-
1.
+1 -1Edit: Tek entrydir bitmistir.
Sukularinizi ekgib etmeyin daha çok hikayelerim var
üniversitenin ilk yıllarında 2 yakın arkadaşımın yıllar süren ısrarına dayanamayıp, izmir'de ünlü bir ablaya fal baktırmaya gittik. fala inanmama gibi bi durumum kesinlikle söz konusu değil, bilakis annemin baktığı kahve fallarından nokta atışı sonuçları gördüğüm için, açıkçası bu ablaya fal baktırmak istemiyordum. biraz da korkuyordum söyleyeceklerinden. neyse gittik 3 arkadaş, ben en son gireyim falan modundayım.
ilk önce kız olan arkadaşım girdi. girmesiyle çıkması bir oldu odadan. yüzü bembeyaz. ne oldu dedim. diğer arkadaşın gelsin , en son gelmek isteyen çekinen gelsin hemen demiş kadın. bunu duyunca bir ateş bastı beni de. sizin yapacağınız işin ifadesiyle arkadaşlarıma kızarak odaya girdim. kadın gülümseyerek hoş geldin dedi bana. korkma, sakin ol diye uyardı. bir yer gösterdi karşısında oraya oturttu beni. şüphe görüyorum sende dedi. annem hariç kimsenin bilmediği bir olayı anlattı. tahminim o ki yüzümün renkten renge girmesinden yanındaki kaptan bir bardak su verdi. suyu verdiği kap o kadar pisti ki içemeyeceğimi farkettim.
o anda kadın hepsini içmeyeceksin zaten dedi 3 yudum aldırdı bana. önündeki boş kaba kalan bardağımdaki suyu döktü. içinde taş demir parçaları gibi olan bu kaba bakıp, anlatmaya başladı. geçmişim, geleceğim ilgilendiğim şeyler. artık ikna olmuşken, oğlum senin hayatın çok zor geçecek haberin olsun dedi. ailemden işlerimizden bahsetti bana.
bir evden bahsetti. o evde bir kedimin olacağından bahsetti. bende hayvanlarla aramın pek olmadığını söyledim. tamam zaten yine geleceksin dedi. biraz daha gerilip çıktım. diğer arkadaşlarım girdi, hepimizin işi bitince çıktık oradan hızlıca da uzaklaştık 1 saat falan kimse kimseyle konuşmadı. biraz normale dönünce kadının hepimizin çoğu şeyi bilmesine şaşırmış olarak nasıl yaptığına dair şeyler düşünmeye başladık. 1-2 hafta gündemimiz bu oldu sonra unutuldu.
bu anlattığım olaydan 3 yıl sonra bir kedi edindim. ve 2011 senesinde bu kediyle birlikte özkanlarda bir eve taşındım. evi sadece kuzenimle ben taşıdığım için acayip yorulmuştum ve ortalığı da toplamadan ilk uygun gördüğüm yere yattım. saat 4 gibi kedimin miyavlamasıyla uyandım. kedim normalde konuşkan bir ırka sahip siyam kedisidir. bunlar kendi kendine bile yarım saat miyavlar. ilk önce umursamadım miyavlamasını da sonrasında farkettim ki bir sorun var.
kedinin bulunduğu salona gittim ışığı yaktım. kedi sahibi olanlar buna benzer bi durumu görmüşlerdir. kediler heyacanlandığında, korktuğunda başka bir kedi gördüklerinde saldırma pozisyonuna geldiklerinde sırtlarını kamburlaştırıp vucudunu dikleştirip sert bir şekilde miyavlar. kedim aynı bu şekilde önündeki bir noktaya miyavlayıp tırsarak patisiyle vurmaya calışıyordu. ben de doğal olarak tırstım ki ne tırstım . bütün ışıkları açtım. kedim beni gördü ona rağmen hala o havada patisiyle bir şeyler yapıp hırlar gibi miyavlıyor.
kediyi kucağıma aldım, kaskatı bir vücut hala miyavlama ve o noktaya hareketler devam ediyor. evden cıkayım diyorum. kediyi bırakamam bir şey olur diye. inanın o korkulu süreçte kediyi de alıp evden dışarı çıkmak aklıma gelmedi. sinirlerim boşaldı ağlamak üzere iken bir sigara aldım masanın üstünden. çakmağı yaktığım gibi kedi sustu. sigarayı içtim mi yedim mi anlatamam artık. sabahı ettim düşünerek. içeri gidip yatamıyorum da. sonra sabaha karşı sızmışım salonda kucağımda kedi.
sabah 10 gibi iki arkadaşım geldi. kahvaltı yaptıktan sonra, evi toparlamak için yardıma gelmişlerdi. beraber kahvaltı yaparken durumu anlattım. zaten yüzümden de gecenin pek iyi geçmediği anlaşılıyormuş. anlattığım gibi abi falcı dedi arkadaşım. falcı deyince elim ayağım titremeye başladı. kadının bana anlattığı ev ve kedi için söylediği cümleler şu şekildeydi kelimesi kelimesine.
bir zaman sonra ailenden birinin maddi durumu çok bozulacak, bu sizi de etkileyecek borçlarınızı ödemek için çoğu şeyinizi satacaksınız. sen bir ev değiştireceksin. o eve bir kediyle gideceksin. o evin kapısı büyük bir salona açılacak, salondan ayrı bir bölmeye açılan bir kapıda 2 oda bir banyo olacak. o evden korkma
bu falcıya gittikten 2-3 yıl sonra ben bir yavru siyam kedisi edindim. tamamen spontane gelişen bir şeydi. dayım o dönemde toptancılıkla uğraşıyordu. depoyu doldurmak için annemin kredi kartıyla toplu alım yapıyordu. işleri bir anda kötüleşti, kredi kartlarındaki yüklü borçları ödeyemez konuma gelince kredi kartları patladı. sattık elimizdeki avucumuzdakini, klagib bi taka yaramayan dayı yani genelde her ailede bulunur. bende ucuz kirası olan bi ev arıyorum. denk gele bi ilan buldum netten. aradım. emlakçı ev çok eski yalnız şimdiden söyleyeyim dedi. girdim baktım cidden ev çok eskiydi ama çok merkeziydi tuttum.
tuttuğum ev kadının tarif ettiği gibi, kapısı büyük bir salona açılan ve salonun bir köşesinden başka bir kapıyla 2 oda bir banyo ve antreye açılan ayrı bir bölümlüydü.
arkadaşım abi falcı dedikten sonra, benim jeton hatta bizim jeton hepimizin o anda düştü. eve baktım aynı kadının dediği gibi. kediye baktım. ha gibtiri çekip arkadaşıma falcıya ulaşmasını geleceğimi söylemesini istedim. 2 saat sonra falcıya gittim hoş geldin dedi yine aynı gülümsemeyle. direkt konuya girip, yıllar önce geldiğimi ve bana yukarıda yazdıklarımı söylediğini söyledim. o da biliyorum biliyorum dedi. dediği gibi bir eve taşındığımı ve bir kedimin olduğunu, kedimin dün gece değişik tepkiler verdiğini söyledim.
kadın yine geleceksin diye söylemiştim sana değil mi dedi, evet dedim. evde kedinin korktuğu şey eve bir daha gelmeyecek dedi. ne olduğunu sorduğumda kötü bir enerji diye bilsen yeter mi dedi? yetmez ben hemen taşınacağım ordan dedim. taşınmana gerek yok, sizin oraya gitmeniz gerekiyordu, onun gitmesi için dedi. gelmeyecek artık dedi. o kim niye biz diye soru sorarken, git evine şimdi dedi. adaçayı tutuşturdu elime. bunu bir kaba koy evin tavan köşelerinde yak. dumanın çok çıktığı köşelerde ateşi söndürüp tekrar yak ve ev sahibine söyle o salonun yıktırdığı duvarını yaptırsın dedi.
nasıl bir mallıksa hipnotize olmuş gibi çıktım ordan. arkadaşlarıma durumu anlattım. elimde adaçayı eve gittim. bir kaba onları koydum. evin tavanlarına doğru yakarak dumanın çok çıktığı yerler oldu. orada ateşi söndürüp tekrar yaktım. kokusundan mıdır nedir evin havası nasıl değişti anlatamam.
arkadaşlarımla hemen cıkıp, emlakçıya gittim. abi dedim bu evin sonradan yıkılmış duvarı var mı? adam bilmiyorum ben dur ev sahibini arayalım dedi. ev sahibi yıllar önce site ilk kurulduğunda bi daire almış. uzun yıllar oturmuş, 130 metrekare ev 3+1'imiş eskiden. salonun bir bölümünde küçük bir oda varmış bu oda bebek odasıymış. adamın karısı hamileyken düşük yapıyor 7 aylıkken. adam'da hanımı bebek odasını gördükçe kötü oluyor diye de odanın duvarını yıkıp salonla birleştirmiş. emlakçı bunu sorunca adam işgillenip neden soruyorsunuz demiş ben de falcıyı karıştırmadan rüyamda gördüm abi duvar vardı salonda dedim.
emlakçıdan çıkınca bu sefer falcıyı aradık, anlattım durumu. evladım ben biliyorum zaten bana niye anlatıyorsun dedi. fırçaladı beni bir de. dediklerimi yaptın mı dedi, evet dedim. tamam huzurlu huzurlu yaşa şimdilik deyip kapattı.
bir hafta sonra ev sahibi beni cep telefonumdan aradı, evden bi şikayetim olup olmadığını sordu. yok abi dedim. bizim hanım o evi sevemedi gitti uğursuz derdi çok acı çektik o evde ama satmaya da kıyamıyoruz , inşallah sana hayırlı gelir . duvarını da yaptırırım kafana takma. rahat rahat uyu dedi.
ben cidden o evde hayatımın huzurlu günlerini yaşadım. o evden askerlik için ayrıldım. arada sırada önünden geçiyorum hala boştur. şimdi düşünüyorum kadının bana anlattığı şeyler bilinçaltımda kaldı, ondan kedi aldım, ondan öyle bir evi tuttum diyorum tam evet evet kesin bilinçaltı derken hagibtir amk diğerleri neydi o zaman diyorum.
başlık yok! burası bom boş!