1. 1.
    0
    iyi müzikleri kötü adamlar yapar. iyi kitapları huurçocukları yazar. iyi paraları hep şerefsizler kazanır. Bu yüzden işte sevgilim kendini suçlama bu hayatı hep iyiler kaybeder..
    ···
  1. 2.
    0
    Onu çok özlüyordum çünkü beni benim istediğim şekilde seviyordu. Çok sevmiyordu ama yeterince seviyordu işte. zaten ben daha fazlasını bilmiyordum. öğrenmeye de niyetim yoktu. Böyle durumlar beni korkuturdu.

    iyiydik biz ya. Mutlu değil ama iyiydik.
    ···
  2. 3.
    0
    bir ara tanırdım kendisini. kadınlarda rastlanması ihtimali düşük, amansız bir içtenliğin pençesindeydi.

    bi de çok sevimlidir bu. beslenir...
    ···
  3. 4.
    +1
    Dünyanın öbür ucu beş dakikaydı.

    Uçamadık. Bizim kanatlarımız yoktu. Onun ayakları vardı, 42 numara. Bir adım atardı, mesafemiz açılırdı. Kollarım uzun değildi. Belini saramazdım. Zaten çok sarmak öldürmektir, kıyamazdım. Bazen. Çok uzaklardayken, onun yaşadığı memleketlerden kuşların uçup uçmadığını eğer uçuyorsa başını kaldırıp göğe baktığını, dudaklarının usulca yukarıya kıvrıldığını hayal ederdim. O dakika boşalırdım. O dakika özenle soyduğum bir elmayı birinin kafasına vurmak suretiyle katil olabilirdim. Onun gökyüzünden geçen kuşlar bana bir kere uğrasa, içli bir şarkı yanıma çöker cigarasını yakar ve efkarlanırdı. Olmayacak şeyler değildi bunlar. Ama olmadı. Bazen böyledir. Bazen ne yaparsan yap olmaz.

    Bunları yazarak birilerinin bileklerini kesiyorum. Ki onlar o bileklerle bende olan yarayı kapatmayı çalıştılardı. Ama benim ki kan kaybıydı. Azar azar, çaktırmadan ve hafif ağrılarla ölüyordum. Ölüyordum. Bu saatten sonra ne toprağıma su vermek, ne gübrelemek ki buna tak atmak diyoruz biz ne de her saatte bir okşanmak bir işe yaramayacak. Ağır, aksak ve düzenli adımlarla öleceğim.

    Çünkü. Her çağırdığında gelecekmiş gibi duran incin saçlarım ve beni illa ısıt diyen pijamalarım. Her sorununu çözebilecekmiş gibi bakan makinavari bakışlarım. en tuhaf hallerim, en zararsız deliliğim, en büyük sırlarım. en çok ağlamalarım. en sesli kahkahalarım. ilk konuşmada bana vurulduğunu belli eden o narin bakışları.hep kahve içişi. Hep tuvalete gidişim. Bu yorgunluğum, ağırlığım, kimsesizliğim, çok sevilişim, hiç sevmeyişim, umarsızlığım. Hiç biri gidişini önleyemedi.

    Ama giderken en azından başının azıcık sola çevirip, en ufağından bir bakış atsaydı yedi düvel yedi günde yedi dağı aşıp gelse asanın kalbimi ikiye yarışını ve o’nu içine alışını önleyemezdi.

    Gitti. Gidişini kimse durduramadı. Tanrı beni aklından çoktan öldürmüştü, sırf bu yüzdendi bu kadar yalnız anlaşılmam.
    ···
  4. 5.
    +1
    http://www.izlesene.com/v...-akkaya-ah-sensiz/3677653 #

    Saat 01.28. Biraz bira. Çok az kahve. Ortalama sigara. Ortalamanın üstü küfür. Dil biraz kirli. kalp oldukça paslı. Elimde çim makası. Bahçe sulama yaşı. Yolun akışı. Duvarlar. Duvarlar ver geride kalanlar. Aradakiler. Dışarıda kalanlar. Çok sevdiklerimiz. Pek sevemediklerimiz. Yolun akışı. Çilekli pasta. Yolun nehre akışı. Nehrin uçuruma çıkışı. Biraz intihar süsü. Çok az ruj. Dudak izi. Bazen. Bazen ‘gözünü kapattığında istediğin her yerde olabil’me lüksü.
    ···
  5. 6.
    +1
    Sokakları, insanları ve kedileri pek sevmezdim. Hepsinin birbirine karıştığı yerlerden kaçardım. Beceriksizdim, tökezlerdim, düşerdim. Sık sık kanayan yerlerimi temizletecek adamlar bulurdum. Bu şehirden nefret ederdim. Zaten uzun uzun yürüyemezdim. Boyuma ağır gelen bir mazim ve taşıyamayacağım için kuramadığım hayallerim vardı. Söylemiştim değil mi, kedileri pek sevmezdim. O bunu bilirdi bu yüzden şehrin en ıssız yerlerine zütürürdü beni. Uzun uzun susardık. Onunla tanıştığım günü anımsamıyorum ama onu öptüğümde saat 20.15 di.
    ···
  6. 7.
    +1
    Onu sana bakarken yakalarsın ya o nasıl bi mutluluktur ¦
    Aşık olmasanda olur. Güzel vakit geçirelim istiyorum. ilgilen istiyorum. Böyle saçmalıklar yapalım, gezelim tozalım, boy boy fotoğraflar çekelim. imrensin millet. Yakışmazmıyız sence birbirimize ? Yo, bence cok güzel bir çift oluruz.
    Düşüncesene çok kötüyüm, moralim sıfır ve beni iyi edebilecek tek şey olarak aklıma direk sen geliyorsun. Beni mutlu ediyorsun, en kötügünümde güldürüyorsun. Zaten Aşk bu değilmidir ? . En kötü gününde seni güldürebilen insan. ilgilen abi benimle birazcık ilgilen, şebeklikler yapalım,
    balonlar alıp dilek tutup sonra hepsini havaya bırakalım. Bak ben çok güzel ıslak kek yaparım, gel sana kek yapayım, çayda demlerim, annemle karşılıklı otururuz. Sende tanıştır beni annenle, ne çok isterim senin gibi bi evladı dünyaya getiren kadını tanımayı. Her şeyime ortak ol.
    Mutluluğumun sebebi, dertlerimin çözümü ol. Ne bileyim böyle beni hiç bırakma sarılayım sıkıca, ciğerlerini çıkarırcasına. Benimle ol.
    Hep benimle.
    ···
  7. 8.
    +1
    Nerdesin?

    Dişlerimin arasında, kemiklerimin saklandığı sırtımda, dudaklarımın kıvrımında, çaldığım şarkının notalarında, kavga ettiğim insanların en kişiliksiz hallerinde..

    Nerdesin?

    Bir tatil kasabasının güneşe bakan kumsalında, denize girerken ve yanık teninle hayran toplarken,

    Kendine yeni bir kurban mı seçmektesin?





    Yaşamama izin vermiyorsan, öldürme!





    -gözlerim renkli değil artık,

    Bahçelerine başka oyunlar buL.
    ···
  8. 9.
    0
    başlık takip
    ···
  9. 10.
    0
    iyi kitapları huur çocukları mı yazar?- bi gibtir git hilkat garibesi.
    ···
  10. 11.
    +1
    Hayatın şekil yapmasına alıştım da el kol hareketi yapınca fena bozuluyorum.
    ···
  11. 12.
    +1
    Kendi kendilerine konuşan insanlar deli değil. Sadece monoloğu diyaloğa tercih ediyorlar.
    ···
  12. 13.
    0
    Bazen çocukluk fotoğraflarına bakıp, büyüdüğünde ”dünyanın en harika adamı” olacağını biliyor muydu acaba diye düşünüyorum. Keşke seni o zamanlarda tanısaydım hayatımın yarısını başka başka adamlara aşık olduğumu hissetmekle geçirmezdim. Onlar da yanlış değildi ama tek doğru sensin.
    ···
  13. 14.
    0
    Eskiden gözlerimi kapattığımda sadece benim oluyordun..
    ···
  14. 15.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=122feLuEhto

    Ben en çok aşıkken, aşktan sonra- terkedilmişken-, unutamamışken sürekli ağlayabilen insanları seviyorum. Hayatlarını durduruyorlar çünkü. Hem insanın canı yanarken en güvenli olduğu yer o yorganın altı.

    Düşünebiliyor musun, bugün sabah derse girdim. Öğleden sonra işe gittim. Akşama kadar toplantı yaptık. Sonra arkadaşlarımla akşam yemeği yedim. Eve geldim, biraz kitap okudum, term paperimi yazmaya devam ettim. Hafta içi hayatım hep bu dolulukta geçerken hafta sonları - mutlaka bir geceyi arkadaşlarımla içmeye adayıp- düzenli spor yapmaya çalışıp,eve iş getirirken hem seni seviyor, hem terk edilmenin o buruk acısını yaşıyor hem de seni unutamıyorum. O yorganın altına altı saatten fazla girme lüksüm yok ve hala seni seviyorum..

    umarım beni anlayabilirsin. ve bir dahakine umarım yorganın altında saatlerini geçirebilecek bir kadını kırarsın. Öbür türlüsü çok yorucu. ve inanmalısın ki hiç bir insan bunu hak etmiyor..
    ···
  15. 16.
    +1
    Üzerine konuşulmayan şeylerin şerefine içmek gerekiyor bebeğim.
    ···
  16. 17.
    0
    insanin hayatindaki kirilma noktasi; kabullenmek. Kabullenmeyi ögrendiginde boyun egmeyi de ogreniyorsun. Sonra hicbisey eskisi gibi olmuyor.
    ···
  17. 18.
    0
    Zaman zaman balıkların uçtuğuna inanıyorum. Ayrıca her şey halüsinasyon, dolabın üstünde kedi yok.
    ···