/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +1
    Size bundan seneler önce yaşadığım sahici paranormal olayı anlatıcam. Eğer yalansa tüm sözlük ben gibsin bak o kadarda net konuşuyorum. Çok fazla gereksiz detaya girmicem ama bazı detaylar önemli.

    Yıl 2012 falan. O zamanlar Türkiyenin sektöründe en bilindik ve en büyük şirketinde taşaklı bi pozistonda çalışıyorum. işim gereği çeşitli illere gidiyorum falan. Ne yapmaya gittiğimin detayını vermeyeyim ama genel olarak kontrol ve denetim diyebilirim. Neyse.

    O gün canım gereksiz yere fena halde sıkılıyordu. Bir neden yok. Çok şükür her şey yolunda. Ama sanki biri kalbimi eliyle sıkıp ağızımdan çıkartmaya çalışıyor gibi geliyordu. Normal şartlarda uçakla gidiyoruz en yakın illere bile ama sayılı ile uçakla gidilemiyor anlaşmalı olduğumuz hava yolunun seferi olmadığı için. Çanakkalede bunlardan biri. O yüzden otobüsle gidiyorum. Bu arada çanakkaleye ilk gidişim değil, severim çanakkaleyi. 2 ayda bir rotam oraya düşüyordu. Bazen 15-20 günde bir falan da gitmem gerekebiliyordu. Normal bir şekilde çantamı alıp otogara gittim, otobüs kalktı gidiyoruz. Otobüste uyuyabilen birisi değilimdir ama o zaman 2 aydır oraya koştur buraya koştur ebem gibilmişti. Uyumak istemesemde uyku moduna geçmiştim. Aradan biraz zaman geçti sarsıntıya uyandım. Bi baktım tekirdağdayız. O uyku bana o kadar uzun geldi ki ilk anda geri mi dönüyoruz acaba dedim. iett otobüsü ya amk vardıktan sonra uyandırmadan geri döndürecekler sanki. Parasını almadan nah zütürürler. Navigasyona baktım telefonumda doğru yoldayız. Rahat bi 3 saatim var en az varışa kadar. Bu arada gece otobüsü olduğunu söylemeyi unuttum. Yanılmıyorsam 5,5-6 saat sürüyordu. Belkide daha fazla. O yüzden günüm ölmesin diye gece yolculuğu yapıyordum. işler birikiyordu çünkü hep. Saat 3 gibi tekrar uyudum. Garip garip rüyalar görüyorum. Uyanıyorum, uyuyorum, uyanıyorum uyuyorum.
    ···
  1. 2.
    0
    Önden uygun fiyata satılır
    ···
  2. 3.
    +1
    Aradan saatler geçti, defalarca uyudum uyandım. Her seferinde 4-5 saat geçmiş gibi hissediyorum. Bu seferde yolculuk niye bu kadar uzun sürdü diye sıkılmaya başladım. Halbuki uzun falan sürdüğü yoktu. Bu sefer uyumamaya karar verdim, etraftaki yolcuları süzüyorum. Kimler çanakkaleye gidiyormuş bakalım diye. Milletin tiplerine bakıp neden geldiler, neden dönüyorlar, acaba ne iş yapıyorlardır gibi salakça bir oyun oynuyorum. Bu arada bu oyunu çocukluğumdan beri oynarım kendi kendime. Şizofren miyim neyim. Neyse. Derken geliboluyu geçip feribot iskelesine doğru ilerliyoruz. Feribot iskelesine geldik, otobüs direkt feribota girdi. Normalde ya bi kuyurk olur, ya biraz bekler falan. Sanki otobanda gider gibi girmesi gereken yere girdi. Otobüs dehşet bir şekilde sallandı. Ön iki tekerlek feribotta, arka iki tekerde karada. Yavaşladı ve durdu. Lan dedim ne oluyor diye bakarken feribot hareket etti. Feribotla beraber otobüs te hareket etti dengesi kayboldu. Hasgibtir dedim taku yedik. Hadi diyorum ben kurtulurumda çantada o kadar bilgisayar vb var ne yapıcaz diye düşündüm amk. Bencilliğe gel. Bunlar saniyenin onda birinde oldu tabi. Sonra yolcular ay ay ne oluyo falan diye bağırmaya başladılar hep birlikte bi panik havası oluştu. Ha düzeldi ha düzelecek derken feribot daha da ileriye gitti. Otobüsün ön tekerlekleri feribottan kurtulup lak diye karaya düştü. Ön camda deniz suyunu gördüm resmen otobüs denize düşüyordu. Bu arada yolcular, çantalar falan ortalıkta uçuşuyor.

    O korkuyla birden kendime geldim. Kendime geldiğimde gelibolu tabelasını gördüm. O arada uyumuşum meğerse. Bu arada paranormal olay bu değil ve anlattıklarım %100 gerçek. içimi bi korku kapladı. Final destination filmindeki gibi rüyamda olan insanları süzmeye başladığım sahnenin bire bir aynısı karşımdaydı kişiler, tabelayı görüşüm falan. Bildiğim duaları okumaya başladım. Ellerim terden su kesti. Dedim ki ne olur bir şey olmasın falan. Neyse iskeleye geldi otobüs. Bekledi biraz ve feribota binicek. Bu sefer yine ön tekerlek oturdu ve feribot hareket etti. Akabinde otobüs denize düştü. Ama şu kadarını söyleyeyim, içeriye dolan suyu ayaklarımda hissettim. Suyu hisseder hissetmez yine uyandım. Inception gibi rüya içinde rüya görüyordum. Bu sefer yanaklarıma vurdum, kendimi çimdikliyorum eğer hâla rüyadaysam uyanayım diye. Yine aynı şekilde tabelayı ve insanları gördüm. Tüm ayrıntılar bire bir aynıydı. Bir ara muavine seslenip ya bakın böyle böyle dikkat edin diyecektim ama "gibtir lan deli" tepkisi alacağımı düşündüğümden bişey söylemedim. Gelibolu iskelesine geldi otobüs. içimden dedim ki dananın kuyruğu kopuyor. Otobüs feribota bimek üzereyken tamda rüyada gördüğüm gibi iki teker önde iki teker arkada kalmışken hayvan gibi bir sesle otobüs sarsıldı. Hemen kaçma pozisyonumu aldım. Olacaklara hazırlıklıydım. Nede olsa iki kere başıma gelmişti. Derken dışarıdan "hüoooğğaaaaaa" diye bağırışmalar geldi. Şöför kapıyı açtı. Muavin aşağı indi hatta şöför de indi sonra. Ben feribota kilitlendim hareket ediyor mu etmiyor mu diye. Allahtan hareket etmiyordu. Kafamı uzatıp ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorum. Otobüsün kıçı asfalta çarpmış meğerse. Nasıl oldu diye ona bakıyorlar. Neyse otobüs geri geri çıktı, daha geniş bir şekilde dönüp feribota sağ salim bindi.

    Sinirden elim ayağım titriyordu resmen. Hemen kendimi dışarı attım feribotta sigara içmeye başladım. O zamanlar da yasak mıydı sigara hatırlamıyorum ama millet pofur pofur içiyordu. içmesede o sinirle çok da gibimde olmazdı. Neyse içiyorum titreyerek. Muavin de yanımda sigara istedi verdim. Ne olduğunu sordum feribota binerken. Dediğim gibi otobüsün arka kısmı asfalt eğimine çarpmış. Şöför ve diğer otobüslerin şöförleri otobüsün arka tarafındaki bölüme doluşmuş hörö hörö konuşuyorlardı bu nasıl olur bilmemne diye. Muavin çok giblememişti. O arada titrediğimi fark etti. Hayırdır abi hava o kadarda soğuk değil aslında dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 4.
    +1
    Ona size anlattıklarımı anlattım. Önce inanmadı bne dalga geçtiğimi sandı. Ciddi anlatmaya devam edince büyük geçmiş olsun dedi. Hayırlısı bazen öyle olur diye saçmaladı. 20-30 dk içinde karşıya geçmiştik. Bu sefer otobüse binmedim. Otogar hemen iskelenin yanında zaten. Bir yere gitmeyecek. Sivil feribot yolcularının yürüyerek indiği yerden indim amk belki otobüs inerken flan bir şey olur ne bileyim diye korkudan. Otobüsten önce yazıhanelerin oradaydım. Otobüs twk parça gelmeyi başarmıştı. Bavulumu aldım otele doğru yürüyorum. Otelde hemen ileride yürüyerek 3 dk bile değil uzaklığı. Şimdi adını vermeyeyim ama çanakkalenin en iyi otellerinden biri. Yanılmıyorsam saat sabah ya 6 ya 7. Otele geldim artık sakinleşmiştim. Yaşadığım olay şok etkisi yaratmıştı zerre uykum yoktu ama çok yorgundum. Otele bavulumu bıraktım. Tüm odalar doluymuş. Otel çıkışı 11-13 olduğu için o zamana kadar lobide ağırlayalım dedi resepsiyonit. Olur dedim açtım bilgisayarı çalışmaya başladım. Yazmam gereken raporlar vardı. O sırada kahve falan içtim. 1-2 saat geçti, yavaştan uyku çököeye başladı. Dedim ki oturursam burada işlerimi halledemem girer odaya uyurum tüm gün tak olur. Topladım bilgisayarı bavulu otelde bırakıp dolaşmaya başladım. Çanakkale merkez pipi kadar yer zaten neresini dolaşacaksın. Her yeri yürüyerek 30 dakikada dolaşmış olursun zaten. Salak salak dolanırken bi okul gördüm bahçesi çok güzeldi. Girdim oraya salıncak falan da vardı. Sonra çıktım yine sahile gittim. Şu çakma truva atının oraya. Filmde kullanılan var ya, o. insanlar yürüyüşe falan çıkmış, dükkanlar tek tük açılmaya başlıyor. Neyse dedim işimin olduğu yere doğru gideyim orada oyalanırım zaten o zamana kadarda açılmış olur.
    ···
  4. 5.
    0
    Yaz kanka okuyoruz.
    ···
  5. 6.
    +1
    Gittim işimin olduğu yere. Kapıda bekliyorum daha açılmamış. Bu sefer korkudan değil soğuktan tir tir titriyorum. 15 dakikada buz kestim. Hatta her üşüdüğümde o gün gelir aklıma amk o kadar yer edindi bende. Neyse sonunda birileri dükkanı açmayı akıl etti. Geldiler selamlaştık girdik ısındık. Gün boyu işe konsantre oldum çalışıyruz yemek goygoy çay kahve bilmemne arada. Dediler ki madem geldiniz, akşam bir şeyler yapalım. Dedim ki ben çok yorgunum. Siz yapın, ben yarın ya da sonraki gün akşam size katılırım. Birincisi o günün raporunu yazmam gerekiyor, ikincisi merkezden gelen iş kitlemeleri var. Bide zaten gün içinde mail atmışlar. Outlookta o aralar sorun yaşıyordum. Mail geliyor ama sağ altta yeni mail uyarısı gelmiyor. Ayarlardan kaç defa denedim düzeltmeyi ama bir türlü düzelmemişti. Uyarı gelmeyince sesli bildirim de olmuyor. Hâliyle fark etmiyorum mail geldiğini. Bide o yüzden mobbing yemiştim. Anlatamıyorsun işte otobüs denize düştüde bilmemne diye. Bu arada muavin dışında kimseye olayı anlatmadım. Gün içinde ara sıra aklıma geldi ama boşverdim düşünmemeye çalıştım. Gün sonunda neredeyse olayı unutmuştum bile. Neyse sağolsunlar ben gittim diye güzel bi program yapmışlar. Katılmasam ayıp olacak. Akşamda kendimi yorgun ama iyi hissediyorum. Çok kalamam ama 1 saat takılır otele dönerim dedim. Tamam dediler. Gittik güzel bir yere. Oranın da adını vermeyeyim. içtik sıçtık falan. Bu arada kolay kolay sarhoş olan biri değilimdir. Çok bir şey de içmedim zaten. Çakırkeyif bile olmamıştım.
    ···
  6. 7.
    +1
    Dedim ki artık otele gideyim. Yoksa yarın benim için çok daha zor bir gün olacak. Otelde yine iki adımlık yol. Dediler ki otelinize bırakalım sizi. Dedim ki sizi kim bırakacak sonra? Tamam *mı *tü dağıtan olmadı ama alkollüler sonuçta. Dedim ki ben giderim. 5-6 dakika sonra oteldeydim. Sürekli gidip geldiğim için girişimi otomatik olarak yapmışlar odayı tanımlamışlar zaten. Dolu olan formlara imza atıp hemen yukarı odaya çıktım. Oda ikinci kat 201 numara hiç unutmuyorum. Tam asansörün yanında. Asansörle oda arasında kullanım dışı olan bi 30 cmlik alan var. O arada duvar tarafında da dışarı açılan bi pencere var küçücük. Senelerdir kullanılmadığı çok belli. Şu bildiğimiz kartla açılan kapılardan. Odaya girip kartı elektrik haznesine yerleştirdim lambalar yandı. Bavulumu getirip odaya koymuşlar sağolsunlar. Bavulu görür görmez bilgisayar aklıma geldi. Bilgisayarı mekanda unutmuşum. Aradım orada olanlardan birini. Dağıldınız mı dedim. Yok buyrun dedi. Tamam dedim geliyorum. Şimdi bilgisayar çantamı unuttum desem getirecekler. Öyle g*tü büyüklük yapmayı oldum olası sevmedim. Kendi işimi kendim yaparım. Otelden çıktım mekana geri gittim. Ooo hoş geldiniz falan dediler. Çantayı almaya geldim dedim. Yaa niye söylemediniz biz getirirdik dediler. Neyse siz keyfinize bakın yarın görüşürüz diyip çantayı aldım otele döndüm. Sıcak bir duş alır biraz rapor yazıp kafayı koyduğum gibi uyurum diyorum.
    ···
  7. 8.
    +1
    Otele girdim resepsiyoniste kafa selamı verdikten sonra asansörle ikinci kata çıktım. Merdiven çıkacak gücüm kalmamıştı. Ayrıca uykusuzluktan geçici hafıza kaybı yaşıyordum. Sabahki olaylar zerre aklıma gelmiyordu.

    2. Kata çıktım. Kartı kapıya soktum çalışmadı. Bir kere daha taktım çıkarttım kapı açıldı.

    Buraya bir parantez eklemem lazım. Oda dikdörtgen şekilde. Kapıdan girer girmez büyük bir alan yatağın, gardrobun, televizyonun olduğu alan. Kapının hemen solundan dik bir duvar devam ediyor. Diğer köşesinde lavabonun kapısı var. Sol tadafta banyo yani.

    Odanın kapısını açar açmaz el yordamıyla kartı elektrik yuvasına taktım. Yatağın ayak ucundan banyonun kapısına doğru biri hızlıca koşup banyoya girdi. Merak etmeyin bu rüya falan değil. Kimsin lan sen diye bağırdım içeri doğru. Hemen kapının girişinde cam vazo vardı. içindeki yapma çiçeği bir çırpıda yere atıp vazoyu silah olarak kullanmak üzere elime aldım.

    En az iki görüldü gelmeden devam etmeyeceğim bu gece.
    ···
  8. 9.
    0
    seri seri devam
    ···
  9. 10.
    0
    Beklemedeyiz moruk
    ···
  10. 11.
    +1
    Vazo elimde, omzumda bilgisayar çantası, kapının eşiğindeyim kapı sonuna kadar açık. Önce koridora baktım birileri var mı diye. Yardım için değil ama en azından bana bir şey olursa güme gitmeyeyim diyorum. Kimse yoktu görünürlerde. Odanın karşısında bir güvenlik kamerası vardı. En azından kim girdi ne olduysa kayıtlara ulaşırım diye düşündüm ama kapıyı kapatıp çıkamazdım. Bilgisayar çantasını komodinin önüne doğru koydum yavaşça. Bavulum olduğu yerde duruyordu. içeri girip kapıyı kapattım. Olurda kaçmaya çalışırsa ağızını yüzünü giberim diye düşündüm. Bavula bir göz attım, hiç açılmamış gibi duruyordu. Hırsız falan olsa ilk bakacağı şey o olurdu. Hırsız olmadığını anladım. Otele dışarıdan biri de girip kolay kolay hırsızlık yapmaz. Aklıma birden house keeping geldi. Çekingen biriyse herhalde bir şeyleri düzeltiyordu beni görünce korkup kaçtı dedim. içeri seslendim, her kimsen dışarı çık bir şey yapmicam dedim. Banyonun kapısı ahşap ve kapalı. Kapının altından ışık falanda gelmiyor. Sonra dedim ki eğer içeri gelirsem ağızını yüzünü dağıtırım bu haneye tecavüze girer hemen çık. Bir kaç adım geride bekliyorum. Çıkarsa indiricem kafasına. Benden günah gitti diyip tek hamlede kapıyı açıp ittim sonuna kadar. Geri çekildim. Hemen lambayı yaktım banyonun. içeriden telaş sesi gelmedi. Herhangi bir ses yok. Sadece çalışan klimanın salak sesi var.
    ···
  11. 12.
    +2
    Derin bir nefes alıp içeri kafamı soktum. Görünürde bir şey yoktu. Küvetin camekanı vardı örtü değil. O yüzden küvetin oraya saklanamazdı. Dolapların altı boştu. Saklanabileceği hiç bir yer yoktu ama salak gibi küçücük banyo dolaplarını bile karıştırdım. Gördüğüm adam zayıf, sıska biriydi çünkü. Dolapları karıştırırken arkamdan kapının gıcırtısını duydum. Birden aklıma geldi, kapının arkasına bakmamıştım. Ben olsam ilk saklanacağım yer göz önünde bir yer değil, kapının arkası gibi bir yer olurdu. Çünkü dikkat edilmesi daha zor. Aniden kafamı çevirdim ve bir silüet içeri doğru gitti. Ama ben tam kapıdan çıkışını yakaladım. Yani kolu gibi bir şeyi gördüm kapıdan çıkarken. Bir iki saniye bekledim dış kapının sesini duymayı. Ama ne kapı açıldı ne bir şey. Yine derin bir sessizlik.
    ···
  12. 13.
    +1
    Bu sefer yavaşça banyonun çıkışına doğru gidip içeriye göz gezdirdim. Olası senaryoları düşündüm. ilk baktığım yer kapıydı. Acaba koşup sessizce çıkıp gitmesi mümkün mü diye düşünürken gözüm dolaplarda ve yatağın altındaydı. zütüm zütüm kapıya doğru ilerledim. "Kaçacak olsam" senaryosunu gerçekleştirdim. Hızlıca kapıyı açtım. Hayvan gibi ses çıkıyordu. Kapatıp sessizce açmayı denedim. Yinede o sessizlikte duyulmayacak bir ses değildi. Adamımız hâla içerideydi demek. Kapattım kapıyı tekrar, önce yatağın altına baktım. Örtü kapatıyordu yatağın altını. Telefonu aldım flaşlı fotoğraf çeke çeke elimdeki vazoyla yatağın örtüsünü kaldırdım. O zamanlar cix bi blackberry vardı. El feneri özelliği yoktu. O yüzden flaş çakıp duruyorum bir yandanda o sırada dolaptan çıkıp saldırma durumuna karşı tetikteyim. Vazonun ucuyla örtüyü kaldırdım. Yatağın altı yoktu. Bazaymış yatak. O yüzden o seçeneği de hemencicik eledim. 4 kapılı dolap var. Tek seçenek orası. Yatağın diğer tarafına yere de baktım. Kör noktaya mı saklandı diye, yoktu.

    Dolabın kapağını açtım diğer elimde vazo havada vurma pozisyonundayım. içinde kasa, ayakkabı boyası, çekecek falan ıvır zıvır otel malzemeleri vardı. Tek seçenek kalmıştı artık, diğer bölme. Giberim artık ne olacaksa olsun diyerek hızlıca açtım dolabı. Bu seferde kimse yoktu. Korku filmlerinden biliyorum. Kurban kendini güvende hissettiği ilk an cellat arkada belirir. içinin boş olduğunu görür görmez arkamı kontrol ettim. Hızlı adımlarla odanın içinde banyoya falan tekrar gittim geldim baktım. Sonra yorgunluktan halüsinasyon görmüşüm dedim.

    içeride tüm lambalar yanıyor, pencereler kapalı bir şekilde yatağın ucuna oturdum. Ayakkabıları çoraplarla birlikte çıkartıp otellerdeki gibko terlikleri giydim. Bilgisayarı çalışma masasına kurdum. Fişe falan taktım bilgisayarı. Bu arada üstümü başımı çıkarttım cıbıl cıbıl dolaşıyorum içeride. Mini bardan içecek bir şeyler aldım. Evde de kimse olmadığında çıplak dolaşır çıplak uyurum. O yüzden yani haşmetliyle alakalı bir durum yok. Banyoya girdim küveti doldurmaya başladım. Şarıl şarıl su akarken içeri girdim. Bilgisayarda bir iki şey yaptım internette. Facebook'a falan girdim kim kimi gibmiş kim kimi zütürüyo onları kesiyorum. Derken artık çalışayim dedim. Excelli açtım, mailleri açtım yapacaklarıma göz gezdiriyorum. insafsızlar yine mail bombardımanı yapmış. Küfür ettim. Duştan sonra yaparım diye düşünürken yutupa girdim bir şeyler izliyorum. Derken video yüklenmemeye başladı yarıda kesildi. Sayfayı yeniledim, internete bağlanılamıyor diye uyarı verdi. Baktım wifi bağlı, sıkıntı yok. Tarayıcıyı kapatıp açtım, yine giremedim. Acaba yutup mu yasaklandı ne oldu yine dedim ve başka siteleri denedim. Facebook falan açılmıyordu. Biraz bekledim gelir diye. Bu arada küvetteki suyu kapattım. Sıcaklığa bi baktım ateş gibi. Çeşmeyi açıp 2-3 dakika sonra suyu kontrol etmiştim. Enfes bir ılıklık düzeyindeydi. Ayrıca çeşmede sıcakta değil tam ortadaydı. Hay .koyim nasıl olur derken biraz çalışır öyle girerim o zaman bende dedim. Tıpalı küvetti, bir kısmını boşaltmak için elimi sokmam lazımdı. Kaldı ki dokunamıyordum bile suya. Neredeyse fokurduyordu su. Neyse bi çaresini buluruz derken içeri geçtim internet gelmiş mi diye. Hâla gelmemişti. Televizyonu açtım biraz dolaştım. Ferreli kanallar şifresizdi amk en iyi hizmette bu olsa gerek. Ama şimdi gusülle falan uğraşmayayim o kadar işim var dedim normal ulusal kanallara bakıyorum. Uluslararası haber kanallarından birini açtım izliyorum. (ingiliççe) 2-3 haberden sonra internetsiz yapabileceğim işleri yapayim şimdilik dedim. Bizim çevrimiçi bi sistemimiz vardı. Oraya bağlanmadan son yazışmaları görmek pek mümkün değildi tabi. Bazen mail değil oradan iş kilteyip revize yapıyorlardı. Sonra uğraştığımla kalıyordum. O yüzden bilgisayarın olduğu masanın pofuduk sandalyesinde oturuyorum. Arkama yaslanıp bacak bacak üstüne attım televizyonu izliyorum. Birden elektirikler gitti geldi ama saniyelik bir olay. Televizyon kafayı yedi. Önce kapandı elektrik kesilince, açtığımda da garip garip karıncalı görüntüler oluştu. Önemsemedim, 15-30 saniye kadar sonra interneti tekrar denedim. En azından modeme reset atılmış oldu diye sevindim. internet hâla gelmemiş. Resepsiyonu aradım. internette sorun var sanırım yarım saattir giremiyorum diye. Bir saniye kontrol edeyim dedi. Şu anda internet var görünüyor, bilgisayarınızla alakalı bir sorun olabilir mi dedi. Ben de hattın farklı olup olmadığını sordum. Dedi ki tek bir modem var, her kattada güçlendirici var modemden gelen sinyali yaymaya yarıyor. Biz de wifi'dan giriyoruz yani dedi.

    Neyse bu adam bi gibten çakmıyor diyerek kapattım telefonu.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 14.
    +1
    Telefonu biraz kurcaladım, kendime güzel dinlendirici bir müzik açtım. Enya çalıyordu. O çalarken gittim suyun sıcaklığına baktım. inanmayacaksınız ama ilk baktığımdan çok daha sıcaktı su. Nasıl bi küvet bu amk kazan mı belli değil diye düşündüm ama hafiftende bi tırsmadım değil. Gittim sandalyeye oturdum mal mal sağa sola bakıyorum ne yapsam diye canım sıkıldı. Çıkarttım bi sigara yaktım. Küllüğü bulamadım otelin tanıtım broşürünü kullandım küllük olarak. Aradan 15-20 dakika geçti canım iyice sıkıldı. Bilgisayarda açtım soltire falan oynuyorum şu iskambilli salak oyuncuğu. Sonra ondan da sıkıldım. Sıcak modda çalışan klimayı kapatıp yatağın üstüne attım kendimi. Sağ tarafımda pencere, perdeler sonuna kadar kapalı, ayak ucumda ama biraz uzakta çalışma masası üzerinde bilgisayar ve telefonum, müziğin etkisiyle yavaş yavaş bi rahatlama geldi. Ama çok enteresan bir histi. Tam olarak anlatamayabilirim ama sanki birisiyle konuşuyormuşum gibiydi. Ses seda duymuyordum müzik dışında ama birisiyle iletişim içindeydim gibi. Eğer zaman bükülmediyse bende o hâl 10 dakikadan fazla sürdü. 10 dakikanın sonunda bilgisayardan hiç duymadığım bir ses geldi. Kafamı kaldırdım bi baktım Outlook bildirimi sağ altta belirdi yeni mail diye. Aha dedim internet geldi herhalde diye düşünürken birde gecenin bu saatinde yeni mailinizi gibeyim dedim. O an dank etti, aylardır outlook bildirimi gelmiyor diye uğraştım, yapmadığım şey kalmadı. Bırak ses çıkmasını, bildirim bile gelmiyordu. Hiç bir şey yapmamama rağmen nasıl olduda bildirim geldi ve ses çıktı? Hemde sirene benzeyen garip bir ses.
    ···
  14. 15.
    +1
    Yavaşça kalkıp bilgisayarın yanına gittim mail bildirimine tıkladım. Outlook ana sayfasını açtı bana ama yeni bir mail falan yok. En son 4'te gelmiş mail. Gönder/al yaptım ama olmadı. internet bağlantı sorunu uyarısı verdi. Lan nasıl olur derken tarayıcıyı açıp siteleri denedim. Google'a bile girmiyordu.

    (Lan amk bunları yazarken outlook bildirimi geldi yerimden zıpladım amk.)

    Neyse internet yok, bilgisayar kafayı yedi diye kendi kendimi kandırmaya başladım. O pgibolojiye girmek istemedim tekrar ve önceki gece yaşadıklarım aklıma geldi. Kendime tokat attım lan yoksa ben işe hiç gitmedim hâla uyuyor muyum diye. Çimdikledim kendimi falan ama rüya falan değildi her şey gerçekti. Gittim suya tekrar baktım, hâla su ateş gibiydi. Suyun üstünde dumanlar tütüyor böyle dumanlarda hareketli. Çaydanlıkta su kaynamadan hemen önce buhar çıkar ya hani aynı onun gibi. Yine suya dokunamadım. Gibeyim böyle oteli diye küfür ediyorum. Yatağa yattım. Ne duş alabiliyorum ne işimi halledebiliyorum. Nedensiz yere haşmetlide hateketlilik oldu ama herhangi bir şey yapmıyorum. Ellerim göbek hizamda birbirine bağlı şekilde yatıyorum. Gözlerim tavana dikik bir şekilde boş boş bakıyorum. ister inanın ister inanmayın ama sağ tarafımda duran perdelerden birden açılıyor gibi ses geldi. Kornişten gelen ses var ya birebir o. Aynı zamanda sanki biri perdenin orta kısmını çekiştirmiş gibi perde yerinden zıpladı. Ananıskim diyerek yerimden zıpladım. Perdenin önünde arkasında hiç bir şey yok. Cam tamamıyla kapalı. Klima bile kapalı. Derken bilgisayardan gelen ses birden tekrar geldi ve mail bildirimi çıktı. Lan diyorum kafayı yiyiyorum herhalde. Ama gece saat kaç olmuş artık. Bir şey yapacak olsalar domaltırlardı diye düşünüyorum. Bilgisayardan eskiden msn messenger titreşiminde çıkan ses vardı ya. Onun gibi bir ses daha geldi. Ben sadece olanları izliyorum. Perde hâla deminki kendiliğinden zıplamanın etkisiyle sağa sola oynuyor. Gözümü ovuşturup baktım devam ediyordu yani yanlış görmemişim. Bilgisayarda msn falan kurulu değil, tarih olmuş msn zaten. O ses nasıl geldi. Sağ olsun musallat olan her neyse microsoft programları üzerinden saldırıya geçmişti. Bir outlook bir msn...
    ···
  15. 16.
    +1
    Outlook'u açtım bildirim üstünden ne oluyor amk diyerek. Gerçekten mail gelmişti 2-3 tane şirketten. Sonra tarayıcıyı açtım internet var mı diye. internet gelmişti. Facebook'u açtım. Açar açmaz bir mesaj geldi. Çok ama çok eskiden görüştüğüm, yıllardır haberini bile almadığım bir arkadaşım yazmış. Ne yapıyorsun nerelerdesin diye. Bende standart bir cevap verdim. iyi işte ne yapalım falan diye. Olanlardan bahsetmedim. Bu arada ruhani varlıklara karşı ilgisi olan birisidir. Aslında anlatmak istedim ama yersiz olabilir diye düşündüm o kadar süre sonra.

    B: Ben, K: Kaan

    B: Hayırdır bu kadar zaman sonra nasıl olduda aklına geldim?

    K: Ya sorma. 3-4 gündür seni rüyamda görüyorum. Nasılsın iyisin değil mi?

    B: iyiyim iyiyim. Hayırdır nasıl görüyorsun ki?

    K: Ya garip garip şeyler buradan yazmayayim ama pek hayırlı değil.

    (Bu arada aklıma şaka olduğu geldi. Belki bilgisayarıma bir şekilde sızdılar, interneti kesilmiş gibi gösterdiler, o sesleri çıkarttılar falan ama bir türlü oturmuyordu. Hadi onları bu bneler yaptı diyelim. Perdeler, banyoya kaçan adam falan. Hadi ondan önceki otobüs olayı???)

    B: Anlat anlat ya ne oldu söyle.

    K: Gerçekten anlatmayayim. Neredesin sen yarın görüşelim yüz yüze konuşalım.

    B: Çanakkaledeyim hacı 3-4 gün buralardayım dönmem.

    K: Anladım. Tamamdır Allaha emanet ol dikkat et.

    B: Nereye?

    K: Uyuyacağım.

    B: Ya aslında her şey yolunda olmayabilir. Vaktin varsa anlatayim mi şu an kötü bir durumda olabilirim.

    K: Hayırdır?

    Başımdan geçenleri olduğu gibi anlattım. Otobüste olanları da o an yaşadıklarımı da. Hatta internet gelir gelmez onun yazdığını... Küveti de anlattım su kaynıyor resmen amk dedim.

    Dediği şey şuydu. "Bir oyun oynamış olabilirler sana o malum şeyler. Duş almadığın iyi olmuş. Cenabet değilsen 3 kulhuvallah 1 elham oku rahat bırakırlar." Neden duş almadığımı sorduğumda "genelde bir şeyler olursa banyoda olurdu. Kolay kolay salonda, yatak odasında bir şey yaptıkları görülmez. Ya da öyle denk gelir bilmiyorum. Birden fazla da olabilir şu anda yanında. Suyun kaynar olması iyi olanın seni koruması olabilir. Sen suyu kaynar görünce giremedin. Eğer normal olsaydı girip başka şeylere şahit olabilirdin. En basiti perde olayının benzeri sen küvetteyken olsaydı acilen kaçmaya çalışıp kafanı mafanı vurabilirdin.

    Neyse daha da detaylara girmesini istemeden görüşürüz dedim. Duaları okudum, lambaları, bilgisayarı her şeyi kapatıp yorganın altına girdim ve uyumaya çalıştım.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 17.
    0
    yaz broooo yaz okuyozz
    ···
  17. 18.
    0
    Pişt pişt. Devam mı?
    ···
  18. 19.
    0
    yav hala bitirmedin mi hikayeyi sen vay amk
    ···
  19. 20.
    0
    Olm bu hikaye kalmış amk unutmuşum bile ilgisiz ibineler.
    ···