1. 676.
    0
    @540 panpa dayak attıgın adamla nasıl karşılıklı içiyonuz bu kadar mı hikaye devamı varsa yaz zevkliydi okumak güzel üslubun var
    ···
  2. 677.
    0
    @540 gibicem belanı ha anlat adam gibi sinirlendirme beni
    ···
  3. 678.
    0
    @540 terso yapacağını başta söyleseydin zırt pırt diriltmezdik başlığı amk adamı seni
    ···
  4. 679.
    0
    Anlat bin
    ···
  5. 680.
    0
    @540 lan züt dinliyoruz ya işte devam et
    ···
  6. 681.
    0
    okuyacaaaaaaam
    ···
  7. 682.
    0
    anlatayım mı anlatmayayım mı şimdi? anlıyamadım ben anlat derseniz devam edicem

    @541 bilmiyorum olm. yakın arkadaştık kafamız taşak gibiydi kavga ettik o yüzden. kavgadan sonra ayıldık bir daha içtik
    ···
  8. 683.
    0
    anlat nan dinliyoz işte.. hacu çok pis küfrettircen eğer yarıda bırakırsan
    ···
  9. 684.
    0
    anlat gib kafa anlat
    ···
  10. 685.
    0
    bir şekilde sora sora yolu buldum. gittim selcukla
    bir kaç bira daha aldık. o kadar dayakdan
    kavgadan ve görültüden sonra ister istemez ayılmıştık
    birer bira daha çarpıştırıp eve döndük
    ertesi gün uyandığımda yüzüm yara içindeydi fakat bunu
    sarıcak bir babam yoktu. izmirde belki de karısını
    delicesine gibiyordu. annem çalışıyor ve
    yaralarımı geçirmek için bana kremler bezler vs. alıyordu
    sarıyordu beni elbet. ama bir baba kucağı değildi be birader.
    anneler her zaman daha kutsaldır tabii ki,
    amma ve lakin babanın o hissi başkadır.
    babam gitmişti, selin gitmişti, deniz gitmişti,
    liza gitmişti, dost bildiğim 15-16 yıllık biraderim serdar gitmişti,
    sevcan.. dilim varmıyor, elim yazamıyor lakin; g.i.t.m.i.ş.t.i...
    elime aldıgım sigara paketine bakarak,
    "baksana birader.. şimdi senle ben varım.. senle ben kalcam.. aslında sende huursun he
    parası olana gidiyosun.. param oldugumca yanımdasın. ama yanımdasın birader.
    en azından seni benim derdimi taşıyan insanlarla aynı anda üfliyebiliyorum" dedim.
    benim derdimi taşıyabilen insan varmıydı lan harbiden?
    onlardaki omuzlarda yıkılmak üzeremiydi?
    dizleri titriyormuydu?
    ağlıyorlar mıydı?
    acılarını hafifletmek için derilerine zarar veriyolarmıydı?
    içiyorlar mıydı?
    bir sigara yaktım,
    sonra bir tane daha,
    bitmek bilmeyen bir ateş vardı sigarada,
    bir huurya ait ateş,
    ağzımda, dilimin hemen ucunda, ciğerlerimin içinde sönüyordu ateş
    ve öyle yakıyordu ki ciğerlerimi
    duman saçıyordum.
    "aşkım, aşım, asrım... sen ona helalsın bana haram" dedim sevcanın
    kulağına gitmiyceğini bilsem de, gidiceğini umut ederek.
    ve ardından telefonu göbeğime koyup o tatlı titreşimi vücudumda hissetmek istedim,
    olmadı. gelmedi o mesaj, gelemedi.
    ···
  11. 686.
    0
    günler günleri kovaladı. o kadar hızın, uykunun acının içinde
    bir şekilde okul gelmiş ve kodesime geri dönmüş gibiydim.
    son sınıf bir lise öğrencisi.
    artık selin ile denizi aramıcaktım çünkü onlar mezun olmuşlardı
    bu benim içimde bir katilin soluk borumu cigerlerimden ayırması gibi
    bir hisse uğratsada, zar zor katilin elinden soluk borumu alıp yerine
    taktım. ya cok uyudugumda ya da uyumadığımdan gözlerimin altı mor
    yüzümde hala kavgadan kalmış ve yüzüme kazınmış sanat eseri olan
    yaralar var idi. bastığım her koridor yolunda
    daha lise 1 bebelerinin bile
    -oha bu tugay değil mi? atılmamış mı
    - yok olum tedavi görüyormuş. muhabbetlerini duyup
    geri dönüp hiç birşey söylüyemiyordum
    hocalar durup durup
    - birşeye ihtiyacın olursa söyle
    - istersen cıkabilirsin vs. ilgilerini gösterip
    yanımda olduklarını belli etmeye çalışıyorlardı fakat
    yanımda olmalarını istemiyordum.
    olması gerekenler yanımda değildi çünkü...
    tanrının tokatları ve yumruklarından sonra
    soluğumu kesicek diz darbesi deryayı bir başkalarıyla
    gülerken geldi. fakat solugumu cabuk toparlayıp
    1-2 saniyelik duruşumu bozarak gözlerimden oradan ayırdım ve
    yoluma devam ettim. artık bütün acilar aşinaydı
    artık acılara katlanabiliyordum
    hatta hayatımı yoluna koymak için kılımı kıpırdatmıyordum
    lise 1 oldugunu sandığım hormon yemiş yemiş
    büyümüş sakallı neredeyse boylarımda bir çocuk
    gelip bana ahkam keserek suskunlugumu bozdu
    - sen uyuşturucu tedavisi mi görüyosun lan?
    sesinde kızgınlık öfke ve kibir vardı
    nedense takip edilen kötü nam olsa da bir popülerliğim oldugu için
    bastığım adımı takip eden bir çok öğrenci vardı
    yaşadıklarımı bilmeksizin hayatımı sorgulayan bebeler.
    onlarda bu sözle irkildiler.
    - evet. dedim
    ···
  12. 687.
    0
    kendini bir gibim sanıp dik dik hareketlerinden sonra
    yanımdan bir çocuk kollarından tutup uzaklaştırdı biraderi
    - bekle ya konuşucaz diye sıyrılıp yanıma geldi.
    -neden başladın uyuşturucuya dedi
    - sanane dedim
    - çok mu acı cekiyodun huur cocugu dedi
    "huur cocugu" şimdi olmasa bile o zamanlarda
    adamı ölüme zütürücek kadar sinir bozan,
    siniri hat safhaya çıkartıp bana o adamı orda
    yığma yetkisi veren bir küfür idi. lakin içimde
    herhangi bir sinir uyanmadı. lakin korkmuyordum da
    duygularımı törpülemiştim sanki,
    arkamda duran bir kaç yaşıtımın ve küçük biraderlerin
    oha ne dedi vs. lerinden sonra
    - hayır keyfi başladım dedim
    birden cocugu kahkaha aldı
    - lan sen ne genişmişsin öyle dedi
    omzumdan itti. fakat sadece omzum kıpırdadı vücudum
    çivi gibi saplanmıştı yere.
    - iltifat olarak alıyorum o elini bidaha bana sürme dedim
    bir daha omzumdan itti
    - hayırdır dedi
    konuşmadım. sinirlenmedim veya korkmadım.
    toplanan öğrencileri gören nöbetci hoca ne oluyor diye
    olay mahaline geldi fakat yok birşey hocam
    diye geri yolladım.
    olay istemiyorum saçmalıklarından sonra hoca gitti.
    çocukda geri giderken yüzüme taşak geçer gibi 2 tokat savurdu
    ve gitti. giderken kolundan kavradım
    - sen kime gider koyuyon dedim
    - sana lan zırvalıklarından sonra
    - beni sinirlendirip kavga çıkarmak mı istiyon popüler olmak için dedim
    - popülerim lan ben zaten kocum dedi
    yanağımı uzattım.
    - bana bir tane vur ki seni burda cesedini cıkartana kadar dövmem için bana sebep ver dedim.
    ···
  13. 688.
    0
    irkildi.
    - dengesiz piskopat mısın lan sen dedim
    - vurmucaksan uza dedim.
    vuramadan gitti.
    ne yalan söyliyim o kadar çocugun arasında onu öyle
    gibip atarak nasıl üzüldüm amk.
    keşke bir kavga çıksaydı
    8 saat kafamı giben derslerde yatarak geçirdim
    ve otobüs durağına indim.
    otobüs durağında denizsiz ilk günümdü.
    uzvumun tanrı tarafından yumruklandığını hissettim.
    ve sonra düşündüm
    - acaba hangi üni. yi kazanmıştı
    hangi otobüse kimle biniyor,
    hangi şarkılarda ağlıyor,
    hangi heriflerle yiyişiyor
    hangi gencin hayatını yiyor,
    kimleri karanlığa sürüyordu
    bana yaptıgı gibi...
    buz gibi olmuş demirlere koydum kafamı ve ağladım
    o anda bir curcuna koptu ve koşarak gelen bir öğrenciyi gördüm
    göz yaşlarımı "ne oluyor lan?" etkisiyle silerek gelen cocugun
    sabahki oldugunu fark ettim. yanıma geldi
    - terapim var vurmucaksan hiç konuşma dedim
    o anda yüzümde vurdugu yumruğun etkisiyle bir acı yayıldı
    kafamı demirlere çarptım ve bir kaç darbeye daha maruz kaldım.
    o an onun cesedini çıkartabilir miyim diye düşündükden sonra
    - onun cesedini kaldırıma resim olarak işlerim diye kendi egomu şişirdim ve
    birden kaval kemiğine ayağımın burun tarafıyla darbe çıkardım
    sarsıldı. eğilince dirseğimin dış tarafıyla yüzüne bir darbe daha çıkardım
    eğildiğini görünce ardından midesine diz atmaya başladım ve
    kaldırıp çenesine bir yumruk attım. sağ tarafına.
    çenesinin sağ tarafına vurunca kafasını sola doğru kaldırdı ve
    sol yanağına da yumruğumun alt tarafıyla bir darbe daha attım.
    ardından zütüne bir tekme atıp arkadaşlarına yolladım.
    - başka dövüceğim varmı otobüsüm gelcek dedim
    millet birden oha herif piskopat vs. diye saçmalarken
    burnumun kanadığını fark edip
    - selpak varmı diye hafifce kükredim.
    tekrar cevap gelmedi.
    o sırada kalabalığın içinde
    burnumun kanamasını yaşlı gözlerle izliyen deryayı gördüm.
    gözlerinde kendimi gördüm, içim yandı.
    birşey diyemedim. demedim.
    -dağılın lan dedim
    o cocuk sen görüceksin tehtidlerinden sonra kalabalık kalmadı
    derya da dahil herkes gitti. ve ben yine anılarımla baş başa kaldım..
    ···
  14. 689.
    0
    hikayeye kaldıgı yerden devam edicem. yaralarım iyileşti artık partları atabilirim. beklediğiniz için teşekkür ediyor, gözlerinizden öpüyorum ama saat geç oldu artık yatalım dimi.. yarın devam ederim. buralarda kalın, bari siz..
    ···
  15. 690.
    0
    Burdayız .
    ···
  16. 691.
    0
    Dinliyoruz panpa.
    ···
  17. 692.
    0
    bekliyoruz kardeşim
    ···
  18. 693.
    0
    uzun ve hüzünlü bir gündü.
    artık otobüs durağında yalnız olmak,
    oturan bir kadının -denizin- saçlarının kokusunu
    içime çekememek, içimi yakıyor, içimi acıtıyor idi.
    soluk borumda kokusunun dolmadığı yerlerde
    adeta kezzap yürüyor hissi..
    yanıyorum,
    ölüyorum,
    duyun beni!
    eve giderken bastığım kaldırımlarda ve asfaltta
    selini hatırladım. bir iddaa konusu olmuş
    2 kez terk edilmiş,
    nedendi.
    yinede onlar üzülmesinlerdi.
    onlar gülsünlerdi.
    ağlamasınlardı.
    ben ağlarımdı.
    ağladım...
    yolda "ne oldu acaba" diye bakan aptal insanların bakışlarından
    etkilenmeyerek, ağladım.
    o an kendimi cesaretli hissettim.
    babam beni terk etmişti.
    annemle nerdeyse konuşmuyordum.
    ailem aramaz sormazdı beni.
    deniz beni terk etmişti.
    arkadaşlarım beni terk etmişti/yoktu arkadaşlarım
    selin beni terk etmişti.
    liza, beni terk etmişti.
    sevcan beni terk etmişti.
    kayıp olmuştum. ceset olmuştum
    ···
  19. 694.
    0
    uzak fakat çok uzak diyarlardan bir şarkı ile
    inledi kulaklarım. ağlama diyordu,
    ağlıyordum.
    liza. beni neden terk ettin, ihtiyacım var sana..
    sen istediğin sürece terk etmem seni demişti.
    şimdi istiyorum seni. gel
    günler geçtikçe hergün kapımın çalınmasını istedim
    lizanın gelmesini,
    sarılmasını,
    saçlarıyla sarmasını istedim beni.
    yapmadı.
    gelmedi. gelemedi.
    onun içinde ağladım.
    sevcana mesaj atmak istiyordum, atamıyordum.
    onun içinde ağladım.
    denizi göremiyor, mavi gözlerini izliyemiyordum
    onun içinde ağladım
    artık kışlar anlamsız geçiyor, bir kıza-seline- sarılınca huzur bulamıyorudm
    onun içinde ağladım.
    derya bizim okuldan ayrılıp başka bir okula kaydını aldırmıştı
    artık kimsem yoktu.
    okul anlamsız geliyordu ve ben artık gitmemeye başladım.
    deryasız, denizsiz, selinsiz bir okul...
    kimseyi aramadan, mozaşist duygularımı ayaklandırmadan
    bir okul okumayı hiç mi hiç istemiyordum.
    günler günleri kovaladı.
    ve annem bir gün telefonla konuşarak içeri girdi.
    ben odama yönelirken omzumdan geri döndürdü beni
    - sana bi haberim var dedi
    ···
  20. 695.
    0
    - nedir dedim
    - birşey sorucam ama cevap ver dedi
    - evet dedim
    - neden ağlıyorsun her gece dedi
    gülümsemekle yetindim.
    aklım kelimeler, cümleler tarafından saldırıya uğramış
    pankreasıma tanrı tekme atmışa döndüm.
    konuşucaktım, dilim varmadı
    - anladım dedi
    - sen ne söylücektin dedim
    - piskiyatr buldum sana. ona gidicez dedi
    piskiyatr ne amk? deli değilim ki
    tamam belki kendimi kesiyor,
    her gece müslüm gürses, ferdi tayfur vs. dinliyor,
    içiyor,
    hayali şeyler görüyor,
    gaipten sesler duyuyor,
    ağlıyor,
    üzülüyor olabilirdim ama deli değildim, sanırım.
    - gerek yok dedim
    - aldım randevuyu. gitmesek bile adam parayı alıcak gitte boşa almasın bari dedi
    - tamam dedim
    göztepe ssk hastanesinin hemen yanında bulunan bir yer idi.
    gittim.
    tanışma fastından sonra anti depresan uygun gördü bana
    uyuyamadığımı söylesem de uyku hapı vermedi.
    haftada 1 gidicektim.
    - olsun. artık dertlerimi anlatıcağım biri var dedim kendi kendime
    ···