1. 1.
    0
    Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti ... derken annem açtı yuva kurma
    konusunu.
    >
    > Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum.
    >
    > Yakın bir akrabamızdan haber geldi.
    >
    > komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu
    duyunca sevindim.
    >
    > Gittik bir görelim görüşelim dedim.Ilk ailesiyle konuştum...
    >
    > Hatta ben konuşmadım sürekli onlar konuştu. şaşırdım kaldım...
    >
    > Bir şey diyemedim...
    >
    > Kına gecesinde en iyi müzüsyenler olacakmış...
    >
    > Düğünde keza aynı...
    >
    > Ev dayalı döşeli olacakmış, hemde hepsi en pahalısından...
    >
    > Araba olacakmış son model hemde, çünkü komşunun damadı sıfır araba almış
    geçende...
    >
    > Anne hadi kalkalım diyecektim utandım...
    >
    > Kızla görüştürmek istediler...
    >
    > islamiyete uygun olarak görüştük...
    >
    > on beş bilezik...
    >
    > En güzel gelinlik(10 bin tl)...
    >
    > En büyük düğün salonu...
    >
    > Ne diyeceğimi bilemedim...
    >
    > Ben Saliha Bir Eş istiyordum sadece...
    >
    > Istekleri bir türlü bitmiyordu...
    >
    > O anda yan taraftaki aynaya gözucuyla baktım kendime...
    >
    > Görünüşümdede bir iş adamı profilide yoktu...
    >
    > Yirmi beş dakika konuştu istekleri bitince sıra bana geldi.
    >
    > Senin isteklerin nelerdir dedi...
    >
    > Biran önce kalkıp gitmek istiyordum sıkılmıştım, geleli bir saat olmasına
    rağmen dünya malına bağlananlarla birlikte olmak içimi karartmıştı...
    ···
  1. 2.
    0
    >
    > Tekrar sordu isteklerin nelerdir...
    >
    > Hayırlısı olsun dedim kalktım...
    >
    > Nezaketle ayrıldık evden...
    >
    > Yolda giderken telefon geldi...
    >
    > Amcam arıyordu..
    >
    > Yan komşuları serhat amcanın kızı varmış...
    >
    > Serhat amca çok iyidir...
    >
    > Cocukluğumdan beri tanırdım kendisini...
    >
    > Tamam dedim dedim amcama geliriz...
    >
    > Serhat amcalara gitmek için hazırlanıp annemle koyulduk yola, on beş
    dakika sonra ulaştık evlerine.
    >
    > Sohbet açıldı çocukluğumuzdan, başladı beni övmeye...
    >
    > Kızardıkça kızardım utancımdan birşeyde diyemiyorum...
    >
    > Derken söz asıl konuya gelmişti...
    >
    > Evladım seni severim maksat gençleri mutlu etmek Allahü tealanın izniyle
    dedi ve başladı isteklerini saymaya...
    >
    > O kadar çok şey saydı ki uykum gelmeye başladı...
    >
    > En sonunda da benim oğlumun kumar borcu var onu ödemeden evlilik de olmaz
    zaten dedi.
    >
    > Birden gözlerim açıldı, şaşırmıştım açıkçası...
    >
    > Gözümü yerden alamadım uzun süre...
    >
    > Serhat amca gençleri görüştürelim dedi...
    >
    > Bir odaya geçtik kız konuşmaya başladı...
    >
    > Onceki görüştüğüm kız gibi ne varsa herşeyi istiyordu ...
    >
    > Konuşmasını çalan telefonu böldü açıp konuştu kapattı.
    >
    ···
  2. 3.
    0
    > Tekrar çaldı konuşup kapattı... Sonra tekrar.. Dayanamadım sordum arayan
    kim diye. Eski nişanlısıymış ayrılalı on gün olmuş. Neden ayrıldıklarını
    sordum. Çay bahçesinde bir erkekle otururken görmüş sonra tartışmışlar,
    tartışma büyüyünce de ayrılmak zorunda kalmışlar.
    >
    > Oturduğun kişi kimdi ki? ... Calıştığı yerdeki müşterilerinden biriymiş...
    Demek önceden çalışıyordunuz? Evet ben masörüm dedi... Soktan şoka
    giriyordum.. Beş dakikada bilmediğim bir sürü şey çıkmıştı... Evlilik amacını
    sordum... Nişanlısı çok rahatsız ediyormuş farklı bir hayat, farklı bir ortam
    istiyormuş... Açık konuşmak gerekirse hava değişimine ihtiyaç duymuş... Daha
    fazla dayanamayıp izin istedim kalktım... Ben sadece saliha bir eş
    istiyordum... nezaketle evden ayrıldık annemle... Daha sonra öğrendim ki serhat
    amca arkamdan bir sürü laf etmiş...
    >
    > Gülümseyip, bugün öven yarın söver dedim içimden... Artık evlilik
    düşüncesinden vazgeçmek üzereydim. Haftalardır dışarı çıkmıyordum.
    Akşamları hava almak için balkonda oturup kitap okuyordum... Karşı komşumuz
    gece çalıştığı için akşam dokuz gibi evden çıkıyordu. On yaşındaki oğlu da
    babasının peşinden ağlayıp dururdu her gece ablası çocuğu oyalamak için
    balkona çıkarıyor ve her fırsatta benimle konuşmaya çalışıyordu... Bu sık sık
    tekrar etmeye başlayınca bunaldım artık.
    ···
  3. 4.
    0
    @1 özet:

    sakın okumayın bu salağın yazdıklarını.
    ···
  4. 5.
    0
    > Bir akşam kıyamet ve ahiret kitabını alıp aynı saatte çıktım balkona...
    Beni görünce o da çıktı balkona, bir konu bulup yine başladı konuşmaya... Her
    akşam kitap okuyorsun nedir onlar... işte beklediğim fırsat gelmişti okumak
    istersen vereyim deyince olur dedi... Besmele çekip iki üç metre karşıdaki
    kıza attım kitabı. Hadi gir de evde okumaya başla dedim... Kitabı okumuş
    olacak ki bir daha balkona çıkmaz oldu... Evlilikten vazgeçmiştim bir eş
    bulmak bana uzak görünüyordu... Aradan aylar geçmişti.o zaman zarfında birkaç
    kızla daha görüşmeye gittim annemle... Fakat netice aynı değişen bir şey
    yoktu...
    >
    > Bir Salı akşamıydı içim çok daralmıştı, adeta boğuluyordum... O gece iki
    rekat namaz kılıp yattım... Acayip bir rüya gördüm... Birine anlatmalıydım bu
    rüyayı... O akşam balkonda dolunayı izlerken telefonum çaldı... Gözüm dolunayda,
    cebimden çıkarttım telefonu kimin aradığına bakmadan kulağıma zütürüp
    telefonu açtım... Arayan ses tanıdıktı... Fakat o günden sonra hayatımın
    değişeceğini nereden bilebilirdim ki...
    >
    > Arayan en yakın arkadaşım Aliydi. Canı sıkılmış beni çağırıyordu. Abdest
    aldım evin yakınındaki çay bahçesine gittim. Çocukluğumuzdan açıldı konu
    sonra gördüğüm rüyayı anlatmak istedim... Tozlu bir köy yolunda gidiyordum
    elimde bir tane kılıç vardı etrafımda ise bir sürü yılanlar... Yılanlar bir
    metre kadar yükseltmişler kafalarını yukarıya doğru... Hepsi üzerime atılmak
    için zaman kolluyorlardı... Kılıçla kendimi savunuyordum... Bana yaklaşanları
    kılıçla öldürüp ilerliyordum... Ileride uyuyan biri vardı bilmediğim bir ses
    işittim ama ortalıkta kimse yoktu... Uyuyan kişiye baktım... O ses; yatan kişi
    Musab bin Umeyrdir dedi. Sonra ileride giden iki kişi gördüm biri
    Peygamberimizdi diğerinin kim olduğunu göremedim...
    ···
  5. 6.
    0
    >
    > Ali yorumlamaya başladı rüyamı... Düşmanlarını yenerek iyi bir neticeye
    ulaşacaksın dedi... Konu evliliğe geldi yine... Başımdan geçenleri anlattım...
    Dertliydim bu konuda... benim eşim dünyaya bağlı olmamalıydı, sadece dünyalık
    uğruna yaşamamalıydı...
    >
    > Uzunca dinledi Ali sıkıntılarımı... O konuşmaya başladı bu sefer. Evden
    çıkarken annem dedi bizim mahallede bir kız varmış onunla görüştürmek
    istiyorlar seni. Yok Ali bundan sonra kolay kolay kimseyle görüşmek
    istemiyorum dedim... Kızda pek istekli değilmiş zaten dedi... niye diye
    sordum.. O da birkaç kişiyle görüşmüş daha sonra evlilikten soğumuş iyice...
    Alinin annesi ısrar edince de olur görüşelim demiş... Tamam dedim yarın
    gideriz diye sözleştik... Rüyam gerçek mi olacaktı acaba... Bu zamana kadar
    sabrettim önüme gelen engelleri Allahü tealanın izniyle aşmıştım...
    >
    > Ali ile vedalaşıp eve geldim konuyu anneme açtım... Yarın gidecektik
    görüşmeye... Cok heyecanlıydım nedense... Sabah erkenden kalkıp giyindim...
    Heyecan gitmek bilmiyordu bir sağa bir sola yürüyüp duruyordum evin içinde...
    Ilk defa bu kadar heyecanlıydım... Oğle namazını kıldıktan sonra yola
    koyulduk annemle... Ali bizi kızın evine kadar zütürdü... Kapıyı
    çaldım... Kapıyı
    babası açtı eve buyur etti... Biraz sohbet ettik söz asıl konuya geldi
    sonra... kızın babası konuşuyordu; evladım benim söyleyeceğim bir şey yok sen
    kızımla konuş bu konuları dedi. Şaşırmıştım gerçekten çünkü ilk defa böyle
    bir durumla karşılaşıyordum... dünyalık bir konu açılmamıştı ilk defa... Bir
    odaya aldılar beni kızla görüşecektim... Sandalyeye oturdum ellerim masanın
    üzerinde avucumun içerisinde ise terleyen ellerimi silmek için bez bir
    mendil vardı... Odaya kız girdi nurani yüzlüydü... önüne bakarak konuşmaya
    başladı... Diğer kızlar gibi bilezikten gelinlikten girmedi konuya... Ilk
    sorusu namazdan oldu...
    >
    ···
  6. 7.
    0
    saliha dan sonra boşaldım. ve okuyamadım kusura bakma
    ···
  7. 8.
    0
    > Bana namaz kılıyor musun demedi, namazı kaç dakikada kıldığımı sordu.
    Mesela öğle namazın kaç dakikada bitiyor dedi... on beş dakika civarında diye
    söyledim... Memnun oldu... sonra birikmiş ne kadar paran var deyince önceki
    görüştüklerim gibi konuşmaya başlayacak herhalde dedim içimden... 45 bin lira
    var... Paranın zekatını veriyor musun deyince yanlış düşündüğün için
    utandım.. Evet veriyorum dedim... Konuşmasına ağır ağır devam etti...
    >
    > Sizden önce üç kişi ile daha görüştüm hepsi de zengindi, güvendikleri tek
    şeyleri paralarıydı. Bütün konuşmaları paraya zenginliğe dayanıyordu. Dine
    ait hiçbir bilgileri yoktu ve namaz bile kılmıyorlardı. Size ilk sorum
    namaz oldu çünkü namazı doğru olan ve huşu içinde kılan bir insandan zarar
    gelemez. Ailesinin hakkını gözetir haksızlık yapamaz. Herkes için en
    iyisini en güzelini ister. Kimseyi hor görmez ve ezmez. Böyle insanı bütün
    mahlukat sever, mahlukatın sevdiğini de Allahü teala sever. Allahü tealanın
    sevdiği kul ise makbul edilen kuldur... ve devam etti konuşmasına... Sonra
    zekatı sordum çünkü o parada fakirlerin hakkı da var. Fakirlerin hakkını
    gözetmeyen eşinin hakkını da gözetmez. Allahü teala ondan nasıl razı olur
    ki...
    >
    ···
  8. 9.
    0
    > Ne kadar doğru konuşuyordu konuşmaları beni çok mutlu etmişti. Dünyalık
    bir şey istemiyorum diye dem etti... Yan taraftaki kitaplığı göstererek
    okuduğu kitapları gösterdi. Görünce çok mutlu oldum çünkü benim okuduğum
    Ehli sünnet Alimlerinin kitaplarını okuyormuş. Ben kızarıp terliyordum
    nedense, elimdeki bez mendil de iyice ıslanmıştı. Benim ise kıza soracağım
    bir şey kalmamıştı,ben sormadan herşeyi anlattı bana. Son olarak annemle
    konuşmak isteti, ben dışarı çıkmak için ayağa kalkınca elimdeki mendil yere
    düştü. Yere göz gezdirdim ama göremedim dışarı çıktım...
    >
    > annemle de on dakika kadar konuştular içeride, annem çıkınca evden izin
    isteyip ayrıldık. iki tarafta birbirinden memnun olmuştu. Anneme içeride ne
    konuştuklarını sordum. Anneme nasıl davrandığımı ailemle olan ilişkilerimi
    sormuş. Çünkü anne ve babanın razı olmadığı bir evlattan Allahü teala razı
    olmazdı. Eve gidince konuyu babamla konuştuk çok sevindi... abdest aldım iki
    rekat namaz kıldım odamda sonra birkaç gün önce gördüğüm rüya geldi aklıma...
    Elimdeki sabır kılıcıyla zorlukları aşmak nasip olmuş ve sonuca ulaşmıştım...
    Bu günden itibaren düğün hazırlıklarına başlayacaktık artık...
    >
    > Söz kesilip aileler arasında yüzük takıldı. Düğün konusu biraz sıkıntılı
    olmuştu... akraba tarafı çalgılı olmasında ısrar ediyor ,ben ise dini
    yönden olmayacağını anlatmaya çalışıyordum. Ben yumuşak huylu oldukça onlar
    daha fazla üzerime geliyorlardı. Düğün çalgılı olurmuş onlara göre. Cenaze
    evi gibi dualar edilip mevlit okutulmazmış... Ne yapacağımı şaşırmış ve iyice
    bunalmıştım. Defalarca haram olduğunu anlatsam da çalgısız olması
    gerektiğini kabul ettiremiyordum... Bir akşam evde akrabalarla toplandık bu
    konu hakkında konuşuyorduk. Bir şartla isteğinizi kabul ederim deyince
    hepsi şaşırdı... herkes gözlerini bana çevirmiş ne diyeceğimi bekliyorlardı.
    Öldüğümde mezara benimle girecek olan varsa ve benim yerime hesap vermek
    isteyen olursa kabul edeceğimi söyledim... Kimse yüzüme bakmıyordu artık
    utanmışlardı açıkçası... Bu konu da böylece şekilde kapamış oluyordu...
    >
    ···
  9. 10.
    +1
    > Bir Perşembe günü kız tarafıyla sözleşip düğün alış verişine çıktık...
    Nişanlım sanki yanımda köle gibi duruyordu. Ben ne göstersem olur beğendim
    diyordu. Bir insan bu kadar mı mütevazi bu kadar mı ince olabilirdi. Onun
    bu durumunu gördüğüm zaman ben en kaliteli en güzel olan eşyaları
    alıyordum. Onu mutlu etmek için elimden geleni yapmak istiyordum... Evimizi
    döşemiştik her şey çok güzel gidiyordu... düğün günü gelip çatmıştı...
    heyecandan ölecek gibiydim elim ayağıma dolaşıyordu adeta. Düğün tam
    istediğim gibi olmuştu...
    >
    > Evliliğimizin ilk yılları diğer evlikler gibi tartışma ya da kavga ile
    geçmiyordu. Biz islamın etrafında birleşmiştik. Hiçbir sorunumuz da
    olmuyordu. Eşimin zekasına güzel ahlakına güler güzüne hayrandım... Onsuz
    zaman geçmiyordu, işteyken fırsat buldukça arıyordum, sesini duyuncada çok
    mutlu oluyordum. Konuşmasında içimi rahatlatan bir tesir vardı. Bunu nasıl
    yapıyordu bir türlü anlayamıyordum. Eve gittiğimde beni her zaman güler yüz
    ile karşılardı, o anda bütün yorgunluğum giderdi. Yemek hazırlarken yardım
    ederdim. Sen otur yorgunsun der, ben de içeri gidip otururdum. Onun
    üzülmesini hiç istemiyordum çünkü. Her ne isterse yerine getirmek için can
    atıyordum... Benden bir şey istesin diye gözlerinin içine bakardım. Arada bir
    arabamla gezerdik, gezdirince mutlu olurdu... Yine bir gün gezdirmek için
    çıkıp arabaya bindik. Dönüp bana baktı. Sabır çok güzeldir, sabır insanı bu
    araba gibi ulaşmak istediği yere zütürür dedi. Neden böyle bir şey
    söylediğini anlamamıştım... biraz gezip eve gelmiştik... Birkaç gün önce yatak
    odasının kapısı bozulmuş, kilidi zor açılıp kapanıyordu.
    >
    ···
  10. 11.
    0
    o aradaki işaretler ne amk
    ···
  11. 12.
    0
    > Geçen gün mahallemizde hırsızlık olayı olduğu için odamızın kapısını
    kilitliyorduk... Bir haftadır eşimin midesi bulanıyor bunun içinde geceleri
    sık sık kalkıyordu... benim uykum çok hafif olduğu içinde hemen uyanıyordum...
    O gece tekrar midesi bulanmış olacak ki kalktı, kalktığını hissedip
    gözlerimi açtım ama uyandığımı anlamadı. Yavaş yavaş kapıya doğru
    ilerledi... Fakat o anda gözlerime inanamayacağım bir olay gerçekleşti...
    >
    > Ben rahatsız olmayım diye kilitli olan kapının anahtarına bile dokunmadı...
    kapı kilitliydI Eşim Bismillahirrahmanirrahim dedi ve kapıyı açmadan dışarı
    çıkmıştı. Bu durumu görünce kalbimin atışları hızlandı terlemeye başladım...
    yataktan kalktım gözlerim, kapıya odaklanmıştı... yatak odasının camından
    lavabonun ışığı belli oluyordu...
    >
    > Lavaboda elini yüzünü yıkayıp ışığı söndürdü. Ben hemen yatağa yatıp
    uyuyormuş gibi yaptım. Fakat eşim kapıyı açmadan odaya girdi... Kalp
    atışlarım iyice artınca dayanamadım uyanmış gibi yaparak Yatakta doğrulup
    oturdum... Eşimin yüzüne baktım... adeta güzü nurlanmış parlıyordu... Uyandığımı
    görünce gülümseyerek yüzüme baktı. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim.
    Rahatsız mı ettim diye sordu. Yok çıktığını bile duymadım deyince gülümsedi
    ve yattı...
    >
    ···
  12. 13.
    0
    > Işe gittiğimde sürekli o anları düşünüp duruyordum. Bu nasıl
    olabilirdi?... Akşam eve gittiğimde zile basmadım ve kapıyı anahtarımla
    açtım. Kapıyı açtığımda eşimi karşımda buldum... işten geldiğimde kapıyı
    açmak için bekliyormuş... Selam verip içeri girdim elimi yüzümü yıkayıp
    sofrayı hazırladık yemeği yedik... Bu gün neden durgunsun bir şey mi oldu?
    Diye sordu... Cevap veremedim... Dün geceki olayı nasıl sorabilirdim ki... Sana
    bir şey söyleyeceğim diyerek elimden tutup beni ayağa kaldırdı... gözlerinin
    içine bakıyordum... buyur söyle dedim... Hamileyim dedi... Ondan sonrasını
    hatırlamıyorum zaten... O anda ayaklarım boşaldı... Düşüp kalmışım
    yerde... Yarım
    saat sonra kendime geldiğimde eşim yanı başımda oturuyordu... Yattığım yerden
    doğrulup eşime bakınca utanıp yüzünü yere çevirdi... Bu habere o kadar
    sevinmiştim ki anlatamam...
    >
    > Akşamları işten eve gelirken artık bebek eşyaları alıyordum... Gece
    yattığımızda eşimle hep hayal kurap duruyorduk... Cocuğumuz belli bir yaşa
    geldiğinde ilk hangi kitabı okumalıydı acaba... Ilk önce namaz kitabındaki
    bilgileri öğrenmeliydi. Ondan sonra hangisini okutsak acaba islam Ahlakını
    mı? Herkese Lazım olan imanı mı okutsaydık... Yok yok ilk önce Halifelerin
    menkıbeleriyle yeşertmeliydi kalbini... Benim evladım Ehli Sünneti savunan
    Ehli Sünneti yaymak için çabalayan bir kul olmalıydı onu bu şekilde
    yetiştirmeliydik... Her akşam belli bir zaman dilimi içerisinde eşimle imam-ı
    Rabbaninin mektubatını okuyorduk. Bir akşam okurken yorgunluktan gözüme
    ağrı girince eşime rica edip sesli okumasını söyledim ve gözlerimi
    dinlendirmek için kapattım.
    ···
  13. 14.
    0
    >
    > 212. Mektubu okuyordu... Bir ara gözlerimi açtım elindeki kitap kapalıydı.
    Gözlerimi açtığımı görünce hemen kitabı açıp gözlerini kitaba dikti...
    anladım ki o kadar sayfayı ezberlemiş ve ezberinden okuyordu. Okuduğu
    mektup bitince durdu... mektubatı bu zamana kadar kaç defa okudun diye
    sorunca bilmiyorum dedi... Peki kitabı bitirmen ne kadar sürüyor? Bir hafta
    diye cevap verdi.. Anladım ki eşim manevi derecelere yükselmişti.. beni
    rahatsız etmemek için kapıyı açmadan çıkması bir kerametti...
    >
    > O günden sonra eşime olan hürmet ve saygım daha da arttı. Eşim bir evliya
    idi... Ilmihal okuduğumda anlamadığım yerleri eşime soruyordum. Öyle güzel
    açıklayıp anlatıyordu ki hayran kalmamak mümkün değildi... Hikmetini
    bilmediğim en ufak bir davranışını görsem soruyordum. O da hemen açıklar;
    ilmihalin şu sayfasında yazıyor diye söylerdi... Her haline sabrediyordu ve
    her haliyle de şükrettiği ortadaydı... islamiyeti yaşayan bir numune vardı
    karşımda, bu yüzden Allahü tealaya her saniye şükretsem yine az gelirdi...
    Eşimin birkaç kerametini daha görünce dayanamadım, artık ne pahasına olursa
    olsun bu konuyu konuşacaktım kendisiyle... her zamanki gibi işten geldim
    yemek yedik konuyu konuşmak için eşimi karşıma aldım... giderek büyüyen bir
    heyecanla yavaş yavaş konuşmaya başladım..
    >
    > islamiyetin en ince kurallarına en güzel şekilde dikkat ediyorsun. Konuyu
    uzatmak istemiyorum dediğim anda eşim konuşmaya başladı... "Sabır güzel
    şeydir. Sabrederken şükretmek daha güzeldir. insan her haline sabreder ve
    şükrederse Allahü teala ona daha iyilerini ihsan eder"... Artık ağzımdan tek
    kelime çıkmıyordu, eşimde konuşmasını bitirmişti... O günden sonra ona olan
    davranışlarım daha dikkatliydi. Onu kırabilecek her şeyden uzak duruyordum...
    bir akşam annem aradı komşu kızının düğünü varmış iki gün sonra, düğüne
    beni de davet etmişler. Eşimle birlikte gittik düğüne, her şey islama uygun
    düzenlenmişti. Erkekler ve bayanların yerleri farklı bölümlerdeydi...
    düğündeki islama uyma titizliğini görünce çok sevindim. Bir akşam kendisine
    balkondan verdiğim Kıyamet ve ahiret kitabı geldi aklıma. On dakika sonra
    küçük bir çocuk geldi, o kızın kardeşiydi bu. Babası işe giderken
    arkasından ağlayan çocuk... Abi eğilir misin dedi.. eğildim kulağıma
    ablasının bana çok teşekkür ettiğini söyledi. Ben vesile olmuşum onun bu
    duruma gelmesinde. Bunu öğrenince çok sevindim...
    Tümünü Göster
    ···
  14. 15.
    0
    > Eşim hamile olduğu için fazla kalamadık düğünde eve gittik... Aradan aylar
    geçmiş ve eşim doğurmuş ve Bir tane oğlum olmuştu... hayatımızdan çok
    memnunduk... Eşimle her akşam kitap okumaya devam ediyorduk yine... Eşime
    üstadım diye hitap ediyordum... O benim üstadımdı. Dünya ve ahiret saadetim
    için en büyük vesile idi... geceleri rahatsız olmasın diye oğlumuz ağlayınca
    çocuğu alıp başka odaya gidiyordum... aradan iki yıl geçmiş oğlumuz
    büyümüştü... Eşim her fırsatta sabır ve şükretmemi telkin ediyordu... bir zaman
    sonra eşim hastalandı. Zamanımızın çoğu hastanede geçiyordu... eşimin
    hastalığı artmış, benim ise elimden bir şey gelmiyordu. Bir akşam işten eve
    geldiğimde kapıyı çalmama rağmen açmadı. içeri girdim içeriden bilemediğim
    mükemmel bir koku geliyordu. içeri girdim eşim yatıyordu ilk önce uyuyor
    zannettim. Uzun zaman uyanmayınca gidip uyandırmaya çalıştığımda vefat
    ettiğini anladım. O anda yıkılmıştım. içim yanmıştı. Gözlerimden yaşlar
    akmaya başladı. Annemi aradım gelmesini istedim... Eşimi diğer gün defnettik...
    >
    > Eve girdiğimde burnuma gelen o güzel koku mezardan gelmeye başladı... Her
    gittiğimde o kokuyu duyardım... giremiyordum. Onu özlüyordum sadece.. Canım
    eşim, üstadım vefat etmişti. Söylediği gibi yapmaya çalışıyor sabretmekten
    başka çare bulamıyordum... her an onu düşünüyordum... Aylar sonra eve girme
    cesareti gösterdim... gözlerim doldu ağlamaya başladım. Balkonda çıkıp
    sandalyeye oturdum. Dolunay vardı... Alinin beni aradığı o akşam geldi
    aklıma... O akşamda aynı dolunay vardı... gözlerimden yaşlar akarak dışarıya
    çıktım... doğru üstadımın, eşimin mezarına gittim. Saatlerce ağladım... O
    güzel kokuyu hissetmeye başladım tekrar... arkamdan bir el omzuma dokundu.
    Arkama döndüm eşim nurlar içinde arkamda duruyordu... Heyecandan bir şey
    söyleyemiyordum.. Başım dönmeye başladı ve bayılmışım sonra...
    ···
  15. 16.
    0
    > Uyandığımda sabah ezanı okunuyordu... Kalktım etrafıma baktım... Eşimi
    gördüğüm anda... sabret dediğini hatırladım... Camiye gidip sabah namazını
    kıldıktan sonra dışarı çıkarken cebimde bir şey olduğunu fark ettim... Elimi
    cebime attım bir tane mendil vardı... Eşimin evinde ilk konuştuğumuz zaman
    avucumun içindeki mendil ayağa kalkarken yere düşmüştü bulamamıştım daha...
    demek ki eşim bulup saklamış... Mendilin bilmediğim şekilde çok güzel bir
    kokusu vardı...
    >
    > BU GERÇEK BiR HiKAYEDiR BU HiKAYENiN YAZARI YAZININ SONUNA EKLEDiĞi
    CÜMLELER iSE ŞÖYLEDiR... (Bu yaşananları babamın günlüklerinden derleyerek
    sadeleştirdim... Hikayede anlattığım kişiler annem ve babama aitti. Doğan o
    çocuk bendim. Sabır ve şükür insanı en üst derecelere yükseltecek
    kanatlardır..) Allahü teala herkese böyle eş nasip eylesin.
    ···
  16. 17.
    0
    dalga geçmeyin lan , ibretlik
    ···
  17. 18.
    0
    uppp uppp
    ···
  18. 19.
    0
    yukarı .
    ···
  19. 20.
    0
    yukarı .
    ···