xeno

Film profesörü panpamız adamdır aksini söyleyen madamdır

bununla bi kere seviştik beni ara dedi
ben de çaldırıp kapattım şimdi arıyo ama
cevap vermiyorum, sonuçta seviştim işim bitti

hatırladığım nadir kaliteli über dördüncü nesil yazarlarından.

Seninle bir an, ömre bedel Geçtiğin yollara gönlümü serdim ara sıra gel Gözüne kurban, sözüne hayran Göz göze geldiğim her seferinde, eridi bu can Hayranım, kaşına gözüne maşallah.. Razıyım, çilene derdine eyvallah! Çarpıldım, boyuna posuna bismillah Razıyı çilene derdine ah :(

ESTO ES UNA HISTORIA AMOROSA QUE VIENE DEDICADA PARA TODO EL MUNDO CAMINANDO POR LA VIDA Y ENCONTRANDOME EN UN CAMINO OSCURO Y SINTIENDO Y COMPLACIENDO MIS SENTINIENTOS. :((

Bebegim benim ya
Oyss yirim *

15.10.2013 tarihli kurban bayrdıbınızı kutlar, nice sağlık ve mutluluk dolu bayramlar görmenizi dilerim.

adamsın panpa

pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun. seni görmem imkansız rüyalarım olmasa :(

yalvarırım mektup yaz 5 dakika ayır da. Su serp yanan bağrıma sağlığını duyur da.. :(

bu huur çocuğunun anasını az gibmedim hani. gib gib bitmedi amk yine istiyo yine istiyo. yenilen pehlivan gibişe doymazmış

gözlerinin karası oldu yürek yarası.. ---> bu <--- gönül macerası yaktı beni :(

ulan amcığun oğlukaç tane yürek yedin züt lalesi adamsın böyle devam et yoksa devamlı anana kayarım

inanmadım.. yıkıldım... senin miydi bu düğün?

tanımıyorum ama bi entry siyle gönlüme taht kurdu.

nerden tanıyorsun

hakkını helal et, kendine iyi bak panpa gidiyorum...

insanlar ikiye ayrılır, olağan insanlar ve olağan olmayan insanlar.’ dünyayı değiştirmeye çalışan insanlar ve kafalarında dünyaya ilişkin sorular olmayan, dünyanın neden adaletsiz ve eşitsiz olduğunu sorgulamayan, yeni bir dünya tasarlamayan sıradan insanlar. ama zaten romanın meselesi de olağan olmayan insanlar üzerine kuruludur. olağan olmayan ve olağanı sorgulayan bu insanlar, yine dostoyevski’den alıntılayarak söylersek, “genel olarak yeni düşünceleri olan, hatta yeni denebilecek bir şeyler söyleme yeteneğinde olan insanlar pek seyrek doğarlar, hatta şaşılacak kadar seyrek doğarlar.” olağan olmayan insanlar çok seyrek doğarlar ya da sistem bu insanları kolayca sindirdiği için onların ortaya çıkışı hepten zordur. ama yine romana göre ne garip ve hazindir ki, bu olağan olmayan insanların sonu hep bir trajedi olur. çünkü olağan olan tarafından esir alınmış toplum, bu insanları hasta olarak görüp kendi anormalliğini onlar üzerinden normalleştirme şansını yakalar ve böylece onları birer şizofren algısı içinde sunar.

Bitmesin derdik bu yol yağmurda ıslanırken... Geceler bile gündüzdü seninle beraberken

hem ağır hem centilmen bu iki olguyu dengeli taşıyan risotto yiyen bir amlı sevdim..

uzun zamandır yoqtun qnq nerelerdeydin ;)))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))