tatilden döndüm ve ilginç tuhaf bilgiler duydum

(bkz: ikinci öğretim harçlarıyla ilgilii)

adam haklı olabilir beyler avşaya tatile gelende yerliside tamamen manyak amk

reserved

30 senedir avşa adasına gidiyorum adanın her takunu her olayını bilirim anlattıkları yalan beyler inanmayın. bu arada adanın yerli halkının çoğu çingene yada kürttür.

rezerved

foto yok okumam

gece anlatmaya başlıcam , sabah anlatınca etkili olmuyo

ha gibtir lan ananın amı dinlemiyom bende gece yarrama anlat

hay amk senin yaz hadi bin

adam gollum terk

olayları çözdüğümü hissetmeye başlamıştım ancak herşeyin başında olduğumu o an bilmiyodum. kadınla bir müddet daha konuştuktan sonra ordan ayrıldım. arkadaşım kerem in yanına gittim. kerem e duyduklarımı anlattım. doğal olarak şaşırdı o da. mırın kırın etmeye başladı ve burdan gitmek istediğini söyledi ve merkezde bir pansiyonda oda tutmamız gerektiğini söyledi. bana da bu fikir iyi geldi çünkü ben tatil yapmak için oraya gittim. ama bu planımız olmadı. saadettin gene meyve topluyordu. artık niye meyve topladığını merak etmeye başladım. denize gidiyomuş gibi yapıp yanından geçerken muhabbete girdim.

-merhaba abi , sen bu meyvelerden mi geçim sağlıyorsun
-evet
-anladım
-ben sana herhangi birşey söledim mi
-ne gibi ?
-baya
-gelin melin diye sayıkladın hep abi
-hagibtir
-hatırlamıyo musun ?
-evet
-pgiboloğa gittin mi hiç abi
-buna gerek yok ve burdan git
-oturup konuşabiliriz
-belki sonra , bir akşam yanıma uğra

tabi ki beklemedim ve o günün akşamında onun yanına gitmeye karar verdim. komşulardan bilgi almak istiyordum. ama biraz yorulmuş gibi hissettim o an kendimi. bir ağacın dibinde az oturdum. ve uykuya dalmışım o an. hatırladığım kadarıyla akşamdı ve yeni uyanmıştım. kalktığımda kerem başucumdaydı. beni neden uyandırmamıştı ?
-kerem napıyorsun burda
-bence sessiz ol biraz
-noluyo
-bilmiyorum saadettinin evinden iyi sesler gelmiyo

sonra bir an sustuk evi dinlemeye çalışıyorduk. gerçekten tuhaf sesler geliyordu. çığlıklar , bağrışmalar. ama sanki bir televizyondan çıkıyor gibiydi. kerem telaşlanmıştı. gidelim diye tutturdu. gamze diye bir arkadaşımda gelmiş ben uyurken. geleceğini biliyodum ama bugün gelceğini bilmiyordum. bizim eve baktığımda gamze bizi balkondan izliyordu ve bana gülümsüyordu. bende ona gülümsedim ama biraz hoşgeldin gülümsemesi olmuştu kafam hala o evdeydi. kerem le yavaş yavaş bizim eve yürüdük.

gamzeyle tokalaştık eve gelince. tabi ki beni soru yağmuruna tuttu. ne yapıyodunuz orda sen niye orda uyudun vs. diye. ama kendimi çok yorgun hissediyordum. sonra bazı şeyler hatırlamaya başladım , rüya görmüştüm ama kabustu. aslında insanlar uyandıktan sonra rüyalarını hemen hatırlar ve sonradan unutmaya başlar ancak ben sonradan hatırlıyodum. aslında bu rüya değildi. yaşamıştım sanırım. uyuduğum ağacın aşağısında o sarı ev vardı. yani yakındı o ev. kendimi o evin içinde görmüştüm. sürekli evin odalarında beyaz bir şey dolaşıyordu. daha sonra da saadettinle konuşmaya gitmem gerektiğini hatırladım. ama evdeki sesler beni ürkütmüştü , yarın gidicektim konuşmaya.

evde uzun bir sessizlik oldu. olayları gamzeye anlatmalı mıydık bilmiyodum. kerem le tuhaf kaş göz işaretlerinde bulunduk. aslında anlatmalıydık. olan biteni gamzeyede anlattık. ama o inanmadı hatta bizle dalga geçti. özellikle ' gelin benim ' diye dalga geçmesi nedense sinirlerimi bozmuştu o an. ama neden bozmuştu ? neden o söledikleri bana dokunuyordu ?

okuyan yok mu

bir quanttum değilsin bilader ama yaz sen ben okuyorum.

okuyoruz reis

olm anlatma bak böle şeler bırak yaşadıysan senle kalsın

okuyoz sen devam et

sabah olmuştu. tatilimdeki 3.gündü. ama tatil yaptığımı anlamıyordum. gitmek istiyodum ama bi türlü gidemiyodum. geçmişte de böyle olaylar yaşadığım için bırakımıyordum belki de. korkmuyodum sadece kendime bir zarar gelmesinden endişe ediyordum. keremle gamze merkeze gittiler gamzeye adayı gezdircekti kerem. ben de doğal olarak evde tek kaldım. denize rahat rahat girmek için çınar koyunu seçmiştim ama hiçbir şekilde içimden gelmiyordu. saadettinle konuşmak istiyordum ve konuşmaya karar verdim. yanına gittim evine. kapıyı çaldım. o açtı ve beni içeri davet etti. fazla soğuk değildi sıcakkanlı gibiydi. gel evladım diyerek oturttu beni salona. ve tabi ki ilk dikkatimi çeken tablo oldu. gelin oydu. beyaz elbisesiyle kafasında bir entari ve sert bakışlar. oldukça güzel ama yüzü de grimsi bir renk. saadettin bana su getirmeye gitmişti mutfak çok yakındı ve o yüzden yakından çekemesem de uzaktan telefonda yakınlaştırarak gelinin fotoğrafını çektim. ( bunu koyıcam buraya ) sonra saadettin le konuşmaya başladık.

-benimle ilgili birçok şey duymuşsundur , merak etme sana herşeyi anlatıcam. biliyorum gidemiceksin ama git burdan
-şimdi mi ?
-hayır tabi ki de anlattıklarımı dinle ama en kısa zamanda bu adadan git başka yerlerde tatil yap , bak kaşık adası var daha güzel sessiz sakin ve sanırım böyle olaylar yok orda
-anlatcaklarınızı merak ediyorum
-dinle , ben 16 yıl önce samsun un bir köyünde yaşıyodum. bu köyde beni rahatsız eden 2 adam vardı ve bunları öldürdüm. evet yaptım. ama isteyerek mi dersen hayır isteyerek değil. çünkü bana musallat biri var. o da gelin. aslında ismini öle koydum normalde bildiğimiz üç harfli. bu adamları öldürüp buraya kaçtım. avşa ya. burda kimseler yoktu. buralara yerleştim burdaki bahçeleri üzerime aldım. kimse o 2 adamı aramadı. kimse soruşturmadı. ve hiçbir polis bana gelmedi. bu bana niye musallat oldu bilmiyorum ve hala da bana musallat. farkettiysen ara sıra saçma cümleler kuruyorum. işte o zamanlar bana musallat oluyor. aklım şaşıyor kendim de olmuyorum. 15 yıldır böyle devam ediyor. onlarca belki yüzlerce aileyi korkutup kaçırdım burdan. ama istiyerek yapmıyorum o yaptırıyor. ve bundan zevk alıyor. bak evladım , kaç burdan. dün gece senin hakkında iyi şeyler duymadım. hatta 4 ünüz hakkında.
-4 ümüz ?
-evet 4ünüz.