yüzümdeki yara izinden nefret ediyorum binler

insanlar yüzüme bile bakmaya korkuyorlar. Kimse ise hikayesini bilmiyor bu yaraların mk.Çevremdekiler dışında bitek size anlatıyorum bunu.

3 sene önce bir arkadaşım aramıştı. Uzun süredir haber alamıyordum binden. Şaşırmıştım açtım telefonu alo dedim ses yok muallakden sadece nefes alıp verme sesi geliyordu. Koduğum yine dalga geçiyor sandım sinirlenmiştim. Cevap vermiyor üstüne şşşşşş diyip duruyordu. Gece gece bi de bu binle mi uğraşacam dedim kapadım telefonu. Tekrar çaldı biraz sonra, gene muallak cem arıyordu. Koduğumun derdi neydi bilmiyordum ama iyice sinirlenmiştim yavşağa. Açtım telefonu ve küfretmeye başladım. Karşıdan bir iç çekiş ve gülümseme sesi geldi.
Artık korkmuştum kapadım hemen telefonu amk. Neden aradı diye düşünüyor yaptıklarına anlam vermeye çalışıyordum binin

Sabah olunca abisini arayıp yavşağın yaptıklarını anlatmaya karar verdim. Sabah 8 e kadar bekledim rahatsız etmeyeyim diye. Abisi işe gidiyordu elbet 8 de uyanmış olur diye düşünüyodum.8 de vakit kaybetmeden abisini aradım biraz çaldıktan sonra açtı telefonu. Telefondan telsiz ve ağlama sesi geliyordu. iyice korktum amk önce selam verdim nasıl olduğunu falan sordum çok kötüyüm paşam cem dün gece öldürülmüş cesedini bi inşaatta bulmuşlar dedi. Şok olmuştum, aklıma ölüm saatini sormak geldi 4 saat önce aramıştı bin beni çünkü. Abisi otopsi raporunu beklediklerini söyledi şimdi emniyette ifade verdiklerini belirtti. Bu durumda beni gece aradığını söylemeli miydim ? ya beni katil sanarlarsa diye korktum ve söylememe kararı aldım. Uykum falan kaçmıştı beynimden vurulmuşa dönmüştüm.bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyor bir yandan da bunun bir kabus olması için dua ediyordum

Ayakkabımı giydiğim gibi dışarı fırladım emniyete gidip telefon kaydından bahsedecektim zaten polis arama kaydını bulurdu değil mi ? Hemen can abiyi (cemin abisi) aradım hangi karakolda olduklarını öğrendim koşa koşa otobüs durağına gidip karakola geçtim. Can abiye telefonda biraz bahsetmiştim önce kızdı ama sonra hak vermişti bana. Beni kapıda karşıladı bi odaya girip komiserin gelmesini beklemeye başladık saat 9 buçuk olmuştu. can abinin yüzünde telaşlı ve sinirli bi ifade vardı.

Bense korkmuştum ve de şaşkın. Aklımda yüzlerce soru vardı neden ölmüştü nasıl ölmüştü, saat kaçta ölmüşü , neden bunca zaman sonra beni aradı ki , ya öldükten sonra arandıysam aman tanrım resmen katille konuşmuştum, ismimi ve sesimi biliyordu ya adresimi de öğrenirse ya beni de bulursa iyice korkuya bırakmıştım kendimi elim titriyordu can abi farkına varmış olacak ki elini omzuma attı sakin ol paşam dedi komisere herşeye anlat dedi. Sadece başımı sallayabildim. Ağzımı bıçak açmıyordu. Nihayet komser içeri girdi. Elindeki dosyayı masaya attı.
-Evet sizi dinliyorum. Nedir bana anlatmanız gereken
-bu çocuk kardeşimin ilkokul arkadaşı d.. dü.. dün öl.. öl. ölmed.. ölmeden onu aramış. can abi ağlıyordu ilk defa onu böyle gördüm. Komiser bana döndü, anlatmamı bekliyordu ben de bildiklerimi tüm detayıyla saatlere göre anlattım komisere. Telefonuma el koymaları gerektiğini söyledi. itiraz etmedim. zaten konuşma geçmişini silmemiştim saatler oradaydı. Komiser daha sonra burda beklemem gerektiğini birazdan ifade için çağırcağını söyledi

Can abi izin isteyip dışarı sigara içmeye çıktı. Çok sigara içen biri değildim belki günde 6-7 tane ama şimdi acayip ihtiyacım vardı. Ben de can abinin peşinde karakolun önüne çıktım. Cebimden lucky strike'imi çıkarıp içinden bi tane aldım. yakalış 12 tane kalmıştı içinde. Sigarayı yaktım ve derin bi duman çektim. Elimin titremesi azalmıştı. ilaç gibi gelmişti o fırt. Sigaranın nasıl bittiğini anlamadım. Tam 2.yi yakmış bi fırt çekmiştim ki komiser seslendi polisler seni bekliyo sağdan 3. oda git ifadeni ver dedi. Ben de sigarayı hemen attım ve koşa koşa odaya gittim. Bi bayan polis sandalyelerin birine oturmuş beni bekliyodu.
-Merhaba hoşgeldin. Dedi
-merhaba hoşbulduk
-Evet seni dinliyoruz ( insan bi nasıl olduğumu sorar lanet olsun kadın arkadaşımı kaybettim ve üstüne üstlük ölmeden beni aradı belki de katille konustum hiç pgiboloji bilmez misin sen demeyi düşündüm ama vazgeçtim)
dün gece bilgisayarda takılıyordum saat 4 gibi telefonum çaldı be. be. ben şaşırmıştım 3 yıl önce konusmustuk onunla açtım ses geliyordu
-ne sesi
-nefes alıp verme sesi
-sonra
-sonra sinirlendim dalga geçiyo sandım küfür ettim kapadım sonra tekrar çaldı telefon açtım gene oydu cevap vermiyordu şşşşş diyip duruyordu ben de küfür ettim tekrar ve sonra gülme sesi geldi dedim
- bu kadar mı ?
- bu kadar dedim. Şimdi ifadeni imzalayıp çıkabilirsin dedi. Çıkmadan ben şüpheli miyim diye sordum. Göreceğiz diye karşılık verdi kevaşe

@31 panpalar 2-3 günlük konu var ama bugün 3 gibi bitiririm şimdi bi sigara molası veriyorum

evet panpalar nerde kalmıştık

Odadan çıktım ve koridorda ifademi imzalamak için beklemeye başladım. 20'li yaşlarının sonunda olduğunu düşündüğüm bi polis ifademi imzalamam için getirdi. Saçına bol miktarda jöle sürmüş, yüzünde sivilce izlerinin sebep olduğu çukurlar vardı. Yakışıklı değildi ama yüzüğüne bakınca evli ya da nişanlı olduğu anlaşılıyordu. ifademi imzaladıktan sonra şimdi serbestsin dedi.(serbest mi tutuklu muydum ki amk) gitmeden polise beni korunmam gerekip gerekmediğini sordum. ilgisiz ve alaycı bir tavırla neden diye sordu bana. Durumu anlamadığı her halinde belliydi. üslubumu bozmadan açıkladım. sanmıyorum diyip başka bi odaya girdi. Karakoldan çıkmaktan dahi korkuyordum ama burada da kalamazdım ya. Çıkar çıkmaz bir sigara daha yaktım ve evime gittim. Yorgundum ama uykum yoktu. Bir duş almam lazımdı. Üzerimdekileri çıkartıp kendimi banyoya attım. Duş iyi gelmişti. biraz rahatlamış hissediyordum.Üzerimi giyinip bilgisayar başına geçtim belki cemin profiline bakarsam birşeyler bulurum umuduyla. Paylaşımlarını inceliyor arkadaş listesine bakıyor tanımadıklarımı not alıyordum. Biri dikkatimi çekti Hakan diye pgibopat tipliydi. hemen onun profiline bakmaya başladım ,sıradışı pek birşey yoktu, birkaç felsefi söz birkaç da şarkı paylaşmıştı. O sırada birşey gözüme çarptı . Paylaşılmış bir söz. Yabancı gelmiyordu. Tabi yaaa!

Stephan King'in Cep kitabından bir söz " şimdi beni duyuyor musun " , kafamın içinde tekrar tekrar yankılandı bu söz " şimdi beni [DUYUYOR] musun? . Telefon konuşması geldi tam o an aklıma , beni cep telefonundan aramıştı bu bi tesadüf müydü? aman tanrım katil o diye geçirdim içimden , tam düşüncelere dalmışken kapı sesiyle irkildim. neredeyse koltuktan düşecektim. korkarak mutfağa gidip ilk gördüğüm bıçağı aldım. Usulca kapıya doğru yürüdüm.-Postacı- diye bi ses duydum kapıdan. (Postacı mı, hala posta var mıydı tabi internet şiparişleri dışında iyi de ben birşey sipariş etmemiştim ki ailemin de internetle arası yoktur). Korkum iyice arttı bıçağı elimde tutuyordum ama arkaya gizlemiştim elimi böylece bişey yaparsa saldıracaktım saplanmasa bile en azından şaşıracaktı bu sırada bir fırsatım olabilirdi kaçmak ve yardım istemek için.U sulca kapıyı açtım..
-Arda ... sen misin diye sordu.(lan biraz kibar olsana yavşak "siz" kelimesine ne oldu)
-Evet buyrun nasıl yardımcı olabilirim ?
-Size posta var lütfen şurayı imzalar mısınız? (yola gel şöyle yavşak)
-Kimden
-Bilmiyorum ödemesi yapılmış

Diğer elimle imzalayıp postayı aldım kapıyı örtüp merakla ilk bulduğum kanepeye oturdum ve postayı açmaya koyuldum

beyler çay alıp geliyorum 3 gibi bitirrim yarın gece 12 den sonra kaldığım yerden devam edeceğim iyi okumalar şimdiden

evet beyler yoğun istek üzerine yorulana kadar yazmaya devam edeceğim

Lanet paketi hızla yırttıktan sonra bir kutu çıktı içinde. Oldukça güzel bir kutuydu. Sanki erkeklerin eşlerine aldığı yüzük kutusunun büyüğü gibi. Kutuyu açtığımda gördüğüm ise dehşet vericiydi. lanet olası bir mide(gaster) buzdolabı poşetinin içinde kurumuş kanla beraber orda duruyordu.O kadar kadavra dersinde midem bulanmamasına rağmen neredeyse kusacaktım. Midenin kime ait olduğunu tahmin edebiliyordum ve bu beni iyice korkuttu. Sadece sınıf arkadaşlarımın tıbbi lanet bi şaka yapmış olmasını istedim bi an ama böyle olmadığından adım gibi emindim. Mideyi kaldırdığımda kutunun altında bir not çıktı. "AÇ" . Bu durum gittikçe taka sarıyordu. Katil evimi öğrenmiş ve eski arkadaşımın midesini bana yollamıştı. Acaba polisler biliyor muydu otopsi bitmiş miydi. Odama gidip steril eldiven giydim ve bıçakla mideyi yarmaya başladım içinde plastik bi paket içinde mini cd çıktı. cd'nin ne içerdiğini bilsem de lanet mideyi kutuya geri koyduktan sonra odama gidip cdyi bilgisarayıma taktım. Yürüt'e bastığımda sadece sokak lambasının hafifçe aydınlattığı bir inşaat katı ile karşılaştım. Bayıldığını tahmin ettiğim biri sandalyeye bağlı korku içinde mırıldanıyordu. Görüntü net değildi ama cemdi bu. Katil yüzünde maskeyle ( aslında maske de denemez sanki simsiyah bir örtüyü başına geçirmişti göz veya burun için bile açılmış herhangi bir delik yoktu) kameranın önüne geldi ve gülümsemeye benzer bir sesle odağı ayarladı. Artık görüntü daha netti

beyler bu gece konu bitmeyecek söylediğim gibi yorulana kadar yazmaya devam edeceğim, muhtemelen yarında hikaye kaldığı yerden devam edicek en erken 2 gün içinde biter. Bazı yorumlarda ise sonunun nasıl olacağıyla ilgili endişeleriniz olduğunu görüyorum. Korkmayın kandırıklı olmayacak hikayeyi yarıda da kesmeyeceğim konu akışına göre en uygun sonu yazdıkça ve uygun bi yerinde belirleyeceğim.

evet beyler yalana sardı yorumları alsam da devam ediyorum iyi okumalar
daha heyecanlı olmasını isteyenler dark ambient veya dante's inferno soundtrackları eşliğinde okuyabilirler

Katil cemin arkasına geçmişti. Cem başını sallıyor bağırıyor iniltiler çıkarıyordu. Katil yavaş yavaş cemin gömleğini elindeki bıçak benzeri nesne ile kesti . Artık belden cemin belden yukarısı açıktı. Yavaşça cemin sol yanına geldi. Elindeki nesneyi cemin vücudunda gezdiriyordu. Şaheserine bakar gibi dikkatlice inceledi. Sonra lanet nesne(hançer diye adlandıracağım bundan sonra) ile otopsideki gibi vücudunu kesmeye başladı. Kan akmaya başladıkça daha da heyecanlanıyor gibiydi. hançerle göğsünün sol alt kısmında dairesel bir şekil oluşturmaya başladı. hançer ilerledikçe kaburga kemiklerinin kırılma sesleri, katilin ilginç naraları ve cemin çığlıkları birbirine karışıyordu. (Aman tanrım ne acık çekmiş olmalı).En sonunda cemin sesleri kesildi ( tanrıya şükürü ). Katil kestiği bölmeden elini içeri soktu ve mideyi dışarı çıkardı. kameraya doğru ilerledi. monitörden korkuyla uzaklaştım Sanki bana doğru geliyordu. Kameraya ile yüzü nerdeyse bitişmişti. Görmüyordum ama güldüğünü hissedebiliyordum

anlatma yorumları iyice arttı sanırım burda bitirme zamanı yarın isteğe göre bu saatlerde devam edeceğim

Neyse beyler o zaman bi sona bağlayıp kapatıyorum

Birşeyler fısıldadı kameraya. Latince bir cümle "centrum ex animam" (ruhun merkezi : mide) Video bitmişti oldukça korkmuştum. Katil okuduğu veya izlediği bir ortaçağ efsanelerinden etkilenmişti diye düşündüm. insanları günahları için öldüren bir "AZiZ" daha. Korkmuştum.Sıranın ben de olduğunu biliyordum.ne yapmam gerektiğini de. Elimdeki cd ve mideyi geldiği şekliyle toplayıp tekrar kutuya koydum. Hızla karakola gidip başımdan geçenleri anlattım ve kutuyu teslim ettim. Polislerden biri beni komiserin odasına zütürdü ve beklememi söyledi. Uzun bi bekleyişin ardından komiser yanıma gelip postanın nerden gönderildiğini araştırdıklarını benim neden bu işe dahil olduğum hakkında bir fikrim olup olmadığını sordu. Hiçbir şey bilmiyordum. Bana muhtemelen sıradaki avı olduğumu söyledi ( av mı hayvan gibi bahsetmişti neden sinirlendim bilmiyorum ama sinirlenmiştim) Sonra elini omzuma koyup bu katili yakalamamızın tek yolu sensin dedi. Bana söz hakkı bile tanımadan planını anlattı. Beni yem gibi kullanacaklardı.

bir yem lanet oltadaki bir solucan. birçok cinayet kitabı okumuştum ve yemler hiçbir zaman zarar görmeden sıyrılamıyordu. Komiserin dokunuşu beni düşüncelerimden çıkarmıştı.
-ne düşünüyorsun evlat yapacak mısın? açıkçası pek seçeneğim yoktu ömür boyu korku ile bir katilin avı olarak yaşayamazdım. Öte yandan bulunacağım konum oldukça tehlikeliydi. ölmezsem bile her türlü zarar görecektim. kararsız kalmıştım. Korkarak yaşamak mı korkunun içinde olmak mı? eninde sonunda polis beni korumayı bırakacaktı ve bu tip pgibopatlar asla avlarından vazgeçmezdi. hatta yakalayamadıkları avları daha cazip olurdu. Kararımı vermiştim
-evet. sadece bir an önce kurtulmak istiyorum sonuç ne olursa olsun
-merak etme evlat sana birşey olmayacak. Söz. komiser bile bunun olmayacağından emin gibi olacak ki söz derken sesi titremişti. yapacak birşey yoktu, sonsuza kadar (muhtemelen ölene kadar) korku içinde yaşayamazdım.

evet beyler devam ediyorum

Plana göre göğsüme bağlanmış dinleme cihazı taktılar. Kurşun geçirmez yelek giysi üzerinden belli olacağı için giyinmedim. Planın bozulması işime gelmezdi. Tekrar yem olarak öne sürülmek veya kızmış bir katille yüzleşmek istemezdim. Hazırlıklarım tamamlandıktan sonra cemin öldürüldüğü inşaata gitmem gerekiyordu.Bu sayede katilin dikkatini çekecektim ve benle iletişime geçecekti. Polisler evimi izliyoru telefonlarımı dinliyor ve mailimi kontrol ediyorlardı. Postaneler ile iletişime geçilmişti.Tek yapmam gereken kendimi göstermek ve benim için gelmesini beklemekti. Bir sivil aracın içine bindirildim ve yola koyulduk. Yolda aklıma cemin arkadaşı hakan geldi.onu polislere anlatmayı unutmuştum. Şimdi ise söylemek için çok geçti. inşaata 2 sokak kala durduk. Yanımdaki polis dikkatli olmam gerektiğini ve durumu belli edecek birşey yapmamamı söyledi. sanki orada kendi başıma olayı çözmeye çalışıyormuşçasına birşeyler aramak için gitmiş gibi görünmem gerekti.