0
Herhangi bir AVM'de herhangi bir kadınlar tuvaletini gören herhangi bir masada oturuyorsunuz. Cumartesi günü öğle vakti olduğu için AVM hınca hınç dolu. Haliyle tuvaletlere giren çıkan çok oluyor. Her boyut ve şekilde onlarca kadın o saklı cennete girip çıkıyor. Saklı cennet diyorum çünkü kadınlar tuvaleti biz erkekler için bilinmezliğin odağı olmuştur ve kadınca bir mekân. Bizim için tuvalet, işini hallettikten sonra bir an önce terkedilmesi gereken, tak kokulu bir mekândır. Takılmayız orada, muhabbet etmeyiz, makyaj tazelemeyiz, dedikodu yapmayız. Sıçar-çıkarız. Kadınlar ne yapıyo lan bu tuvalette? diye hep sormuşumdur kendime. Pisuvar var mı? Alafranga tuvalete ayakta işeyenler var mı? Klozet kapağının sidik olduğunu görünce işeyenin beyinciğini gibmek isteyen taku züt deliğini zorlayan zavallılar orada da var mı? diye düşünürüm hep. Neyse..
Masanızda oturup bu düşüncelere dalmışken bir yandan da kadınlar tuvaletine girenleri kesiyorsunuz. Memesi taşağım kadar olan ergen kızlar, koca memeli milfler, köylü teyzeler, iş kadınları, her türden kadın...
Derken bir züt ilginizi çekiyor, diğerlerinin arasından hemen ayrılan, hemen farkedilen bir züt. Kadınlığın vermiş olduğu kalça kıvrımı, ince bellilik, dolgunluk... Hormonlarınız gibinize doğru hücum ediyor. Biraz daha kalksa gibiniz dar kot pantolonunuzda rahatsızlık verecek diye korkuyorsunuz ama bu korkuyu önemsemeyip züte odaklanıyorsunuz. Hareketleri ilginizi çekiyor bir sağa, bir sola. Bir sağa, bir sola, çarşamba, perşembe, çarşamba, perşembe. Adeta hipnotize oluyorsunuz. züt gideceği yolda ilerliyor, arkadaşınız, dalmış olan size bişeyler söylerken kadınlar tuvaletinin kapısının kapanmasıyla züt kayboluyor.
işte o an kaçınılmaz gerçekle burun buruna geliyorsunuz. O geniş kalçaların içinde bir curûfat, bir dürtü, bir sancı, bir tak olduğunun farkına varıyorsunuz. Önce inkâr ediyorsunuz; Hayır bu züt sıçıyor olamaz, hayır, hayııır... Belki pembe sıçıyodur?! Ama ne yazık ki acı gerçek kafanıza dank ediyor, "2 girls one cup" ve sözlükte en çok çükülenenlerdeki capsler aklınıza geliyor. Bir an tüyleriniz ürperiyor.
Bir az önce en derin sex fantezilerinizi üzerine kurduğunuz kadın şimdi içerde çatara patara patara kütere sıçıyor, ortalığı inletiyor, AVM'ye kaçak kat çıkıyor.
O moral bozukluğu ile başka zütlere yelken açmışken tuvaletin kapısı aralanıyor ve içerden o zütün sahibi kadın çıkıyor sanki bir az önce sıçmamış gibi mağrur bi yüz ifadesiyle. Evet çünkü kadınlar tuvaletten çıktıktan sonra özgüvenleri tavan yapar. Aynı şey kuaförden çıktıktan sonra da olur. Bizse berberden çıktıktan sonra kaçacak delik ararız, bir an önce eve gidip duş almaya bakarız.
Yaratan herşeyde bir denge gözetmiştir. Bu kadınlar için de geçerli. Güzel zütlü kadınlar armut memeli olur, ikisi de güzel olursa yüzüne bakılmaz gibi. Fakat bu tuvaletten çıkan kadın için geçerli değil. Bir dengesizlik hali. Sanki evrenin bir bugu. Hafif bir kasıyorsunuz hatunun göğüslerini görünce. Göğüsler Lisa Ann'ın kıskanacağı türden. Yüz desen cennetten gelen bir melek misali. Bu kadını bir baba ve bir anne yapmış olamaz. Bu bir takım çalışması olmalı, diye düşünüyorsunuz. Kadın uzaklaşırken gözleriniz yine kalçalara odaklanıyor, çarşamba, perşembe, çarşamba, perşembe . Kadın gözden kaybolurken derin bir iç çekiyorsunuz, nefesinizi bırakırken aklınıza şu düşünce takılıyor: Bu karıyı da bi yerlerde bi giben var dıbına koym.
Bu arada panpa, bu yazıyı buraya kadar okuduysan seni tebrik ediyor, kayınpederini zütünden gibiyorum. Şukular bizimle olsun.
