/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +17 -1
    Ağustos 1969 - ABD Woodstock konseri

    Bütün hayatı savaş alanlarında geçen Wills ölümün geldiğini hissediyordu. Bir taraftan bu içinde bulunduğu kalabalığa ayak uydurmaya çalışırken bir taraftan da bir taraftan da geçmişiyle yüzleşiyordu. Beyninin içinde müziğin o tarifsiz güzelliği ile mermi sesleri adeta birbirine girmişti. Acaba burada kendisi gibi savaşa karşı olan insanlar onun zamanında nerelerde amerikanın gizli çıkarları için savaştığını bilseler durum ne olurdu.

    Aslında kendisi bile bilmiyordu bu çıkarları. Ama artık pekte bir önemi yok gibiydi. Zamanı azdı ve o kardeşinin yanına gidecekti. Gidecekti ama onunla neler konuşacaktı. Vietnam da yada Kongo da ve daha pek çok ülke de ne için bulunmuştu artık kendisi de bir anlam veremiyordu.

    Kendini müziğin ritmine verdi tekrar. Daha bir kaç yıl önce sağlam bir vücuda sahipken bugün neredeyse 70 yaşında biri gibi ayakta durmakta bile zorlanıyordu. Bütün bunları düşünürken yığıldı yere. Çevresinde ki kalabalık hiçbirşeyin farkında bile değildi. Adeta herkes kendinden geçmişti zaten.

    Gözlerini zar zor açtığında başında ki doktor ve hemşireleri adeta duyamıyordu. Böyle mi olacaktı sonum diye düşünerek son kez gözlerini kapattı.
    ···
  1. 2.
    +1
    Tutar rez
    ···
  2. 3.
    +1
    hakli şuku
    ···
  3. 4.
    +1
    Tututuu
    ···
  4. 5.
    +1
    manas destanı
    ···
  5. 6.
    +1
    REZa ZERRAB
    ···
  6. 7.
    +1
    Rez okurum sonra
    ···
  7. 8.
    +3
    Ekstradandik yazıyorsa yerimi alayım..
    ···
  8. 9.
    +9
    bu siyasi bir hikaye değil okuyucu. tarihin perde arkasına atılmış. tozlu rafların arasına sıkışmış dünyanın bir gerçeğinin olasılıklara dayanan gerçek bir hikayesi.
    ···
    1. 1.
      +5
      Ders alacağımız bir hikaye olacak büyük ihtimal..
      ···
      1. 1.
        +5
        öyle gibi diyelim. sadece herkesin bildiği ama çok az insanın nedenlerini öğrendiği bir konu.
        ···
  9. 10.
    +10
    Kasım 1965- Kongo nehri yakınlarında bir yer

    Sanki sonbahar bu topraklara hiç uğramıyordu. Bu mevsimde böyle ise yazın kavurucu sıcağı acaba nasıl olmalıydı diye düşündü içinden onbaşı Clark. Aklına California daki çocukluk günleri geldi birden. Yazın o sıcakta dört beş kafadar amaçsızca koşmaları geldi. Ağacın altında oturup kocaman adamlarmış gibi konuşmaları. Sessizliği yüzbaşı Wills bozdu içeriye girmesiyle.
    Ve nihayet beklediğimiz haber geldi. Bir haftadır burada tıkılmaktan sizler kadar bende sıkıldım. Esprili bir dille clark girdi söze. Biz halimizden o kadar da şikayetçi değiliz efendim. Buradaki kadınları California da bile bulamazsınız. Ama hemen toparladı kendini. Çünkü yıllardır hem komutanı hem de en iyi dostu olan Wills bu kez gülmüyordu.
    ···
  10. 11.
    +9
    Bir haftadır sanki burada ki insanlar kadar kararmıştı bedeni. Yine de Clark hala o çocukluk günlerini özlüyordu. ama sevmişti de buradaki insanları. anlamsız bir şekilde yakın hissetmişti bu zenci insanlara kendini. ekibin diğer üyeleri de o şekildeydi. geldikleri görevin ciddiyeti olmasa aslında burası çok daha eğlenceli ve savaş olmasaydı uzun süre kalabilirim diye düşünüyordu. ama bu görev bittikten sonra kimbilir nereye yollanacaktı yine.
    ···
  11. 12.
    +5
    Gece devam ederim..
    ···
  12. 13.
    +9
    Şubat 1960- Pentagon da gizli bir oda

    Bunu düşünüyor olamazsınız diye bağırdı Dr. Howards. Evet kabul ediyorum kobaylar üzerinde çok olumlu etkilerini gördük. Neredeyse bütün farelerde ilk aylarda aşırı bir enerji artışı ve uyku saatlerinde azalma olduğu bir gerçek. Ama yaklaşık 3 yıllık araştırmalarımızın sonucunda denek hayvanların pek çoğu normal hayat döngülerinden daha önce öldüler. Sadece %10 luk bir kısım normal olarak yaşadılar.
    Omuzlarındaki kabarıklıktan general olduğu anlaşılan ama ismini bilmediği adam söze girdi. Ekibinizin bütün raporlarını okudum doktor. Ve anladığım kadarıyla ölen bütün hayvanların ölüm sebebinde bir anormallik yok sadece erken olmalarının dışında. Konu kapanmıştır ve toplantı bitmiştir. O ilaç 3 ay içerisinde bizim kullanmamıza hazır hale gelecek.
    Dr. Howards yaklaşık 10 kişilik toplantı odasından ayrılırken aklında tek bir soru vardı. Bunu insanlarda denemek için daha çok erken.
    ···
  13. 14.
    +9
    Bu bir savaş hikayesi de değil. Biliyorum hepimiz silah seslerini, tankları, ateş açan helikopterleri, bomba yağdıran uçakları seviyoruz. Yıllarca hollywood filmlerinde bol bol izledik bunları. Onların bizlere gösterdiği doğru yanlış ne varsa hepsini sanki kahramanı bizmişiz gibi izledik durduk. Ama anlatılmayan hikayeler, filmleri asla çekilmeyen Çok Gizli raporlarla raflarda duran kağıtlarda yazılan hikayelerden sadece birisi bu.
    ···
  14. 15.
    +5 -1
    Takipteyizzz
    ···
  15. 16.
    +11
    Kasım 1965 Kinsaşha-Kongo

    Başındaki şapkasının altından uzayan siyah saçları ile etrafı izlerken bir yandan da uzayan sakallarını kaşıyordu. Çocukları görüyormusun dedi yanında duran kömür karası adama. Burada, Amerika kıtasında yada Asya da. Hep bizler alıyoruz onların özgürlüklerini. Aslında onlara daha iyi bir dünya bırakmamız gerekirken hep savaş, yoksulluk, açlık ve ölüm bırakıyoruz.
    Zenci adam bir sigara uzattı yabancıya bir tane de kendisi yaktı. Sizin oraların purolarına benzemez ama şu an elde bu var. Ama bizler zaten bu çocukların özgürlüğü için savaşmıyormuyuz. Haklısın dostum ama bu savaşlarda hep unuttuğumuz bir şey var. O da bu çocuklar. Özgürlük için savaşırken aslında savaştığımız adamlarla beraber onların özgürlüklerini ellerinden alıyoruz. Kendi özgürlüğümüzü bile. Bak hepimizin elinde bir silah. Aslında tarla çapalaması gereken bu eller şimdi insan öldürüyor.
    Şaşırmıştı zenci adam. Bunu sen mi söylüyorsun Komandant
    Bir tek benim söylemem bir anlam ifade etmez. Dünyadaki herkesin söylemesi lazım. işte o zaman mutlak bir barış hüküm sürer dünyaya. Bizler en azından bunu görüyoruz ve bunun bilinciyle savaşıyoruz. Söylemenin en iyi yolu yapmaktır. Ve ben bu gaye ile başladığım yolda ilerliyorum.
    Victor katıldı söze. Bizler senin kadar romantik olamadık. Neredeyse kendimi bildim bileli ellerim hep silah tuttu. Şimdi dediğin günler gelince nasıl bahçe de çalışacağım doğrusu orasını düşünmek bile istemiyorum.
    Hepsi gülmeye başladı Victorun bu sözüne. Bunu kahvelerimizi çerken anlatırım ben sana dedi. Ve üzgün bir sesle bugün son günümüz yarın şafakla beraber buradan ayrılacağız.
    ···
  16. 17.
    +3
    Sen bize ikra dedin, bizde ikrâr ederiz.
    ···
    1. 1.
      +3
      bu da zaten bir ikrar hikayesi. yıllarca gizlenenlerin doğruca söylenmesi. sizlere de ikra etmek kalıyor geriye.
      ···
  17. 18.
    +10
    Ocak 2017 Paris-Fransa

    Jonathan Clark ile yaklaşık 6 aydır tanışıyoruz. ikimiz de ülkeleremizden uzakta ve dünyanın başka bir yerinde oturmuş sohbet ediyorduk. Dünyadan, Amerikanın dünya üzerindeki etkilerinden, Türkiye nin şu anki durumundan, yaklaşmakta olan dünya kupasından ve Vietnam savaşından. Kahvelerimizi içerken sana bir hikaye anlatayım dedi. Hikaye büyük amcasının hikayesiydi. Onbaşı Clarkın hikayesini anlattı bana. yaklaşık yarım saat boyunca sözünü kesmeden dinledim saçları kırlaşmış adamı. ve o bunu anlatırken ilginçtir arkada Hendrix çalıyordu. Wills in duyduğu son şarkı belki de.
    ···
  18. 19.
    +10
    Bir hafta öncesi – Kongoya gelen UH-1 helikopteri

    Gürültüden bağırmak zorunda kalan yüzbaşı Wills artık boğazı acıyarak anlatmaya devam ediyordu. Grubun Kongolu direnişçilerle birlikte Kinsaşha da olduğunu biliyoruz. Bizler hükümetin desteklediği tarafa ineceğiz bir saat içinde. Ama dikkatli olun kimin kimden olduğunu anlamak çok zor. Silah ve cephaneyle beraber bizim içinde hazırlanan iğneleri unutmayın. Clark girdi söze. Yüzbaşım bunu savaşa değil kadınlara giderken anlayacağız zaten ne kadar etkili olduğunu. 3 gündür yapıyorum gözüme uyku girmedi. Artık ilaçtan mı yoksa afrikalı kadınların hayalinden mi bilemiyorum. inmeye az bir vakit kala komutan ve diğerleri birer iğne daha yaptılar. Wills in aklında 1 yıl önnce Vietnam da kaybettiği kardeşi vardı. Kendisi de gitmişti hatta helikopterdeki ekibiyle beraber çağıralana kadar savaşın sonuna kadar orada olacağını düşünüyordu. Kardeşinin ölümü onu kin tutmaya değil ne için savaştığını sorgulamaya yöneltmişti.
    Helikopterin gürültüsüyle aklından süzülenler birbirine karışıyordu. Sahiden ne için savaş veriyordu. iyi bir asker ve iyi bir komutandı. Ama artık daha fazla ceset görmekten bıkmıştı. Bir asker kendi ülkesi için savaşmalıydı. Önce Vietnam şimdi de Afrika ne işi vardı buralarda.
    Kafasındaki bu sorularla indi demir kuş. Pentagonda aldıkları birkaç günlük brifingler sayesinde hem nereye indiklerini hem de bu coğrafyayı çok iyi biliyordu. Şu an için istediği aslında hepsinin istedikleri aynıydı. Sıcak bir duş ve biraz rahatlama. Silah sesleriyle geçen son dönemlerinden sonra hepsi burada az da olsa rahatlamayı düşünüyorlardı. Ve afrikalı kadınlar hepsinin hayallerinin bir köşesinde yer etmişti.
    ···
  19. 20.
    +9
    Sabah şafağının güzelliğini Victor bozdu. Hey Ernesto şimdi biz burdan kazanarak mı gidiyoruz yoksa kaybederek mi. iki dost son kez bu topraklarda kahvelerini içiyorlardı. Bizim için değişen bir şey yok dostum bu insanlara sadece savaş konusunda biraz destek olduk o kadar. Artık kendi kaderlerini kendileri belirleyecekler. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Buranın komutanı Fidel gibi değil. O hem iyi bir savaşçı hem de hayatı iyi gözlemleyebiliyor. inan bana burada her iki tarafında birbirlerinden bir farkı yok öldürmek ve savaşmaktan başka bir şey düşünmüyorlar. Sonrası yok bu insanların ve bu yüzden de hep sömürülmeye devam edilecekler. Yolumuz zor ve uzun. Hem şimdi gideceğimiz yol hem de varmak istediğimiz.
    ···