/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    +3
    Cehase'nin arzuları demek. Neyine dikkat etmiyorum acaba? Anlamıyorum. Evet, bana atarlı davranıyor ama neden? Hala olduğu yerde oturuyor. Güneş de batmak üzere. Hızlıca eve dönmem lazım.

    b-"Bir Bine. Leydi Ekonis, Kurt ve Tilki'ye mesajını ilettim."

    bb-"Abi, sen mi geldin? Çok teşekkür ederim. Leydi Ekonis'in mutlu olmasına sevindim."

    b-"Pek mutlu değildi. Leydi Ekonis seni çok sevdiğini iletmemi istedi. Bana göstermedi ama Kurt bana yas tutmak için odasına gittiğini söyledi." Bir Bine önümde ağlamaya başladı.

    bb-"Güneş ve aydan bahsettiğimde tek benimle dalga geçmeyen oydu. Bana her şeyi o öğretti. Hikayemi dinler misin abi?"

    Shera-"Lütfen Cehase. Sen de dinle. Şu an efendine karşı soğuksun. Bunu hissedebiliyorum. Ben de efendime soğuk davrandım ve o kendini benim için feda etti. Lütfen dinleyin."

    b-"Anlat. Dinliyorum."

    bb-"Teşekkürler abi. Ben fakir bir ailede doğdum. Ailem için sokakta dileniyordum. Tabi o zamanlar babam beni dilendirip parayı tanrıya zütürdüğünü söylüyordu. Ben de tanrı bana yemek verecek, su verecek diye hep dilenmeye devam ettim. Yaşama isteğimi tutan kişiler Güneş ve Ay'dı. Her sabah Güneş gün boyu gülümser, her akşam da ay bana evime kadar rehberlik ederdi. Bir gün ay rehberlik ederken sokakta bir serçe buldum. O da Shera'ydı. Ölmek üzereydi. O gün de babam az para kazandım diye yemek ve su vermemişti. Ben de gizlice eğer babam yemek vermezse diye ayırdığım yemeğimden Shera'ya yemek ve su verdim. Bütün gece ölmesin diye başında durdum. Sonraki sabah durumu iyiydi ama kanadı kırıktı. Kanadına dal ve bir ip bağladım ve onu odamdaki boş kutuda sakladım. Sonra da dilenmeye gittim. O gün bir adam geldi. Saçları güneş kadar sarıydı. Beni aldı ve bana yemeğe zütürdü. Sonra da bana para verdi. Bana o gün garip bir kağıt verdi ve bana akşamki yemeğimi tam yememi söyledi. Anlamamıştım. Parayı önemsemememi de söylemişti ama onun bu söylediğini dinlemedim. Bana verdiği paranın bir kısmını babama verdim ve diğerlerini sakladım. Daha sonra eve geldiğimde annem bir et yemeği yapmıştı. Ben de yedim... Sonra... "

    Shera-"O benim vücudumdu. Ben iyileşince kutunun içinde şarkı söyledim ve annesi beni buldu. Beni öldürüp pişirdi ve Bir Bine'nin yemesi için önüne koydular. Hala pişmanlık duyar ama iyi ki o gün bedenimi yiyen oydu. O gün gelen adam ona benim bedenimi yemesini söylemişti. O da başımı bile çöpten çıkarıp yedi." Anne babasını gibeyim bunun. huur çocukları. Çocuğun serçesinden ne istediniz lan? O adama güvenmesine şaşırdım. Çocuk çok saf hayallerle büyümüş.

    bb-"Sonra babam beni dövdü ve odama kitledi. O gece aralıksız ağladım. Cebimdeki kağıt ısınmaya başladı. Cebimden çıkardım ve kağıt yandı. Ondan sonraki sabah tekrar dilenmeye gittiğimde Shera yanımdaydı."

    b-"Shera mı yanındaydı? Pişmanlığı mı vardı yani?"

    bb-"Hayır. Öyle değil." dedi ve parmağından bir zincir çıktı. Zincir Shera'ya bağlıydı.

    b-"Bu zincirler... Leydi Ekonis'in zincirleri mi?"

    bb-"O sarışın kişi Tilki'ydi. Bana Leydi Ekonis ile anlaşma kağıdı verdi ve Shera bağı ile yeminini mühürledi. Tabi o zamanlar ben bilmiyordum. Bir gün teyzemler geldi. Kuzenim de geldi. Teyzemler geldi diye annem temiz kıyafetlerimi vermişti O gün ne kadar mutluydum anlatamam. Teyzem ve kocası beni gezdirdiler, avm ye gittik, sinemada film izledik... Ve dilenmeye gitmeme de gerek yoktu. Her şey çok güzel gidiyordu. Taa ki o güne kadar. Babam bir gün yakama yapışıp beni uyandırdı. Ve teyzemin parasını çaldığımı iddia etti. Ben çalmamıştım. Dolabımı açtı ve Tilki'den alıp sakladığım parayı buldu. Teyzem ve annemler zaten kavgalıydı. Bu da son darbe oldu. Teyzemler eşyalarını toplayıp evden gittiler. Ben de dayak yedim. Eğer Tilki'yi dinleseydim ve aç gözlülük yapmasaydım teyzem sayesinde okul da okuyabilirdim. Ama okuyamadım. Aylarca dilendim. Shera ruh gücü ile beni iyileştirebiliyordu. Ama her geçen gün zayıflıyordu. Ben ne kadar ruh gücü ile beslersem o kadar güçleniyordu. Ama bu sefer de ben zayıf düşüyordum. Zaten ruh gücümü Shera'ya nasıl kontrollü vereceğimi bilmiyordum. Daha sonra Kurt geldi ve beni ailemden satın aldı. Tabi insan vücudu ile. Beyaz saçlı genç biri olarak geldi. Ailem de parayı görünce beni hemen sattılar. O gün hiçbir gün kadar acı çekmedim. Daha sonra beni konağa zütürdüler. Tüm dünya ile ilişkim kesildi. Leydi Ekonis cahil kişileri sevmezdi. Ben de onun için her şeyi öğrenmeye başladım. Ne de olsa benim kurtarıcımdı. Kendimi ona adamalıydım. Yeni bilgiler öğrendikçe öğrendim. 16 yaşıma geldim."

    b-"16 yaşına mı? Sen 16 yaşında mısın?" Çok genç gösteriyor.

    bb-"Hayır. Şu an 13 yaşındayım. Anlatacağım abi. En son 16 yaşımı anlatıyordum. 16 yaşıma geldim ve Shera ile aramız soğumaya başladı."

    Shera-"Burada sizin hatanız yoktu. Benim boş gururum yüzünden siz sürüklendiniz. Cehase.
    Şu an sen de boş gururuna sürükleniyorsun. Artık efendim benimle daha az konuşmaya başlamıştı. Bana daha az ihtiyacı oluyordu. Kendimi işe yaramaz hissediyordum. Bedenime de özlem duyuyordum. Onun yanında nedensizce kafeste hissediyordum kendimi. Bir gün boş gururumu fark etti ve benimle konuşmaya çalıştı. Ve ben de ona hiçbir şey anlatmadım. Bu içimde büyüdü ve bir gün kavga ettik. Ona yaşamak istediğimi söyledim. O da yalnızca bana gülümsedi. Başımı okşadı ve 'ben de senin yaşamanı istiyorum' dedi. Geçmişe giden kapıyı biliyordu. Gitti ve Leydi Ekonis ile konuştu. Leydi Ekonis şiddetle karşı çıktı. Çünkü biliyordu ki geçmişe gitse bile artık ruhlarımız bağlıydı. Eğer ben yaşarsam onun yaşam süresi benim yaşam süreme düşecekti. ikimiz de aynı anda ölecektik. Üstelik yaşadığımız sürece birbirimizi ve tüm olanları unutacaktık. Efendim bunu bilmesine rağmen tereddüt bile etmeden kabul etti. Ve o kapıdan geçtik. Bana sapandan gelen taşın yönünü değiştirdi ve zamanı devam ettirdi. Taş bana gelmemişti ve ben de kaçabilmiştim. O her gün dilenmeye ve acı çekmeye devam etti."

    bb-"Acı çekmedim. Zamanı geri alınca tilki bana para vermedi ve ben de Teyzem'in sayesinde okula başladım. Parayı çalan kişi de kuzenimdi. Suçu bana atmaya çalıştı ama kanıtı yoktu. Sonra para arkasındaki küçük cebinden çıktı. O gün babası ve annesi sadece azarladı ve o konu kapandı. Ama o gün sayesinde ben okula başladım, annem ve babamın artık beni görmesi bile yasaklanmıştı. Dilenmek yerine okulda arkadaşlarım olmuştu. Sonunda da Shera ömrünü doldurunca ben de ömrümü doldurdum. Ve buradayız. Hikayemiz böyleydi." dedi ve mavi bir şekilde parlamaya başladı. Mavi mi? Güneşin kızıl rengi onu mavi gösteriyordu.

    bb-"Son kez Güneş bizi selamlıyor Shera. Artık yanına gidebiliriz."

    Shera-"Evet efendim. Size diğer dünyada da hizmet etmekten gurur duyarım."

    bb-"Bana hizmet etmeni istemiyorum. Sadece sonsuza kadar birlikte kalalım."

    Shera-"Nasıl istersen Bir Bine." dedi ve kayboldular. Orada yaklaşık birkaç dakika kalakaldım. Kımıldayamadım. Kımıldayamıyordum. Ben kendi yaşadıklarıma dert diyordum bir de. Hayalleri olan bir çocuktu sadece. Bu kadar acı çekmesine gerek yoktu...

    b-"Cehase. Sana böyle hissettirdiğim için özür dilerim. Sana her zaman ihtiyacım olduğunu bilmeni istiyorum. Eğer sana işe yaramaz hissettirirsem beni sertçe uyarmanı istiyorum." Kafam yere eğik ve ağlıyordum. Kafamı kaldırmak bana ağır geliyordu. Cehase'nin duygularını görmezden geldim. Ona kendisini işe yaramaz hissettirdim.

    Cehase-"Bir daha böyle bir duygu içimde asla dolaşamaz. Dersimi aldım. Bizim sonumuz onlar gibi olmayacak. Size söz veriyorum." Gözyaşlarımı sildim ve Cehase'ye döndüm.

    b-"Akşam oldu bile. Ben acıktım. Hadi eve gidelim."

    Cehase-"Nasıl isterseniz." dedi ve arkamızı dönüp Gülay Abla'nın evine doğru yürüyecekken birinin kafamı okşadığını hissettim. Bu çok sıcak bir eldi. Bir anda arkamı döndüm ve güneşin son ışığının da kaybolduğuna şahit oldum.

    Cehase-"Siz de mi hissettiniz?"

    b-"Evet. Rüzgardı herhalde. Güneş olacak değil ya hahahah."

    Cehase-"Evet. Güneş olamaz. Gidelim." dedi ve yürümeye başladık. Ne şanstı ki bu gece de dolunay vardı...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 125.
    +3
    Bir ahır kapısı buldum. Burada kullanmam doğru mu acaba? Kimsenin görmediği tek yer de burası ama.

    Cehase-"Karşımızda bir Milenyum olacak. Eğer onu kızdırırsanız o evde hayatımız ve ruhumuz son bulabilir."

    b-"Korktuysan gelmeyebilirsin. Seni zorlamak istemiyorum."

    Cehase-"Geleceğim." Dedi. Derken sesi biraz sitemliydi. Acaba nesi var? Kilidi soktum ve kapıyı açtım. içeri girdim. içerisi saray gibi. Burası gerçekten ahır kapısından mı açıldı? Kocaman bir hole girdim. Karşımda iki kişi belirdi. Biri kurt, diğeri de tilki:

    Kurt-"DAVETSiZ MiSAFiR. NE CÜRRETLE BU EVE GiRERSiN."

    Tilki-"ÖLÜMÜNE HAZIRLANSAN iYi OLUR." Holün önündeki merdivenlerden biri inmeye başladı. Yüzünü göremiyorum.

    -"Siz ikiniz. Konuğuma neden saygısız davranıyorsunuz?" dedi ve ikisinin de boynunda zincirler oluştu. Zincirler ikisini de geri çekmeye başladı. Acı çekiyorlardı.

    b-"Ceza vermenize gerek yok. Ben buraya Bir Bine için geldim." diyince zincirler kayboldu. Ve Tilki ile Kurt kendilerini toparlamaya çalıştılar.

    -"Ben Leydi Ekonis. Milenyumlar arasındaki en asil varlık benim." Merdivenlerden inmesi bittiğinde yüzü hep kıllıydı. Kürkü var. Hayvanlar gibi. Ama insan gibi iki ayak üzerinde yürüyor. Kurtadam falan mı acaba?

    Cehase-"Kendini tanıt." dedi kısık sesle. Kendimi toparladım ve:

    b-"Şeref duydum Leydi Ekonis. Benim ismim Bir Bine." Saygılı konuşmak ne zormuş. Cehase'den ders almalıydım.

    Cehase-"Benim ismim de Cehase, Şeref duydum Leydi Ekonis. Buraya sizin hizmetkârınız Bir Bine'nin isteği ile geldik."

    Ekonis-"ESKi hizmetkârım. Yanımdan ayrıldığı için onu azât ettim. Misafirlerimize salona kadar eşlik edin. Kusura bakmayın, hazırlıksız yakalandığım için ev kıyafetlerimle görmek zorunda kaldınız beni. Hazırlanıp size salonda katılacağım." Dedi ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Ev kıyafeti miydi onlar? Lan üzerinde kırmızı elbise vardı. Kurtadama benzemese tam yavşamalık... Lan aptal aptal düşünme. Belki düşüncelerimi falan okuyan biri vardır aq.

    Tilki-"Lütfen beni takip edin. Yardımınız için teşekkürler. Bir Bine nasıl peki?" Takip etmeye başladık ve yolda sohbet ediyorduk.

    b-"Bir Bine öldü."

    Tilki-"O yüzden gelemedi demek ki. Elçi olarak da sizi yolladı. Ölmesine üzüldüm. Onu uyarmıştık oysa."

    b-"Ne için?"

    Kurt-"Bunu Leydi Ekonis anlatır. Biz sadece hizmetkârız." En sonunda kocaman bir kapının önüne geldik. Kapıyı Kurt ve Tilki beraber itip açtılar. Salon kocaman. Ve bembeyaz. Bizi koltuğa doğru yönlendirdiler ve:

    Tilki-"Burada bekleyin. Leydi Ekonis sizi karşılayacak." dediler ve dışarı çıktılar. Bir süre sonra Kurt geldi ve önümüze tatlı tuzlu (ve daha önce sadece televizyonda görebildiğim) aparatifler (bize öyle söylüyor. Bu kadar aperatife kabile doyar.) koydu ve gitti. Çay da koydu. Çayın kokusundan ne kadar kaliteli olduğunu anlayabiliyorum. ingiliz kraliyet ailesinden falan olabilir mi? Sadece merak ettim. Aperatiflerden biraz yedim ve çayımı yudumlamaya başladım. Çok güzel lan. Keşke annem, babam ve abim de yiyebilselerdi. Üstünde simsiyah elbisesiyle Leydi Ekonis kapıda gözüktü. Karşımdaki tekli koltuğa (Tekli koltuk demeye bin şahit ister. Sanki taht.) oturdu.

    Ekonis-"Söyle bakalım insan. Bir Bine benden ne istiyor?"

    b-"Leydi Ekonis, Bir Bine hayatını kaybetti." Gözü seyirdi.

    Ekonis-"Bunun benimle ne alakası var?"

    b-"Muhtemelen size gelmemi istemesinin amacı sizi sevmesiydi."

    Ekonis-"Herkes beni sever. Bu serveti, bu malı mülkü. Parayı bütün insanlar sever."

    b-"Ama siz söylemiştiniz. Bu evi terk ettiği için azât edildi diye. Demek ki servetinizi önemsemiyordu."

    Ekonis-"Ağzın iyi laf yapıyor Bir Bine. Ama hala gelişinin amacını söylemedin."

    b-"Size bir mesaj iletmek için buradayım. Bir Bine hayatını güzel yaşadığını iletmemi istedi ve o kapıyı ona açtığınız için de teşekkür ettiğini söyledi." Derin bir nefes alıp verdi.

    Ekonis-"Kapıyı sana anlattı mı peki?"

    b-"Hayır. Kapıdan haberim yok. Sadece huzura kavuşması için elçi olarak buraya geldim. Benim amacım hiçbir ruh yok olmadan huzura kavuşmalarını sağlamak."

    Ekonis-"Bu görevi sana kim verdi peki?"

    b-"Hiç kimse. Sadece ben öyle olmasını istedim ve bu yönde ilerliyorum. Tırpaan ve Tanrı adında iki kişi kendisine katılmamı istese de reddettim."

    Ekonis-"Tırpaan değil. Dagaar. O kokuşmuş kurta katılmaman senin için daha iyi olmuş. O egolu Tanrı'ya da. Onların kim olduğunu hala bilmiyorsun değil mi?"

    b-"Bilmiyorum."

    Ekonis-"Fazla vaktinin kalmamış olması ne üzücü. Bir Bine'yi azat edince yanıma yenisini almadım."

    b-"Size katılmamı istemeyeceğinizi umuyorum."

    Ekonis-"Ben yalnız yaşamayı seven bir milenyumum. Tarikat kurmaya ihtiyacım yok. Hem seni yanıma almaya kalksam beni tarihten silebilecek bir kadın var... Herneyse. Kısaca yalnız yaşamayı seven bir milenyumum." Tarihten silecek kadın mı? Fazla sorgulamamı istemiyor gibi.

    b-"Yalnız değilsiniz. iki tane ruhunuz yanınızda."

    Ekonis-"Onlar hizmetkârlarım. Aynı senin hizmetkârın gibi."

    b-"Cehase mi? Kesinlikle o benim hizmetkârım değil. O benim dostum. Onun verdiği kararlara ben karışmam."

    Ekonis-"Onun arzularını yok sayıyorsun. Aynı önceki Bir Bine gibi. O da Shera'nın arzularını yok saymaya başlamıştı."

    b-"Arzularını yok saymıyorum. Ne arzusu olduğunu bilmiyorum ki."

    Ekonis-"O kadar zamandır yanında ve anlayamıyor musun? Bu senin kendi problemin. Misafirliğinizi burada bitirmenizi isteyeceğim. Ben asil bir milenyum olsam da çok hızlı yorulurum. Şimdi bile yorgunluğumu sizden saklamak için fazladan enerji harcıyorum. Bana bu haberi iletmek için geldiğinden seni ödüllendirmek istiyorum. O kapının ne işe yaradığını sana söyleyeceğim. O kapı geçmişe açılıyordu. Zaten evi o kapıdan terk etti. Geçmiş iğrenç yaşantısına geri dönmek pahasına... Neyse. Sana o anlatır bunları." Sonra ayağa kalktı ve Kurt'un kulağına eğildi. Bir şeyler söyledikten sonra odadan çıktı.

    Tilki-"Size kapıya kadar eşlik edeyim. Ve anahtarı da alayım. O benim anahtarımdı." dedi ve ben de anahtarı ona verdim. Anahtarı ağzına aldı ve yuttu. Kapıya geldik ve:

    Kurt-"Leydi Ekonis sizden bir mesaj iletmenizi istiyor. Bir Bine'ye onu çok sevdiğini söylemenizi istedi. Aramızda kalsın ama vücudu dayanıksız kaldığından değil, yas tutmak için odasına gitti. Onu çocuğu gibi severdi. Bir Bine bizi hiçbir zaman hizmetçi olarak görmedi. Biz de onun ölümünün yasını tutacağız."

    b-"Huzura kavuşamaz mısınız?"

    Kurt-"Hayır. Biz Leydi Ekonis'e zincirlerle bağlıyız. Hem huzura kavuşmak da istemiyoruz."

    Tilki-"Biz ona hizmet için varız. Bir Bine'ye bizim de onu sevdiğimizi ilet. Merak etmesin. Leydi Ekonis'e iyi bakacağız."

    b-"Tamam. ileteceğim. Misafirperverliğiniz için teşekkür ederim."

    Kurt-"Rica ederiz. Elveda."

    Tilki-"Rica ederiz. Elveda." Bir an aklıma Raf ve Ref geldi. Onlar gibi konuştular. Kapı arkamızdan kapandı ve eski haline geldi. Artık sıradan bir ahır kapısı. Şimdi Bir Bine'nin yanına gitmemiz gerekiyor.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 124.
    +4
    NOT: BU PARTTA YAŞANAN OLAYLAR iPTAL ETTiĞiM BiR HiKAYENiN OLAYIDIR. OLAYLAR BU HiKAYE iLE ÇOK BENZER DiYE iPTAL EDiLMiŞTiR.

    ---

    22 TEMMUZ 2013

    Köye geldik. Uzaktan bir akrabamız olan Gülay teyze evine davet etti diye buradayız. Ben evde kalmayı istemiştim ama evde tek başına ne yapacaksın diye beni de zütürdüler amk. Abim de burada olmaktan pek memnun değil gibi. Her yerini sinek ısırmış, kaşınıyor.

    Abi-"Ben dışarı çıkıyorum. Bizim eskilerden kimse kaldı mı?"

    Gülay-"Turgut hala buralardadır. Sen git yanına istersen."

    b-"Ben de dışarı çıkayım."

    Gülay-"Sen nereye giden kuzum?"

    b-"Ben de abimler ile dolaşırım."

    Anne-"Tamam o zaman. Gidin, ama akşam olmadan dönün eve."

    Abi-"Anne. Kaç yaşıma geldim. Akşam olmadan eve dönmeyin ne çocuk gibi."

    Anne-"Akşama yemek hazır olacak oğlum. Sana ayrı mı yemek hazırlayacağız?"

    Gülay-"Sen dolaş kuzum. Gülay teyzen sana yemek hazırlar."

    Abi-"Saol Gülay teyze. Hadi Bir Bine. Çıkalım." dedi ve kalkıp dışarı çıktık.

    Dışarıda abim:

    Abi-"Benimle gelecek misin?"

    b-"Turgut abinin bana deli muamelesi yapması hoşuma gitmiyor. Ben tek takılacağım."

    Abi-"Napacan oğlum tek başına köyde? Gel işte. Ben konuşurum."

    b-"Abi, sen benim bu özelliğimi bilmeden önce de yalnız takılıyordum. Şimdi de yalnız takılabilirim... Hatta yanımda Cehase var. Onunla takılırım, sıkıntı yok." Şu an etrafı araştırmakla meşgul. Bir sorun olursa bana haber verecekti.

    Abi-"Sen bilirsin. Ama sıkılırsan yanımıza gel."

    b-"Tamam abi." dedim ve köy meydanına doğru boş boş yürümeye başladım. Bir ağacın altına oturdum. Hava zaten çok sıcak. Ama ev daha sıcaktı. En azından ağacın altın daha serin. Gözlerimi kapattım ve rüzgara odaklandım.

    Nilay-"Bir Bine." Yerimden sıçradım amk. Nilay mı konuştu? Nerede?

    Nilay-"Buradayım. Ağacın üstüne bak." Harbiden de ağacın üstünde lan. Ama vücudunda gümüş bir kordon var.

    b-"Yine astral seyahat mı yaptın?" Kız çok sık astral seyahat ile yanıma geliyor. Okul bitti diye sevindim mahallede rahat bırakmadı, köye geldim şimdi de astral seyahatle rahatsız ediyor. Kaçış yok kızdan.

    Nilay-"Artık bize katılsan diyorum."

    b-"Benim yolum ile senin yolun çok farklı. Siz ruhları yok ediyorsunuz, ben ise huzura kavuşturuyorum."

    Nilay-"Kötü ruhlar da var. Her ruhu kurtaramazsın."

    b-"Denemeden bilemezsin."

    Nilay-"Bilirim... Seni senden daha iyi tanıyorum."

    b-"Nereden tanıyorsun ki beni? Tamam, beni yıllarca arkadan korumuşsun teşekkürler. Ama bu beni çok iyi tanıdığın anldıbına gelmez."

    Nilay-"Biz... Ne oldu?... Yaa şimdi olmaz... Tamam... Tamam. Tanrı çağırıyor. Ben gidiyorum. Görüşürüz." dedi ve kayboldu. Hay mk. Biri bana bilgi verecekken her seferinde ya gidiyor, ya kayboluyor... gibecem az kaldı.

    Cehase semada gözüktü. Geldi ve omzuma kondu:

    b-"Bir sorun var mı?"

    Cehase-"Bir sorun yok, ama başıboş dolaşan bir ruh ve onun yanında bir serçe gördüm."

    b-"Serçe mi? Tanıdığın falan mı?"

    Cehase-"Hayır. ilk kez görüyorum. Hem siz tüm insanları tanıyor musunuz?"

    b-"Hayır da nereden çıktı bu soru?"

    Cehase-"Benden de tüm serçeleri tanımamı bekleyemezsiniz."

    b-"Sadece tanıdığın mı diye sordum yahu. Allah Allah. Bugün bir garipsin ha."

    Cehase-"Garip olan ben değilim. Sizsiniz."

    b-"iyi hadi, yerini söyle gidelim." dedi ve yönünü gösterdi. Nedensiz bir şekilde aramız soğuk. Kendi kendine bir triplerde son zamanlarda. Derdi mi var anlamıyorum ki. Sormaya kalkışacaktım ama sormasam daha iyi gibi. Kavga etmek istemiyorum. Sonunda karşıda birini gördüm. Gerçekten onun da omzunda serçe var. Koskoca dünyada gördüğüm benim gibi serçe ile ortak çalışan ikinci kişi. Yerde oturuyor. çimenlerin üzerinde. Rüzgar serin bir şekilde esiyor. Ama güneşin altında oturuyor. Yanına geldim. Çok küçük. 10 yaşlarında galiba. 

    b-"Ben... "

    bb-"Hoşgeldin abi... Abi, Güneş neden bu kadar utangaç? Herkesin birbirini görmesini sağlıyor ama kendisine bakılmasını istemiyor. Acaba sadece kendisine bakılmasını sevmiyor olabilir mi?" Şizofren galiba.

    b-"Güneşe çıplak gözle bakamamanın nedeni çok parlak olması ve x ışını... "

    bb-"Güneş cansız bir varlık değil. Her sabah herkesten erken uyanıp kızıl geceliğini çıkartıyor ve sarı elbisesini giyiniyor. Giderken de kızıl geceliğini tekrar giyip uykusuna dalıyor." Şimdi gel de buna fizik ve biyoloji anlat. Konuyu değiştireyim en iyisi:

    b-"ismin nedir?"

    bb-"ismim Bir Bine. Serçemin ismi de Shera."

    b-"Benim de ismim Bir Bine.  Adaşız demek. Serçemin ismi de Cehase. Benden ne gibi bir yardım istiyorsun?" Bir anahtar uzattı.

    bb-"Bu anahtarı herhangi bir anahtar deliğine sokup çevirirseniz bir milenyum olan Leydi Eksonis'in yanına gidebilirsiniz."

    b-"Milenyum mu? Sen ona mı... "

    bb-"Evet. Hayatımı ona adamıştım. Geri döndüğünüzde tüm hikayemi anlatacağım. Lütfen oraya gittiğinizde Kurt ve Tilki'ye selamımı söyleyin. Leydi Ekonis'e de hayatımı güzel yaşadığımı iletin. Ve o kapıyı bana açtığı için de teşekkür ettiğimi söyleyin."

    b-"Tamam. ileteceğim." Dedim ve bir kapı aramaya başladım.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 123.
    +3
    ikimiz de eve döndük. Eve dönerken abime her şeyi anlattım. Başımdan geçen her şeyi. Konu konuyu açtı, hatta odada konuşmaya devam ettik.

    b-"Abi, beni orada neden durdurdun? Bıraksaydın da ağızlarının payını verseydim."

    Abi-"Verseydin ne olacaktı peki? Bu sefer de Meryem'in üzerine daha fazla gideceklerdi. Dedeme hayaletleri gördüğünü söylediğin için kalp krizi geçirmişti hatırladın mı? Bakkala söylediğinde hiçbir şey olmamıştı. Bu da aynı durum. Eğer onlara bir şey söyleseydin sen gittikten sonra Meryem'in üzerine daha çok giderlerdi. Bu yüzden sana arada beynini kullan diyorum. Durmadan duygularınla hareket ediyorsun."

    b-"Böylesi Meryem için daha mı iyi oldu?"

    Abi-"Evet, kız arkadaşın yaşayacak merak etme. iki kızar sonra da zaten mecburen dönerler."

    b-"O KIZ ARKADAŞIM DEĞiL!"

    Abi-"O zaman niye el ele tutuşuyordunuz? Demek ki eller günahkar puhahhaha" Şu an karşımda eski abimi görüyorum. Biraz daha büyümesi lazım. Benim de biraz daha büyümem lazım...
    ···
  5. 122.
    +4
    Abim bana döndü ve:

    Abi-"Neden bunca zaman bana bu şekilde kanıtlamaya çalışmadın?"

    b-"Çünkü... Dedeme bunu kanıtladım ve kalp krizi geçirdi. Öldü. Başka kimseye anlatamadım. Neredeyse her gün vicdan azabı çektim. Dedem benim yüzümden öldü." Gözlerim yaşardı.

    Abi-"Bunu senden isteyen anneannem miydi?"

    b-"Hayır. Tekir istedi. Sadece dedemin gülümsemesini istiyordu. Ölünce gülümsediğini gördüm. Ve Tekir ile beraber huzura kavuştular."

    Abi-"Dedem için kendini suçlamana gerek yok. Çocuktun o zamanlar, ben bile bunu anlayışla karşılayabilirim. Ama bunca zaman bana anlattın ve ben de seni görmezden geldim. Keşke bana daha erken kanıtlasaydın. Seninle dalga geçmek yerine seni korurdum."

    b-"Zaten benim bir sürü arkadaşım var. Görebildiğin ve göremediğin."

    Abi-"Burada biri var mı peki?"

    b-"Cehase var burada."

    Abi-"Cehase mi? O nasıl isim öyle? Cenaze gibi." Benzetmesen olmazdı zaten.

    b-"ismini ben verdim. Uzun hikaye. Sonra anlatırım. Şimdi gidelim. Geç kalırsak Halime teyze bize çok kızar."

    Abi-"Tamam, ama bütün hikayeni dinleyeceğim bu sefer. Bu arada Cehase. Kardeşime sahip çıktığın için teşekkürler." Cehase biraz utandı.

    b-"Önemli değil diyor. Hadi çıkalım." dedim. Abime söylemem içimde büyük bir rahatlamaya sebep olmuştu. Kanıtlamakta tereddütlüydüm. Eğer kanıtlarsam bana ucube muamelesi yapar diye düşünmüştüm. Neyse ki abim direk kabullendi. Hatta biraz hızlı kabullendi. Aklına durmadan hayaletleri görebildiğim fikrini soktuğum için gördüğümde de hızlı kabullendi herhalde.

    Evlerinin önündeyiz. Çok gerginim... Abim direk kapıyı çaldı. Kapıyı Meryem açtı:

    Meryem-"Hoşgeldiniz. Geçin içeri ayakta kalmayın." Bu bizim Meryem mi amk? Gülümsüyor. Sahte bir gülümseme olduğu belli olsa da en azından gülümsüyor. Çoktan bana asık suratıyla 'Yine mi sen geldin?' demesini beklemedim değil. Salona geçtik. Tekli koltukta almanca bir şeyler yazılı t-shirt ile oturan bir adam vardı. Uzun boylu, bayağı uzun. Tahmini 2 metre falan. Biraz kalıplı, yanağında doğum lekesi var. Fazla büyük değil ama dikkat çekiyor. Babası muhtemelen. Hemen yanındaki tekli koltuğa da annesi olduğunu tahmin ettiğim kişi oturuyor. Kadının kızıl saçları var. Muhtemelen boyatmış. O da altına kot ve üstüne t-shirt giyinmiş. Ama t-shirt kadında güzel durmuş. Göğüsleri... Ne düşünüyorum ben amk. Ergenlik çağına girişimi kutluyorum şu an.

    Halime-"Ayakta kalmayın, buyrun sofraya geçelim. Tanıştırayım. Selma ve Murat, Bir Bine ve Tarık." Birbirimizin elini sıktık ve sofraya oturduk. Meryem ve abimin ortasına oturuyorum. Halime teyze masanın başında, Meryem'in anne ve babası da karşımızda oturuyor. Raf ve Ref odadan koşa koşa geldiler. Ve abimin kucağına zıpladılar. Abimin mi?

    Abi-"Bahsettiğin kediler bunlar mıydı Bir Bine?"

    b-"Evet abi. Beyaz olanın ismi Ref, siyah olanın ismi Raf. Nedense seni sevmişler gibi duruyor."

    Ref-"Çok tatlı kokuyor."

    Raf-"Çok sıcak hissettiriyor." deyip sırnaşmaya başladılar. Bunları abim mi hissettiriyor size? Bunca yıl neresinde sakladın bu hissi abim merak ettim.

    Cehase-"Onda bir ruh lekesi var. Zamanında bir kedi ruhu bırakmış olmalı. Yıllardır fark etmemenize şaşırdım. O leke kedileri abinize çekiyor." Yoksa... Tekir orada sırnaşırken mi o lekeyi bıraktı? Vay lan Tekir... Abimden bu şekilde özür dilemek... Kral kedisin ha.

    Halime-"Raf, Ref. Gelin yemeğinizi yiyin." deyince abimin kucağından indiler.

    (HATIRLATMA YAPAYIM DA SONRA BU KiMDi DEMEYiN:

    MERYEM'iN ANNESi= SELMA

    MERYEM'iN BABASI= MURAT

    MERYEM'iN ANNEANNESi= HALiME)

    Selma-"Neden kedilere böyle tek heceli anlamsız bir isim koymayı düşündün?" Anasına bak kızını al amk. Kendileri söyledi diyemeyeceğime göre:

    b-"Aslında bilmiyorum. Bir an içimden geldi öyle isimlendirdim."

    Murat-"ileride çocuklarını da içinden geldiği gibi isimlendirme sakın." dedi ve biraz güldü. Güldüler. LANET OLASICALAR! HiÇBiRiNiZ Mi HALiME TEYZEYE ÇEKMEDiNiZ AMK.

    Meryem-"Babam biraz şakacıdır." Murat amca abime döndü ve:

    Murat-"Sen üniversiteli gibi duruyorsun. Hangi bölümü okuyorsun?"

    Abi-"Veterinerlik okuyorum."

    Murat-"Güzel meslek. ileride iyi parası vardır."

    Abi-"Aslında parası için yapmıyorum. Hayvanlarla aram iyidir, daha yeni de gördünüz. Hayvanlar da nedensiz bir şekilde beni sever. Onlar için ben de veteriner olmak istiyorum."

    Murat-"Bak Tarık. Bu devirde tek güç paradır. Sevgi falan para etmiyor bu devirde. Siz küçüksünüz şimdi anlamıyorsunuz dediğimi ama ilerde anlayacaksınız."

    b-"Bence sevginin yeri parayla ölçülemez. Ben parası çok olup mutsuz olan çok fazla kişi (hayalet) gördüm. Paranın getireceği mutluluk yalnızca maddi bir tatmin isteği. Her insan aynı hissediyor, param olursa mutlu olurum şeklinde. Ama para mutluluk getirmiyor bence. Hatta bazı noktalarda başınıza bela olabiliyor. Mesela miras davasında, veya hırsızlık olaylarında."

    Selma-"Televizyonu fazla izliyorsun galiba genç adam? O anlattığın şeyler televizyonlarda oluyor genelde."

    b-"Televizyonlarda değil. Gerçekte de gördüm. Dedem... Evi vardı, parası vardı, arabası vardı ama hep suratı asık bir adamdı. En son sevdiği kedisi ölünce de artık neredeyse yaşamak için amacı kalmamış gibiydi. Son nefesini verdiğinde gülümseyerek gitti." Daha fazlasını anlatmak istiyorum. Kelebeğin sevgisini, Selin, Cem ve Hakan'ı, Cehase'nin annesini, Cehase'yi...

    Murat-"Biraz acı konuşacağım sana ama çok safça düşünüyorsun. Dünya sandığın kadar merhametli değil. Herkes kurt bu devirde."

    b-"Eğer kurt görürsem o zaman arkadaşlarıma sığınırım. Onlara sırtımı yaslarım."

    Selma-"Annemin sana akıl verdiği belli oluyor. Sanki karşımda annemle konuşuyorum."

    Halime-"Kötü mü etmişim? Sana yıllarca öğretemedim bari şu çocuklar maddiyatla mutlu olunmayacağını öğrensinler."

    Selma-"Evet anne. Babam bizi bırakıp gittiğinde zaten biz çok mutluyduk... Beni konuşturma çocukların yanında şimdi."

    Halime-"O bizi bırakıp gittiğinde ben baktım sana. Ne sıkıntı çektin peki kızım?"

    Selma-"Anne, hatırlamıyor musun? Babam giderken evimizi satmıştı diye evden atıldık. Kaç ay evsiz kaldık. Ne çileler çektik."

    Halime-"Evsiz kalmadık kızım. Komşumuz Hayriye ablalarda kaldık. Saolsun bize aylarca sahip çıktı. Rahmetlinin hakkını ödeyemem. Para gittiğinde geriye dostların kalır kızım. Bunu sana öğretemedim bir." Ben sessiz sessiz anne-kız kavgasını izliyordum. Murat amcanın pek umrunda değil gibi. Meryem ise hala gergin. Raf ve Ref mutlu mutlu yemeklerini yemeye devam ediyorlar.

    Cehase-"Ortam çok gergin. Ben dışarı çık... "

    b-"Çıkamazsın. Başın bir daha belaya girsin istemiyorum." Fısıldayarak söylemişti ama Murat amca duydu:

    Murat-"Bir şey mi dedin?" Onu nasıl duydun? O kadar sessiz söylemiştim oysa.

    Abi-"Bana söyledi. Bir Bine. Ortamda kulaktan kulağa konuşulmaz." Ohh ne güzel. Azarımı da yedim. Keyif sigarası da yakayım bari. Hatta keyif sigaram geldi:

    Murat-"Sen hangi fen lisesinde okuyorsun?" Adam direk hangi fen lisesinde okuduğumu sordu lan! Meslek lisesi nasıl desem ki şimdi? El mecbur:

    b-"Meslek lisesinde okuyorum. Bilişim bölümü." Bir süre ortam sessiz kaldı. O kadar mı kötü bir yere gidiyorum lan?

    Murat-"Bu devirde herkes bilgisayarcı. Çok gereksiz bir bölüme gitmişsin. Artık üniversite sınavına daha iyi hazırlanırsın. Meryem, senin derslerin nasıl?" Meryem biraz korktu gibi. Elimi tuttu. Bayağı korkuyor galiba. O kadar mı düşük aldı? Elleri terlemiş. Elimi çekecekken göz ucuyla biraz bekle bakışı attı. Elimi çekmekten vazgeçtim ve beklemeye başladım.

    Meryem-"ilk sınavlarım iyi. Sadece matematik biraz... "

    Murat-"Kaç aldın?" Soğuk bir şekilde sormuştu. Meryem elimi sıkıyordu.

    Meryem-"68... "

    Murat-"68 mi? Yani yarısını anca doğru bildin. Bravo Meryem. Biz seni Almanya'ya yanımıza nasıl alırız diye kara kara düşünelim, sen burada tembellik yap."

    Meryem-"Tembellik yapmı... "

    Anne-"Git öğretmeninle konuş seni kurtarma sınavı yapsın."

    Halime-"Rahat bırakın çocuğu. Kız elinden geleni yapıyor... "

    Selma-"Sen karışma anne. Bu çocuğa hep sen yüz veriyorsun." Meryem ağlayacak gibi oldu.

    Cehase-"Bunu yapmak istediğinize emin misiniz? Öfkenizi kontrol edin." Cehase ne yapacağımı anladı. Tam söz söyleyecektim ki abim elini omzuma koydu. Sonra da elini geri çekti ve:

    Abi-"Yemek çok güzeldi Halime teyze. Ellerine sağlık." Konu böylece dağıldı.

    Halime-"Afiyet olsun evladım." Raf ve Ref de yemeklerini bitirmiş olacaklar ki abimin kucağına atladılar. Abim de onları sevmeye başladı. Meryem elini çekti. Ve tabakları toplayıp hiçbir şey söylemeden mutfağa gitti.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Murat kimdi ya :D
      ···
      1. 1.
        +2
        Trolse komik değilse daha komik :D
        ···
      2. 2.
        +1
        Murat bir bine'nin annesi degilmiydi
        ···
      3. 3.
        +1
        Bu arada abinin adını yeni öğrendik anasını hshsh. Hep abi abi diyodu ilk kez farklı ortama girdi
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      +1
      Diyalog kullanma be... Reis benden buraya kadar, hayalkırıklığına uğradım hikayen konusunda... Kurtlar vadisi pusu gibi bir şeydi lan. Yerel mafya dizisiyken global oldu resmen.
      ···
      1. 1.
        +1
        Sıkıntı değil reis. Belki ileride senin seveceğin türde bir hikaye yazabilirim. Şimdilik kapasitem bu kadar. Buraya kadar okuduğun için teşekkürler.
        ···
  6. 121.
    +2
    DEVAM EDELiM BAKALIM. BUGÜN HiKAYEYi BiTiRiYORUM. UMARIM BEĞENiRSiNiZ.

    ---

    20 KASIM 2009

    Abim şehir dışından döndü. Ha. Size anlatmadım mı? Abim veterinerlik kazandı ve şehir dışında okuyordu. Vizelerinden önce eve 1 haftalığına gelmiş. Ve Halime teyze de bunu duyunca ikimizi de davet etti. Meryem\'in anne babası da oradalar. Umarım yanlış bir şey yapmam.

    Cehase-"Biraz stresli gibisiniz."

    b-"Sadece biraz. Sence orada başımıza bir şey gelir mi dersin?"

    Cehase-"Her gün Nilay ile aynı sınıfta ders görüyorsunuz. Bu sizin için sorun olmamalı." Evet. Nilay bizim sınıfta. O günkü konuşmamızdan sonra Tanrı ona kendini gençleştirdiği için ceza vermiş. Benimle beraber okuyacak. Eğer düşük not alırsa büyüdüğünde saçlarında erken beyazlama, erken kırışıklık gibi cezalar verecekmiş, ve geri almayacakmış. Onun için Nilay\'ın dersleri geçmesi lazım. Ve sınavlarda hayaletlerden de yardım alması yasak. Sınıfın önünde bir yığın saçma hareket yapıyor. Arada omzuma yatıyor falan... Sınıftaki erkekler beni dövmek için sıra bekliyorlar resmen.

    b-"Haklısın. Nilay ile aynı sınıfta olmaktan daha kötü olamaz. istediğim bilgileri toplayabildin mi?"

    Cehase-"Benden istediğiniz şey neredeyse imkansız bir görev. Tanrı ve Dagaar hakkında bilgi almamı istediniz ama adını birine söylesem ya konuşmuyor ya da kaçıyorlar."

    Dagaar-"Benim hakkımda bir sorun varsa bana sorabilirsin."

    b-"Arkamda, değil mi?"

    Cehase-"Evet efendim." Arkamı döndüm ve:

    b-"Senin hakkında daha fazla bilgi almak istiyorum. Kimsin, nesin, nasıl milenyumlarca yaşadın vesaire."

    Dagaar-"Henüz her şeyi bilmeye hazır değilsin. Kendin bulmalısın." dedi ve kaybolup gitti. Kaçtı. Sırf bunu söylemeye mi geldin amk. Nasıl hazır olacam ben? Bari onu da söyle.

    Abi-"Yine kendi kendine ne konuşuyorsun?" Abim çok değişti. Eski keko abim gitti, yerine gözlüklü, çalışkan ve sosyal abim geldi. Aslında onu değiştiren kişi üniversitede yaptığı sevgilisi oldu. Gül abla. Bir başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır deyimi doğruymuş. Veya abim çok kolay manipüle oluyor.

    b-"Hiiç."

    Abi-"Bir Bine. 14 yaşına geldin bak. Hala salak salak hareketler yapıyorsun, çocukken hayaletleri falan görüyorum diyordun tamam, anlarım. Belki dikkat falan çekmeye çalışıyordun. Yalnızlıktan kafayı buldun kendi kendine konuşuyorsun. Ama artık biraz büyü."

    b-"Abi. Sana binlerce kez açıkladım, yine açıklayacağım. Ben. Bu. Koduğumun. Hayaletlerini. Görebiliyorum. Sözüm meclisten dışarı." dedim ve Cehase\'ye baktım.

    Abi-"Görebiliyorsan kanıtla o zaman. Yıllarca bana sadece görüyorum diyorsun, kanıtlama adına hiçbir şey yapmadın." Tamam lan. Kanıtlayacağım amk. Damarıma bastı iyice.

    b-"Kanıt mı istiyorsun, al sana kanıt. Sence şu an Gül abla ne yapıyordur?"

    Abi-"Ne bileyim ne yapıyordur."

    b-"Ama ben bilirim. Cehase, git ve Gül abla ne yapıyor bir bak. Ondan sonra tekrar yanıma gel."

    Cehase-"Nasıl isterseniz." dedi ve hızlı bir şekilde gitti. Yaklaşık 1 dakika sonra geri döndü. Ve bana ne yaptığını anlattı. Ben de abime döndüm ve:

    b-"Duştan yeni çıkmış. Pembe ve üzerinde ayı desenli bir bornoz giyiniyor. Hatta şu an saçlarını kurutuyormuş." Abim yakama yapıştı ve:

    Abi-"Ne diyon lan sen?" dedi ve tam vuracakken:

    b-"inanmıyorsan ara." dedim. Yakamı bıraktı ve telefonunu çıkardı ve aramaya başladı.

    Abi-"Eğer bir çıkmasın seni eşek sudan gelinceye kadar... "

    Gül-"Alo. Aşkım bir şey mi oldu?"

    Abi-"Hiç. Öylesine aradım. Ne yapıyorsun?"

    Gül-"Hiç. Duştan yeni çıktım da. Saçımı kurutuyordum." Abim olduğu yerde kalakaldı.

    Abi-"Üzerinde pembe renkli ve ayı desenli bornozu mu giyindin?"

    Gül-"Nereden bildin? Beni mi gözetliyorsun yoksa?"

    Abi-"Bir kere evine gelmiştim de orada görmüştüm. Kesin senin bornozundur dedim."

    Gül-"Üstümdekini sormak için aramadın herhalde?"

    Abi-"Yok ya. Öylesine aramıştım. Notları alıyorsun değil mi? Bak ekgib not istemiyorum. Finallerde de 1 hafta ben notları alacağım."

    Gül-"Tamam aşkım benim. Bütün notlarımı tam alıyorum söz verdiğim gibi... TAMAM GELiYORUM. Kızlar beni çağırıyor. Yemek yapacağız. Hadi bay bay."

    Abi-"Bay bay." dedi ve telefonu kapattı.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 120.
    +1
    Feres sandım sevindim yav
    ···
    1. 1.
      +1
      ben feres kadar iyi korku hikayesi yazamıyorum knk. Ben daha çok bilim kurgu yazarım.
      ···
    2. 2.
      0
      Feresin anasini varya tum sozluk duduklesin 10 hikayenin 7 si yarim amk
      ···
    3. 3.
      0
      Bir bine adamdie adam bunu inkar eden dupe duz o.cudur
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 119.
    +2
    https://imgim.com/RgE90Z.jpg

    Evet. Hikaye bitti. Yarın dolu olduğum için yarın değil, cumartesi günü paylaşacağım. Beklediğiniz için teşekkürler. Yarın gece herkese mesaj atacağım.

    EDiT: Buraya linke tıklayınca bozuk gözüküyor ama neyse. Cumartesi görüşmek üzere.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzz babababaa rezzzzz
      ···
    2. 2.
      0
      Cumartesi oldu knka.
      ···
      1. 1.
        +1
        Uyanık :D
        ···
      2. 2.
        0
        Resimde ne vardı panpa , açılmadı da
        ···
      3. 3.
        +1
        "Yazdım ve günlüğümü kapattım. Sayfaları doldu bile. O kadar az anı yazmama rağmen. Zaman ne kadar hızlı geçti... "

        yazıyordu. Sonunu bir de görün siz :D
        ···
      4. diğerleri 1
  9. 118.
    +1
    Okumaya başlıyorum, şöyle bir yerimi alayım da...
    ···
  10. 117.
    +1
    Rezerve
    ···
  11. 116.
    +1
    Çok iyi yazıyorsun bak entrylerine eksi veren yok. ilk trende çıktığın zamanda burdaydım, okumak istiyorum panpa. Macera değil de, ilk iki bölümdeki gibi günlük şeklinde olsaydı daha çok severdim. Hikayeye çabucak devam et!
    ···
    1. 1.
      0
      Zaten olaylar günlük şeklinde ilerliyor hala. Arada biraz macera olur, genel olarak günlük şeklinde ilerleyecek.
      ···
  12. 115.
    +3
    EVET MiLLET. 1. SEÇENEĞi YAPACAĞIZ. BEN ARKA PLANDA HiKAYEYi BiTiRDiKTEN SONRA SiZE MESAJ ATACAĞIM. BURAYA VEYA DUYURUYA YORUM YAZANLARA MESAJ ATACAĞIM. HERKESE HAYIRLI RAMAZANLAR.
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez alayım
      ···
    2. 2.
      +1
      RE(i)Z
      ···
    3. 3.
      +1
      Rez Pm bak la
      ···
    4. 4.
      +1
      Rez aldim
      ···
    5. 5.
      +1
      Rezizze
      ···
    6. 6.
      +1
      Rez... Devam et be çabucak
      ···
    7. 7.
      +2
      Ben vazgectim her gun yaz sen ag daha senin gibi saglam yazan yok hepsi bi 2 kelime yazip fiyiyor amk
      ···
      1. 1.
        0
        Knk elimde olsa da yazsam hem sınavım var hem iş... Elimden geldiğince hızlı ve fazla yazıp bitireceğim, yani yarım yamalak bir bitiş yapmamaya çalışacağım.
        ···
    8. 8.
      +1
      Rezervasyon
      ···
    9. 9.
      +1
      Rezzzzzzz
      ···
    10. 10.
      +1
      Rezervasyon
      ···
    11. 11.
      +1
      #204563771 ..
      ···
    12. 12.
      +1
      rezervasyon
      ···
    13. 13.
      +1
      Rezzz sadece yanit yazabiliyom
      ···
    14. 14.
      +1
      Her gun sayfayi yenilemekten cigerim soldu reisss ozledik
      ···
      1. 1.
        0
        Hala yazmaktayım knk. Az kaldı bitireceğim.
        ···
      2. 2.
        +1
        Acele etme panpa. Nasıl içine sinerse o şekil hallet sen. ;) kıps
        ···
      3. diğerleri 0
    15. 15.
      +1
      Bitmedimi broooo hadidaaaa jwjxjexj
      ···
      1. 1.
        0
        knk hikaye bitti de yarın doluyum. Cumartesi günü paylaşacağım. Yarın herkese mesaj atacağım.
        ···
    16. 16.
      +1
      yerimi alayım tekrardan hade bakam

      bi de şimdi bu orijinin hikâyeleriyle aynı evrende mi geçiyor?
      ···
      1. 1.
        +1
        knk yarın hikayeyi bitiyorum. Ve hayır. Orijin ile aynı evrende geçmiyor. ileride aynı evrende bir hikaye yazmayı planlıyoruz ama.
        ···
    17. diğerleri 14
  13. 114.
    +6
    ŞiMDi KÜÇÜK BiR DUYURUM VAR. SiZE HER GÜN 1 HiKAYE YAZACAĞIM DEMiŞTiM AMA BENiM NEREDEYSE TÜM GÜNÜM HiKAYEYE GiDiYOR :D VE BU DA BiRAZ gibIŞMAMA NEDEN OLUYOR. ONUN iÇiN ŞiMDi, ÖNÜMÜZDE 2 SEÇENEK VAR.

    1)BEN HiKAYEYi BURADA BIRAKACAĞIM, ARKADA HiKAYEYi YAZACAĞIM VE HEPSiNi TOPLU YAYINLAYACAĞIM. SiZE DE REZ ALMANIZ iÇiN BiR ENTRY VERECEĞiM VE ORAYA REZ ALANLARA BU HiKAYE BiTiNCE MESAJ ATACAĞIM.

    2)HER GÜN HiKAYE PAYLAŞMAYACAĞIM, 2-3 GÜN ARALIKLARLA HiKAYE PAYLAŞACAĞIM.

    SEÇiM SiZiN. SEÇTiĞiNiZi YORUM OLARAK YAZIN, BEN DE ONA GÖRE DAVRANAYIM. HER GÜN HiKAYE YAZMAK GiBi BiR SÖZ VERDiM BiLiYORUM AMA TUTAMAYACAĞIM SÖZ VERDiĞiM iÇiN SiZDEN ÖZÜR DiLiYORUM. BiR DAHA BÖYLE BiR ŞEY OLMAMASI iÇiN ELiMDEN GELENi YAPACAĞIM.

    YARIN SABAH BAKACAĞIM. EN ÇOK HANGiSi DENMiŞSE ONDAN DEVAM EDERiZ.
    ···
    1. 1.
      +2
      1 olabilir benim için
      ···
    2. 2.
      +1
      Bence de 1 daha mantıklı pnp.
      ···
    3. 3.
      +1
      Her gun girip 2 part okumaktansa 1 gun girer 10 part okurum bu en mantiklisi ki herkesde bunu ister senden suphe yok sen atarsin bunu adim gibi biliyorum o yuzden 1 diyorum 2 3 gun sonra bie giriyoruz dusunsenize 10 part fakan gelmis oper basima koyarim.be 10 dk da bitiririm orasi ayri mesele ama guzel olur
      ···
      1. 1.
        0
        2-3 güne bitirmem zor da biter bitmez atarım.
        ···
      2. 2.
        0
        Sure yi zaten olesine yAZDIM KANKA gibinti yok salla gelsin
        ···
      3. diğerleri 0
    4. 4.
      +1
      1 güzel gibi . Atarsın sen reis. ReZ
      ···
    5. 5.
      +1
      3. seçenek nedir peki panpa
      ···
      1. 1.
        0
        Hikaye yazmayı bırakıp 30 hazirandaki sınavdan sonra kendimi bilgisayar oyunlarına gömmek. (Eski halimdir, hiç tavsiye etmem :D )
        ···
      2. 2.
        +1
        Komikmiş ehehehe. Bu arada 30 haziran da ne sınavı panpa
        ···
      3. 3.
        0
        dgs knk. 2 yıllık üni okudum 4 yıllığa uzatacağım.
        ···
      4. 4.
        +1
        Çok kasma dayoglu ya, hikayeden sonra halledersin sjjsgjsg yok yok sen bak sınavına, sözlük kaçmıyo ya
        ···
      5. 5.
        +1
        zaten sınava çalışacağım diye bu seçenekleri sundum. Aslında hikaye yazmamın bu kadar vaktimi almasını beklemiyordum. Kısa kısa partlar atarım diyordum ama içim el vermedi kısa kesmeye detaylandırdıkça detaylandırdım sonuç bu :D
        ···
      6. diğerleri 3
    6. diğerleri 3
  14. 113.
    +4
    Halime teyze ile vedalaştım ve evin yolunu tuttum. Meryem odasını toplamaktan benimle vedalaşamadı.

    Eve girmeden gölgede birinin suretini gördüm. Bana bakıyor ama yaklaşmıyor.

    b-"Nilay, sen misin?" diyince gölgerden çıktı.

    Nilay-"Biliyorum. Beni görmek istemiyorsun ama... "

    b-"Sana sadece bir şey soracağım. Düşmanım mısın yoksa dostum mu?"

    Nilay-"Elbette ki dostunum. Seni asla düşmanım olarak görmedim."

    b-"O zaman neden Cehase'yi kaçırdın?"

    Nilay-"Tanrı fareyi sana gönderdiğinde karışmaması için. Fareden kurtulmanın çözümünü kendin bulman gerekiyordu. Bir de arkadaşın tehlikedeyken güçsüz olduğunu görüp bize katılmanı istedim. Cehase'ye kötü bir şey yapmayı hiç düşümedim."

    b-"Öyleyse sana güvenebilirim yani değil mi?"

    Nilay-"HER ZAMAN."

    b-"Sakin ol. Bağırmana gerek yok. O zaman seni affediyorum." Deyince kız sevinçten ne yapacağını şaşırdı. En son bana sarıldı.

    b-"Sen 20 yaşındasın ben de 14. Böyle garip hareketler sergilemesen diyorum. " Geri çekildi ve bir süre bekledi. Daha sonra vücudu küçüldü ve... Gençleşti mi?

    Nilay-"Artık ikimiz de 14 yaşındayız." dedi ve tekrar sarıldı.

    b-"Bunu nasıl yaptın?"

    Nilay-"Bize katıldığında sana öğretirim. Ama sen muhtemelen yapamazsın. Benim ruh gücüm farklı çalışıyor."

    b-"Size katılmayacağım. Sadece seni affettim ve seninle arkadaş oldum. Bu kadar."

    Nilay-"Bu kadarına bile razıyım. Ama sen bize katılana kadar vazgeçmeyeceğim."

    b-"Arkadaşlarıma zarar vermediğin sürece ben de senin her zaman teklifini dinleyeceğim. Belli mi olur, belki ileride kabul ederim."

    Nilay-"Edeceğine inanıyorum. Bu senin kaderinde var. Bay bay." dedi ve yanağımdan öpüp gitti. Bu kız... biraz manyak. Ama iyi biri gibi duruyor.

    ---

    BUGÜNÜN HiKAYESi DE BiTMiŞTiR. SiZi DUYURUYA ALALIM.
    ···
    1. 1.
      +2
      Bu kız yani Nilay kesin aşık
      ···
      1. 1.
        +2
        Belli olmaz, bakalım :D
        ···
  15. 112.
    0
    nekromansi yasaklandı huur çocuğu
    ···
    1. 1.
      0
      Bu çardan nekro olmaz. Statüleri kötü.
      ···
  16. 111.
    +4
    b-"Benim bir derdim... "

    Halime-"Bak bakalım bana sen bir! Herkesin sorunlarıyla uğraşıp kendi sorunlarını kendi çözmeye çalışanlardan hoşlanmam. Şimdi anlat bakalım." Nasıl anlatayım ki? Hayaletler ile anlatamam.

    b-"Ben çok güçsüz biriyim. Ve ne yaparsam yapayım elime yüzüme bulaştırıyorum, önüme bir engel çıkıyor."

    Halime-"Güçsüz derken? Fiziksel bir güçten mi bahsediyorsun?"

    b-"Evet."

    Halime-"Neden güçlenmek istiyorsun ki? Şu anki halinin nesi var?"

    b-"Şu anki halimle kimseyi koruyamam. Arkadaşımın biri... Yanımda dayak yedi. Hiçbir şey yapamadım. Sadece seyrettim. Onu öldürebilirlerdi. Sonra sokaktan biri gördü de arkadaşımı kurtardı. Ben... Hiçbir şey yapamadım. Şimdi de o arkadaşımı döven kişi arkadaşımdan özür diledi ve benimle de arkadaş olmak istediğini söyledi. Sokakta dövüşü durduran adam da beni eğitmek istiyor ama karşılığında hep onun yanında çalışacağım. Ne yapacağımı bilmiyorum." En fazla böyle açıklayabilirim.

    Halime-"ilk önce özür dileyen çocuktan başlayalım. Arkadaşın onu affetti mi?" Cehase\'ye göz ucuyla baktım.

    Cehase-"Bana kötü bir şey yapmadı aslında. Affedebilirim."

    b-"Affetti."

    Halime-"O zaman senin ona küs kalmanın bir anlamı yok. Dost artırmak gerekirken düşman olmaya ne gerek var. Bir de fiziksel güç istiyorsun değil mi? Senin fiziksel güce ihtiyacın yok. Tanıdığım çoğu insandan güçlüsün zaten. Hem de bu yaşta" göğsüme dokundu.

    Halime-"Herkes fiziksel güce sahip olabilir Bir Bine ama kolay kolay kimse güçlü bir kalbe sahip olamaz. Ne yaşadın da bu kadar güçlü bir kalbe sahipsin bilmiyorum ama bu zamana kadar yaşadığın olaylardan biriken bir şey bu. Seni ben dövüşen biri olarak hayal edemiyorum. Sen daha çok insanların içini görüp onları değişiren birisin. Bak bana. 68 yaşındayım, evde sıkılıyordum. Hayattan zevk almayı bırakmış, kitaplardan başımı kaldırmıyordum. Her günüm aynı sıkıcıydı. Meryem desen yalnızca ders çalışıyor, geleceğinden başka bir şey düşünmeyen biriydi. Sen kapımızı çaldığın gün hayatımız değişti. Bana Raf ve Ref\'i getirdin. Ve kendini. Ruhsuz duran Meryem artık daha fazla gülümsüyor. Ben de yeniden çocuk ve torun sahibi olmuş gibiyim. Ref ve Raf\'ın bile hayatını değiştirdin. Hem de hayvan olmalarına rağmen. Normalde başka biri olsa sokakta ölemeye bırakır, ama sen sahiplendin. Bize getirdin. Ve eğer fiziksel olarak dövüşmen gereken bir durum gelirse onun sözcüklerinle vur, yumruklarınla değil. Kalbindeki taşlamış noktayı kır ve kalbine gir. Her zamanki yaptığını yap yani. Ve arkadaşlarından da daha fazla yardım iste. Çok konuştum farkındayım. Umarım sorunların çözülmüştür."

    b-"Bu şekilde onları koruyabilecek miyim ki?"

    Halime-"Sen zaten onları istemesen de koruyorsun. Bırak fiziksel bir sorun olursa onlar seni korusun."

    b-"Anlıyorum." Belki de haklıdır. Dövüşmek için yaratılmadığımın ben de farkındayım. Söylediklerini biraz düşünmem lazım. Raf ve Ref Meryem'in odasından çıktılar.

    Ref-"Görev başarılı."

    Raf-"Görev başarılı." dedi ve baş parmağıyla bana doğru onaylama işareti yaptılar. Ben de onlara gülümsedim. Şimdi anlıyorum. Eğer ben hayaletleri görmeseydim küçülüğümden beri etkilendiğim şeyleri yaşamayacaktım, yaşamasaydım Raf ve Refi göremeyecektim, göremeseydim belki de öleceklerdi ve benim geleceğimin ne olacağı bile belirsiz olacaktı. Şu an buradayım. Halime teyze yanımda, Meryem bana muhtemelen kızgın, Mert ve Yasemin arkadaşım, Cehase, Raf ve Ref ailemin bir parçası. Onlara güvenmem gerek.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 110.
    +4
    Belki de Dayaa'nın teklifini kabul etmeliyim. O zaman da ruhum ona ait olur. Anlamsız. Nilay bana niye takık acaba? Ne kadar takık olursa olsun. Onunla gitmeyeceğim. Kendimi Meryem'lerin evinde buldum. Kapıyı çaldım ve kapıyı Meryem açtı.

    Meryem-"Artık aynı sınıfta da değiliz, ama hala buradasın." Ben deniz gerizekalı bey son sınavdan 328 aldım. Ve bölüm tercihi olarak anca meslek lisesi bilgisayar bölümüne puanım yetti. Dersleri sadece son 1 ay saldım. Ve geldiğim duruma bak. Meryem ise düşündüğünüz gibi fen lisesini kazandı. Haftaiçi okulda kalıp haftasonu sadece Halime teyzenin yanına geliyor.

    b-"Senin için gelmediğimi yıllardır söylememe rağmen hala ısrarla senin için geldiğimi iddia ediyorsun. Ne o, yoksa bana aşık falan mısın?"

    Meryem-"iğrenç iğrenç konuşma. Dünyada son erkek sen kalsan maymunlarla şansımı denerim." Ahh... Kalbim... BU ÇOK AĞIRDI LAN! Ama zoruma gittiğini çaktırmamam lazım.

    b-"Seni zaten anca maymunlar kabul eder."

    Raf-"KAVGAYI ETMEYi KESiN!"

    Ref-"KAVGA ETMEYi BIRAKIN!"

    b-"Ama o başlattı."

    Meryem-"Ben mi başlattım? Asıl sen... " Halime teyze koridora geldi ve:

    Halime-"AYH. Başım şişti ha! Gelir gelmez kavgaya başladınız!"

    Ref-"Annem sinirlendi mi?"

    Raf-"Annem kızdı mı?" Ben bile ilk kez Halime teyzeyi sinirli görüyorum.

    b-"Halime Teyze, bir sorun mu var?"

    Meryem-"Sen de Bir Bine. Ne sorunu olacak. Kadın turp gibi." Ortamı anla az amk. Kadını ilk kez sinirli görüyorum. Demek ki bir problemi var.

    Halime-"Hemen anladın Bir Bine. Gözünden bir şey kaçmıyor. Meryem, annen ve baban diğer ay bize geliyorlar."

    Meryem-"NE!" Bu kadar büyük bir tepki vermesini beklemiyordum. Bu tepki sevinçle verilen bir tepki değildi.

    b-"Annenin ve babanın gelmesi kötü bir şey mi?"

    Meryem-"Bir Bine. Annem ve babam buradayken sakın bize uğrama. Çok ciddiyim! Gerekirse kediler annem ve babam gidene kadar sende kalsın."

    Halime-"Ne münasebet! Onlar kim ki benim evime gelen misafire karışacak? Hatta onlar buraya geldiğinde seni yemeğe çağıracağım Bir Bine."

    b-"Bir sorun çıkmasın? Yani dediklerinizden yola çıkarak bir sorun olacağımı düşünüyorum."

    Meryem-"Bak anneanne. Bir Bine bile 40 yılda bir doğruyu söylüyor. Eğer gelirse... " Gıcıksın lan sen. Bu durumdan bile bana laf çakmaya çalışıyorsun.

    Halime-"GELECEK! O KADAR. Gelmezsen benim kalbimi kırmışsın olursun Bir Bine."

    b-"Nasıl isterseniz. Emir büyük yerden. Ama size gelmeden önce anneme bir haber verin. Sonra emrivaki yapıyorum sanmasın."

    Meryem-"Sanki hiç yapmadığın bir şey."

    Raf-"Annemin kızı geliyor. ilk kez göreceğim."

    Ref-"Annemin damadı geliyor. ilk kez göreceğim."

    b-"Raf ve Ref. Meryem bana 2 saattir laf sokuşturuyor. Ve ben hiç ses çıkarmadım. Siz de gördünüz. Bir cezayı hak etmiyor mu?"

    Raf-"Evet. Meryem abla cezayı hak etti."

    Ref-"Evet. Bir Bine abi hiç ses çıkarmadın." dediler ve Meryem'in odasına doğru koştular.

    Meryem-"HAYIR. POSTERLERiM OLMAZ." dedi ve arkalarından koştu. Ohh be. Laf etmemenin yararları. Daha önce hiç odasına da girmemiştim. Acaba ne posteri var? O kadar da merak etmiyorum aslında.

    Halime-"Şimdi de senin derdini dinleyelim bakalım Bir Bine."
    Tümünü Göster
    ···
  18. 109.
    +5
    Nilay-"BURADAKi USTAYA MEYDAN OKUYORUM!" diye bağırdı. Usta yanına gitti ve:

    Usta-"Kadınlara vurmayı sevmem. Git başka bir salona meydan oku. Akşam gelirsen sana özel ders verebilirim." dedi ve gülüp arkasını döndü. Gitmeye başladı.

    Nilay-"Ben burada bir usta olduğunu duymuştum. Kadınlara vuramam bahanesiyle saklanan bir korkak değil." Egosuna oynuyor. Usta salak değildir. Yemez bu numarayı. Usta Nilay'a döndü ve:

    Usta-"Sen kaşındın. Bana korkak demeyecektin. Geç mindere." dedi ve ikisi de mindere geçtiler. Usta harbiden salakmış.

    Dagaar-"Bu cadı peşini bırakmayacak gibi."

    b-"Cehase. Dikkatli ol."

    Cehase-"Nasıl isterseniz." Ortalarına hakem geçti ve:

    Hakem-"Başlayın." der demez Nilay avuç içiyle hızlı bir biçimde ustanın göğsüne vurdu ve usta bir süre sonra yere yığıldı. Ben hariç tüm öğrenciler şaşkın şaşkın izliyor.

    Hakem-"Kazanan... "

    Nilay-"Henüz kazanan yok. Sadece ani saldırı yaptım. Tekrar kalkabilirsin. Hızlı vurmadım." Usta kendini toparladı ve:

    Usta-"Ani saldırılarda ustasın demek. Kız olduğun için seni hafife almıştım." dedi ve üzerine koşmaya başladı. Öyle boş boş koşmuyor, ayaklarını ani saldırıdan kaçmak için hazırlamış. Ani bir hareketle sağa veya sola kayabilir. Nilay yine avuç içi bir vuruş yapacakken usta sağa kaydı. Bunu tahmin etmiş olacak ki sol ayağı ile ustaya doğru tekme attı. Usta son anda kendisini savunabildi ama bir çat diye sesi geldi. Usta yerde kıvranmaya başladı.

    Usta-"KOLUM! AMBULANS ÇAĞIRIN KOLUUUMMM!"

    Nilay-"Biraz aşırıya kaçtım." dedi ve Nilay'ın yanına gidip kolundan çektim ve dışarı çıktık.

    b-"Burada ne işin var? Size katılmayacağımı kesin bir dille belirtmiştim."

    Nilay-"Güçlenmek istiyorsun ama nasıl güçleneceğinden haberin yok."

    b-"SENiN GiBi ADi KiŞiLERi ALT ETMEK iÇiN GÜÇLENMEK iSTiYORUM. BUNUN iÇiN DE ADi BiRiNDEN YARDIM ALMAYACAĞIM."

    Dagaar-"Yani... "

    b-"GÜÇLENMEK iÇiN RUHUMU DA FEDA ETMEYECEĞiM. "

    Dagaar-"Denemeye değerdi."

    Nilay-"Ben sadece seni... Özür dilerim. Biliyorum, affedilecek bir şey yapmadım ama senin gücünü görebilmek için arkadaşını kullanmak istemiştim. Ona zarar vermedim. Vermeyecektim de. Yemin ederim."

    b-"Seni affetmemi istiyor musun?" Gözlerinin içi parladı.

    Dagaar-"Onu af mı edeceksin?"

    Cehase-"Efendim bağışlayıcıdır."

    Nilay-"Evet. Söyle ne istersen yaparım."

    b-"BiR DAHA KARŞIMIZA ÇIKMA." dedim ve yürümeye başladım.

    Nilay-"Ama bu affetme değil ki :( " derken arkama bile bakmadım.

    Dagaar-"Hahaha. Güzel morarttın cadıyı."

    b-"SEN SANKi FARKLISIN DEGiL Mi? RUHUMU ALMAK iÇiN DiBiMDEN AYRILMIYORSUN!"

    Dagaar-"NE BAĞIRIYON AMK? MiLENYUMUM LAN BEN! BiNLERCE YIL iNSANLARIN TAPTIĞI KiŞiYiM. RUHLARI EFENDiSiYiM... "

    b-"iSTERSEN... ŞEY OL... " daha büyük bir şey bulamadım mk.

    b-"NE OLURSAN OL. RUHUMU SANA VERMEYECEĞiM." dedim ve gittim. Daraa'ya bakmadan yoluma devam ettim.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 108.
    +6
    BiR BiNE

    Arkadaşlarımı koruma yemini ettikten sonra yapabileceğim en büyük salaklığı yaptım. Gidip salak gibi karateye yazıldım. Benim yaşımda millet Metin2 de +9 Dolunay yapmaya uğraşırken ben ise yazın çalışıp kazandığım parayı gittim karate kursunun birine verdim. taktan da bir karate kursuydu. Aslında ilk önce Hatem abinin mekana gidecektim ama Hatem abi "seni orada tek öğünde sindirirler" deyince korktum amk. Hem Açelya denen bir kızla uğraşıyormuş. Seninle de uğraşamam diye beni tersledi. Ama iyi abidir, severim. Sosyal medya hesabı da açmış ben de takip ettim. Çoktan milyon olmuş be! Keşke Hatem abi gibi olsaydım. Açelya abla ile fotoğraf da atmış. Hayatını yaşıyor he. Neyse, karate kursuna gittiğim için kendime ne kadar sövsem haklıyım. Ama o zamanlar tabi mantıklı geliyor.

    Kursta lakabım 'Kum Torbası' oldu. huur çocukları. Dayak yiyerek dövüş öğrenilir mantığıyla ilerliyorlar ama en çok dayağı ben yememe rağmen bir gib öğrenemiyorum. Tabi o zamanlar sorun bende sanıyordum.

    Usta-"Kum Torbası! Buraya gel!" Ayağa kalktım ve yanına gittim.

    b-"Buyrun usta."

    Usta-"Recep ile dövüşeceksin şimdi. Sana öğrettiklerimiz ile onu devirebiliyor olman lazım."

    b-"Nasıl isterseniz usta." dedim ve minderin üzerine geçtim. Rakibimi bekledim. Recep de o arada usta ile tartışıyordu. Daha sonra yanıma geldi ve:

    Recep-"Hadı hızlı kapışalım da bitsin." dedi ve selam bile vermeden üzerime koşmaya başladı. Hareketinden kaçmak için sağa çekileceğim ve kolundan yaklayıp kitleyeceğim. Tamamdır. Bana doğru gelirken sağa çekildim ve kolunu yakalamak için bir hamle yaptım. Lakin kolunu geri çekti ve ayağıyla bana çelme taktı. Ve tabi nakavt. Yine yeri öpüyorum. Usta başıma dikildi ve:

    Usta-"Umutsuz bir vakasın Bir Bine." dedi ve diğer öğrencilerin yanına gitti. O kadar çalışıp hiçbir sonuca ulaşamıyorum. Neden lan neden? Nerede yanlış yapıyorum?

    Dagaar-"Neden böyle boş bir işle uğraşıyorsun? Usta dediğin amacı sadece para kazanmak. Sana hiçbir şey öğretme gibi bir amacı yok. Üstelik egosu da yüksek. Egosu yüksek olan biri öğrencisinin kendisini geçmesine izin vermez."

    b-"Hoş geldin dangaa. Uzun zamandır görüşemiyorduk."

    Dagaar-"DANGAA DEĞiL LAN DAGAAR. Hem bu usta çok güçsüz. istersen sana kanıtlayabilirim." Cehase camdan girdi ve yanıma geldi.

    Cehase-"Dagaar da mı burada? Yine mi efendimin ruhunu istiyorsunuz?"

    Dagaar-"Evet. Burada bu salak varlıkların egosunu tatmin etmekten başka bir işe yaramıyor. Benim yanımda kral olacağına burada kum torbası oluyor."

    b-"Cehase. Sana evden çıkma demiştim."

    Cehase-"Beni korumak için yaptığınızı biliyorum ama merak etmeyin. Aynı hataya 2. kez düşmem." Karate salonuna biri giriş yaptı. Bu Nilay. Hemen ayağa kalktım ve üzerine yürümeye başladım. Nilay beni görünce gözlerini kaçırdı.

    NOT:HiKAYELERDE KESiŞME YOKTUR. SADECE KÜÇÜK BiR GÖNDERME YAPTIM O KADAR. :D
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      SzhdhdjdehsshehwgsgsyshhshsusuztsgrhzhzjdkdohHsjdjdjsjdidushsjjrjejrje
      ···
    2. 2.
      +2
      Başka bir seride ortak gireriz bence
      ···
      1. 1.
        +2
        Girebiliriz knk konusuna karar verirsek neden olmasın.
        ···
    3. 3.
      +1
      Ayıkmadım sanmayın, diğer hikayenin de başına bakmıştım biraz. Hınınının sizi
      ···
    4. diğerleri 1
  20. 107.
    +4
    16 EKiM 2009

    AKTARDA (AKTAR)

    Aktar-"Artık kendini toparla."

    Nilay-"Benim için yaşamamın bir anlamı kalmadı. Bana soğuk gözlerle bir daha karşısına çıkmamamı söyledi. Beni düşman sanıyor. Ölmek istiyorum." Aylardır kendisini odasına kapatmış vaziyette.

    Aktar-"Sen her insanı kendinle aynı sanıyorsun. Bir Bine arkadaşını kurtaramayınca akıllanacak ve bize katılacak sandın. Kendi aptallığınla aylardır yüzleşemedin."

    Nilay-"Yaşamamın bir amacı kalmadı."

    Aktar-"Hala bir amacın var. Ruhunu Dagaar'a vermedi. Yani bize katılmak için açık bir kapı bıraktı. O kapıyı nasıl açacağın sana kalmış. " Yatağından kalktı ve:

    Nilay-"Haklısın. Bir Bine\'den böyle kolay vazgeçemem. Ona kendimi kanıtlayacağım. Daha sonra bize katılacak ve artık kader gerçekleşmiş olacak." dedi ve ayağa kalkıp dışarı çıktı. Umarım yine hata yapmaz. Bir Bine'nin duyguları şu an pamuk ipliğine bağlı.
    ···