resimleri eşlemeye başladım birazdan başlıcaz beyler

okunuyormu beyler ?

Garip ama Loganın canı acımıştı ve hatta birazda kan karşısındaki adamın pençelerine bulaşmıştı.karaltıdaki adamın sadece hafif bir şekilde güldüğünü duydu Logan ve işini biraz daha ciddiye alması gerektiğini anladı.
Karanlıktaki adam Loganın tekrar göğsüne pençelerini savurduğu zaman Logan bu sefer bir adım atarak adamın boşa çıkmasını sağladı ve sol elindeki pençeleri adamın kafasına soktu.




Karaltı yere yığıldığı zaman bir şimşek daha çaktı ve karaltının yüzünü kısa bir süre aydınlattı görebildiği tek şey adamın normal insanlara benzediği ve simsiyah bir üniforma giydiğiydi.

Hemen aşağıya inip geri kalanları uyarmalıyım diye düşünüp acele bir şekilde alt kata indi fakat çok geç kalmıştı kim varsa o aşağılık adamlar tarafından katledilmişti. Hemen otelden ayrılıp araziye doğru yöneldi ordan ormana geçicek ve eğer peşinde birileri varsa onları kendi mekanında haklayacaktı.
Nasıl olduğunu bilmiyordu ama o adamların ellerindeki pençeler Logana uzun zamandır yaşamadığı bir duyguyu vermişti.
ÖLÜM……

Bu sırada anahtarları aldığı yerden 3 el ateş sesi geldi. Bir erkek sesi ne istiyorsunuz diye bağırıyordu.


Logan arkasındaki iri kıyım adamla göz göze geldi ve masayı terk edip sesin geldiği yere doğru gidecekken yerden sadece tıp tıp tıp diye bir şeyin sekmekte olduğunu gördü. Sesin geldiği şey bir el bombasıydı ve logan onu gördüğü anda patlamıştı.logan bombanın etkisiyle arkaya doğru uçtu ve yemek salonuna yuvarlandı. Gözünü açtığı zaman köşede oturan iri kıyım adam yerinde yoktu ve nedenini bilmediği bir şekilde adama ne olduğunu düşünmeye başladı.
Logan yerden kalkacağı sırada bütün mühimmatı üzerinde olan askerler gördü wade Wilson onu bulduğundaki askerlerin aynısıydı bu askerler sadece bu sefer beyaz değil siyahlardı.

buraya kadar yazmıştım ama hesap silik yiyince devam etmiyeceğim arkadaşlar çok teşekkür ederim okuğunuz için

Yarım saat sonra Peter Parker ile Stark Kulesinde buluştular.
Beni neden buraya çağırdınız Bay Stark sizin için ne yapabilirim diye sordu peter parker.
Tony stark Loganı gösterip Peter bu Bay Logan,OSCORP ile ilgili bazı bilgilere ihtiyacımız var dedi.
Bay stark ben OSCORP ta sadece staj görüyorum maalesef her departmana giriş iznim yok.
Belki senin değil ama şu örümcek dostun girebilir dedi Albay.
“örümcek adam mı ?” peter biraz rahatsız olmuş gibiydi. Bizim onunla bir arkadaşlığımız yok sadece resimlerini DAILY BUGLE’a satıyorum hepsi o kadar.



Logan Peter ile göz göze geldi.
Sadece resimler mi ? diye sordu Logan.
Evet bay Logan sadece resimlerini çekiyorum. Bu yüzden size yardım edemeyeceğim çünkü örümcek adamla hiç konuşacak kadar yakınlaşmadık sadece şehirde bir olay olduğu zaman bende oraya gidiyorum ve eğer oda gelirse resimlerini çekip gazeteye satıyorum iyi fotoğraf çekmemin mantığı ise uzun mesafe lenslerini tercih etmem hepsi bu.
Örümcek adam ile aramda hiçbir bağ yok... şimdi müsaadenizle yarına yetiştirmem gereken bir projem var
Dedi ve ortamdan ayrıldı. Fakat Logan bu çocukta farklı bir koku farketmişti.
ENDiŞE…..
ENDiŞE VE HEYECAN….

Logan odasına girince kapıyı sıkıca kilitledi ve yatağa kendini bıraktı.
Bu esnada yolun moteli gören uzak bir tepesinde :
- Efendim yolun kenarındaki ufak bir motele girdi sanırım geceyi burada geçirecek
- Tamam o zaman ne yapabileceksiniz bakın bakalım.
- Anlaşıldı efendim
Logan akşam girdiği motelde önce güzel bir duş almış,üstündekileri yıkamaya vermiş ve sabaha kadar artık alışmış olduğu rüyalarla dolu muhteşem bir gece geçirmişti. Sabah olduğu zaman penceresinden uzaktaki dağlara doğru baktı ve manzaranın ne kadar muhteşem olduğunu düşündü.
Acıkmıştı. Aşağıya inip yiyecek bir şey varmı diye bakınmaya gittiğinde yemek salonunda sadece bir kişinin olduğunu gördü saçları dağılmış çokta esmer olmayan bir adamdı bu, siyah bir tişört ve kot pantolon giymiş bu adam gerçekten iri kıyım bir adamdı.




Tabağına et ağırlıklı bir şeyler aldıktan sonra adamın baya bir ilersindeki masaya oturup kahvaltısını yapmaya başladı.

Aynı anda güney amerikada bir köyde:

- tanrım benden ne istiyorsunuz hiçbir şey bilmiyorum ben !!!
- nerde !!!
- gerçekten bilmiyorum bu sadece bu bölgede anlatılan bir efsane sadece kimse gerçek olup olmadığını bilemez
- ben biliyorum ama
- ben bilmiyorum göklerdeki tanrıların bir hediyesi denir. Lütfen ailemi serbest bırakın bilmiyorum.
- Pekala hepinizi serbest bırakacağım yalnız bu efsanenin tam yerini bana söylemelisiniz.
- Efsane cehennem çukurundan bahseder ama tanrılar bu hediyenin başına vahşi bir savaşçıyı nöbetçi olarak dikmiştir.
- Çoook güzel.
- Hayıııırrrrrrrrrrrrrrrrr…..
Ciiiivvzzzzttt…..(6 tane parlak yeşil renkli metal 2 elden dışarı çıkar ve önce adamı sonra ailesini paramparça eder.)

Logan motorundan indi çorak ve kurak bir karayolundan ilerlerken yolun sağ tarafında tozlu ve eski bir motel görmüştü




levhada boş odamız vardır yazıyordu.uyumaya ihtiyacım var dedi kendi içinden danışmaya doğru ilerledi şişman bir adam elinde kocaman bir pizza dilimi yerken logana cevap verdi.
- Söyle bakalım delikanlı ne istiyorsun
- Boş odanız olduğu yazıyor geceyi geçirmek için boş odalarınızdan birini istiyorum
- Pekala tam sana göre bir odam var delikanlı (arkasını dönüp anahtarı alıp logana uzattı)
Logan odasına giderken annesinin elini tutan küçük bir kız gördü annesi logan ve kızının göz göze geldiğini görünce loganın mutant olduğunu anlamış olacak ki kolundan çekip kızı logandan uzaklaştırdı.

Albay stryker tam yerini öğrendim. Grubumla beraber yola çıkıyoruz. Yer şu an bizim bulunduğumuz yerin güneyinde kalıyor.
Profesör loganın xray görüntülerini inceliyordu tüm kemik yapısı adamantium ile kaplanmış bir vücut nasıl hayatta kalmayı başarabilir diye düşünürken insanların mutantlar üzerindeki deneylerin ne kadar sapkınlaşabileceğini aklından geçirdi.

Onlar konuşurken odaya bütün hazırlıklarını yapmış, göreve hazır hale gelmiş olan cyclops , deadpool , colossus,iceman ve storm girdi.
- Evet biz hazırız ne zaman çıkıyoruz.
içeri girdiklerinde pençeleri açık bir şekilde profesörün karşısında duran sinirli loganı görünce bütün grup afalladı. Logan odadan çıktı grup profesöre bakıp adeta bir cevap bekledi.
- Logan tek başına gidecek. Böyle olmasını kendi istedi.
- Nasıl tek başına gidecek profesör. tek başına loganı keklik gibi avlarlar haberleri izlemediniz mi yoksa ? (cyclops bunları söylerken isyan edermiş gibi bir ses tonu vardı)

Logan adama doğru bakıp hırladıktan sonra pençelerini çıkarttı ve köşeyi dönüp ilerledi arkasından da iri kıyım adam ilerledi logan yaraladığı adamı arkaya doğru gönderiyor iri kıyım adamda geride kalanları haklıyordu iyi bir ikili olmuşlardı.
Köşelerden logan ilk çıkıyor arkasından iri kıyım adam ilerliyordu bu şekilde 30 dan fazla adamı hakladılar.




Son bir adam kaldığında logan adamın yakasına yapıştı ve
- Siz kimsiniz beni nerden buldunuz
- Albay stryker (ağzından kan çıkarken ve öksürürken) oscorp (gene ağzından kan çıkarken)
Logan gene aynı şeyi duyunca adamı öldürmeden olduğu yere bıraktı motoruna doğru ilerledi. iri kıyım adam yerdeki askere yaklaştı ve :
“ADALET VE CEZALANDIRMAK ARASINDA iNCE BiR ÇiZGi VARDIR BU KESiNLiKLE CEZALADIRMAK”
Dedi ve elindeki tabancanın tetiğini çekti.

Bu hikaye bitsin büyük ihtimalle punisher hikayesi anlatıcam beyler

Logan ayağa kalktığı zaman etrafındaki tüm askerlerin bir uzvunun kesilerek öldüğünü gördü ölülerin aralarında yaralı olan bir tanesi acı içinde bağırıyordu.
Logan robota dönüp bunu neden önceden yapmadın diye sordu. Vücudunda derin kegibler vardı ve sinirli olduğu her halinden belliydi.
Bu tek atımlık bir şey zaten en sona saklamak istedim.
Yaralı askerin yanına geldiklerinde Logan askerin o haline biraz olsun bile üzülmedi.
War machine dedi yaralı asker robota doğru bakıp seni burada görmeyi hiç düşünmüyorduk aslında dedi.
Logan o robotun adının war machine olduğunu anladı.




War machine ayağıyla yaralı askerin üzerine basmadan sadece ayağıyla bastı.
Logan pençelerini çıkartıp KONUŞ dedi. SiZ KiMSiNiZ ?
Cehenneme git Wolverine dedi yaralı asker.
Ben zaten her gün oradayım dedi ve yaralı askerin bacağına pençelerini sapladı.
Konuş yoksa seni konuşuncaya kadar parça parça edicem.
Asker acı içinde bağırdı ve tamam dedi konuşucam sadece o lanet şeyi bacağımdan çek.
KiNGPiN



diye söze başladı asker Kingpin,Norman Osborn ile beraber çalışarak ViBRANYUM çıkarmak için afr……..

1.5 gün sonra logan güney amerikada olayların geçtiği bölgeye vardı. Ortalıklarda kimseler yoktu sanki hayaletler şehri gibi sadece rüzgar sesi geliyordu.
Logan bu sesin iyi olmadığını düşündü gerçi geçen günlerdeki olaylardan sonra etrafta gülüp eğlenen kişilerin olmasını beklemiyordu.
Etrafına bir göz gezdirdi ve bir bar buldu.
içeri girdi.
içerde çok fazla kişi yoktu birkaç kişi yalnızca
Onlarda televizyonda halen bölgede dehşet saçan saldırganların haberlerini izliyerek mutantlara küfür ediyorlardı.
Tamda loganın istediği bir ortamdı burası.
Barmenden elinde içtiği zaman kamyon çarpmış gibi hissettirecek ne var diye sordu. Fakat barmen loganın yabancı olduğunu hemen anladığı için burada yabancılara içki servisimiz yok dedi.
Logan işareti almıştı.
Biraz daha yaklaş dostum dedi ve adamın burnuna kafa attı.




içerdekilerde kavgaya karıştılar ve kısa sürede ortalık curcuna ya vardı.
O esnada loganın girdiği barı dürbünle izleyen bir başka kişi daha vardı.
+efendim wolverine bir bara girdi ve barda kavga çıkarttı.
+anlaşıldı efendim beklemedeyiz
Logan çıkan kavgadan sonra kendine gelebilmek için bir otele yerleşti.

+Logan sen bir hayvan değilsin
+Logan sen bir hayvan değilsin.
+LOGAAAAAAAAAANNNN !!!

Bir asker yerden kalkmakta olan loganın karnına sağlam bir tekme koydu ve loganın yuvarlanmasını sağladı yüzüstü kalan logan karşısında askerlerden birini gördü. Elinde 6 patlar gümüş bir tabanca olan bu asker logana hatırladığın son şey bu olacak seni tüylü kuçu kuçu dedi.
“hiç hoş sözler değil bunlar özellikle ölmek üzere olan bir kişi için” asker ne olduğunu anlamadan göğsünde launcher mermisi patladı. Adamın göğsü paramparça olmuştu ve karşı duvara iç organları yapışmıştı. Askerlerden biri umutsuzca haykırdı:
- Allah kahretsin bu PUNiSHER !!!




Logan kafasını biraz kaldırınca iri kıyım adamı gördü. Üstünde askerlerinkine benzer bir çelik yelek , bacaklarının yanlarında tabancalar,belinde uzun bir bıçak ve göğsündeki çelik yelekte beyaz bir kurukafa işareti vardı.elinde gene askerlerin kullandığına benzer bir tüfek vardı.
Hemen duvarın arkasına siper aldı loganıda ayağından yanına çekti. Logan ayağa kalktığında iri kıyım adam logana bakarak “zaten düz ayak bir adam olmadığını seni ilk gördüğümde anlamıştım.” Dedi.

Tekrar bir şimşek çaktığı zaman bütün o kaslarındaki yoğunluk boşa gitti. Arkasındaki siluetin aynı kendisinde olduğu gibi ellerinden pençeler çıkmaya başlamıştı. Tam arkasını dönüp bakacağı sırada pencerenin camları büyük bir gürültüyle kırıldı ve pencerenin önündeki adam içeri girdi.
Logan ile karşı karşıya kaldılar. Logan hayvan gibi hırlayarak karşısındaki karaltıya bakıyordu.
Karanlıkta yüzü pek seçilmiyordu ama oldukça iri olduğu belliydi.
Birden o şey oldu….
Karşısındaki adam pençelerini çıkartmaya başladı.
Yeşil parlak metal renkli 3 tane pençe….
Aynı kendisininki gibi….




Önce logan bir hamle yaptıysada karşısındaki sanki onun hareketini önceden okurmuş gibi pençelerinden kaçtı ve loganın karnının üstünden bir çizik açtı.

Wade Wilson koşarak bu ikilinin yanına geldi.
- Logan yakınlarda hiç güney amerikada bulundunmu ?
- Hatırladığım kadarıyla hayır.
- Her şeyi hatırladığına emin misin peki ?
(logan bu arada sinirlenmiş gibi hırlayıp pençelerini yavaşça çıkarmaya başlamıştı)
- Tamam pekala eğer gitmediysen tebrik ederim baban zamanında sıkı çalışıp güney amerikada ne kadar ciksi kadın varsa senin aynından birsürü yapmış dostum. Ne bel varmış adamda lan bütün güney amerikayı elden geçirmiş adam.
- Ne saçmalıyorsun sen
- Benimle gel televizyonda çok ilgileneceğin bir haber var.

Okunuyormu arkadaşlar nasıl gidiyor?

Büyük salondaki haberleri gösteren koca televizyonun sesi açıktı ve önünde çocuklarında olduğu geniş bir kalabalık vardı. Herkes birbirine
“logan’ın kardeşleri yapmış diyorlar”
“loganın ne çok kardeşi varmış”
“Adamların Aynı loganın ki gibi pençeleri varmış”
Gibi konuşmalar geçiyordu.
Ekrandaki haber aynen şunları yazıyordu.
“Flaş haber , flaş haber güney Amerika’da mutant dehşeti 126 ölü , 12 yaralı. Yaralıların durumu ağır. “
Muhabir bir görgü tanığından neler gördüğünü anlatmasını istedi.
- Akşam üzeriydi herkes tarladaki hasat işinden dönüyordu sonra onlar geldi 5 kişiydiler hiçbir sorgu sual etmeden herkese saldırmaya başladılar. Gözleri gönmüş gibiydi önlerine geçen herkesi katlettiler.
- Peki neye benziyorlardı.
- Üzerlerinde siyah bir üniforma benzeri bir şey giyiyorlardı. Hepsinin sağ kulaklarında kulaklıkları vardı ve ellerinden 3 tane parlak yeşil renkte pençe benzeri metal bıçak gibi bir şey çıkartabiliyorlardı. Zaten herkesi bu ellerinden çıkan bıçaklarla öldürdüler.




- Herhangi kullandıkları bir dil var mıydı peki.
- ingilizce konuştuklarına eminim ispanyolca değildi ve sürekli stryker diye birinden bahsediyorlardı.
- Peki çok teşekkür ederim. Güney Amerika’daki mutant dehşeti hakkında soruşturma sürüyor sayın seyirciler. Şimdilik aktarabileceklerimiz bu kadar…… kanal inci haber güney Amerika.