1. 213.
    0
    uyuşturucu çukuruna bi düştün mü bidaha kurtulma gibi bi şansın olmuyor maalesef. allah günahlarını affetsin dostum.
    ···
  2. 212.
    0
    @217 yazılanları baştan sona okudum. yazdıklarım tespitti. dikkate almak yada almamak senin kararın.
    ···
  3. 211.
    0
    @216 basligi bastan sona oku. ya da usenirsen sadec 209'u oku.
    ···
  4. 210.
    0
    @125 bende senin kendi beynince hep haklı çıkarma çabası olduğunu gördüğümü söyledim..yol senin panpa ben sadece tespitte bulundum
    ayrıca bu konularda fikrimden çok gördüklerim yada yaşananlardan yaptığım tespitler.
    şu gibi olayların çok yakından tanığıyım.. http://www.youtube.com/watch?v=mtrgry2ZpYM
    ···
  5. 209.
    0
    @214 neden bahsettigin hakkinda en ufak bir fikrin oldugunu sanmiyorum panps.
    ···
  6. 208.
    0
    mu maddeleri uzun süre kullandığın için beyin otomatikmen, kendini haklı çıkarmak için nedenlere başvuruyor. örn:3 kardeşiz ben onlardan farklıydım ve bu yola girmem normaldi" mimvalinde cümleler beyinin durumda n kurtulamadığın için oluşturduğu savunma mekanizması cümleleri..
    • **sen her ne kadar hayatımdan mutluyum desende, uzun zaman kullanmanın verdiği durum, diğer iyi durumları görmezden geliyor..
    • **bırkmayı çok denedin ama olmadı, iradem zayıf,ben diğerleri gibi değilim.. cümleleri her uzun dönem kullanıcıda var.
    misal:bir kişi araba kullanmak, öğrenmek zor ve başaramayacağını düşünürse ,şöyle hayaller kurar zaten ilerde zengin olurum şöförüm olur, benimde kullanmaya ihtiyacım olmaz, zaten tehlikeli gibi... yapamadığı şeyden haklı çıkarır..
    +++ şu zamana kadar onlarca kişi sana öğüt vermiştir. yapma etme diye.. daha bu sözlüktede vermeye devam edenler var görüyosun... emin ol uzun zaman bir maddeye bağlı yaşamak çok zor. bunu çok iyi biliyorum.. kendini haklı çıkarma çabalarını hepsini...
    +++klagib bir söz varya "herşey senin elinde" evet öyle ama beyaz bir sayfa bile açsan önceki sayfada kalemle bastırarak yazdıkların o beyaz sayfada izler bırakıyor...
    ---bak arkadaşım her birey gibi sende kendince değerlisin, düşün olmak istediğim yerde miyim diye!
    sana çözüm sunamam belki ama sana bu işleri bilen biri olarak sadece düşün.ama kendini kandırmadan!!!
    ···
  7. 207.
    -1
    bukadar yazı senin zütünü gibtirdigini degistirmesdi.
    ···
  8. 206.
    0
    neler var amk, biz hala tinere talim.
    ···
  9. 205.
    0
    @210 hicbirinde kendimde olmadigim icin pek umrumda olan bir durum degil. zaten multisexualim ben. sorun yok o yuzden.
    ···
  10. 204.
    +1
    'zütümü gibtirdim' demişsin inanmadım böyle bişey yaşayan insan bunu klavyede yzzmakta bile zorlanır.. bundan bahsetmek zorunda değildin ayrıca sallama gibi geldi bu hikaye bana...
    ···
  11. 203.
    0
    usenmemis yazmissin. seviyeyi de fazlasiyla yukseltmissin, tesekkur ederim panpa. tespitlerinde yerden goge kadar haklisin diyemeyecegim ama hakli oldugun noktalar da yok degil.

    iradesizlik hususu yanlis anlasilmasin. madde bagimlisi olmadigini varsayarak soyluyorum; buna boyun egmemeyi basarabilen insanlar iradelerine, cok cok agir bir rehabilitasyon ve bilimum kimyasallar yardimiyla ulasabiliyor. benim problemim irademin yenik dusuyor olmasina ragmen severek kullanmaya devam ediyor olusum. benligimdeki bircok seyi yitirmis olabilirim, dirayet gibi amma velakin benim genel kaniya istinaden tek zaafim bu taku cok seviyor olmam. cunku aksi taktirde hicbir seye kanaliza olamiyorum, ya da olmak istemiyorum. belki yaptigim tercih bilincli bir sekilde yapilmis bir tercih degil ama mutlu mesut yasamak varken neden kendimi gibintiya sokayim degil mi?

    ailem benim hicbir seyime karismamisti madde bagimliligim onune gecilemez duruma gelene kadar. 3 kardesiz. en kucukleri benim. digerleri de babam gibi isadami oldular. ben gittim konservatuar okudum. onlar tatillerde yok efendim ibizalar, bora bora adalari pesinde kosarlarken ben gittim uzakdogu'da koyleri gezdim, angkor wat'da tanrilari aradim hep. her zaman cok farkliydik her biriyle. ama kimseyi rahatsiz etmiyordu bu durum. sadece benim "farkli" oldugumu dusunuyorlardi ve babamin hosuna bile gittigini soyleyebilirim bu durumun.

    onlarin cevrelerindeki kalabalikla alakali aslinda hicbir problemim yok. ben sadece dahil olmak istemedim hicbir zaman. ne kadar insancil olsalar da kafa bosaltmaktan baska hicbir getirileri olamadi bana. o yuzden baya yalniz kaldim. ama gel gor ki bu secilmis yalnizlik aslinda karakterimde buyuk bir bosluk acmis. nitekim ben de o boslugu doldurmak uzere baska arayislar icerisine girdim ve iste onun getirisi olarak su an burada bunlari konusuyoruz =)

    insanin yasamak icin bilgiye degil cehalete ihtiyaci vardir. cok guzel soylemis thomas gray. genel yuzdeye baktigimizda insanligin cogu bilgiden ziyade ilgi ile beslenmeye programlanmis koyunlardan olusmakta. karakter yapisi olarak ben bunu hicbir zaman kabullenmedim, kabullenmem de. bilgiyi severim. sefil beyinlerimizde dunyalari ogrensek de dolduramayacagimiz koca bir bosluk mevcut. o yuzden ogrenmek hicbir zaman bitmiyor, bitemez. bunun dezavantajlari ortada. bu duruma gelecegimi bilsem, bilmemeyi secer miydim bilmiyorum ama sunu rahatlikla soyleyebilirim ki bugune kadar varligindan haberimin olmasindan tek rahatsizlik duydugum sey sudur mesela: http://www.earthlings.com

    kendini ifade edememek, insanlarin seni anlayamadigini dusunmek tipik bir madde bagimlisi manifestosundan baska bir sey degil. ben insanlarin beni anlamadigini savunmadim hicbir zaman. bilakis insanlara kendimi ifade edememekten duydugum rahatsizligin esiri olmus olmaktan hoslanmiyorum.

    ben, beni yasadiginiz hayatlardan muaf tutun diyebilecek bencillige sahip olmak istiyorum. eninde sonunda her koyun kendi bacagindan asiliyor. kendi kendimin efendisi olma fikrinden de hicbir zaman vazgecmeyecegim icin, isyanlarim hep "birakin beni kendimle ve kendi isinize bakin" seklinde. herseye ragmen hayat guzel. kotu aliskanliklarim, bircok kisiye uygunsuz gelecek davranislarim olabilir. ama benim bilincli olarak uyguladigim davranislarimin kimseye zarari yok. insanlari iyilige yoneltmek icin koca bir yalan uydurmuslar. adini din koymuslar. en cok taktir ettigim seylerden biridir su din denilen zikkim. evet belki koca bir yalan ya da gelmis gecmis en etkili uyusturucu olabilir ama kitleleri bu denli pesinden surukleyen boylesi bir uyusturucu olmasaydi su an yasadigimiz dunya ne durumda olurdu dusunmek bile istemiyorum.

    sonuc olarak kalkip da bakin ben madde bagimlisiyim aciyin bana, sevin beni demiyorum hicbir zaman. birakin beni. ben istedigim zaman sizinle zaten iletisime geciyorum. eger bu iletisimin benim temenni ettigim zamanlarda gerceklesmesiyle alakali bir problemi olan varsa da soylesin iletismeyelim. ben zaten yalnizligimla mutluyum. ama sentetik arkadaslarimla aradamki dostlugun onune kimsenin gecmesine de izin vermem.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 202.
    0
    zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
    ···
  13. 201.
    +2
    @203 madem samimi cevap verdin bende karşılık vermeyi bir borç bilirim ve borcu taksitlendirmeyi sevmem. ödeyeyim o halde hemen

    "bir noktaya kadar tercih meselesi olarak seyredebiliyor. bir cizgi var ve asildiginda iradenle basbasa kaliyorsun"

    tercih meselesi olduğu noktaya kadar irade gösteren birisin ve çizgiyi aştığında başbaşa kaldığın şey iradesizliğin değil mi? iradesizlik insan için yaşam içinde ölümdür. ne kadar irade o kadar dirim, yaşam. tabi iradeyi de harekete geçiren şeyler olmalı ama o ayrı mesele şu an

    ---

    "oldukca varlikli ve sevecen bir ailem var. onlar hicbir zaman samimiyetsiz anturajlarindan gibayet etmediler. ben de kendimi bildim bileli kalabaliktan rahatsizim. elbette benim de yakin, iyi niyetli dostlarim var ama herbiriyle ayristigimiz ortak bir nokta mevcut. malesef empat'im ve bunun farkinda degilken gecirdigim nobetler yuzunden basladim ilk defa uyusturucu kullanmaya."

    ailen bir yaşam biçimine hazmetmeden evet demiş olabilir. mental olarak olgunlaşmadan zengin olmuş köksüz bir küçük burjuva dünyası yaşayanlar yapabilecekleri en iyi şeyi yani gösterişi icra ederler hemen. çünkü düz mantıkla güç ve güzellik budur. sonrasında bu onlar için de sıkıcı bir hal alır ve olgunlaştırılmış bir insaniyete ihtiyaç duyarlar ama bunu yapmazlar çünkü ışıltı sinirlerini uyuşturmuştur

    böyle bir dünyanın en önemli bileşeni elbette kalabalıklardır çünkü gösteriş ışıltı kalabalık olmadan bir halta yaramaz.
    sanırım bu noktada seninle ortak bir sıkıntımız ortaya çıkıyor "kendimi bildim bileli kalabaliktan rahatsizim" demişsin evet bende ve şikayetimin seninle aynı olduğunu sanıyorum. ben bir ülkenin toplumunun her zaman bir kabileler değil de aileler birlikteliği olması gerektiğini düşünmüşümdür. benim aileden çok kalabalık bir sülale etkileşimi içinde yaşadığım çocukluğumdan beri insanlara cevap tavır bakış zeka tak püsül yetiştireyim derken geç denilecek bir yaşta artık yorulduğum için yıkıldığım bir noktada düşünmeye başladım. elimde "ben" dediğim bir şey yoktu. insanların insanlara boğulmaması gerektiğini ve insanların toplum yaşdıbına haz alacak şekilde yavaş yavaş girmesi gerektiğini düşünüyorum. kalabalığa fırlatılarak yaşanılan insan şoku ancak bir beyin karmaşasına yol açıyor sadece. senin bireyleşme talebini boğduğu için ailene kızgın olabilmen mümkün benim gibi

    ve şu dediğinden hareketle "elbette benim de yakin, iyi niyetli dostlarim var ama her biriyle ayristigimiz ortak bir nokta mevcut." ailenin seni alıştırdığı ilişki biçimini aile dışındaki insanlarla varedemediğin için. birey olmak ve topluluğun parçası olmak konusunda terazi ayarlayamadın bir türlü ve ne kendinle ne de insanlarla doyumlu iletişim varedemidiğinden yaşadığın stres seni rahatlatacak bir şeyler aramaya itti oysa bakış açını değiştirmek ve değişimin getirdiği sancılara katlanmak da senin için bir seçenek olabilirdi. sen yaşadığın yoğun stres altında yanlış ata oynadın belliki

    ailenin kalabalıklarla olan ilişkisi aslında gerçek anlamda burjuva olmayla bağdaşmaz çünkü gerçek varlıklılık bence tutkulu bireyi yaratmaya hizmet eden zenginliktir. ailen benim ailemle aynı şeyi yaptı. insana özgü hiçliğin verdiği güvensizlikle kendini aşırı düzeyde toplumsallaştırarak yaşamayı denedi ve bunun getirdiği toplumsallaşma birey olarak yaşama gücünü düşürdü ve yaşamsallıktan uzak bu yapı seni onlardan uzaklaştırdı. ailen halk tipi davranmış çünkü ya önceki kuşaklardan gelen bir zenginlik söz konusu değilmiş ya da önceki kuşakların getirdiği davranış alışkanlıklarını kıramamışlar. senin de payın senin nesline denk düşen gerçeklikte rahatlık içinde gözlem yapabilmek olmuş. onlar bir insan ömrünü tamamlayabilirken sen onlardan şanssız olmuşsun veya diğer açıdan şanslı. aileni içselleştirme biçiminin de senin bugününe etkisi büyük. bir an gelirki kabul edersin ailen yoktur kimse yoktur. onlardan uzaklaşarak kendi dünyanı kurmalıydın. ailen istediğin gibi değilse ısrar etmeyeceksin. sen kaybedersin. aileler değişmez

    ---

    "bilimsel anlamda empatinin ne oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yoktu"

    bilimsel anlamda empatinin ne olduğunu bilseydin belki bugün hayatta olmayı başarmış insanlara katılırdın ama daha ötesini kazanamazdın. önemli olan şey o an seninleydi. farkındalığın seninleydi ama görmeyi istediklerinle birbirine uymuyordu. sorunun bilim veya rasyonalite değil yaşadığın an ve onu etkileyen şeyler. bilgi her zaman bizi kurtaracak kadar yakın aslına bakarsan. bilgi şu an dünyamızı cennet kılacak kadar birikmiş şekilde ama nerde o bilgi? yaşamak denilen şeyin kişisel olması gereğinden ötürü etkisi sınırlandırılmış bilinçli olarak. şu an bildiklerini o zaman bilmen dediğim gibi hayatını kurtarmana yeterdi belki ama insanın yaşamak için bilgiye ve bilmek denilen ama aslında olmayan o şeye ihtiyacı yoktur. mazeretin insan gerçeğinin anlamınca yaşaması açısından geçersiz ama toplumun idealist ve makul bakış açısına uygun

    ---

    "beynimde neler oldugunu bilmediğimden kimseye kendimi dogru bir sekilde ifade edemedim"

    evet anlıyorum bende kendimi ifade edemedim ama sonra yanlışımı buldum. insan yaşayacak ve bedelini ödeyecek o kadar.
    anlatılacak ve anlaşılacak bir şey yok çünkü her davranış şekli bir yaşama şeklidir. ben şu an yaşamıyorum onu öğreniyorum beni muaf tutun diyemezsin hayata

    edit: anlamlandırma çabamın yargılama gibi gözükebileceği bir üslup kullanmışsam biraz bile olsa affola

    ve anturaj için teşekkürler. dağarcık yapmış oldum :PP
    Tümünü Göster
    ···
  14. 200.
    0
    @205 ok panps hadi gorusuruz.
    ···
  15. 199.
    0
    kardes altin vurus yap kurtul
    ···
  16. 198.
    0
    @3 dıbınakoydugumun muallaksi sandalyeden düştüm
    ···
  17. 197.
    0
    @200 insanlari uyusturucuya iten cesitli ama azinlikta sebeplerr var. farkindalik konusunun klise oldugunun "farkindayim" lakin madde kullanimi bir noktaya kadar tercih meselesi olarak seyredebiliyor. bir cizgi var ve asildiginda iradenle basbasa kaliyorsun.
    sorunu yanlis anlamisim ben. boyle bir aciklama yapmayi dusunmuyordum ama olabildigim kadar icten bir sekilde vereyim cevabini.

    oldukca varlikli ve sevecen bir ailem var. onlar hicbir zaman samimiyetsiz anturajlarindan gibayet etmediler. ben de kendimi bildim bileli kalabaliktan rahatsizim. elbette benim de yakin, iyi niyetli dostlarim var ama herbiriyle ayristigimiz ortak bir nokta mevcut. malesef empat'im ve bunun farkinda degilken gecirdigim nobetler yuzunden basladim ilk defa uyusturucu kullanmaya. renkler, notalar, kokular ve bilimum guzelliklerin yogunlugundan rahatsiz olmak ben de istemezdim ama dusunce hizimi frenleyecek bir seylere ihtiyacim vardi. dolayisiyla yedigimin onumde yemedigimin arkamda olmasindan cok daha buyuk bir sorundu bu benim icin. daha once farkina varabilseydim cok daha farkli olurdu ama su an 32 yasindayim ve o zamanlar iletisim caginda degildik. dolayisiyla bilimsel anlamda empatinin ne oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yoktu. beynimde neler oldugunu bilmedigimden kimseye kendimi dogru bir sekilde ifade edemedim. gerisini az cok tahmin edebiliyorsundur. sadece bir yerden baslamak ve start noktana agib olmak yeterli madde bagimlisi olmak icin.
    umarim yeterince aciklayici olmusumdur.
    ···
  18. 196.
    0
    niye üzülelim la, kendi seçimin amk. toprağın bol olsun kanka
    ···
  19. 195.
    +1
    lan sözlükte ne kadar keş, müpteze varmış amk. bir de bi tripler bi haller bi havalar amk.
    kendi mantığınıza oturtmuşsunuz olayları, çek babam çek.

    meth dedin mi Walter White reisi anar geçerim.
    ···
  20. 194.
    +1
    @198 bütün uyuşturucu bağımlıları ağız birliği etmişcesine bu sebebi söylüyor hmmm evet. o farkındalıktan çıkmamak adına bu büyük bedeli neden ödüyorsun. sen de diğerlerinin yaptığı gibi insanın fiziksel işleyişinde sorun yaratmayacak bir bağımlılık gibi sürdürseydin yaşamı. mesela yazar bernard cornwell gibi biri olsaydın ya da... işte örnekler çoğaltılabilir. yoksa insanın fiziksel işleyişinde de mi bir samimiyetsizlik gördün.. bir hücre ne samimiyetsizlik yapmış olabilirki alla alla. golgi aygıtını diğerlerinden aşağı mı gördü hücren. sana bir çeşit şifa diliyorum. yaşayışın içinde şifanın gelebileceği anlamlara uygun şekilde tabi. bu arada soruma cevap verdin sayılmaz ama cevabını kabul ediyorum. neye sahiptin derken nasıl bir para nasıl bir çevre nasıl sevgi ortamı, aile vs vs demek istemiştim
    ···