1. 1.
    0
    okuyordum, yılda 2 kez eve gidebiliyordum, her eve gidişimde yiyecek bi şeyler mutlaka getiriyordum, anneme ne kadar gerek yok desem de aslında gerek vardı, ve annem de bunun farkındaydı,
    bu yüzden eli boş hiç yollamazdı beni gurbete.
    bi keresinde hiç unutmuyorum, memleketten geleli 2 hafta falan olmuş, o sıra yine sıkışık elim, dersi asıyorum işe gidiyorum,
    alışverişmerkezinin terasında ufak bi stand var ordan çay kahve satıyorum akşama kadar ayaktayım, açım. şimdinin parasıyla yaklaşık günlük 25 lira falan alıyorum.
    ···
  2. 2.
    0
    sabahları işe giderken 5-6 tane simit alıyorum akşama kadar onları yiyorum, ordaki yemek yiyemiyorm çünkü pahalı. böyle zengin tip adamları gördükçe imreniyorum, lanet ediyorum ama yapacak bi şey yok, çalışmam gerek...
    o gün çıktım işten ayakta duracak halim yok artık, çok da açım, dedim ki bugün yiyecem güzel bi yemek, nolmuşsa olmuş,
    gittim oturdum ünlü bi kebapçıya üstüm başım oraya ait olmadığımı belli ediyo zaten, fakirim, öğrenciyim bi de sonuçta, bilirsiniz.
    gittim oturdum ama ne garson gibliyo ne bi şey, masalardaki o ufak menülerden birine göz gezdiriyorum, hakkaten pahalı amk, bi yandan açım bi yandan da vicdan azabı çekiyorum, o kadar parayı bi yemeğe verecem diye, neyse bi kaç dakka daha geçiyo, garson benim masaya geliyo, bi anda hemen yandaki masadan bi godaman seslenince ona doğru yöneliyo, o an öyle bi şey oldu ki, gitmeliyim dedim bu kadar parayı yemeğe veremem, aileme ihanetmiş gibi düşündüm, saçma ama aynen öyle. garson benim masaya gelmeden kalktım masadan.
    ···
  3. 3.
    0
    hiç bi şey almadım, bastım gittim yurda sinirim bozuk, karnım it gibi aç,
    aç olmasına aç ama öyle bi ruh haline bürünmüşüm ki
    giberim yemeğini de diyorum, hani ailem orda 3 kuruş paraya muhtaçken ben burda bi yemeğe dünyanın parasını veriyorum diyorum.
    bunu düşünmüş olmak bile ayıp geliyo o an.
    vurup kafayı yatıyorum. gecenin bi yarısı kalkıyorum, açlıktan uyanmışım, midem kazınıyo ama ne biçim, allah kimseyi açlıkla sınamasın beyler, herkes uyumuş, kantin kapalı, yemekhane desen bi kaç saate kadar kahvaltı çıkacak nerdeyse o da kapalı yani, saat geç amk.
    işte tam o sırada,
    ···
  4. 4.
    0
    evden getirdiğim kete bi de zeytinyağlı dolma aklıma geldi,
    keteleri poşetin içinde giysilerin yanına koyuyorum ama üstünden geçmiş 2 hafta taş gibi olmuşlar başladım biraz yemeye ama tahta mı kemiriyorum kete mi yiyorum belli değil yemin ederim, o açlıkla sinirden fırlattım keteyi camdan aşağı, bakim dedim zytinyağlı yiyeyim bari, onu da bozulmasın diye poşete koyup camdan sallandırıyodum ki dışarı bi nebze soğuktur bozulmasın bari diye, açtım kutuyu zaten kalmış4-5 tane, içi hep küf amk, yiyecek hiç bi şey yok anlayacağınız, cepte doğru düzgün para da yok para olsa da o saatte bi anlamı da yok ama kendimi o kadar savunmasız ve aciz hissettim ki o an o duyguyu anlatamam, ne yapacam ne edecem bilmyorum, bi yandan yemek yemediğim için pişmanım bi yandan da hala nasıl böyle düşünebiliyorum diye kendime kızıyorum,
    ···
  5. 5.
    0
    işte o an açlıktan uyuyamamak nedir anladım beyler, açlıktan lan açlıktan,
    insanların haftalık maaşımı verdiği tek öğün, yarısını da yemediği yemeklerin benim için ne kadar değerli olduğunu anladım,
    yemin ederim o gün öyle doldum ki ağlaya ağlaya uyuyakaldım, sabah erkenden yemekhaneye indim, o gibtiritaktan yurt kahvaltısını yaptım, bi kaç poğaça bi kaç simit alarak işe gittim tekrar, mütiş yorgunum gözlerim kan çanağı, mesai daha yeni başlamış, ve kendi kendimi öyle bi pgibolojiye öyle bi duruma sokmuşum ki kendi düşüncelerimle kendimi gibiyorum, şimdi yeni yeni anlıyorum tabi,
    ···
  6. 6.
    0
    işte bugün gittiğim alışveriş merkezinde karşımdaki standta çay satan çocuğu görünce çocuğun bi an yüzünde tam olarak benim yaşadıklarımın aynını okudum, belki hali vakti benimki kadar kötü değildir onu bilemem tabi ama mühim değildi orda o yaşta çalışıyosa ihtiyacı var demektir, bi şey yapmalıyım diye düşündüm, gururunu incitmeden, kalbini kırmadan bi şey yapmalıyım dedim,
    1 çay alabilir miyim dedim çocuğa, 200 lira uzattım, çay 1.5 lira o an çocuğun içten içe bana ne kadar küfrettiğini tahmin edebiliyordum, tahmin ettiğim gibi bozamadı çocuk parayı biraz bekleyin bozup geliyorum dedi ben çayımı aldım topukladım tabi,
    dış merdivenlerden çay elimde inerken bi sigara yaktım, çayımdan bi yudum aldım, yağmur çiseliyordu, aslında para vererek çocuğa iyiylik değil kendi vicdanımı rahatlattığımı farkettim bunu ilk kez burda itiraf ediyorum ama yine de içimde iyi bir his vardı,
    ···
  7. 7.
    0
    usul usul arabya doğru ilerlerken arkadam bizim çayçı çocuğun koşarak geldiğini gördüm abna sesleniyodu, vay dedim lan amk,
    bi yandan para üstünü getirdi plan tutmadı diye üzülürken bi yandan da delikanlı çocukmuş diye sevindim, yanıma varır varmaz, niye yaptın abi dedi? neyi dedim? niye almadın abi parayı dedi? bilmem dedim. baktı şöyle suratıma sinirli bi şekilde al abi dedi paranı kalsın demek gururunu incitecekti aldım. belki de çoktan incitmiştim gururunu ama ne bileyim,
    bindim arabaya ama içime bi şey oturdu amk az evvelki iyilik halinden eser yok. elimden de bi şey gelmiyo amk.
    ertesi gün yine akşam yine gittim biraz uzak bi masadan oturdum standdaki çocuğu kesiyorum, bi yandan da ne yapsam çocuğun kalbini kazansam diye düşünüyorum,
    ···
  8. 8.
    0
    kısa kesiyorum, velhasıl kelam standın üzerindeki numarayı aradım, o bölgenin sorumlusuna ulaştım görüşmek istediğimi söyledim , gittim görüşmeye dedim ki ben bu çocuğu işe almak istiyorum, aynen durumumu da anlattım. dedim ama çocuğa söylemeyin, adam da iyi yürekli biri çıktı sağolsun, tamam dedi.
    işvereni çocuğa yeni ve daha iyi paralı bi iş olduğunu onu o işte çalıştırmak istediğini söyledi ve bizim işe kanalize etti. ben de ayıptır söylemesi mimarım şu an da gerçekten halim vaktim yerimde, ufak da bi araba galerim var, çağırtık çocuğu geldi görüşmeye, çocuk beni bi gördü şaşırdı bi yandan da bi mahçup oldu, dedim çocuk, bana bak, ben seni sevdim senin geçtiğin yolardan geçtim, gel bu galerinin başında dur sana da aylık şu kadar para, çocuğun da hoşuna gitti, kabul etti, başladı çalışmaya,
    ···
  9. 9.
    0
    neyse çocuk baya iyi çalışmaya devam etti böyle 5-6 ay. sonra bi gece yarısı bi tlefon geldi emniyetten arıyolar, bizim araçlardan biri kaza yapmış, içindeki çocuk da ağır yaralanmış, ama bu bizim galerideki çocuk değil, gittim emniyete bizim çocuğu diğer çalışan çocuğu da çağırdık, oğlum naptınız nasıl çaldırdınız arabayı diyorum, almadınız mı garaja çıt yok amk, bizim eski eleman diğerine bakıyo, oğlum konuşun diyorum çıt yok, oğlum anlatın diyorum çıt yok, en son bizim eski elemna başladı bu çay satan çocuğa bağırmaya bu muallak arabayı alıp geceleri çıkıyodu abi, bi kaç defa yaptı ses çıkarmadım ama arkadaşına vermiş şimdide, kaza yapmış o da diyo, başımda aşağı kaynar sular döküldü amk,
    ···
  10. 10.
    0
    ben çocuğu bataktan çıkarıyorum çocuk arabayı hurdaya çıkarıyo bi de üstüne bi ölüme sebep oluyo, 2-3 gün içinde o çocuk da öldü.
    çaycı 1000 pişman keza ben de kovsam bi dert kovmasam bi, ne yapacağımı bilmiyorum, bu muallak de bi süre sonra dersleri de iyice salmış, para kazanıyo ya tabi, altında arabası da var, neyse, aldım bunu karşıma dedim ki oğlum söyle ne yapayım, sen söyle ben yapayım benim aklıma bi şey gelmiyo, içimden bi şey yapmak gelmiyo, bunda yine çıt yok, konuşmuyo, oğlum niye böyle yaptın diyorum, niye amk, çıt yok.
    ben çalışmak istemiyorum artık abi dedi, bi yandan da ağlıyo, binin tekinin ölüme sebep olmuş, vicdan azabı çökmüş üstüne tabi, peki dedim.
    hadi eyvallah dedi, toparlandı çıktı bu, kapıda yakaldım ben de bi kötü oldum, dedim dur nereye gidiyosun
    bilmiyorum diyo, oğlum tamam dur, yaptın bi yanlış eyvallah, artık yapacak bi şey yok, gel adam gbi çalışmaya devam et adam gibi derslerine de çalış bitir şu okulunu sonra ne tak yiyosan ye,

    bu bi anda bana atar yapmaya başladı, hayatımı isktin, senin yüzünden birinin ölümüne sebep oldum, ben ne güzel çayımı satıp hayatımı idame ettiriyodum, geldim ve hayatımı gibtin invalinde konuşmaya başladı ama nasıl bildiğin kan kusuyo bana
    ben neye uğradığımı şaşırdım amk, kapının önünde bi sövmediği kaldı, çekti gitti,
    ···
  11. 11.
    0
    bi hafta falan toparlayamadım kendimi, bi çocuğa hak veriyorum bi de kendime bakıyorum , yok diyorum abi ben değilim ki suç ben de değil ben iyilik yapmaya çalıştım tak eden o, gitgellerdeyim, aradım bunu bi hafta sonra, depresyona girmiş iyice babası açtı telefonu, konuşmak istemiyo bi daha aramasın diyo tamam aramiyim de nasıl dedim iyi mi bari, iyi deil dedi, okulu bırakacam diyo, bi kez daha yıkıldım amk, adam da bildiğin köylü böyle garip biri belli zaten sesinden çocuğuna karşı çaresiz git adam gibi oku diyecek bi dam değil, çalışsın diyo, ne kadar amca olmaz dediysem de, dinlemedi beni, kapattık telefonu.

    üstünden yaklaşık 3 buçuk sene geçti, hala aklıma geliyo, iyi bi şey yapmaya çalışırken 2 çocuğun kaderiyle oynadım, biri belki benim yüzümden öldü diğeri benim yüzümden işsiz güçsüz kaldı belki şimdi o çocuğu aramaya ne gücüm var ne de yüreğim var, bazen aylarca aklama gelmiyo bi gece rüyama giriyo, kayış kopuyo günlerce bende, kafayı yiyecek gibi oluyorum, bu kısır döngüde kaldım 3 buçuk yıl boyunca, biraz gücüm olsa biraz verecek cevabım biraz duyacaklarıma tahammülüm olsa arayacam ulaşacam bizim çocuğa ama yok, yapamıyorum, yapamayacam, ve içimdeki vicdan azabı gün geçtikçe daha da büyüyecek belki,

    sonradan para sahibi olmak tabiri caizse sonradan görmek böyle bi şey, ne tam zengin gibi davranıp ne çaycı çocuğu ne sokakta dileneni giblemememezlik yapabiliyosun, ne de o eski fakrlik günlerindeki gibi bi huzurun oluyo,
    böyleyken böyle,
    herkese iyi geceler.
    ···