yeniliyorsun

gözlerindeki kaltaklığı sezinleyince önüme döndüm, selam verdi, yüzümü hiç ona dönmeden selam dedim ben de.
"güzel söyledin, seviyorum o şarkıyı" dedi.
soğuk bir tavırla teşekkür ettim,
"oturabilir miyim" diye sordu.
"hayır" dedim.
pişkin pişkin gülerek yanıma oturdu, yüzüne dönüp tiptip baktım.
"neden konuşmuyorsun" dedi.
"şarkıyı dinlemeye çalışıyorum farkında mısın?" diye sordum.
"aman iyi be salak" deyip kalktı yanımdan.
giblemedim, sahnedeki kıza bakıyordum ben, çok güzeldi, gözlerimi ayırmak istemiyordum.
o anda şarkı bitti, spotlar kapandı ve kız yerine oturmak üzere harekete geçti.

kalktım, yanına gittim, karşısında dikildim, ağzımdan bir şey çıkmadı, kız meraklı gözlerle bana bakıyordu.
meraklı gözlerden çok "sen hayırdır dıbına koduum" der gibi bakıyordu.
5-6 saniyelik sessizliğin ardına "merhaba" diyebildim.
yüzü buruşmuş bir vaziyette "merhaba" dedi o da.
hiç memnun değildi bu olaydan sanırım.
"bir içki ısmarlayabilir miyim?" diye sordum.
omzumda bir el hissettim, arkamı döndüm.

"hayırdır birader?" diyen 30lu yaşlarında kirli sakallı, kalıplı 1.85 boylarında bir adam karşımdaydı.
"hayırdır?" diye karşılık verdim.
"ne yaptığını sanıyorsun?" dedi.
"güzel bir kadına içki teklif ediyorum?" dedim.
"ahaha, gibtirtme içkini toz ol şurdan" dedi.
"ne diyosun sen dıbına koyim,sen kimsin lan?" dedim.
kızın "erkek arkadaşım o benim" demesiyle olayı ayıktım.
fakat çocuk inceden dingildi, üstelik gider de yapmıştım, geri dönüşü var gibi görünmüyordu hiç.
"lan gibtir git" deyip yakamdan çekti, elini çeker çekmez kafa attım huur çocuğuna.
vardır böyle öfkelenmelerim, sakin görünür, babyface olurum ama beklenmedik anlarda kafa topuna çıkarım.
fakat şöyle bir aksilik vardı, adam 2-3 adım kadar geriledi, gerilmenin hızıyla bana çok sağlam bir yumruk çıkarttı ve yerdeydim, yerde 7-8 sağlam tekme yedikten sonra çevredekilerin ayırması,bir kaç kişinin beni ayağa kaldırmasıyla tuvaletin yolunu tuttum, üstelik yolda giderken az önce yanıma gelen kaltağın bana bakıp; "oh olsun huur çocuğu" bakışı attığı gözümden kaçmadı.
tuvalete indim, teşekkür ettim yanımdakilere, fakat çocuk güzel dövmüştü beni, ayılmıştım biraz.
çişimi yaptım, yüzümü yıkadım ve yine dışarıdaydım.

saat 01:30 civarlarıydı, yorulmuştum yavaş yavaş,eve gitmek istiyordum biraz da.
fakat cebimde trilyonlarım da olsa bir taksiye eve gitmek için 150 lira verme taraftarı değildim, sabaha kadar buradaydık, belliydi.
ve ben açtım üstelik, nerede yemek yiyecektim lan, beşiktaşta vardı bu saatte açık yerler biliyordum ama taksimde neresi vardı, istiklal'in girişine yakındım zaten,mc'de oradaydı, koştum,5 dakika sonra oradaydım ve mc açıktı.
normalde hamburger yiyeceksem burger king'i tek geçerdim fakat şu an gecemi geçirecek yemeğimi yemeliydim ve burger king erken kapatıyordu.
girdim, sipariş vermek için kasaya yöneldim.
kasiyer kız "kapatıyoruz maalesef sipariş alamıyorum" dedi.
"nasıl sipariş alamıyorsun ? saat 02:00'a kadar açık diyor ?" dedim.
"evet efendim fakat temizliğimizi yapmaya başladığımız.."
sözünü kestim ;
"ya benim yemeğimi verin, içeride yemem gerekmiyor" dedim.
peki efendim(somurttu huur) ne istemiştiniz?
işte bu düşündürücü bir soruydu, girmeden önce seçmeliydim yiyeceğimi.
ulan ben fakir bir çocuktum,ben bir yere girer, menüye bakar, cebimdeki paraya göre hareket ederdim küçüklükten beri, neyse ki param vardı.
daha önce tattığım ve doyurucu olduğu kanısında pek çok insanla hem fikir olduğum bir menüyü seçtim.
"mega mac ve süper boy içecek+patates istiyorum yanına da 12li nugget lütfen" dedim.
ücretini ödedim,30 lira tutmuştu dıbına koyim,o parayla 1 hafta geçinen aileler vardı, dramaya da gerek yoktu, param vardı ve harcıyordum.
cebimde de son 200 liram kalmıştı zaten,1 ay ne tak yiyeceğimi başta merak edip sonra gibtir ettim ve anın tadını çıkartmaya başladım.

Okuyalim hemen

siparişimi aldım,dışarı çıktım ve gezi parkına doğru yöneldim.
gezi parkına vardığımda çıkarttım yemeğimi ve yedim bir güzel,gerçekten doymuştum,çimlerde uzanıp bir sigara yaktım ve telefonumdan bir şarkı açtım,dinlenmeliydi bu,kalmamalıydı yıldızsız gökyüzü;

http://www.youtube.com/watch?v=t-YJyffWh3s

gökyüzündeki yıldızları seyrediyordum,çok değilleri ama bana yetiyorlardı..

Cok kisa yazmışsın panpa biraz uzun yaz ya la.

sağdan soldan sesler geliyordu, giblemedim pek, dünya umrumda değildi ama sanırım ben birilerinin umrundaydım.
gözlerim kapalı şarkımı dinleyip sigaramı içerken başıma birinin geldiğini hissettim, telefonum kucağımdaydı ve ellerimle kenetlemiştim.
birinin omzuma ayakkabısıyla dokunduğunu hissettim, gözlerimi açtım 2 kişi vardı başımda 16-17 yaşlarında 2 tane çingene çocuğu vardı, elinde de bir kese kâğıdı vardı birinin, sanırım bali çekiyorlardı, hoş tiner olsaydı kese kâğıdından akardı dıbına koyim.
ani bir refleksle ayağa kalktım, kafaları yerinde durmuyordu binlerin, sallanıyorlardı.
binlerden biri net olmayan boğuk bir ses tonuyla, sarhoş aksanıyla "telefonu ver" dedi.
b:ben
p1(1.bin)
p2(2.bin)

b:bana mı dedin ?
p2:sana dedi başkası mı var burda amcık
b:(gülümsedim) beyler hadi gibtir olun gidin, kafamı bozmayın.
p1:bozarsak nooolcak ?
p2:he nolcak ?
b:(töbest, kafayı sağa çevirdim) bak bir daha söylüyorum, gibtirin gidin şurdan.

1. bin bıçak çıkarttı bir tane 10 cm'di bıçak sapıyla beraber, gözüm pek korkmadı açıkcası,lan nasıl korkmadı dıbına koyim hayatımda ilk defa biri bana bıçak çekiyordu, gibeyim böyle işi lan.

p1:çıkart cüzdanını telefonunu giberim seni.

hangi akla hizmet yapmıştım bilmiyorum ama, cesurdum lan o an,içmiştim de gün boyu, hayatımın en güzel gününü yaşamıştım,o dakika ölsem gam yemezdim, bıçağı saplasalar ambulansı bile aramazdım amk.

telefonumu cebime koydum, bıçağı çeken bine doğru yürümeye başladım, hayatında yiyemeyeceği bir tekme attım huur çocuğuna,tam karnına düz bir tekme çıkarttım, yere düşüp 4-5 takla atmıştı pekekent.
arkadaşına döndüm, sinirlendim bayağı lan, öfkeli yapımı orada yakalamıştım,ve bam bir sağ çıkarttım o muallakye de,yere düştü, çıktım üstüne ağzını yüzünü dağıttım huur çocuğunun, dayak yemiştim zaten, hırsımı bu muallaklerden çıkartayım dedim bari.
bıçağı çeken bin cebinden düdük çıkarttı ve düdüğü çaldı.
niye çaldı bu dıbını gibtiğim bunu dedim, sonra beynimde şimşekler çaktı ve içimden kocaman bir hasgibtir çektim, devasa bir hasgibtirdi bu.
yannanlara geliyordum ve bu defa gam yememe mevzu bahis olamazdı, evvelimi gibeceklerdi orada.
ayağa kalkmamla var gücümle koşmam bir oldu, koşarken ağzına sıçtığım çocukların yanına 1-2 kişi geldi çocuklar beni gösterdi, koşuyordum,peşimden koşmaya başladıklarını gördüm.
hayatımda öyle koştuğumu hatırlamıyorum, usain bolt yanımda olsa ayakta alkışlardı, noter olsaydı oralarda bir yerlerde rekoru tastiklerdim, istiklal caddesi yönüne koştum peşimdeki kişi sayısı 5-6'yı bulmuştu.

istiklalde koşmaya devam ettim, polis kulübeleri(kulübe dediğime bakmayın dıbına koyim prefabrik plastik yapılardan değil, baya benim odadan lüks yerler amk)nin oraya gelip durdum, soluklanıyordum.
polis çıktı içerden hayırdır dedi, arkamdan koşanlar da durdu biraz gerimde beni izliyorlardı.

b:abi çingeneler kıstırdı ilerde paramı istedi vermedim bıçak çektiler kaçıyorum.
p:tamam geç içeri
b:eyvallah

elemanlara bağırdı, dağılın diye çocuklar gerisin geriye yürüyerek yukarı çıktılar.
içeri geçmiştim, polisde geldi benden sonra, hayırdır bu saatte buralarda ne yapıyorsun dedi, hikâyeyi ona da anlatamazdım, hele sabahki eylem ve polis tekmesinden sonra beni kapar giderdi muallak, gerçi sanmıyorum söylesem bir gib olacağını da neyse, söylemeye luzum bulmadım.
evimin beşiktaşta olduğunu ve kız arkadaşımı bıraktığımı, sonra da yürüdüğümü söyledim.
çay verdi bu sırada ben de ona bir sigara ısmarladım.

yarım saat kadar kalmıştım orada, daha sonra çıktım.
saat 02:25di,sabaha kadar ne tak yiyeceğim diye düşünürken sabaha kadar açık olan barlar geldi aklıma.
hayal kahvesini herkes övüyordu, bence güzel bir yer değildi ama gidecektim,en azından yakınlarında da bir yerler vardır diye düşündüm.
rotam belliydi, hayal kahvesine gidiyordum.

hayal kahvesine girdim, çok boğuk mekândı, çok dardı dıbına koyim bi kere, neyse dolu dolu değildi, grup halinde gelen arkadaşlar,bir kaç hıyar ve zengin binlerinin etrafını sarmalamış kızlar falan vardı.
içerideki güvenliğin yannan yannan bakması en sinir bozucu mevzuydu,ne bakıyosun dıbına koyim, takılmaya gelmişiz.

sigara içme alanıyla, içmeme alanının ayrı olması ayrıca sinir bozucu.
yaktım bir sigara, biramı içmeye başladım, bira komasına az kalmıştı zaten, saymamıştım kaç tane içtiğimi gerçi, çok değildi galiba, umrumda da değildi, çok uzattım dıbına koyim.
biram bitmişti, bara oturdum,bir bira daha aldım.
yanda bir tane kız vardı, bana baktığını farkettim,ama ona bakmıyordum, niye bakmıyordum ki dıbına koyim,mal mıyım ben.
kafamdaki bu kendime ettiğim hakaretten sonra yüzümü kıza döndüm,25-26 yaşında görünen güzel bir hatundu, birasıyla çerezi vardı önünde, birasını ve sağ kaşını bana kaldırdı, derin bir yudum aldı.
gülümsedim, kafamla yanıma çağırdım, giblemedi dıbına soktuğumun karısı.
2 dakika geçmeden yanımdaki koltuğa geçti, bakmadım yüzüne, birası bitmişti,bir bira aldı.
içeride çalan gibkomtrik müzik asabımı bozuyordu,hay dıbınıza koyim sizin.
döndüm, bana bakmaya devam ediyordu, gözünü almıyordu şırfıntı.
barmen de bana bakıyordu yannan gibi.

selam verdi.

biramdan derin bir yudum alıp ben de ona selam verdim, konuştuk biraz.

hatundan bahsedeyim biraz.

32 yaşındaymış, şimdi adını vermeyeceğim bir şirkette genel müdür yardımcılığı yapıyormuş, para taktu yani hatunda.
uzun röfleli saçları, yeşil gözleri vardı.
saçları belinin 1 karış falan üstündeydi, dalgalı saçları vardı.
muhabbetimiz iyi geçmiş, saat ilerlemişti.
saat 3'ü geçiyordu artık, çıkıp biraz yürümeyi teklif ettim.
dışarı çıktık, koluma girdi, kafası inceden çakırdı, benim de öyleydi, bana yaslanıyordu bir de kaltak..
biraz yürüdük, sakin bir yere geldik, kolundan tutup önüme aldım, yapıştım dudaklarına hatunun,o da yapıştı, tabiri caizse;hunharca yiyişiyorduk.
durdu hatun sonra, tuttu elimden, çekiştire çekiştire zütürüyor, nereye demedim.
biraz yürüdükten sonra çantasından anahtarı çıkarttı ve arabası öttü,vay anasını gibeyim hatunun audisi vardı.
a6 idi seviyordum bu arabayı, arabaya bakarken "ne bakıyosun binsene" dedi.
atladım arabaya..

?

Naptin hikayeyi oç

huur cocugu hadi.

yol boyunca yüzüne bakmadım, hafif bir müzik çalıyordu arabada, camı açtım, rüzgâr esti biraz yüzüme.
10-12 dakika kadar gittik, daha sonra güzel bir hamleyle arabayı park etti.
arabadan indik, kapıya yaslandım, önüme geldi, gülümsedim zütoş zütoş, dudaklarımız dansa tutuştu bir kaç dakika..

devam et dıbına koduğum

öpüşmeye devam ediyorduk ve erekte olmuştum, sokağın ortasında apartmanın kapısında yiyişiyorduk, camlarda bir kaç kişinin yüzünü görünce durdum, insanların bize baktığını söyledim, aynı şekilde elimden tutup çekiştirerek apartmanın giriş kapısından soktu beni, şansıma burada asansör vardı, asansöre bindik ve 4. kata çıktık, anahtarlarını çıkarttı, kapıyı açtı ve eve girdik.

senin yazma hızını gibeyim

yazana kadar başlığı uplatırım