+1
-1
bilenler bilir. karadeniz için fındık vakti bu aylar. fındıklar toplanmaya başlanır. 2 aya harmana serilir. sonra fındık makinayla çekilip, çuvallara tane halinde konulur akabinde fındık tüccarlarına satılır. ya da fabrikalara. neyse işte bizim yöre halkının pasifliği ve tembelliği doğudaki fakir kardeşlerimiz için iş imkanı doğuruyor bu aylarda. 2 aylığına kalacak yer ve + günlük yevmiye ile buralara geliyorlar. haberlere de çıkıyorlar arada hatta çoğu gelemeden kaza yapıp ölüyor o derece sefil bir durumdalar. bunların geneli kürt kökenlidir. hatta hepsi. bulgarı falan çıkar arada ama genel popilasyon ; kars, mardin, tunceli buralar. bizimde söylemesi ayıp 15 tona yakın fındığımız çıkıyor. bütün kış yatıyoruz fındık dönemi 3 ay çalışıp paranın dıbına koyuyoruz. on numara yaşam yani. villamızın yanında bir tane ev yaptırdık. ev dediysem kümes barakası gibi amk. iki katlı derme çatma bir şey. doğudan gelen işçiler buralarda kalıyorlar. işte geçen hafta ilk kafile geldi 48 kişi züt kadar minibüsten indi amk kanım dondu. karılı çocuklu adamlar 7 yaşında 6 yaşında bile var. ama nasıl fındık topluyorlar robot gibi amk. neyse işte her sene ben bu gelenlerden 2-3 tanesini kafaya alırım 18-25 yaşları arasında temiz biraz yozlaşmış ama mecburiyetten gelen birazda etli butlu güzel tipler her sene mutlaka 5 tane gelir bu tiplerden.
bu sene tuğba diye bir kız geldi tam bi kaşar. zütü gibilmekten harabe çuvalına dönmüş. bense zenginim amk bmw le geçiyorum önlerinden ama bi farklı geliyorlar bana böyle şehirdeki kızlardan aldığım zevki alamıyorum bunlardan. cahil oluyorlar saf. iki kelimeyi bir araya getiremiyorlar bazılar türkçe bile bilmiyor. arabayla vın diye geçiyorum alayı bakıyor. ah şöyle bir kocaya gitsek diye. bla bla.. neyse işte..
tarlamız hemen villanın arkasından başlıyor uçsuz bucaksız bir şey. bunlar 20 günde anasını gibiyorlar tarlanın pire gibiler. geçen işte geldim eve baktım tuğba elinde su şişesiyle girdi içeri oruç falan zaten yok bu sıcakta amk nere tutacaksın. hemen ayakladım çıktım evden. gittim bunların viraneye. tuğba su dolduruyordu yanaştım arkadan. leş gibi ter kokuyor saçında bozuk bi yazma var. beni görünce ürktü eli ayağına dolaştı. bense pis pis gülüyorum. meğersem edepli namusluymuş bu kevaşe ama o züt ne öyle gibilmeden o hale nasıl gelmiş amk. neyse naber dedim buna, ses soluk yok. türkçe biliyor musun dedim. bilirim dedi. elimi saçlarına attım. yağlı amk pas tutmuş ama hoşuma gidiyor. elimi attım züt loplarını sıkıyorum. su beklerler diyor bu hala. sus dedim gel şöyle.. yanda bir ranza gibi bir şey vardı yatırdım bunu hafif ağlamaklı oldu.. 5 dk sürmez merak etme dedim. indirdim bunun şalvarı. anam o da ne ? siyah bir kilot var sandım meğer kılmış. utandı bu kıpkırmızı oldu. bi yıkan bi temizlen bu ne hal lan dedim. ama bu arada dıbını okşuyorum. ağlamaya başladı bu. ağla ağla açılırsın dedim. sonra indirdim pantolonu, çıkardım ulu orta yarağımı bakmıyor gözünü kaçırıyor. al şunu ağzına dedim hadi ulan. elleriyle itiyor bacaklarımdan. bir tane okkalı gene çenesine geçirdim. bana bak lan dedim para kazanmak istiyor musun ? he ? sen günde 25 lira alıyorsun ben saatte 20 lira harcıyorum. senin aylarca biriktirmeye çalıştığın para benim günlük ihtiyacaım. al şunu ağzına al .. hıçkırıklara boğuldu ağzı yüzü ter pislik çalı çırpı.. istesem bu akşam kovdururum seni he yapayım mı diyince bu korktu çaresizliğe boğuldu resmen.. gözlerinideki yaşı silip yutkundu önce sonra gözlerini yumup ağzına aldı şehvetli yarağımı sarı sarı dişleri pis leş ağzına trilyonluk yarak girdi daha ne istiyorsun lan dedim.. biraz daha yalattırdım... yarın gene bu saatlerde bu sefer zütünü gibecem mutlaka yıka pis olmasın dedim.. hıçkırıkları ikiye katlandı.. saçlarına boşalıp çıktım gittim.. evet beyler tyler norton gibti mi böyle giber.