Moğolistan hala daha ekonomisinin çok büyük bir bölümünü hayvancılık ile sağlamakta, ki doğuda ki gobi çölü dışında ülke tamamen yeşillikler, yaylalar ile doludur. Onun dışında bakır madenciliği konusun da çok büyük yerlere gelebilirdik ki Asya'da bakır madenciliği konusun da Moğolistan birincidir. Elinde bulundurduğu maden kömürleri bütün ülkeye yetmektedir ki bunun dışında ihracatta yapmaktadır.Et ürünleri, yün ve bunların yanında kalsiyum flörür ticaretleri ile ekonomisini her geçen gün arttırmaktadır Moğolistan.Ülkede Gobi hâriç, diğer bütün bölgelerde hayvancılık yapmaya imkân veren çayır ve çimenlik mevcuttur. Kuzey batıdaki dağlar hariç, diğer dağlar genelde ağaçsızdır. Moğolistan’da çok fazla vahşi hayvan bulunmaktadır. Bu vahşi hayvanlar arasında koyun, geyik, ren geyiği ve vahşi develer bulunmaktadır. Moğol Paleontolojistlerinin yaptığı araştırmalar sonucunda, ülkede birçok dinozor fosillerine rastlanmıştır. Bölge için bu araştırmalar, bilimin ilerlemesi için büyük adımlar olarak kayıtlara geçmiştir. Ülkede maden kömürü, tungsten, bakır, molibden, altın, kalay çok fazla bulunan doğal kaynaklardır. Asya bölgesinde en çok bakır madeni bulunan ülke Moğolistan’dır. Ayrıca bakır madenleri sıralamasında, dünyada da ilk on sırada yer almaktadır.

Yani kısaca soktuğumun orta doğusunda ki sorunlar yerine Moğolistan gibi etliğe sütlüğe karışmadan güllük gülistanlık yaşayıp gidebilirdik.

a*ap putu Tanrı olamaz herhalde. mohammedizme vergi indirimi için geçmek anlamsız bir hareketti, toplumsal yapıyı zayıflatmasının yanısıra Türk mimarisine büyük darbe vurdu bölgedeki bütün mohammedileri fethedene değin. her açıdan kötü bir karardı. Anadolu'da büyük imparatorluklar kurduktan sonraysa denizciliğe çok büyük önem vermeleri gerekirdi, zütü taklu berberi korsanları bile avrupa'da akdeniz'e kıyısı olan bir köy olmasına izin vermeyecek kadar güçlenebilmişken, Türk denizciler ille de viyana diye uğraşmak yerine direk roma'ya çıkarma yapsa bugünkü coğrafya çok değişik olabilirdi.

italya'ya zaten çıkarmalar yapılmıştır, özellikle italya'nın güney şehri Otranto'ya, tabi bunların devamı gelmemiştir o ayrı bir konu ki Osmanlı için konuşursak ilk 150 yılında deniz konusunda başarılı olmuştur, devamında ise filipinlerden adiyatiğe, fransanın güneyinden pasifiğe akdeniz karadenize kadar açılmıştır, yani deniz gücüne o kadar da ilgi göstermediklerini düşünmüyorum.