1. 77.
    0
    @77 panpa ben o kitabın bir insan tarafından yazılabileceğine inanmıyorum. özellikle de okuma yazma bilmeyen biri tarafından. arapça bilmeyen de kuran okurken şiir gbi nasıl gittiğini farkeder
    ···
  2. 76.
    +1
    @79 beynin bunları okumaya yetmeyip sie çekmeye yetiyorsa burada kimseye akıl verip akıllarını karıştırmaya çalışma o.ç
    ···
  3. 75.
    0
    @1 kardeş mantıklı aslında da çokta kararsızım ya... hep soru işaretlerim oldu allaha sonsuz inanıyorum ama özgürlükçü, modern bi insan olarak müslümanlık hep bana ilkel gelmiştir...
    ···
  4. 74.
    0
    gökyüzü ve yeryüzü katmanlarının 7 tane olduğunu ve bunun kuranda geçtiğini belirten arkadaşlara gülüyorum, geçmiş olsun
    ···
  5. 73.
    0
    @76 ve @78 e de cevap ver

    veremezsen http://www.okullux.com/co...de_ge_en_b_l_msel_olaylar

    http://www.inploid.com/t/...limsel-buluslar-nelerdir/

    bunlara da bak ben yatıyorum ne halin varsa gör bu saatten sonra
    ···
  6. 72.
    0
    @73 @74 @75 evet türkiyede de türedi bu insnalar son zamanlarda. ama avrupada olan ahlaksızlıklar 15-20 yıl sonra türkiyede de görülmeye başlıyor. bu da globalleşmenin olumsuz etkileri.
    ···
  7. 71.
    0
    @76 he amk he he sie
    ···
  8. 70.
    +1
    YAĞMURUN BiLiMSEL OLUŞUMU KURANDA BiLDiRiLMEKTEDiR.
    Kuran'da yağmurun oluşumu ile ilgili aktarılanlarda ise, tam da bu süreçlerden söz edilmektedir. Bir ayette bu oluşum hakkında şöyle bir bilgi verilir:
    Allah, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda Kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler.(Rum Suresi, 48)
    Bilimsel olarak yağmur bu şekilde oluşmaktadır.

    -BiLiM ADAMLARININ KURAN HAKKINDAKi GÖRÜŞLERi

    Kesinlikle gördüğümüz şeyin harikulade olduğunu (belirtmek) isterim. ister bilimsel açıklamayı kabul etsin ister etmesin, gördüğümüz bu yazıları değerlendirmek için bizim sıradan bir insan tecrübesiyle anlayacağımızın çok daha ötesinde bir şey olmalı.
    (Prof. Armstrong, NASA'da görevli astronomi profesörü)

    Kuran'da doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle. En küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kısımlarını görebiliyoruz. Öyleyse Kuran okuyarak ve soruları Kuran'dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabileceğimi düşünüyorum.
    (Prof. Yushidi Kusan, Japonya, Tokyo Rasathanesi Direktörü)

    Kuran birkaç yüzyıl evvel gelmiştir ve ne keşfettiysek teyit etmiştir. Bu demektir ki Kuran, Allah'ın sözüdür.
    (Prof. Joly Sumson, jinekoloji ve obstetrik profesörü)

    (Hz. muhafazid'in) evrenin ortak kökeni gibi konuları bilmesinin imkansız olduğunu düşünüyorum, çünkü bilim adamları bunu son derece komplike ve gelişmiş teknolojik metotlar kullanarak son birkaç yıl içinde bulabilmişlerdir… 1400 yıl önce nükleer fizik hakkında hiçbirşey bilmeyen bir kişi, örneğin; yeryüzünün ve gökyüzünün aynı kaynaktan geldiğini veya burada tartıştığımız diğer soruların cevaplarını kendi bulamaz.
    (Prof. Alfred Kroner, Almanya, Mainz Üniversitesi jeobilim profesörü, dünyanın en ünlü jeologlarından)

    Bu kitap (Kuran)geçmişten, yakın zamandan ve gelecekten bahsediyor. Hz. muhafazid (sav)'in döneminde insanların kültürel seviyesini bilemiyorum ve bilimsel düzeylerini de bilemiyorum. Eğer bu geçmiş dönemde bildiğimiz düşük bilim düzeyi ise ve teknoloji yok ise, hiç şüphe yok ki, bugünlerde Kuran'da ne okuyorsak hepsi Allah'ın ışığıdır. Bunu Hz. muhafazid (sav)'e ilham etmiştir. Böylesine mükemmel bir bilgi olabilir mi diye Ortadoğu'daki medeniyetin başlangıç tarihi hakkında bir araştırma yaptım. Bu Allah'ın Hz. muhafazid (sav)'i gönderdiği inancını daha da güçlendirdi. Ona engin biliminden yakın zamanda keşfettiğimiz küçük bir parça gönderdi. Jeoloji alanında Kuran'la bilimin sürekli bir diyaloğu olmasını umuyoruz.
    (Prof. Palmar, Amerika'da jeoloji alanındaki önemli bilim adamlarından biri)

    insanın gelişimi hakkında Kuran'daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. Ben kesin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri Hz. muhafazid (sav)'e Allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. Bu bana şunu kanıtlıyor ki, Hz. muhafazid (sav) Allah'ın elçisidir.
    (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının Yazarı
    Tümünü Göster
    ···
  9. 69.
    0
    @74 allah adil de degil
    senin kafan az calisiyorsa
    gercek allah i tanirsin
    senin allahin bir sizofrenin uydurmasi
    ···
  10. 68.
    0
    Dinle huur çocuğu o zaman.

    -GÖKYÜZÜNÜN 7 KAT OLDUĞU KUR`ANDA BiLDiRiLMiŞTiR.

    Kuran ayetlerinde evren hakkında verilen bilgilerden biri, gökyüzünün yedi kat olarak düzenlendiğidir:
    Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)
    Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... (Fussilet Suresi, 11)
    Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi,12)
    GÖKYÜZÜNÜN BiLiMSEL OLARAK KATMANLARI
    1- Troposfer
    2- Stratosfer
    3- Mezosfer
    4- Termosfer
    5- Ekzosfer
    6- iyonosfer
    7- Manyetosfer

    -YERYÜZÜNÜN 7 KATMAN OLDUĞU
    Kuran'da yeryüzü ile ilgili verilen bilgilerden biri, yeryüzünün, yedi kat olan gökyüzüne benzerliğidir:
    Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)
    YERYÜZÜNÜN BiLiMSEL OLARAK KATMANLARI
    1. Kat: Litosfer (su)
    2. Kat: Litosfer (kara)
    3. Kat: Astenosfer
    4. Kat: Üst manto
    5. Kat: Alt manto
    6. Kat: Dış çekirdek
    7. Kat: iç çekirdek

    -DÜNYA'NIN DÖNDÜĞÜNÜN KANITI
    Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Halbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Neml Suresi, 88)

    -KORUNMUŞ TAVAN
    Kuran'da Allah, gökyüzünün son derece önemli bir özelliğine şöyle dikkat çeker:
    Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya Suresi, 32)
    Dünya'yı çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünya'ya yaklaşan irili ufaklı pek çok göktaşını parçalayarak yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller.

    -DENiZLERiN BiRBiRiNE KARIŞMAMASI
    Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. ikisi arasında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. (Rahman Suresi, 19-20)
    Akdeniz'de ve Atlas Okyanusu'nda büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve gel-gitler vardır. Akdeniz'in suyu, Cebelitarık Boğazı'nda Atlas Okyanusu ile karşılaşır. Ama bu karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri değişmez. Çünkü iki deniz arasında görülmeyen bir sınır vardır.

    -DEMiRiN iCAT EDiLiŞi
    Demir, Kuran'da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran'ın "Hadid", yani "Demir" adlı suresinde şöyle buyrulur:
    ... Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)
    Demir icat edildikten sonra geçmişten günümüze kadar demirden yapılan eşyalar, araçlar,yapı malzemleri gibi... yararlı buluşlar keşfedilmiştir. Yani Allahın yardımı Olmasaydı Teknoloji ilerleyemezdi.

    -ATOM PARÇACIKLARINI BiLDiRMESi
    ... Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır." (Sebe' Suresi, 3)
    Tümünü Göster
    ···
  11. 67.
    0
    siz bir yaşama gelme amacınızın olduğuna inanıyorsunuz, özel olduğunuza öyle olmasa bile bir sebebinin olmak zorunda olduğuna, dini bütün kişilere daha fazla güveniyorsunuz, iman ediyorsunuz, baktığınız herşeyin bir yaratıcı tarafından yapılmak zorunda olduğuna inanıyorsunuz. çünkü öyle olmalı... aksini kabullenemezsiniz çünkü ne şekilde olduğunu bilmediğiniz bir gurur mekanizmanız var, bir inanç ... burada yazanlar ve yazılanlar hiçbirşey ifade etmiyor. yazdıklarınız hiç kimseye miras kalmayacak veya hiç kimsenin düşüncesini değiştirmeyecek. istediğiniz kadar bilgisi olun büyük işlr yapın dünyayı ele geçirin tek son ölümdür. öldünten sonra hiç bir amaç ve üst dünya yoktur. bir yokluğun içerisindesiniz ancak bu cümleler bütününe yine geri kalmış kelimeler ve kanıtlar topluluğu ile saldıracaksınız... ve bu da birşey değiştirmeyecek.
    ···
  12. 66.
    0
    @71 benim öyle bir yükümlülüğüm yok. benim yükümlülüğüm de açık kadına bakmamak. ne kadar yapabildiğim tartışılır ama herkesin görevi ayrı. tekrar söylüyorum allah eşit değil adildir.
    ···
  13. 65.
    0
    @72 öyle mi acaba üsküpte insanlar kapılarını kitlemeden yatıyorlar türkiye'de ne oluyo hayvanın teki 12 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ediyor ve cezalandırılmıyor eğer ahlaktan bahsediceksek bunları belirtmek istedim
    ···
  14. 64.
    0
    @72 pid0fili bir hastaliktir
    normal bir birey cocuk gibmez gibemez
    ···
  15. 63.
    0
    @72 cocuk tacizi
    tecavuz gibi olaylar turkiyede tavan yapti
    tam tersi en cok cocuk ferresi aratan ulkelerdeniz
    ···
  16. 62.
    0
    @67 avrupada aileler yabancılara çocuklarını bile sevidrmez çünkü taciz ve tecavüz çok fazla. ama türkiyede herkes en azından gülümser o çocuga. ve çogu insanın aklına gelmez kötü şeyler. avrupa bilim ve teknoloji olarak ileri olsa bile ahlaken bizden çok daha geridir
    ···
  17. 61.
    0
    @68 e hani sactan tahrik olunuyor diye

    allah kadinlara eziyet ediyordu?
    Bir gun sadece birgun bir yaz gunu
    kafana bere tak 6 saat gez
    ···
  18. 60.
    0
    + rep panpa
    ···
  19. 59.
    0
    @54 Parmak izinin tarihçesiyle ilgili ortada dolaşan yorumları şöyle özetleyebiliriz:

    a. Milattan önceki yüzyıllarda, mağara duvarlarında bulunan parmak izleri bu yöntemlerin ne kadar eski olduğunu hayal etmeye yardımcı olabilir sanırım. Mağara duvarlarına balçıkla parmak izleri bırakılmakta, sadece daha önce dost olduğu tespit edilmiş parmak izi sahipleri ikinci bir balçık deneyinden sonra mağaraya almışlardır. Yine milattan önceki yüzyıllarda Çinliler parmak izlerini güvenlik ve kimlik tespiti amacı ile kullanmışlardır.

    b. Tarih öncesi devirlerden beri hatasız kimlik teşhisi yapabilmek için birçok yöntem kullanılmıştır. Suç işleyeni ifşa etmek amacıyla, damgalama veya elin üst kısmını metal kızgın bir mühürle dağlamak, eski uygarlıklarda kullanılmış olması buna örnek gösterilebilir. M.Ö 5000’li yıllara ait tarihi kalıntılarda parmak izi figürlerine rastlanmıştır. M.Ö 1750’li yıllarda Babiller ve M.Ö 600’lü yıllarda Çinlilerin özellikle sahtecilik olaylarını önlemek amacıyla parmak izlerini kullandıklarına dair tarihi vegibalar vardır.

    Bu bilgiler şöyle de ifade edilmiştir: Sahtecilik olaylarını engellemek için parmak izinin imza yerine kullanımı M.Ö. 1742-1750 yıllarında Babil Krallığının Hammurabi yönetimi dönemine kadar uzanmaktadır.(Aylmer, 1987) Bu döneme ait çivi yazılarının bulunduğu topraktan yapılmış tabletler üzerinde parmak izi resimleri bulunmuştur. Bu şekilde insanlar eserin kendilerine ait olduğunu ispatlamaya çalışmış ve bu konuda olabilecek sahtecilik olaylarının önüne geçmeyi hedeflemişlerdir. Parmak izlerinin bu şekilde kullanılışı, Babillilerin parmak izinin “kişiye özel”olduğunu ve “değişmezlik” özelliklerini bildiklerini göstermektedir. Bu döneme ait çivi yazılarından Babillilerin gelişmiş bir medeniyete sahip oldukları, kamu yönetimi, matematik, astronomi, fizik, kimya ve diğer bazı bilimlerle ilgilendikleri anlaşılmaktadır. (Aylmer, 1987).

    c. Tarih öncesi devirlerden beri insanlar kullandıkları el aletleri, silahlar ve eşyalar üzerine çeşitli resimler ve figürler çizmişlerdir. El ve parmak izleri de çok sık kullandıkları resim ve figürler arasındadır. Şimdiye kadar en eski parmak izi resmi 1939 yılında bulunan, Fransa’nın Britanya Yarımadası açıklarında neolitik devirden kalma (M.Ö. 5000) dolmenlerin üzerindeki resimlerdir. Eski Amerika’da “Nova Skotia” da Kızılderililer de el figürleri ve parmak izleriyle ilgilenmişlerdir. Bu döneme ait kayalar üzerine oyulmuş bir mezarda, el figürlerine ve bu figürlerdeki parmak uçlarında parmak izini oluşturan papil hatlarını gösteren çizgilere rastlanmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 58.
    0
    @63 olabliir panpa ama hakkıyla örtünen kadının bunda bi suçu yok. ben onları aratan insanlarda o videoları çekenlerde art niyet ararım.
    ···