak kardeşimin elbisesi dedi balkona asılmıs tulumu gösterdi. Nasıl özlüyor kıyamam diye düşünüp kafasını dağıtmak istedim -ibrahim salıncakta sallayayım mı seni dedim sevindi salıncağa gittik. Sallıyorum onu şuan hatırlamadığım bi çocuk şarkısını söylüyor derken düştü. Koştum kaldırdım üzerini sildim avuçlarının üzerine düşmüş ellerine bakıyor gözleri dolmuş. Ellerini tutup avuçlarından öptüm.
i: Beni seviyo musun?
B: tabii ki seviyorum
i: Beni çok sev
Böyle dedi sonra o dolu dolu gözlerden yaş aktı. Hayatımda hiç bu kadar derinden hissetmemiştim onun kimsesizliğini bunları yazarken bile o günü hissediyorum. O günün sonunda ben yemeğe kalmadım giderken ibrahim gitme dedi ben eğilip yine gelicem dedim. Söz mü dedi. Söz deyip öpüp çıktım. Dolmuş gelene kadar pencereden baktı. Sonra ne mi oldu ben bi daha gitmedim.
Final haftamdı zaten finaller bitince memlekete döndüm okullar açıldığında muammer yurttan nakil edilmiş. ibrahimse ailesinin onayıyla evlat edinilmişti. Onu bi daha hiç görmedim. Sözümü tutamadım. Benim gönlümdeki en büyük pişmanlığım.Ben yokum belki ama inşallah onun istediği gibi onu çok sevenleri olmuştur...
Hayatta herşeye sahip olamazsınız ama birçok şeye sahipsinizdir. Kıymetini bilmeniz ve pişman olmamanızı dilerim dostlarım...