-
1.
+1Arkadaşlar öncellikle yazacaklarımı hikaye bölümüne yazmamın sebebi, başımdan geçenlerde safsata olarak görüleceği içindir. Yazacaklarım tümüyle gerçektir. Gerçekliğin subjektifliğini göz önüne alırsak ve benim bilincimin tümüyle saniye saniye yaşantılarımda hiç bir yanılsama payı bırakmadan deneyimimde açık ve pgibotropik ve saykoaktif her hangi bir madde kullanımıyla eş süreçte gerçekleşmediğini beyan ederek bir girizgah düşüyorum ve başlıyorum.
ps: zaman ve mekan tutarlı olmayacak, dramatize edilmeyecek, edebi bir değere sahip değil, ders çıkarılamayacak (eğer ki aynı yola düşmezseniz)
bir rehber niteliği taşır sadece. -
2.
0Her şey lise hayatımda başlamıştı aslında, gerek metafizik gerek ruhani mevzularla hep iç içeydim, dini korkularım yüksekti, ve düşük bir özgüvenle de karışınca bu alakalarım yavaş yavaş daha fantezik boyutlara kaymaya başladı. Müslümanlığa olan inancımı sözde bırakmış lakin hala o ufak tırsışı yaşıyordum az da olsa. Onuncu sınıfın yazında artık komple arınmış ve diğer dinlerle, din olmayan öğretilerle ve ruhaniyetin kökenlerini incelemeye başlamıştım. Ortak noktaları görmeye başladığımda alt gerçeğin aslında her yerde ve her şeyde olan bir bilinç , bir madde ve ya bir frekans, aslında adı koyulamayan bir şey in olması gerekliliğinden doğduğunu farketmiştim bu düşünceyi artık sıradan bir dal parçası neyse zihnimde de aynı sıradanlıkta kabul edişim on sekiz on dokuz yaşıma denk geliyordu. Ve her öğreti, tabi ki tanrıları olmayan ve sadece düşünsel ve mantıksal yaklaşanlar hariç, ya bu tek olan şeyden duyduğu korku (ki bu şeyi eğer düşünürseniz bu ister hiç bir vasfı olmayan bir zerre olsun ,onun her yerde ve her şeyde olması size ilahi bir korku yerleştirmeye yetecektir) ya da onunla nasıl etkileşime geçilebilir, yüceltilebilir gibi düşüncelerden türemiştir. Ve aslında haklılardır da çünkü bu şey tanımlanamazdır, her şeyin o, onun her şey, buna rağmen hiç bir şeyden ayrı değil, her şeyin içinde olmasına rağmen var olan tek şeyin o olduğu bir kavramdan bahsediyoruz (bu konular için bu yazın bittiğinde ek devam etmem daha uygun olur yoksa sıkılacaksınız aq). Neyse ben kendimi ne zaman biraz iyi hissetsem ki nadirdir direk bu konularla araştırma, düşünmeye devam ederken bulurdum. insanlarla vakit geçirmez, yaz tatillerimde katiyen evden çıkamazdım çünkü ufak bir çekingenlik bir kaç teklifi reddediş sizi artık tekliflerden ve etkileşimden uzak kılar, lisem sıfır takılmacayla bitmek üzereydi gerçekten anlatabileceğim hiç bir şeyim olmayacakti. Son tatilimden önceki yaz tatilimde bir ameliyata girdim ve çıktığımda gibi tutmuş haldeydim sadece yatabiliyordum, katı-sıvı hiç bir gıda maddesini gözüm yaşarmadan alamadığım bir ay ve daha sonrasında o durumdan toparlanış, dışarı çıksan dikişler zarar görürmü vs derken arkadaşlar ben toplam iki sene direk güneş ışığına çıkamadım, ne zaman güneş tepeye çıksa içimi bir sıkıntı kaplıyordu, sürekli elimle gölge ediyordum ışığı ne zaman okula gitsem, haliyle lise, ufak tefek taşak geçişler, kırıcı değil lakin takıntılarımla birleşince ekstra problem oluyordu. Abartmayayım şimdi öyle acı dolu seneler kesinlikle değildi lise dönemleri bir kaç kız arkadaşım olmuş çoğu yetenek isteyen konularda da iyi seviyedeydim çünkü sosyal aktivitem olmadığı için ilgi alanlarıma kasıyordum vs. Sadece akşamları gerilmeden yaşayabilmek beni ufaktan gece hayatına alıştırmıştı o son döneme geçişimin yazında, alkol-sigara-esrar bir anda girdi hayatıma tam 1 senede içsel tam olmasa da dışsal olarak 180 derece bir dönüş yaşamıştım.Tümünü Göster
-
3.
0Bu dönüş iki farklı karakter geliştirmeme sebep olmuştu, bir yanda hiç bir şeyi giblemeyen, kafamı kurtarıp bir iki de gibiş sokuş dönerse ne ala modu, bir yönde de hala eski sessiz ve yanlız ben vardı. Bu kimlikler yıllarca savaştı arkadaşlar hala daha da devam etmekte. Biri vicdan diğeri ise arzularla besleniyordu. Tanrı ve Şeytan gibi. Gün içerisi yetmiyormuş gibi rüyalarımda da devam ediyordu bu savaş, susturmaya ve sadece zevk aldığım şeylere yoğunlaşmak için madde süistimalim de tavan olmuştu, her gün esrar içiyordum aralıksız, olmadığı zamanlar da alkol devam ediyordu, kafamın boş kalmasını istemiyordum. Yıllarımın yarısını bir madde bağımlısı lakin iyi hisseden diğer yarısını ise en az 14 saatini, zorunlu bir işi yoksa ise tüm gün ve gecesini yatakta kendinden nefret eden bir adam olarak yaşıyordum. Bu süre içerisinde yaşantımla ilgili irdelemelerimde şamanizm ve şamanik çağrının cevaplanmaz ise sorunlar yarattığını ve er ya da geç bu çağrının cevaplanması gerektiği yoksa bu yola zorla adım atmak durumunda kalmış insanların hikayelerini okumaya başladım, ve bu yolda kullanabileceğim araçları elde etmek için çalışmalara başladığımda yirmibir yaşına basmıştım
-
4.
0Rezzzz sonra okurum .
-
5.
0ben bir adım attıktan sonra yavaş yavaş girdiğim her ortamda en az bir kişi bu konularla ilgilenen bir şahıs olmaya başlamıştı, bir kaç pratik kitap edindim ve tatula ile tanıştım daha sonra lsd ve mantar. Hiç biri tümüyle beni bir çözüme zütürmüyor aksine daha çok soruya kapı açıyordu her seferinde. Etrafımda bu maddelerin tesirlerini, hiç alakası olmamasına rağmen çok rahat atlatan insanlar vardı her seferinde, ben ise delirdiğimden yüzde yüz emindim velhasıl varoluşsal sorunların ardı kesilmedi ve kendimi bir kaç defa hastanede buldum hepsi içler acısı hikayelerdi
-
6.
0yine kendi içime çekildim ve sabah akşam alışık olduğum sadece esrar ve alkol diyetime geri döndüm, dönemler geçiyor ve hiç gibimde olmayan gerçeklik bana ciddiyetini her geçen gün daha da sert hissettiriyordu, benim cevap bulmaya çalıştığım, ruhumun beni adeta sürüklediği arayış ve gelecek kaygısı tıpkı içimdeki karakter gibi ikiye bölmüştü beni yeniden, vicdan-arzu, sistem-gerçekler, altıya bölünmüştüm. Arada kalmaktan artık tepkisiz bir hale gelmiştim, sisteme uyum sağlamaya çalıştığımda ne kadar garip kaldığımı farkediyordum, derslerimi kasa kasa bir şekilde veriyor, insanlarla ise onlarlarla ilk tanıştığımda nasıl davrandığımı düşünüp tartarak ilişkilerime devam ediyordum, ama bu karakter savaşımım o kadar bariz di ki artık utanıyordum çünkü bir gün selam verdiğim adamdan ertesi gün çekiniyordum. Sonuç olarak gayet akıcı olan sosyal kimliğimi de aldı benden zamanla bu üzerimdeki şey her neyse ve ben sadece sınavlar için endişelenen ve aralarda tek başına okulun insan olmayan herhangi bir yerinde pusmuş oturan bir adam olarak buldum bir sene sonunda daha. Uyum sağlayamadığım için okulda geçiridiğim gibko süreler haricinde yeniden beni çeken ve kurcalayan şeylerle ilgilenmeye başlayacaktım. Bunaltıcı bir okul seansından sonra, resmen seneler öncesindeki aynı hevesle oturdum ve bir kaç belgesel izledim, sabaha kadar okudum ve akşam üzeri kalktığımda aklımda edinmem gereken bir şiir kitabi vardı. Ağırdan başlayacaktım biraz da eğlenceli eski ciddiyetinden uzak... Bu kitabı aramak için bir kaç sahaf gezdim en son girdiğim yerde hocaya benzeyen bir adam şöyle diyordu
+Bana dini, ruhani bir şey verme ilmi olsun...
ben: Abi o ikisi birleşti artık, aynı köklerde buluştular (ki harbiden maddedeki en küçük bilgi parçacığının kütlesi=evrenin kütlesi vs dini tasvirlerle filan cuk uyuyor arkadaşlar, aynı anda her yerde olan cart curt, muhtemelen biliyorsunuz zaten, ben sadece dini konularla benzerliğini açıklamaya çalışıyordum)
+Kimsin sen
ben:ismim
+önce tanıt bi kendini kimsin sen peki ?
b:...
+gel bir çay içelim -
7.
0oturduk ve adam bana sapkın genç olarak hitap etmeye başladı ama kızmıyor kesinlikle,o da bir nevi sapkın sayılabilirdi, bana aralıksız 4 saat tasavvuf ve kahiniyetten bahsetmeye, peygamberlik yaşının 40 lar filan olduğuna (bunu söylerken bir tuhaf gülümsüyordu bana), bazı şeylerin oturması için zamanın gerekli olduğunu filan anlattı. Kahvaltı bile yapmamıştım gece oniki gibi arkadaşımın doğum günü vardı oraya gidecektim, biraz daha çözüm odaklı şeyler sormaya başladığımda, dışsal değil içsel bir arayışın daha mantıklı sonuçlar doğurabileceğini hissettirdi bana alttan alttan, bilirsiniz nefsi yok saymak size faydası olan bir şey değil aksine yalan bir varlık olmanızı sağlar, nefsinin dediğini yapıp gereğini yaşamazsan, sadece kulaktan dolma öğrenirsin asla tam olarak gerçekten utanmaz ya da gerçekten tam olarak pişman olup yakaramazsın, yani asla gerçeğini bulamazsın, her ne kadar desen de zina kötüdür eğer şahıs kendisi deneyimlemezse hareketinin sonucunu hiç bir zaman o isteğinden tam olarak arınamaz ya da gerçekten kınayamaz o olguyu gibi düşünebilirsiniz. Yani kendi hikayenizin (sizin için örülmüş hayat ipliğinin ucu arkadaşlar=ruhunuzun arzuları=nefsiniz) tam olarak deneyimlenmesi için isteklerinizi takip etmelisiniz, yoksa siz sizi yaşamıyor oluyorsunuz ve gerekli dersleri alamıyorsunuz hayattan. son sözü unutma üç 'M' miz var dedi, muhafazid, Mustafa Kemal ve Memleket gibi bir şey dedi ve ben izin alarak kalktım doğum gününe gidecektim...
-
8.
0Boş ver senin aparta gider viski içeriz dedi ve güldü... Bende güldüm arkadaşlar ama full salaktayım çünkü evde viski var aq cidden ve apartta kalıyordum, dedim gidelim abi ahaha vs ama eminim yani biliyor adam. Yok yok dedi sonra yaparız vs ve ben gittim doğum gününe bir bira içip eve kaçtım, zaten evde içki var yudumlanıyorum. Düşünürken söylediklerini adamın bir anda iyi kötü görüşüm 180 döndü arkadaşlar, iyice bölünmüştüm artık. Sabahın köründe şarap alıp dağa çıkmalar, yürüyerek filan da değil tırmanıyorum vs. içimi bütün hafta bir enerji kapladı ve dağın tepesinden yere bakıyorum atlasam mı? süzülsem mi? olabilir mi gibisinden. Neyse , artık benim iyi ve kötü algım temelli yer değiştirmişti arkadaşlar, böyle söyleyince pek bir anlamı yok gibi geliyor ama temelli yani, iyi bir davranışta bulunduğumda zorlama olarak, kendime zarar veriyormuşum günah işliyormuşum gibi hissediyordum. Cumartesi gecesi telefon çaldı.
peder:Dedenin yüzü var istersen gel falancadayız haberin olsun
ben:tamamdır gelirim
başlık yok! burası bom boş!