/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 1.
    -3
    bazı insanlar olur...
    sevilir mi, sevilmez mi tartışılır.
    ama sustuğunda yokluğu konuşulmadan anlaşılır.

    sırrı süreyya önder onlardan biriydi.

    bir siyasetçiden öte;
    bir cümle ustasıydı.

    meclis kürsüsünde durup da çay ocağı samimiyetinde konuşabilen,
    kelimeyi duvara çivilemeden anlatabilen,
    karşısındakine laf değil, düşünme hakkı veren nadir adamlardandı.

    ironi onun silahı değil, zırhıydı.
    şakayı yumruk gibi değil, iğne gibi kullanırdı.

    bir lafıyla güldürür, bir kelime sonra sustururdu.
    çünkü o, karşısındakine "haklı çıkmak" için değil,
    anlatmak için konuşan adamlardandı.

    onu siyasi pozisyonuyla anmak,
    bir ormanı sadece gövdesiyle tarif etmeye benzer.
    çünkü onun dili bir yandan memleketti,
    bir yandan çocukluktu,
    bir yandan kırık bir kahkahaydı.

    bir hatırayı anlatırken bile
    toplumun vicdanına ayna tutmayı bilirdi.

    onun cümleleri not alınmazdı;
    akılda kalırdı çünkü içinde herkes biraz kendini bulurdu.

    sırrı süreyya önder’in adını sadece zekâsıyla, laf ustalığıyla değil,
    bu memlekette “barış” kelimesi en çok linç edilirken,
    o kelimenin altına imzasını atabilme cesaretiyle de hatırlamak gerekir.

    meclis'te, sokakta, ekran karşısında,
    belki binlerce kişinin dili tutulmuşken o konuştu.
    çünkü o bilir:
    barış, romantik bir kavram değil, politik bir onurdur.

    kimsenin cesaret edemediği yerde,
    susulması istenen bir hikâyeyi anlatmaya çalıştı.

    yüzüne kapılar kapandı.
    ama o yine de “anlatmaya değer” dediği yerde,
    susmak yerine taş taşıdı kelimeyle.

    şimdi eksildik.
    sadece bir adam eksilmedi;
    bir anlatma biçimi gitti bu ülkeden.

    hoşça kal sırrı abi.
    susuyorsun artık.
    ama bu ülke seni suskunluğundan bile öğrenecek
    ···
  1. 2.
    0
    Atın şunu silivriye
    ···