/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +1
    bu hikaye nereye gidiyo bea
    ···
  2. 50.
    +5
    Kızla sohbeti iyice ilerletmiştik damla, yakın arkadaşı, ben ve kuzenim birlikte sinemaya gitmeye kara verdik. Diğer binler kızları bağlayamamışlardı. Güzel küfür yiyorduk tabi. Koltuk seçiminde sevgili koltukları olarak yapmıştık. En arka yan yana sevgili koltuğuyla doluydu. Tabi adamlar işini biliyordu. Şansımıza da salonda iki kişi vardı onlarda önde oturuyorlardı. Neyse sinemaya girdik film başladı. Damla yavaştan yaklaşmaya başlamıştı, ilk önce omzuma yasladı başını sonra elimi tuttu. Bi on dakika geçtikten sonra kafamı ona çevirdim ve bana baktığını gördüm. Yavaştan birbirimize yaklaştık ve dudaklarımız birbirine temas etmişti. Gözüm damlanın arkasındaki bin kuzenime takılmıştı. Onlarda aynı pozisyona geçmişlerdi. Tabi tüm seans sevişmeyle geçmişti. Artık kızlarla olan muhabbetimiz önümüzdeki maçı evde yapmaya ikna etmekle geçecekti. Yemeklerimizi yedikten sonra öpüşüp koklaşıp ayrılmıştık. Sonraki gün kızlarla buluşmayıp sinemaya gittik kuzenle. Dün izlemek için girdiğimiz film bin olunca onu izledik. Neyse günler geçiyordu ama hala kızları eve gelmeye ikna edememiştik. Bizimde gitme zamanımıza az kalınca o iş yatmış oldu tabi. O sıra sinirlenip damlayla kavga ettiğimiz için onun Kuşadası'na geldiğinde görüşme imkanım da elimden gitmişti. Kuşadası'na geri döndüm ve okul hazırlığı tekrardan başladı. Kötü günler yaklaşıyordu.
    ···
  3. 49.
    +5
    Erkek arkadaşı vardı hala. Mutluydu, yüzü gülüyordu. Gözlerinin içini başkası için gülüyordu. Gülümsemeleri başkasını mutlu ediyordu artık. Her şeye rağmen takmamaya çalışıyordum. Tek avantajım ayda en fazla iki ya da üç kere görmem oluyordu. Okuldaki gibi her gün görmüyordum. Neyse yaz tatili olduğu için yine aile toplantısı zamanı geldi. Gittik memlekete kuzenlerle vakit geçiriyoruz dedik ulan iki karı kız düşürelim keyfimiz yerine gelsin. ikişerli gruplara ayrılıyoruz ve ava çıkıyoruz. Planımızda "ikili veya daha fazla kız grubu gören direk gidip tanışıyor konuşuyor. Muhabbeti ilerletiyor sonra onlarından arkadaşlarından yaralanarak tüm grup kızları kapıyoruz." ilk başlarda gerek utangaçlık gerek kriterlere uyamayan kızlar yüzünden biraz çalkantıya gidiyor gibi olsa da bir çok reddedilmeden sonra sonunda bir grup kız bulduk. Tabi gözüme hemen beyaz tenli olan kız çarpmıştı. Bizimkilerle de konuştuktan sonra onunla takılacak olan bendim. Tanıştık ismi damlaydı. Beyaz teni ve kumral saçlarıyla gruptaki en güzel kızlardan bir tanesiydi. Sohbet sırasında Kuşadası'ndan geldiğimi söyledikten sonra o da Kuşadası'nda yazlıklarının olduğunu bir hafta sonra oraya gideceklerinden bahsetti. Onlardan iki üç gün öncede ben gidiyordum Kuşadası'na. Aslında güzel bir fırsattı benim için tabi değerlendirebilirsem.
    ···
  4. 48.
    +5
    Hiç uzaktan sevdiğiniz biri rüyanıza girdi mi? Peki rüyanızda hiç olmadığınız kadar yakın oldunuz mu ona? Sarılamadığınız kadar sıkı sarıldınız mı? Hepsi çok güzel çok hoş tabi rüya halindeyken. Sonra uyanıyorsunuz ve hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu, hala onun size çok uzak olduğunu anlıyorsunuz. En leş hislerle yarışabilecek potansiyele sahip bence. Tekrar uyumak o an yapılacabilecek en güzel şeylerden birisi ama rüyayı devam ettirebileceğiniz kesinliği yok o yüzden büyük bir kumar oynamak zorundasınız. Ya uyuyup günün yarısının gitmesini göze alacaksınız ki rüyanızda onu göreceğinizin kesinliği yok dediğim gibi ya da uyumayıp leş gibi geçecek gününe erken başlayacaksınız. Sırf bu yüzden rüya kontrolü üzerine araştırmalara giriştim. Tabi her şeyin aslında bilincinizde bittiği ve yazan önerilerin bir çoğunun kolpa olduğunu anlamak çok uzun sürmedi. Aynı şehirde olmamız, aynı mahallede olmamız, iki sokak altımızda oturması onu görmem için bana verilen nimetler arasındayken aynı zamanda kabuslarımda oluyordu. Tam onun bilinç altımdan çıkıp sadece derinlerimde saklı kaldığı zamanlar o ortaya çıkıyordu ve yine dengem alt üst oluyordu.
    ···
  5. 47.
    +5
    Yaz tatiline girmiştik artık planlarım vardı. Kendimle ilgili, çevremle ilgili. Kendimi geliştirmek istiyordum gerek spor ve vücut, gerek bilgi ve kültür açısından. Düzenli bir hayatım vardı artık sabah erken saatte havuza gidiyordum gelip kahvaltımı yapıyor biraz bilgisayarda takılıyordum. Bazen dizi, film izliyordum bazen araştırma yapıyordum. Akşam üzeri taksa gidiyor orada da bir ter atıyordum. Eve gelip duşumu aldıktan sonra gece arkadaşlarımla dışarı çıkıyordum. Biraz kafa dağıtıp eğlendikten sonra eve gelip yine bilgisayara oturuyordum. Sonra da yatış zaten. Günlerim böyle rutin bir şekilde devam ederken deniz kızı hala rüyalarımı süslüyordu.
    ···
  6. 46.
    +5
    O yıl pek bir şey olmadı panpalar. Denk gelirse üstün körü konuşuyorduk. Zaten kulağıma sevgilisi olduğu geliyordu. Çok fazla takılmamaya çalışıyordum ama her gece rüyalarımı süsleyerek kendini hatırlatıyordu. Uzaktan seviyordum onu. Uzaktan sevenler samimi sever. Kimseye anlatmadan kimseye çaktırmadan izliyordum onu. Her hareketini biliyordum ne zaman mutlu ne zaman mutsuz biliyordum. Aslında aynı liseye kazandığımızda bende mutlu olmuştum. Çünkü hayallerim vardı onunla birlikte. 4 sene boyunca aynı her gün onu görmek, günün üçte birini onunla geçirmek fikri çok güzel geliyordu. Tabi ayrılana kadar. Artık cehennem gibiydi okul. Gidesim gelmiyordu istemiyordum. Tamam çılgın liselilerdik eğleniyorduk fakat gelip geçiçiydi eğlence. Sürekli kalıcı olan deniz kızıydı. Öyle de bitti sene.
    ···
  7. 45.
    +1
    devam burdayım
    ···
  8. 44.
    +1
    devam kanki
    ···
  9. 43.
    +6
    Geçirdiğim bir kaza sonucu elim kesilmişti ve işi bırakmıştım evde tüm gün sabahtan akşama kadar yatıyordum. Dışarı çıkasım gelmiyordu. Eğlenesim gelmiyordu. Kendimi tamamen soyutlamıştım her şeyden. Bazen yine arkadaşlarla burada "Sote" dediğimiz yere gider bira içerdik. -denize sıfır yer işte- Birayı sevin beyler bira içmek güzeldir. Kendimi sözlüğe, müziğe vermiştim ama bir yerden sonra da sıkmaya başlıyordu. Yüzmeye ve basketbola geri dönmeye karar verdim. Hem stres atar hemde adam akıllı vücut yapardım biraz. Günler öyle ilerlerken yaz bitiyordu. Sade, eğlencesiz ve saçma bir yaz geçirmiştim. Okul başlamıştı artık her gün Deniz Kızının görüyordum. Her sabah onunla başlıyordum güne ama Günaydın diyemiyordum. Koridorda yürürken yüzlerimizi çeviriyorduk birbirimize selamlaşmıyorduk. Arada bir muhabbet ettiğimiz oluyordu tabi de çokta umutlanacağım şeyler değildi benim için. Öyle olması gerekiyordu zaten umutlanmamalıydım çünkü umutlandığımda ve gerçekleşmediğinde daha çok üzülücektim.
    ···
  10. 42.
    +5
    Yaz yaklaşıyor, günler uzuyor ve geçmek bilmiyordu. Sonunda okul bitti tatile girdik bende bir işe girdim. işteyken kafam dağılıyordu çok fazla aklıma gelmiyordu ama akşam aklımda gitmek bilmiyordu. Ara sıra çarşıda görüyordum onu küçük şehrin azizliği tabi o günler sabahları da aklımı daha fazla meşgul ediyordu. izin aldım iş yerimden iki haftalığına memlekete gittim. Her yaz aile toplantısı olurdu herkes gelirdi oralardan buralardan. Çok güzel bir şeydi. Teyzemler gelmiş yanlarında arkadaşlarını da getirmişlerdi tatil amaçlı. Benim yaşımda bir kızı vardı. Adı Eylüldü, dışardan baktığımda bakımlı hoş bir kız olarak gözüküyordu. Tabi deniz kızından daha güzel değildi veya o kızı böyle görmem deniz kızının artık sevmediğim anldıbına gelmiyordu. Ufak ufak olan sohbetlerimiz derinleşiyor git gide yaklaşıyorduk birbirimize. Kafa dağıtma amacıyla takılıyordum ama kendimi aynı zamanda geride tutuyordum. Kendimi geride tutma işini çok beceremedim galiba ki kız daha fazla yaklaştı bana. Çıkıp geziyor kafa dağıtıyordum bende. içimde ona karşı en ufak bir duygu yoktu. Ki sanırsam o da bana karşı bir şey hissetmiyordu. Zaten aramızda resmiyete dökülmüş bir şey yoktu sadece eğleniyorduk o da bunu biliyordu. Bir gece kuzenler falan toplandık herkesin geldiği bir gün, içkimizi aldık geçtik eve güzelce eğlendik. Tabi o geceyi golle süslemeyi de es geçmedim. Sonuçta insanların temel ihtiyaçlarından birisiydi ve ikimizinde amacı belliydi. Sadece görevimizi yerine getirdik diyelim. Yine de içimde burukluk oluşmuştu. Komik gelebilir ama ihanet etmiş gibi hissediyordum. Bir kaç gün sonra gittiler zaten bizde biraz daha kalıp Kuşadası'na geri döndük.
    ···
  11. 41.
    +4
    Peki nedendi? Neden bu kadar severken o gitmişti benden? Ya da hiç gelmiş miydi gerçekten? Sevgisinin bitmesi yeni olan bir şey miydi yoksa önceden de hiç sevmemiş miydi beni? Hiç benim olmamamış mıydı yani ya da ben hiç onun olmamış mıydım? Bu sorularla ona karşı olan kızgınlığım artarken güvenimde azalıyordu. Evet yanlış bir tepki veriyordum ama o durumda kendi kontrol edemiyordum. O hep benimken ben onun değildim artık. Onun içindeki ben, benim içimdeki deniz kızının değerinde değildi artık. Aşık olduğum kız için sevginin yitirilmiş olduğu bir erkek konumundaydım. Evet kabus dolu günler geri geliyordu. Bir hafta sonra 14 Şubattı ve onun üstünde çok güzel duracak hediyelerimi ona veremicektim. Aslında bir umut bekledim belki yine mesaj atar yine yağmurun altında yürür konuşur barışırız diye bekliyordum. Bir yandan da kendimi kandırmamaya çalışıyordum. Sevmiyordu bitmişti bu kadar basitti. Tabi onun için...
    ···
  12. 40.
    +5
    Şarkımız gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=XaSVkb_XLt4

    Tabi göründüğü üzere birbirimize çok değer veriyoruz, gayet güzel gidiyor ilişkimiz. Yani en azından ben öyle sanıyormuşum. 14 Şubata bir hafta kalmıştı heyecanlıydım ta ki o mesajı görene kadar. Deniz kızından mesaj gelmişti heyecanlı heyecanlı açtım mesajı ve aynen şöyle yazıyordu "Ayrılalım". Boğazım düğümlenmişti nefes alamıyordum. Mesajı tekrar tekrar okuyor ve anlamaya çalışıyordum. Böyle sevmenin üstüne bu kadar değerin üstüne nasıl olabilirdi? Tekrar aynı şeyler olamazdı bunu tekrar kaldırabileceğimi düşünemiyordum. Soğuk soğuk terler akmaya başlarken sadece "Tamam" yazabilmiştim. Sonra düşündüm kendi kendime bir nedeni olmalıydı, elbet bir nedeni olmalıydı. Onu kırdığım bir durumun olup olamayacağını düşündüm. Olması imkansızdı çünkü onu kırmamak için elimden geleni yapıyordum. O yüzden öyle bir olayda yoktu ortada ki zaten olsaydı direk ayrılma yolunu seçmezdi gelir benimle konuşur hallederdik. Bunların üstüne "Neden?" diye sordum. Şu ana kadar sayılı pişmanlıklarımdan birisi de o oldu. Çünkü aldığım "Artık sevmiyorum seni" mesajı beni bitkisel hayata geçirirken tek işlevsel olan beynimde kafamdaki düşüncelerin yarattığı fırtınada kaybolmuştu. Yanıtlanmış en büyük sorumun cevabı kafamda oluşan tüm sorularımın cevabı olma seviyesine gelmişti.
    ···
  13. 39.
    +4
    Dershaneye gidiyordum. Bir gün o da geldi benimli birlikte, yanıma oturdu. Ama o yanımdayken nasıl ders dinleyebilirdim ki? Dersten daha fazla önem arz eden gözleri tüm muhteşemliğiyle yanımdayken ben derse kendimi veremezdim. O yüzden dinlemedim dersi döndüm ona sohbet ettik, güldük, eğlendik. Pembe bir kalem vardı bende büyük ihtimal sınıftaki kızların bir tanesinden ödün'çalmışım'dır. Onda da kırmızısı vardı aynı kalemin. Kalemleri değiştirmiştik. Değiştirdiğimizde bana verdiği kırmızı kalemde hala duruyor. Dershane bitti eve kadar yürüdük tabi el ele. Sımsıkı tututk birbirimizin ellerinden. O kadar sıkı tutmuşuz ki gecenin soğuğunda ellerimiz terlemişti öyle olunca ben diğer tarafa geçiyordum öyle el ele tutuşup yürümeye devam ediyorduk. Ama hiçbir zaman bırakmadık ellerimizi, sıkı sıkı tutuk birbirimizi.
    ···
  14. 38.
    +4
    Günler geçiyor gidiyor. Her daha fazla seviyordum deniz kızını. Şarkımız vardı her şeyimizi anlatan. Sözlerimiz vardı bir de her şeyimizle mutlu olduğumuz, bizde saklı kalan.Ve aşık olduğum kız ve benim için önemli bir gün olan 14 Şubat yaklaşıyordu. Bende ufaktan bir hediye heyecanı var tabi. Orkun ve Elifle birlikte çarşıya çıktık. Yanımda yakın arkadaşım ve bir kız arkadaşımın olması hediye seçiminde fazladan fikir olarak bana geri dönecekti. tüm her yeri gezdik sonunda sade ve güzel bir kolye ve bileklik bulduk. içime sinmişti, tabi oradaki çalışan bayanlara da sormayı ve fikirlerini almayı ihmal etmedim. Onlarda onay verdi. Deniz kızında çok güzel duracağını ve hoş olacağını düşünüyordum. Narin bedeninde ona beni hatırlatacak ufak bir kolye ve bileklik olacaktı. Güzel bir kırmızı kutu verdiler yanında kolye için. Bileklik içinde değişik bir şey verdiler. Gayet hoş olmuştu her şey hazırdı. Sadece 14 Şubatı beklemek gerekiyordu bundan sonra.
    ···
  15. 37.
    +1
    bekleme yapma şevket :D
    ···
  16. 36.
    +5
    Cok bosladigimin farkindayim beyler ama is yogunlugu fazla. Bu hikaye burda bitmeyecek daha yazilicak cok sey var beklemede kalin.
    ···
  17. 35.
    +5
    Anılar sizce de çok garip değil mi? Anlar zamanın en küçük yapı taşıyken birleşince hayatımızı oluşturuyorlar. Ve biz bunları iyi, kötü diye ayırarak belli bir kısmından anı olarak bahsediyoruz. Hayatımızı yönlendiren şeyler geçmiş zamanın en küçük biriminden oluşuyor ve o en küçük birim önümüze bir sürü seçenek sunuyor biz o seçeneklerden bir tanesinin içine girdiğimiz anda, o seçenek o an bizde ileride hatırlanacak anıyı oluşturuyor. Yine garip bir paradoks değil mi? Unutmamalıyız ki hayatımızı giben bu paradoksu yönlendirmekte bizim elimizde. Size burada amacım yaşamı, yaşamayı sorgulatmak değil. Tek demek istediğim şu an elinizde olan şeylere sıkıca sarılmanız ve bırakmamanız. Seviyorsanız gidip şu an söyleyin. Şu anın kıymetini bilin. Gelecekte yanınızda olmayabilirler. Üşengeçlikten veya korkunuzdan dolayı geleceğe ertelediğiniz planlarınız için gereken şeyler gelecekte elinizde olmayabilirler. Gidin şu an söylemek istediklerinizi söyleyin, yapmak istediklerinizi yapın. Şu an söyleyemezseniz yarın söyleyebilecek misiniz? Geleceğinizi şu an değiştirebilirsiniz.
    ···
  18. 34.
    +5
    Yine okul çıkışları geçip bankımıza oturuyoruz sohbet ediyoruz. Bir gün onların apartmanının orada ki parka gittik ve oturduk "Biraz bekler misin evden bir şey getiricem" dedi. Geldiğinde elinde siyah bir kutu vardi ve açtı gösterdi içini. Kutunun için kağıtlarla doluydu. Üstünde benim adımın yazılı olduğu güzel kağıtlar, bana yazdığı notlar, sevgisini dile getirdiği paragraflarla dolu bir sürü kağıt. Çok güzellerdi. Bana elinden geldiğince değerli ve manevi bir şeyler yapmıştı. Benim için şu ana kadar gördüğüm bana yapılmış en büyük şeylerden bir tanesiydi. Sonra Sana da vericem bu notlardan. Camdan atıcam dedi. Ertesi gün pencereden atmayı düşündü ama yağmur yağdığı için inip kendi verdi. ilk verdiği özenerek yazdığı bir mektuptu. Özet geçecek olursak mektupta beni ne kadar çok sevdiğini, ilk ve son aşkı olduğumu, olur da ayrılırsak hayatına kimsenin girmeyeceğini ve her zaman beni seveceği yazıyordu. -isteyen olursa caps atarım beyler.- Dediğim gibi şu yaşıma kadar aldığım en büyük manevi değere sahip şeylerden bir tanesiydi. Ayrıca o kağıtları saklamak için bende bir siyah kutu aldım ve hala benim siyah kutumda duruyor bana verdiği kağıtlar. Bunca seneden sonra atmadım, atamadım, ki zaten atamazdım. Anılarımın manevi bir hatırlatıcısı olarak benim en özel kutumda saklı kalmalı.
    ···
  19. 33.
    +5
    iş+derbi olunca gelemedim beyler kusura bakmayın başlıyorum şimdi
    ···
  20. 32.
    +1
    Rezerve devam et kardeş burdayım
    ···